İngiliz silâh fabrikalarında büyük toplar nasıl yapılıo.r Şefiltte bir çelik fabrikasında top yapmak üzere kazanlara atılan külçeler eritiliyor ve kalıba akıtılıyor. Çelik külçesini bu kazandan büyük Bir kıskaç alıyor ve bir boşka tarafa doğru sevk ediyor, İptidal bir şekilde imal edilen top mnamlusu gazla asıtılan diklemesine kon- muş bir kazandan upuzun ve narıbeyza halinde çıkıyor. Harb gemilerinde bulunan uüzün menzile N toplar gibi bir top İmal etmek için, beheri 50 - 100 ton Bırlığında 4 çelik külçeye ihti « yaç vardır. Bu çelik külçelerin yüksek ka « Üteden olması icab eder. Külçeler evvelâ bir kazana atılıp - eritilir ve bu esnada çelifin evsaf ve mukavemeti tecrübe edilir. Eğer alınan netice müsbet ise, bu erimiş çelik, bir kalıb içine akıtılır. To - Pun iptidaf şeklini temin eden bu kalıbda erimiş çelik koyulaşıncaya kadar kalır, Bi « Mhare koyulaşmmış çelik tekrar bir kazana a. talır. Bu defa 1200 - 1300 derece sıcaklıkta tü. tularak dövülür. Bu ameliye esnasında « « gaklığın derecesi tedriel bir şekilde yüksel » tilmekte ve 1300 hararet derecesi temin o « lunmaktadır. Çelik külçesi bu şekilde dövüldükten son- Ta muarzam bir kıskaç ile dışarı çıkarılır ve kutru imal edilmesi istenen topun namlusu büyüklüğünde olmak üzere kesilir, Bu ame « liyeden sonra elde edilen parça — başka bir kazana götürülür. Burada — sertleştirilir. vo başlangıçtan itibaren yapılan bütün ameli- yelerde tetbik edilmiyen soğutulma — işi de bu sanada yapılır. Çelik parça bu kalıbda iyice soğutulduk- ftan sonra, yivi açılır. Müteakiben bu yiv ma- kine vasıtasile temizlenir. Ve tekrar soğuk bir ocağa konulur. Bundan sonra top namlusu istenilen u « bnada namlu muhtelif şekillerde kızdırılıpİrilir ve orada tavlanarak gıkartılır. soğutulur. Bütün bu ameliyeleri — müteakib Çelik mütehassısları, erimiş çelik talıba akıtılırken, mukavemet ve evsaf derecesini ölçüyorlar, Kalıbdan , çıkarılan harareti tedrict bir şekilde 1200 den 1300 dereceye yükselen yeni hir kazana konuluyor. Namlu soğutulup sertleştiriliyor, tavl gniyor, bir çok ameliyeleri mütcakib |rin umduklarından daha zayıf oldukları- yİVİ açılıyor, Nihayet yeni ameliyeler, temizlikler, tazyiklerden sonra namlu torna tezgâh- larından geçiriliyor ve- son şeklini alıyor, ğ zunlukta kesilir ve bilâhare şekli verilir. Bu|namlu tekrar sıcak olarak kazanlara indi -| tezgâhlarından geçtikten, “daha başka bir| GOğru sürdü. On binlerce asker onun ar-|Gin kilosu sekiz kuruştan aşağı düşmemek- FN R Bu çelik külçesi yüksek proesler altında fasla parçalarımı barakıyor. Tarihten sayfala (Mete) nin sonu Böyle olmasa bile hattâ lıayuanlzr etmezken bir Türk bua işi yapabilir lâzım olan bahaneyi bulmuş olaca * M l Harb sebebi arıyan Tatarlar seogili atından sonra bu sefer Meteden karısını istediler. Mete bu genç ve güzel kadını çok seviyordu. şuldu ve «verilmesin!» denildi. Fakat Mete başka türlü düşünüyordu. dahi dişilerini yabancıya teslim miydi? Böylece Tatarlar harb için klardı. Mete meclisi topladı. Konu- Yazan: Kadircan Kaflı Metenin babasına isyan ederek gerek onu ve gerek üvey annesile kendi karde- şini ortadan kaldırmasını hoş görmiyen- ler vardı. Bu devletin komşuları olan Ta- tarlar Metenin yaptığı inkılâbdan istifa- | de etmek istediler. Fakat açık bir harb | sebebi yoktu. Hem bahane uydurmak, hem de dövüşmedn evvel Meteye moy- dan okumak arzusunu duydular, Metenin bir alı vardı. Çok güzel ve meşhurdu. Rivayete göre bir günde bin (li) yol alabilirdi. Türk hükümdarı bu atı kendi gözünün bebeği gibi severdi. İşte Tatarlar bir elçi göndererek o atı iz- tediler, Mete kararını başlı başına — vermedi. Devletin büyüklerini bir araya topladı. 'Tatarların tekliflerini bildirdi ve sordu: — Ne dersiniz? Kumandanlar fena halde kızmışlardı. Meteye olan bağlılıklarını da göstermiş olmak için şu kararı verdiler; — Atı Tatarlara vermemelidir. Sanıyorlardı ki hükümdar da böyle dü- şünecektir. Halbuki onun kararı ak$ine oldu. Kendi şahsına aid bir atı vermiyo- rek milletini harbe sürüklemeyi, birçok kimselerin ölümlerini, yurdun şıkılıp yağma edilmesini doğru bulmadı. Atı Tatarlara gönderdi. Tatarlar Metenin korktuğunu — sandı- lar. İşi azıttılar, Bu sefer Meteden karısı- nı istediler, Mete bu genç ve güzel kad nı çok seviyordu. Çok sevmese de hay vanlar bile dişilerini başkalarına teslim etmezken bir Türk elbet bunu yapamaz- dı, Böylece Tatarlar harb açmak için ba- haneyi yaratmış olacaklardı Mete gene devletin büyüklerini topla- . Düşmanların isteklerini onlara bil- dirdi. Meclis azası bu mesele üzerinde durmayı bile doğru bulmadılar. Metenin namus ve şerefini kendilerinin de namus |*0 şerefi sayıyorlardı ve böylelikle çüb- | hesiz iyi adam olduklarını göstermiş o- | Tuyorlardı. Mete, onların: — Bayır! Demelerine rağmen — sevgili - karısını son 'defa kucakladı. Göz yaşları arasında Tatar elçilerine teslim etti. Onlar da alıp gittiler, Herkes hayret ediyordu. Hattâ bu yüz- den Meteye kızanlar pek çoktu. Fakat ö | şöyle diyordu: | — Karımı muhafaza uğurunda mem- leketin harab olmasını, halkın ezilmesini istiyemem. Buna hakkım yoktur, Tatarlar büsbütün şımardılar. Yarat- tıkları sebeblerin hepsi Mete tarafından savuldukça daha çok yüz bulmuşlardı. Herhalde harbetmek istiyorlardı. Çün- kü istediklerini kabul ettirdikçe Türkle- na İnanıyorlardı. Üçüncü defa olarak gönderilen elçiler Türk hükümdarından toprak istediler. Bu yerler iki devletin hududu üzerinde bulunuyordu. Yalnız askerlik noktasından ehemmiyeti vardı. Başka işe yaramıyordu. Toplanan meclis böyle bir arazi parça- sının düşmana verilmesinde bir mahzur görmediler, «Verilsin!» dediler. Umuyor- lardı ki en sevgili atını, belki kendı canı kadar aziz olan karısını veren Mete bu toprak parçasını vermekte bir an bile te- reddüd etmiyecektir. Halbuki o böyle düşünmüyordu. Meclisin sonunda hey- boetlo ayağa kalktı. Sert bir sesle, kısa bir nutuk verdi: lanacağını hiç ummuyorlardı. Bunun İ« çin hiç hazırlık yapmamışlar, rahat ra« hat oturuyorlardı. Metenin baskını yaman oldu. Çarça« buk toparlanmıya çalışan Tatarlar kısa bir zamanda darmadağın edildi. Krallart öldürüldü. Halk ve askerler esir edildi, Malları zaptedildi ve kahraman Mete memleketine zaferle döndü. Metenin emri altındaki b kısmı zafere emin olmadıkları ardından gitmemişlerdi. Genç hüküm- dar buna çok kızdı. Hepsini idam ettirdi. Çünkü bir devletin sağlam ve her zaman ayakta kâalabilmesi için o devlet beyle rinden hiç birinin aykırı düşünmemesi, aksine hareket etmemesi hattâ lâkayd olmaması lâzımdı. Mete her tarafa akınlar yapıyor, şarke ta Koraya, garbda Salinga ırmı dar bütün memleketleri — zaptediyordu. Vaktile babasının tarafından o! rılmış bulunan beyler de onun girdiler. Ordu büyüdü. Bir tu: on bin kişi ile işe başlamıştı, şimdi mam yirmi dört tuman askeri vard Mete üç yüz bin kişinin başında rak Çin ülkesine girdi. Mayeyi muhasara etti. Kumandan Sin, imparatordan im- dad istedi. İmparator onu Mete ile birleş- miş diye ithamda bulundu. Sin de ken- disini ve kaleyi Meteye teslim etti. O den bir İ n manla yanl |man imparator (Kâö-ti) ordularımın ba şına geçti. Mete bütün askerle: dağlara çekti. Ordugâhta yalnız sürüleri, aları ve fena atları bır Ke pusuya çekildi. Çin casu: inin ilk harbde dağılacaklarını yorlardı. Fakat vezirlerinden (Li- yeo-Kim) Türk hükümdarının harb hile« sini sezdi. İmparatora işi anlattı. İmpâ- rator inanmadı vo adamcağızı — zincire vurarak ilerledi. Bir kısım ordusile yü« rüdü. Diğer kısmı arkadan geliyordu. Me- te tam zamanında harekete geçti. Çin ore dusuna baskın verdi, parçaladı. İmpara« tor bir kaleye sığındı. Mete muhasara et- ti. Türk ordusu dörde ayrılmıştı: «Garb- dakiler beyaz atlara, şarktakiler bakla kırı atlara, şimaldekiler yağız atlara, ce- nubdakiler kula atlara binmişlerdi.» Çin imparatoru Metenin karışına mek- tub yazarak kendisini kurtarmasın: rica etti. Kadın, Çinin bitip tükenmez kuvvet kaynaklarını, orayı elde tutmanın imkân- sızlığını anlattı. Mete doğru buldu. Ka- leden dışarıya serbest yol bıraktı. İmpa- rator sisli bir günde çıkıp gitti. Zincirle- diği vezirini yükseltti. Diğer — casusları öldürttü. Fakat Türklerin akınları de- vam ediyordu. İmparator yeniden harbe- decekti. Veziri ona dedi ki: — Harbden zaryr gelir. Kurnaz dav- ranmak Vâzımdır. Kızınızı Meteye veris niz. Bu prenses kocasının sert karakte- rini yumuşatacaktır. Bu prensesin — bir çocuğu olacak bu çocuk Çine getirilerek istenildiği gibi terbiye edilecektir. Mele sana sadık bir damad kalacak, oğlu da Çine tâbi olacaktır. Kan dökmeden Türk- leri itaate almak daha iyidir. Kız süslendi, Meteye gönderildi. Ondan sonra Çin — imparatorlarının sulh namma Türk hükümdarlarına kız göndermeleri âdet oldu. Bununla beraber ondan sonra da Çin- Llerle Türkler arasında ihtilâflar devam etti. Mete buna rağmen daha ziyade gar- ba ehemmiyet verdi. Buhara ve Sibir ya kadar bütün memleketleri itaato aldı. Yirmi altı devlet Meteye boyun eğdi. — Tatarların istedikleri toprak parçası | benim malım değildir. Atalardan kalmış tır ve milletindir. Kendi malımı diledi- ğim gibi kullanabilirim ve yurâ üğruür millet uğruna feda edebilirim, Fakat milletin malını hiç kimseye veremem. Haydi, beyler! Ben atıma binerek düş- manlar üzerine gidiyorum. Siz de glay- larmizı hazırlayınız. Arkamdan — gelmi- şenlerin boyunları vurulacaktır. Mete meclisten ayrıldı. Gerçekten atı- na bindi. Uçar gibi, düşman topraklarına gok ameliyeler gördükten sonra — meydana | dından gitti. Nihayet nayılu müteaddidâ büyük torna | çıkmış olur. Tatarlar onun böyle birdenbire ayak- Mete milâddan 174 sene evvel, nrka- sında tarih sayfalarını süsliyen parlak zaferleri, bilhassa Türk milletinin - bir a, | tek ideal etrafında toplanması uğrunda gösterdiği fedakârlıklar ve kahramanlık- ları kendinden sonraki nesillere örnek bırakarak öl Çorluda ekmek pahalı Çorluda halkın karşılaştığı. derdlerin ba- şanda ekmek gelmektedir. Yeni mahsul buğ- dayın kiloesu 4 kuruşa satıldığı halde ekme- tedir. Bu vaziyet karçısında halkâ ucuz ek- maek temin etmek için alâkadarların hare « kete geçmeleri bekleniyor. —e T T O |