7 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

va 'SON POSTA - . darağacı götüteneneniz, Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda * * | altında biten memuriyet__rhayah: 88 : J Devlet kapısında elli yıl I Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzım Bir gün mîhkümlardın_biri: “ Beyefendi, dedi. Bahçede çalıştırılan mahpuslar kaçmasın diye konulan iki jandarma beyhude yere duruyorlar. Siz mutasarrıf bulundukça içimizden hiç kimse kaçmaz ! ,, Yukarıda saydığım binaların orta- sındaki gübreli ve çamurlu sahanın bir an evvel bahçeye tahvilini arzu edi- yordum. Mevkie uygun bir plân yapıl- masını Selânik iltisak demiryolunun Dedeağaç komiserine, nafıia mühendi- sine, hattâ Şark Demiryolları mühen- disi Alman Mösyö Hafnere rica ettim. Bunların yaptıkları plânların hepsi güzeldi, fakat mevkie uygun değildi. Bu müstatil şekildeki sahaya yapı- lacak bahçeye dört taraftaki karşılıklı kapılardan girerek dairelerden herhan- gi birine gideceklerin veya kapıların birinden girip diğer birinden çıkacak- ların en kısa bir yol ile mürur ve ubur- larını temin etmek JTâzımdı. Çünkü, aksi takdirde, halkın, yapılacak olan çiçek tarhlarını çiğfnemekten menedi- lebilmeleri müşkül olurdu. Ahalinin bakımsız bir halde bulu- nan bu arsa üzerine, gidegele, bıraktık- ları ayak izleri dikkatimi çeldi. -Bu iz, gidilecek, gelinecek bina ve Kapılar için en kısa birer çığır olmakla beraber teşekkül eden mütenazır şe- killerde de bir çirkinlik yoktu. ' Gördüklerimi, derhal bir kâğıd üstü- ne kopye ettim. Bü suretle, yollarının genişliği iki metre ile altı metre-arasında tehalüf eden iyi bir bahçe plânı vücude geldi. Plânı, gösterdiğim üç mühendis, kısa yol meselesi ve yollar arasında kalan parçaların tenazuru bakımından kendi plânlarına müreccah buldular ve işe başladık. O sene baharında Edirnede Meriç, Arda ve Tunca ırmakları feyezan et- mişlerdi. Kışlalara vesair su istilâsına uğrayan mahallelere ekmek ve erzak göndermek için bahriye nezaretinden iki altı düz kayık istenmişti. Nezaret- ten, yelkenli büyük bir kayık yahud küçük bir gemi yollamışlardı. Bu sefi- nenin matlub işde kullanılması müm- kün olmadığı gibi, İstanbula iade mas- rafı da fazla idi, Edirnede satılmasına da imkân yoktu. Ben, Dedeağaca gelirken bu kayığın Dedeağaçta satılarak bedelinin hayırlı bir işde kullanılmasına idare meclisin- den karar almıştım. İşte, bunu satarak bedelile bahçe işine başladık. Ağaçların gerek intihab ve gerekse bakımına itina edildiği için iki sene i- çinde umulmaz bir derecede yetiştiler. Bir aralık oraya g#elmiş olan, Fran- sanın İstanbul sefareti maiyetine me- mur vapurun süvarisi beni ziyaret et- ti. Meğer bahçenin evvelki vaziyetini, evvelce de Dedeağaca geldiği için, bili- yormuş. Bu kadar kısa bir zamanda ha- sıl olan tebeddül, dikkatine çarpmış... Alman mühendis Mösyö Hafner ile be- raber, her üçümüz bahçeyi gezdik. Mösyö Hafner kısa yol meselesini an- lattı. Süvari merak ederek camiin mi- naresine çıktı. Sonra plânın kimin tara- fından yapıldığını sordu. Mösyö Hafner beni işaret ederek: — İşte, diplomat bir mühendis olan mutasarrıf bey, dedi! Fransız beni hararetle tebrik etti. O- na: — Böyle tebrik ve takdir edilmeğe hakkım yok, cevabını verdim. Çünkü plânı ben yapmadım. Onu, daima kısa yol arayan inşanların izleri vücude ge-' tirmiş. Ben de bunları bir kâğıda nak- lettim, o kadar... Bahçeyi evvelâ üç kuruş gündelik ile ve bilâhare de para tükendiği için memnuniyetle ve ücretsiz olarak mah- puslar yaptılar. Çünkü, aşağıda izah e- deceğim vechile, bütün mahpuslar ile gerçekten dost olmuştuk. Hapishane binası hava ve ziyayı, ta- vana yakın bir irtifada olan pencere ve künklerden alıyordu. Ben bunları genişlettim, künkleri çıkartıp yerleri- he pencere yaptırdım. Mahpusların, Binada akar gu bulunmamasından do- -İayı çektikleri eziyet ve meşakkatin ö- nüne geçmek İçin, akar su tesisatı ve bir de şadırvan vücude getirttim, Dedeağacın eski Te simlerinden biri daha Mahpusların okuyup yazma bilenle- rini, bilmeyenlere öğretmiye memur etmiştim. Hattâ mühtac oldukları ki- tabların parasını da Rusya konsolosu dostumu Mösyö Cristi vermişti. Fazla o- larak mahpusların az sermaye ile bazı san'atlara intisablarını temin ve bu su- retle az çok faydalanmalarına da im- kân bulmuştum. Esasen, bahçe işleri mahpuslar için bir nevi eğlence teşkil ediyordu. Bünlar meyanında Ferecilik nahiye- si köylerinden birinin ahalisinden olup bir katil meselesinden dolayı mahküm olan bir mahpus vardı. Küçük cüsseli ve Abbas adlı olan bu şahıs zeki bir a- damdı. Onu işbaşı tayin etmiştim. Abbas, bir gün: — Beyefendi, dedi, bahçede çalıştı- rılan mahpuslar kaçmasın diye konulan iki jandarma burada beyhude yere du- ruyorlar. Siz mutasarrıf bulundukca, içimizden hiç kimse kaçmaz! O esnada bu nahiye dahilindeki köy- lerden birinde ,geceleyin, zengin bir adamın evini basıp mallarını çalmışlar, kendisini de yaralamışlardı, Her taraf- ta emniyet mükemmel olan bu küçük livada nadir olan bir vak'a teşkil eden şu hâdiseden canım sıkıldı. Birçok ta- 'kib ve taharriye rağmen failleri de el- de edilemedi. Bu vak'ayı, bahçe işlerine nezaret e- derken, Abbasa anlattım: — Sen bü cinayeti kimlerin yapmış olduklarını tahmin edebilirsin, dedim. Abbas gülümsedi: — Bizim nahiyede ne müdür müdür- dür, ne de jandarma jandarmadır. Keş- ki daha evvel söyleseydiniz, emreder- | seniz bu gece gider, bir iki gün içinde hem hırsızları tutturur ve hem de çal- dıkları malları buldururum... Abbas, aklı başında bir adamdı. Mah- kümiyetini mucib olan katil cürmü tahrik 've tehevvürle vukua gelmişti. Ceza müddeti de bitmek üzere idi. O- nun için, bu vesile ile kaçması ihtimali (hatırıma geldi. Esasen her ne sebeble olursa olsun ,bir mahkümun serbest bı- rakılması kanuna mugayir idi. ÂAni bir tereddüdden sonra: — Pekâlâ, dedim, bu gece git! Zeki mahküm, herkesin sezemiyece- ği bu pek kısa tereddüdü anlamıştı: — Emriniz vechile giderim. Fakat belki lâzım olur, Musa çavuşu da yanı- ma katsanız, dedi. Musa, mutasarrıflık makamına me- mur çok kuvvetli bir jandarma idi. Ab- basa: n — Musanın, bence gitmesine lüzum yok. Fakat mademki istiyorsun, öyle olsun, cevabını verdim. Abbas ile Musa, üç gün sonra gasbo- lunan malları, beş altı katıra yüklemiş oldukları halde, mücrimlerle beraber avdet ettiler. Kanuna muhalif bulunan bu mua- melemi yazmaktan maksadım, böyle hareket etmelerini idare memurlarımı- za tavsiye etmek değildir. Vazifesini tamamile ifa etmek isteyen bir idare memuru için, müuvaffakiyet vasıtaları- | | h H, nın mahdud olmadığını anlatmak isti- yorum, Manastir vilâyeti hatıralarında görü- leceği vechile, orada bu küçük vak'a- dan çok büyük, çok mühim ve mes'uli- yeti çok ağır teşebbüslerde bulundum ve muvaffak oldum. —3i — ; NAKLİYAT İNHİSARI VE FAHİŞ TÂRİFE - SEFİRLERİN VE ŞARK — DEMİRYOLLARI UMUM MÜDÜRÜNÜN ALDATILMALARI —— Dedeağaca vardıktan birkaç gün son- ra hükümet konağı önünde kadınlı, er- keili yüzlerce insan toplanarak beni görmek istediklerini söylediler, Derhal çıktım, f (Arkası var) GUVUNUNUNUNURNÜRERCERENENERUERURU VURGUNUNERMUCUCUUĞUKGANGENURU Günün Bulmacası 1 283 45678 9d0 ©cücCkR NK yi S ll e D SOLDAN SAĞA: 1 — Sigara kutusu - Baştaki tüyler. 2 — Evkafın aldığı vergi - Bir ev halkı. 3 — Bedava olan - Genişlik. 4 — Barık yaptıkları bir kumaş - Dikiş dikmeğe yarıyan. 5 — Sonuna bir «H> getirilirse yol - Ma- viye benzer bir renk. 6 — Yavaş hareket ederek, T — Kıraat eden. 8 — Kamer - Hatırladık. 9 — Eritmek - Cemi edatı. 10 — Yedikülenin bostanlarında iyi yeti- şir - Nesil. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Aliş veriş - İşaret, 2 — Taaccüb nidası - Üye. 3 — Peder - Boyamak masdarından mu. zari müfred üçüncü şahıs. 4 — Taharri edilmek - İşaret sıfatı. 5 — Kedinin yediğini iddia ettikleri ot - Yed. 6 — Yalan. T — Birdenbire - Ölü olmiyan, 8 — Bir nota - Pek nâdir bulunan. 9 — Açıkca - Nesil. 10 — Ağzın altındaki - Sevda, 12 0405 6 718 # 10 |ların teşrifleri rica olunur. | duğu yere düşüp bayılmıştır. Hamdi bu nâ- ııııı Macar Kispest gelmek istiyor Macarların tanınmış klüplerinden Kispest futbol takımı İstanbulda dört maç yapmak üzere bir müracaatta bu- | lunmuştur, Macar takımı ilk maçı 17 Eylülde oynayabileceğini bildirmiştir. Alâkadar klüplerin muhaberatı müs bet bir netice verirse Macar — takımı şehrimize gelecektir. Beyoğlu Halkevi spor komitesi istifa etti Beyoğlu Halkevi binası — başka bir müessese tarafından satın alındığı için bu mevsim orada kış faaliyeti yapıla - mıyacaktır. İstanbulda voleybol, basketbol, ve kapalı salon idmanlarını pek munta - zam bir şekilde yapmakta olan Bey - oğlu Halkevinin bu sene faaliyet sa - hasından çekilmiş olması büyük bir ka- yıptır. Beyoğlu Halkevindeki spor faaliyeti ni çok esaslı bir şekilde — idare eden spor komitesi başkanı — Galatasaraylı Şakir ile kızların bedii ” jimnastik ve eskrim ve âletli jimnastik hareketle - rini büyük bir muvaffakiyetle başar - mış olan muallim Bayan Mübeccel ve komite arkadaşları bu vaziyet dolayı - sile istifa etmişlerdir. İngiltere birinci liginde 968 oyuncu İisans aldı İngiltere profesyonel ligine — dahil birinci küme klüplerinin adedi yirmi ikidir. ları için futbol cemiyetinden (968) o- yuncuya lisans almışlardır. Atlıspor klübünün toplantısı İstanbul Anadolu yakası Atlı Spor Klübünden: 15 Ağustos 938 pazartesi günkü toplantıda ekseriyet hasıl ola - madığından 10 Eylül 938 — Cumartesi günü ikinci bir toplantı yapılacaktır. O gün saat 16 da klübün taşındığı Fe- neryolu Bağdad caddesi Fuatpaşa so - kak 8 sayılı yeni binasına sayın âza - Poliste : Kavun yüklü bir sandal battı İnebolulu Osmanın idaresindeki 3289 nu- maralı sandal, halden yüklemiş olduğu ka - vunları Çubukluya götürürken havanın bir- denbire bozulması neticesinde sandal ka - vunlarla beraber batmış, sandalcı etraftan yetişenler tarafından kurtarılmıştır. Bir yük arabası bir zahireciyi çiğnedi Sürücü Ferhadın idaresindeki 2500 nu - maralı yük arabası Erenköy istasyon cad - desinden geçerken ayni caddede zahirecilik yapan Hüseyine çarparak vücudünün muh- telif yerlerinden yaralanmasıma — sebebiyet vermiştir. Yaralı Nümune hastanesinde te - davi altına alınmış, suçlu yakalanmıştır. Bir işci makineye elini kaptırdı Eyübde Bahariye caddesinde lâstik fab - rikasında çalışan işci Mehmed Yılmaz, ça- lıştığı makineye kazaen elini kaptırmış ve sağ elinin parmakları ezilmiştir.. Mehmed Musevi hastanesinde tedavi altına alınmış - tir. Bir tramvay, araba çarpışması Madıköyde Mekteb sokağında oturan 15 yaşında Viktorya priçka arabası — ile duvar dibinden geçerken vatman İbrahimin idare- sindeki tramvay arabası priçkaya çarpmış- tır. Bu çarpışma neticesinde Viktorya aya- ğından yaralanmıştır. Bir büyücü kadın yakalandı Beykozda Panayır sokağında oturan Pan- deli kızı 19 yaşında Kalyöpi, zabıtaya mü - racaatla ayni evde oturan 50 yaşında Praş- güvi tarafından büyü yapılmakta olduğunu || iddia etmiş, suçlu yakalanarak — tahkikata başlanmıştır. Fena şekilde neticelenen bir şaka Hamdi, birbirlerile şakalaşırlarken — Hamdi eline geçirdiği bir tahta parçasile Azizin ka- burga kemikleri üzerine vurmuş ve ÂAÂziz ol- hoş şakasından dolayı yakalanmış, Aziz Bey oğlu hastanesine kaldırılmıştır. —) AM G6 «& ö O h Ü W D>im—lmmlommzM-p>iz Zİ— A | —— | EE (Ni Alm|)—|R> —-i <i xZZ >|E— H —Oİlzlr Müı >| zw > |HM —RO— Alrka Erı— x B En—r|z <İHİ—İM| <— >|wip> & İ>(AZİ>MZ ğ ğ Akrabalarımı arıyorum Aslen Kıbrısın Tuzla şehrindenim. Akraba- larımın elyevm Antalyaya yerleştiklerini i- şittim. Kendilerine Yusuf Abühreli oğulları derler. Biz ise Ankanilerdeniz. Bulundukları yerin veya adreslerinin insaniyet namılna bildirilmesini rica ederim. Memdouh Hassan Tahsin 10 Charlotte Street Tottenham Court Yirmi iki klüp yeni mevsim lig maç- | Bebekte oturan balıkçı Aziz ile arkadaşı || Bugünkü program İSTANBUL | 7 Eylül 1938 Çarşamba E ÖĞLE NEŞRİYATI: — - İ 1230: Plâkla Türk musikisi. 12.50: Hava- dis.13.05:” Plâkla Türk müusikisi, 13.30: Muh- telif plâk neşriyatı. AKŞAM NEŞRİYATI: 18.30: Dans musikisi (Plâk). 19: Konfe- rans: Eminönü Halkevi namına, Dr. Hilml Ziya Ülken (Efsanelerde Türk tefekkürü): 19.30: Dans musikisi (Plâk). 19.55: Borsa ha* berleri. 20: Sâht âyarı: Grenviç rasadhane- sinden naklen. Faide Yıldız ve ar tarafından Türk musikisi ve halk şarkılark 20.40: Hava raporu. 20.48: Ömer Rıza Doğ” rul tarafından arabca söylev. 21: Şan: Bed- riye Tüzün, Stüdyo orkestrası refakatile, 24 30: Nezihe Uyar ve arkadaşları tarafındal Türk musikisi ve halk şarkıları. 22.10: Darüt talim musiki heyeti: Fahri Ve arkadaşlark 22.50: Ajans haberleri, ertesi günün vrogra" mi. 23: Baat âyarı. ANKARA 7 Eylül 1938 Çarşamba programı ÖĞLE NEŞRİYATI: | 14.30: Karışık plâk neşriyatı. 14.50: Plâklâ Türk musikisi ve halk şarkıları, 15.15: Ajanf haberleri. ö | AKŞAM NEŞRİYATI: : 18.30: Plâkla dans musikisi, 19.15: Türk musikisi ve halk şarkıları (Mukadder ve ar“ kadaşları), 20: Saat âyarı ve arabca neşri “ yat, 20.15: Türk musikisi ve halk şarkılark (H. Rıza), 21: Sıhhi konuşma: (Doktor Ve" fik Vassaf), 21.15: Stüdyo salon örkestraslkı 22: Ajans haberleri ve hava raporu. 22.15/ Yarınki program. | "T .-. | - Gümrüklerde: | Gümrüklerdeki sahibsiz eşyanın hayır müesseselerine tevziine — Gümrük başmüdürlüğü ambarlard$ biriken ve satılamıyan sahibsiz bir - çol eşyayı hayır müesseselerine tevzi etme* ğe başlamıştır. Gümrükler idaresi — sofi. iki ay içinde Şehremini Halkevi, çocuk hastanesi Fatih Halkevi, ilk okul yok “ sul çocuklara yardım birliği, Beyoğlu ço* cuk esirgeme kurumu, Cerrahpaşa, Gu' raba, Haseki, Beyoğlu, Haydarpaşa hal'îj | â 1' | tanelerine 20 bin lira kıymetinde muh * telif eşya dağıtmıştır. Bu eşyalar içeri iîl sinde ipekli ve yünlü kumaşlar, deri v8 köseleler, radyo, karyola, battaniye, pî'î rinç ve daha bir çok eşyalar vardır. | Gümrük işleri müdürü tekaüd edildi Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti güm * rük işleri müdürü Bay Fazıl Akyol, kı di arzusile tekaüde sevkedilmiştir. Dahiliye Vekâleti hayvan sergileri yardımda bulunacak Dahiliye Vekâleti gelecek sene, sergi” lerde derece alan hayvanların sahiblerin? dağıtılmak üzere beş bin liralık yardım” da bulunacaktır. Bir ay zarfında gelen ve giden yolcular Galata yolcu salonundan son bir af içinde 2723 yolcu yabancı memleketler? gitmiş ve 2593 yolcu şehre gelmiştir. ___İ — J) | —H Yeymi, Siyasi, Havadis ve gazetesi | Yerebann.î;;l.;ıme sokak, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütüa — hakları —— . 1.—— ABONE FİATLARI Abone bedeli peşindir. Âdreş değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. | İlânlardan mes'uliyet alınmaz. | Cevab için mektublara 10 kuruşluk | Pul ilâvesi lâzımdır. | # Posta kutusu : 74İ İstanbul # ı Telgraf : Son Posta » | : 20203 | Ç Telefon J Rd. London W. 1 *

Bu sayıdan diğer sayfalar: