10 Bylül SON POSTA Sayfa 1: —— — Gelenler zabit değil, efendim. — Yar. — Başıbozuk, — Garib şey.. başıbozuk mu?. — Evet efendim. Biri erkek., öteki de bir eksik etek... — Eksik etek mi?, Ne münasebet Oğlum?. Sakın yanlış olmasın?. — Hayır efendim, O eksik etek zatı- nıîı tarif ediyor. Zeki bey tereddüdle yerinden kalktı. Faris çelebi ile veda etti. Sür'atli adım- larla daireye gitti. Kapıdan içeri girer 8_m'r.ı:z_ sımsıkı dokuma çarşafının üze- rine kalır peçesini indirmiş - olan bir Kadın.. onun arkasında, elindeki kisa Martine dayanarak dimdik ayakta du- Tan bir adamla karşı karşıya geldi... Büyük bir sabırsızlıkla; — Beni mi, istediniz efendim?. Dedi, Bir an, süküt ile geçti. Ve o an, Zeki ye bir asır kadar uzun geldi. Kadın, sür'atli bir el hareketile pe - Çesini kaldırdı. Zeki bey, derin bir hayret içinde: — Leylâ! Diye bağırdı. Düşmemek için, tutu- dacak yer aradı. O zaman ellerini, Ley- lânın ateş gibi yanan elleri kavradı. Yüzüne, ılık bir nefes çarptı. Kulağı- ha şu sözler mırıldandı: —- Metin ol, Zeki... Ben de çok he- yecan içindeyim. Şimdi düşüp bayıla- cağım, Zeki bey çarçabuk kendini toparla -|* Nasıl Bgeldin?. Böyle korkunç bir. maceraya atılmaya nasıl cesaret ettin?. Bir tür- lü aklım almıyor, Leylâ!.. Diye söylenmiye; ve söylenirken de onu ellerinden tutarak merdivene doğ- ru sürüklemiye başlamıştı. Leylâ; birdenbire onun sözünü kes- — Bir dakika dur, Zeki... Beni bu - raya kadar getiren Hakkı çavuşa te - şekkür etmez misin?. Dedi. Zeki, hayretle başını o adama çevir- di: — Hakkı çavuş mu?. Hani şu bahri- yeli, Hakkı çavuş olmasın, gakın. Kısa tüfeğine dayanan ve ıyıkt_ı sesle: — 'Tâ, kendisi yüzbaşım. Emanetini, sağ selâmet sana teslim ediyorum. Diye, cevab verdi. Zeki ona elini uzattı: —- Arkadaş!.. Emanetimi sağ selâmet bana getirdiğin için sana teşekkür ede- rim, Fakat, senin bundan daha büyük bir merdliğin var ki, onun şükranın: ifade edebilmek için kelime bulamıyo- rum. Mülâzim Asaf efendiye - ettiğin iyiliği, ebediyyen — unutamıyacağım. Hele şimdi, arkadaşların yanında otur. Biraz daha istirahat et Seninle uzun uzadıya konuşacağım. Dedi. CÜR'ETKÂRANE BİR MACERA Zeki beyin odasında, bir kaç saat, çıl- gınca bir sevinç içinde geçmişti. Genç yüzbaşı, bu umulmaz saadet içinde, gaşyolup gitmişti. Leylânın ellerini a- vuçlarının içinden bir an bile bırak - mıyarak onun naklettiği macerayı en tatlı ve en heyecanlı bir masal gibi din- lemişti. Leylâ; kendi aşkı yüzünden bu bü - Yük felikete uğrıyan - sevgilisine bir fedakârlık göstermiye karar verdikten sonra, uzun uzun düşünmüş, bir plân tertip etmişti. Bu plânın tatbiki için de Hakkı çavuşa mektub yazarak onu memleketinden getirtmişti. Ona ilk söz olarak şu suali sormuştu: — Cesur musun, Hakkı çavuş? Hekkı çavuş, gülerek cevab vermişti: İstanbuldan gelen sevgili sana sorayım... Sen Yazan: A. R. getirdiğin için sana teşekkür ederim. |kata girişmişlerdi. Yalının rıhtımında Arkadaş! Emanetimi sağ selâmetr bana — Korku denilen şeyi, hayatımda ere bile hissetmedim. — Pekâlâ.. benimle beraber bir ma- veraya atılabilir misin?. — Hiç düşünmeden.. hiç tereddüd et- bulunan terlikler, Akıntı görülen mavi bir kordelâ, bilhassa, Leylânın yatak odasında — bıraktıği (vedaname)den, genç kızın intihar et- burnunda meden. tiğine kanaat getirmişler.. cesedin de, — © halde seninle Anadoluya gide -|o müdhiş akıntıda sürüklenip gittiğine ceğiz?. hükmetmişler.. böylece rapor da ver- — Hay, hay.. fakat Anadolunun ne- | mişlerdi. resine?. Ertesi gün, İstanbulda çıkan gazete- — Onu, şimdilik ben de bilmiyorum. |ler; Evvelâ Erzincana gideceğiz. Miralay| (Hazin bir intihar) Kâzım beyi göreceğiz. Gideceğimiz| — Başlığı altında, sütun sütun yazı ya- ondan öğreneceğiz zarlarken, Leylâ ile Hakkı çavuş da — İkimiz mi?, (Loid) kumpanyasının ( Dalmaçya ) — Evet.. — E. şu h vapuruna binmişler; (Giresun)a hare- ket etmişlerdi. Leylâ, bu yolculuk için annesini pek Hikâye: Gergedanın başı (Baş tarafı 12 inci sayfada) — Daha ne olsun, şu amcamız olacak adama senden gizli ben de ricaya gittim de bak hiç aldırdı mı? Zavallı David ne söyliyeceğini şaşır- mıştı. Bir yandan Lauraya acıyor, gücen- dirmekten korkuyordu. Bir yandan da kendi kendine: «Gördün mü, diyordu, işi | berbad etti. Amcam nasıl olsa bana bir yer verecekti. Şimdi onu benim gönder- diğimi zannedip kim bilir nasıl kızmıştır. Hiç büyüklere bu kadar ısrar olur mu? Dünyada başka kimim var? Amcam da kızarsa bana kim yardım eder?» 'Tabil bunları hep içinden geçiriyordu. Göz bebeği gibi sevdiği Laurasına bir şey demedi. Yalnız onun kusurunu telâfi için ertesi gün erkenden giyindi, kuşandı. Doğru amcayı görüp Lauranın bir ço- cukluk ettiğini söylemeye koştu. Aksine o sabah Mister Tattenhamın gi- nirliliği üstünde idi. Çünkü salona gelir gelmez kendi koltuğuna yeni azadan bi- rinin oturduğunu görmüştü. Adamcağız onun telâşını görünce koltuğun ayağı kı- rık zannetmiş, kalkmış acele acele başka bir tarafa geçmişti ama yerinin velev birkaç dakikacık başkası taralından alın- ması, otuz Üç yıllık emekdar azaya bir hakaret gibi gelmişti. Bundan başka, şirketten gelen bir mek- tubda «Bir senedir vezifesinde fevkalâ- de gayret gösteren Mister Davidin ter- filne müsaadesi» rica olunuyordu. De- mek bu çapkın ne yapmış yapmış direk- |törle öbür hissedarlardan bir iltimas ko- parmıştı. Bu yetmiyormuş gibi şimdi de mektubun arkasından gelmiş, görüşmek için müsaade istiyordu. Bundan sonra da bu mu çıkmıştı? Her önüne gelen bir mektubla terfiini mi istiyecekti? T. C. ZİR TEETRR 'Tattenham cevab bekliyen garsonu bir el işaretile başından savdı. Sonra kendi kendine söylendi: — Mister David bekliyormuş. Bekli- sin, beklesin dursun, Cevab vermediğimi anlayınca elbet cehennem olur - gider. |Ben bunca alınteri döküp bu şirketi şu- nun bunun gönlünü hoş edeyim diye kur- madım. Ama da çıtkırıldım şeyler. Yok çok çalışıyormuş, yok parası azmış. Bi- zim canımız yok muydu? Yazayım da kerataya on para bile zam yapmasınlar, Bunları söylerken koltuğunun arkası- na yaslandı. Galiba gene bir şekerlemeye hazırlanıyordu. Fakat birdenbire — eşıre rak» diye acı bir ses duyuldu. Salonda- kilerin hepsi neye uğradıklarımı — şaşır- mışlardı. Sesin geldiği tarafa koşuştular ve ihtiyar Mister (Tattenham) 1 yere ölü serili buldular. Ne bir tabanca patlamış, ne de bir cinayet olmuştu. Hayır... Du- vardaki koca gergedan kafası masılsa ye- rinden kurtulmuş, Mister Tattenhamın başına düşmüştü. İç salonda amcanın cevabını bin heye- canla bekliyen David bu ani ölüm habe- rini alınca artık bütün umudlarının mah- volduğunu sandı ama bu defa da tahmi- ninde aldanmıştı. Aradan bir hafta geçe meden maaşı iki misline çıkarıldı. On beş gün sonra da evlendi. Gergedan kafası yerinden tam vaktinde düşmüş, Tatten- ham amcaya Davidin aleyhinde yazı yaz- mak için vakit bırakmamıştı. Tesadü? bu! YARINKİ NÜBHAMIZDA: İtfaiye manevrasında AA ” Çeviren: H. Alaz T BANKASI pırlanta gibi bir kız., yalnız başına bo- d ibi bir adamla böyle bit macera- güçlükle ikna edebilmişti. Kendisi de, cidden büyük bir fedakârlık ihtiyar ey- ya atılmaktan korkmuyor musun?.. — |lemişti. — Hayır.. çünkü sen, vicdanlı ve na- muslu bir adam olduğunu ispat ettin. — Pekâlâ,, k, düşünülecek mese- le kalmadı... Ne zaman yola çıkacağız? — Ben sana bildiririm. Leylâ; Hakkı çavuşu, — dadılarından | birinin evine yerleştirmişti. Ve tasar- ladığı plânı tatbike girişmişti. Bir sabah, Kandillideki yalıdan, a - cıklı feryadlar yükselmişti. Ve Bu fer- yadlar arasında: — Eyvah!. Küçük hanım, gece ken- dini denize atmış. Sözleri işitilmişti. Koşup gelen zabıta memurları tahki- (Arkası var) Kayıp"î anıyor Bulana yirmi lira mükâfat verilecek Aslen Manisalı terzi Boğos oğlu Diran Vatn- Üyanı âarıyorum. Kendisi 922 senesinde İz- mirde olup şimdi tahminen 39 yaşlarındadır. Bundan üç, dört sene evvelisi Kastamonu taraflarında görüldüğü ve bir gösünün kör olduğu haber alınmıştır. Bilenlerin insaniyet nümina: Gedikpaşa Nev'iye sokak No. 47 de Berop Devletoğluna büdirmeleri rica olunur, Bulana 20 llra müklfat verilecektir. (1145) ÇARŞIKAPI TRAMVAY DURAĞI İstanbul Belediyesi İlânları Keşif bedeli 673 lira 80 kuruş olan Fatihdeki Belediye tamir atölyesile ma- rangoz kısmı yapılmasına lüzum görülen tamir işi açık eksiltmeye konulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde gör ülebilir. İstekliler 2490 No, lr kanunda yazılı vesikadan başka Fen İşleri Müdü rlüğünden alacakları fen ehliyet vesika- sile 50 lira 53 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 12/9/938 Pazartesi günü saat 11 de Daimi Encümende bulunmalıdırlar. — (5926) — (B.) BAA 1 — 224 Cuma 9/9/938 225 — 325 Cumartesi 10/9/938 326 — 557 Pazartesi 12/9/938 558 — 770 Salı 13/9/938 771 — 960 Çarşamba 14/9/938 Belediye emekli ve öksüzlerinin Eyiül 938 üçer aylıkları yukarıda gösterilen günlerde ve cüzdan sıra sayılarına göre verileceğinden aylık sahiblerinin cüz- danları ile Ziraat Bankasına müracaatları. — «B. — 6238 a İlk teminat. — Keşif bedeli — İstanbul birinc! yatı okulunda yaptırılacak — tamirat. (En az 3000 liralık bu işe benzer iş yaptığına dair Nafia Müdürlüğünden bir hafta evvel ehliyet ve 938 Ticaret odası vesikaları). 313411 417480 Çubuklu gaz deposunda istinad duvarı yapılması. (Fen İşleri Müdürlüğünden vesika). 181,12 1748,25 Beşiktaş Maliye şubesi binasının tamiri. (Fen İşleri Müdürlüğünden vesika). 71,05 947,35 Yukarıda keşif bedelleri yazılı tamirler ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuş- tur. Keşif evrakile şartnaameleri Levazım Müdürlülüğnde görülebilir. İstekliler 2490 numaralı kanunda yazılı vesika ve hizalarında gösterilen ilk teminat mak- buz veya mektubile ve vesaikle birlikte 26/9/938 Pazartesi gönü saat 14 hbuçukta Daimi Encümende bulunmalıdırlar. () (6261) Cllr. BESiM RUŞEN ] errahpaşa hastanesi dahiliye mütehanın iKRAMiYE göre ikramiye dağıtılacaktır: 4 , 500 K b DÜ 405 100 100 , S0 120 , 40 160 , 20 Sermayesi: 100.000.000 Türk Lirası Ajans PARA BiRİKTRİENLERE 18.000 Lira Ziraat Bankasında kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesablarında en az 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a ile aşağıdaki plâna 4 Adet 1,000 Liralık 4,000 Lira DİKKAT: Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 Jliradan aşağı düşmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde 96 20 fazlasile verilecektir.. Kur'alar senede 4 defa, 1 Eylül, 1 Birinci kânun, 1 Mart ve 1 Haziran adedi: 262 VERECEK 2,000 ”" ” » — 1,000 , » — 4000 », » — 5000 ,, ” m ” ” som ”» İstanbul Sıhhi Müesseseler Artırma ve Eksiltme Komisyonundan : Haydarpaşa Nümune hastanesine lâzım olan 15000 metre gaz idrofil açık ek- siltmeye konulmuştur. 1 — Eksiltme 14/9/938 Çarşamba günü saat 14 de Cağaloğlunda Sıhhat ve İç- ' timaf Muavenet Müdürlüğü binasında 2 — Muhammen fiat: 1950 liradır. kurulu komisyonda yapılacaktır. 3 — Muvakkat garanti: 101 lira 25 kuruştur. 4 — İstekliler şartnameyi hergün komisyonda görebilirler. 5 — İstekliler cari seneye afd Ticaret Odası vesikasile 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter muvakkat garanti makbuz veya banka mektubu ile birlikte belli gün ve saatte komlsyona gelmeleri. «5886>