HARİCDEN GAZEL — Affedersiniz, çocuğun yüzüne ne| — Siz?... olmuş? — Beni tanıyamadınız mı? Göz aşlna- Bana bu suali soran tanımadığım zata |lığımız vardı. Belediye tahsildarı... dönüyorum: * — BSivilce, güneşten oluyor. Vapur köprüye yaklaşıyor, fakat ne- Cebinden gözlüğünü çıkarıyor, başını | dense akıntıya kapıldı. Çarklar işledi.| yaklaştırıyor, dikkatli dikkatli bakıyor: |Vapur bir öne, bir arkaya gitti. — Anladım. Şimdi buradan bir attara | — Kabahat kaptanda. gidersiniz. On kuruşluk göztaşı, beş ku-| —yüzüne bakıyorum. Bundan cesaret 1- ruşluk hardal alırsınız.. ikisini bir kaba hyor. koyar, karıştırırsınız... O daha sözünü bitirmeden, soruyorum: Sağ uskuru tornayt, solu tornistan ede- — Affedersiniz bayım, siz doktorsunuz | Cekti, Yarım yolla da gitti mi; hemen is- değil mi? keleye yanaşırdı... Fakat kaptan... — Hayır doktor değilim, filânca ânire-| Sözünü kesiyorum: de memurum. — Siz de kaptansınız öyle mi? * — Hayır, mühendisim! Bir apartıman yapılıyor. Durup bakı- * yorum. Çalışan amelelere bağıra çağıra | —B diyorlar.. niçin gazeteyi on emirler veren biri beni görüyor. Yant- ma geliyor: altı sayfa çıkardınız? — Bir şey mi istiyordunuz? — ei 5 z e yordum. — On beş sayfa olsaydı daha iyi değil Ka mi idi? — Güzel oluyor değil mif — Plânı bizzat kendim yaptım, bütün Pi a b B şlluyo- — İkiye bölseydiniz, yarısını bu sayfa- ge Twaciyeere DU GöREE ea ımek'yı' yarısını arka sayfaya koysaydınız ve için tam on beş gün düşündüm. Kupıyaau*ı sayfadakinin diğerinin mütebakisi bakın.. bir mimar, «burada kapı olmaz> olduğ göstermek için bundan öteki- demişti. 'Ben 1car ettim. Uğraştım.. çız| KU u dim ve nihayet kapıyı buraya k:ıyahil-'m bir ok işareti çekerdiniz? dim. Güzel olmuş mu? — Bu yazının altına gene mabadi «on -N a — Ne dersiniz? dördüncü sayfada» diye izahat verirdi- Madem ki o bana soruyor, ben de ona b e serireame z — Böyle yapacağınıza mabadini de ge- _;_"Mfed:ıhiı bayım, siz mimar mı- | | ayni sayfaya k di 5 iayel, -— ismeşine ğ — Çıkmaz mı, sığdırın efendim. harf- — Güzel ceket ama, yakası biraz fena lerlhlrıııh_nı'ınl duruyor, siz terziye gidin, söyleyin; ©- muzdan şöyle yarım santim kadar al- sın.. altına da biraz pamuk koysun, o za- man iyi duracak. Soruyorum: — Siz gazetecilik yaptınız mı? — Hayır, ben eczacıyım. İsmet Hulüsi L Bunları biliyor mu idiniz? — | 13 dil bilen tercilman Japonyada garib bir enstitü Fransız adliyesinin resmi bir tercü-| Japonya nebatat enstitüsüne yeni bir manı vardır. On üç lisan bilir. Bildiği dil- | şube ilâve edilmiştir. Bu şubenin iki pro- ter şunlardır: Almanca, ingilizce, bulgar- | fesörü ve ik! bin talebesi vardır. Bu şu- ta, italyanca, lâtince, partekizce Jehce,|bede japonca İkebana denilen çiçekleri rusca, sırbea, ispanyolca, çekce, Ukranya | gruplaştırmak ve tanzim etmek san'ati dili ve... fransızca. Müşterek Bir mektubdan Çıkan meseleler İzmirli iki kadın okuyucum, çizgili bir kâğıdı ortadan ikiye ayırmış. Kâ- jpdın bir parçasında birinin, öbür par- çasında da öbürünün derdleri yazılı. İki okuyucumdan herhalde biri yazı yazmayı pek bilmiyor ki onun mektu- bunu da arkadaşı yazmış. İki mektub ayni zarfa koyulmuş ve bana gönde- ilmi Mektublardan birinde R. R. rümuzu var. R. R. çok genç bir kadındır. Bun- dan sekiz sene evvel hemen hemen çocuk denilecek bir yaşta iken barda çalışırmış. Yaşlı bir tücecar onu gür- müş, beğenmiş ve evlenmişler.. bar- dan kurtulan kadın kocasına çok bağ- lanmış, fakat bir müddet gonra neden- se bu bağ gevşemiş. Kadın bir memu- ru tanımış, onunla gizli gizli buluşma- ya başlamış. Bana sonum ne olacak? diye soruyor. * Okuyucum, çok fona harcket ediyor. Çocuk denilecek bir yaşta iken ken- disine büyük felâketler hazır! Ay:ır_;ık bir hayatın eşiğinden içeri adım at- mişken onu oradan çekip aldılar. Ken- disine temiz bir isim, ve iyi bir hayat temin ettiler. Bunu yapan insana kar- şı ömrü oldukça sadık kalması icab etmez miydi? öğretilecektir! O bunü düşünmeli ve bir erkekle gizli gizli buluşmamalıydı. Bu hare- keti kendisini gene eski hayata sürük- Ter, ve artık bir daha kurtuluş ta yok- tur. Madem ki bir kere uçurumdan kurtulmüştuüur. Bir daha uçurum ke- narlarında dolaşmamalı? * İsmini buraya yazmıyacağım öbür kadın okuyucuma gelince, genç — bir duldur. Kocasından ayrılalı bir sene olmuştur. Bir genç erkekle tanışmış, sevişmişler, fakat bu genç erkeğin ai- lesi evlenmelerine razı olmamış. Ka- dın da şimdi başka birile evleniyor, fakat elân o genci seviyormuş. Kocası- nı sevmiyecekmiş. Bu ne düşüncedir bilmem bir in- san sevmiyeceğim diye evlenir mi?.. Evleniyorum ama ben gönlüm başka- sında da göz mü? Madem ki gönlün başkasındadır, sen de evlenmiye kalk- mıya idin, yok diyeceksin kl: — Öyle ama ben kimsesizim, yalmz nasil yaşarım, bana kim bakar? Müdem ki böyledir. Madem ki sana bakacak bir erkeğe muhtaçsın. Ne 0- lursa olsun gönlünü ötekinden soğut- maya, sana bakacak, sana koca olacak insana bağlanmaya çalış.. ve ewvelk den ben onu sevmiyeceğim pazarlıği- Te yola çıkacak yerde, ben onu seveca, ğim, sevmeliyim, demelisin... TEYZE Kadın Küşesi Mevsimlik kostümler Biten ve başlıyan iki mevsim arasının kendine mahsus bir şıklığı vardır. Kış bi- tip bahar başlarken birdenbire baharlık- lara geçilmez. Kışla baharı birleştiren modeller seçilir. Bahardan yaza, yaz - dan sonbahara, sonbahardan kışa göçer- ken de hep öyledir. Kendinde iki mevsim modasının güzelliğini topluyan bu mo - deller, her mevsim modasının bariz va - sıflarını taşıyan mevsim modellerinden daha husust bir güzelliktedir. Ve daha uzun zaman kullanılabilirler. Çünkü ge- çen ve gelen her iki mevsime de az çok uymaktadırlar. Ayni zamanda tamamen her hangi bir mevsimin modasını ha - tırlatmadıkları için demode olmaları ih- timali azdır. Çizgili kumaştan ceket, düz kumaş- tan etek. Ceketin sadeliği ve çizgi - leri yaz modasma uygun, Ancak beldeki sentür, sıcak havalardan çok serin havalara uyan bir tarzdır. Keten ipekli Bibi yazlık kumaş yerine yünlü oluşu da yazı pek hatırlatan bu modele sonbahar güzelliğinden bir şeyler katıyor. Her kadın bilmelidir Her yeni çorabınızı giymeden önce bir kerecik nemli bez arasında ütülerseniz hem daha çok dayanır, hem de rengi ça- buk bozulmaz. * Renkli eldivenlerdeki yağ lekeleri ba- yat ekmeğin içile silinirse kolayca çıkar. Benzin vesalre eldivenin rengini bozar, Lekeyi onlarla silmek doğru değildir. * Şasonlarınızın parlaklığını muhafaza için arasıra nemli talkla temizlemelisi - niz. Talktan başka her şey lâstiği az çok donuklaştırır. * Soğan kokusu elden kolayca Çıkmaz, Ne kadar sabunlasanız nafile... Hattâ kolon- ya sürünseniz iki koku birbirine karışır, berbad bir hal alır. Ne sabunum, ne de kolonyanın göremediği bu işi bir parça kaya tuzu görür. Soğanlı ellerinizi tuzla oğuşturunuz. | Sonra ilik su $le çalkalayınız. * Bıçaklarımızın pas tutmaması için kir- Jenirf kirlenmez gazete kâğıdı ile silip bir yana koyunuz. Yıkanacakları vakte ka- dar gene önce gazete kâğıdile oğunuz, sonra yıkayıp çalkalayınız. Her gün böy- le temizlenen bıçak kat'iyyen pas tutmaz. W HL a?”;'?nı Bostancıda kasab Hüseyini öldüren İslâmın muhakemesine devam edildi Şahidler, katilin, kendisine hakaret ettiği için arkadaşın! tabanca ile öldürdüğünü itiraf ettiğini söylediler Bir müddet evvel Bostancıda istas- 7 inci sorgu hâkimliğine verilmiş, ya “ yon civarında feci bir cinayet olmgş. İslâm isminde biri arkadaşı kasap Hü - seyini tabanca ile öldürmüştü. Hâdise- nin sebebi iki arkadâş araşında bir ala- cak meselesinden dolayı çıkan kavga Kavgadan bir müddet sonra, gece ya - rısına doğru, İslâm istasyonda Hüseyi- ne rastlamış, iddiaya göre arkadaşı ab dest bozduğu sırada tabancasını çek - Suçlu İslâm, geçen celsede: — Çarşıda Hüseyinle aramızda ge - pilan sorgusu neticesinde tevkifine lü- zum görülmüştür. Galata umumi evlerinde çalışan Ka: tina Kibirli isminde bir kadını kıskanç- lık yüzünden jiletle yaralayan — Koço hakkında da takibata başlanılmıştır Poliste : Dünkü otomobil, tramvay ve * motosiklet kazaları Vahan Azaryanın idaresindeki 5IZ nu * © maraelı otomobil Şişli - Büyükdere cadde * sinde Ermeni mezarlığı önünden göçerkel trağıvay biletçisi Abdullaha çarparak yaras — lamıştır. Yaralı todavi altına alınmış, goföf yakalanmıştır. * Şaför Yusufun idaresindeki 3334 numa” çen kavgadan sonra, gece rakı içmiş -İralı otobüs ile vatman Nazım tarafından İs tik. Birdenbire yolda giderken, Hüse - yine gündüz sarfettiği ağır sözleri gerîş almasını söylemiştim. Geri almadı, ye- niden tahkir ve tehdid etti. Sarhoştuk. Hâdise vukua geldi. Demiştir. Dünkü celsede şahid olarak dinleni- len polis memurları da, mahkemede şunları anlatmışlardır: — Gece saat 12 sularında suçluyu karakola getirdiler. Bir elinde tabanca- sı vardı, Hüseyini vurduğunu karakol- da ikrar etti. Derhal, bir zabıt tanzim ettik. Suçlu ile Hüseyin gündüz bir a - lacak meselesinden çarşıda kavgn et - mişler. 'Kasap Hüseyin, İslâmı tahkir etmiş ve edolandırıcı» demiş. gene de, İslâm arkadaşma: ç «— Sözlerini geri al dediği zaman, Hüseyin: «— Dur bakalım, bekle, bak ben da- ha neler yapacağım sana?» — cevahını vermiş, Suçlu vekili duruşma sonunda bazi müdafaa şahidlerinin dinlenmesini is- temiş, mahkeme bu talebi kabul ede - rek, duruşmayı talik etmiştir. Valide hanında bir ihtiyarı öldüren genç ağırcezaya verildi İki ay kadar evvel Çakmakçılarda Valide hanında Cahid isminde bir ço - çuk kendisine tecavüz etmek — isteyen Şükrü isminde bir ihtiyarı bıçaklaya - rak öldürmüştü. Hâdise etrafında 4 üncü sorgu hâ - kimliğinde açılan ilk tahkikat netice - lenmiştir. Suçlu Cahid, yaşı ve vak'adaki ha - fifletici sebebler gözönünde tutularak, ceza kanununun 448 inci maddesi hü - kümleri dahilinde muhakemesi ve lec- ziyesi talebile Ağırcezaya verilmiştir. Galatadaki iki yaralama vak'ası adliyeye intikal etti Galatada vukua gelen iki yaralama bâdisesinin suçluları hakkında müddei- umumilikçe tahkikata başlanılmıştır. Galatada Davud isminde biri arka- daşı Nazımı, alacak yüzünden — çıkan bir kavga sırasında, bıçakla ağırca ya- ralamıştır. Derhal adliyeye sevkedilen — suçlu, | dürülmüştür. — , I Bacaksızın maskaralıkları : Eltlma ağacında I j hâdisenin sebebi bunlar |» y mıştır. olduğunu, karakolda ikrar etmiştir. Bir dare edilen 12 numaralı tramvay arabası â- rasında Samatya caddesinde bir çarpışmâ olmuştur. Tramvayın açık bulunan penceres sinden kol dışarı çıkarmış olan yolcular- dan Sadık, kolundan ağırca yaralanmıştır. Yaratı Cerrahpaşa hastanesinde tedavi al “ tına abınmış, tahkikata başlanmıştır. * Boför Cemalin idaresindekl 3421 nu « maralı otobüs ile vatman İsmallin Jdaresin- deki 129 numaralı tramvay arabası arasındik. Şişli Halâskârgazi enddesinde bir çarpışmâ olmuş, her ikisl de hasara uğramıştır. 4 Vatman Süleymanın idaresindeki 112 numaralı tramvay arabası ile, Zeynelin idüs resindeki 9340 numaralı motosiklet arasın “ da Şişlide Ermeni mezarlıflı önünde bir çars pışma olmuş, motosiklet ehemmiyetli suret- te hasara uğramışlır. Nüfusca gzaylat olma « mıştır. Dikkatsizlik yüzünden bir çocuğut kolu yandı buçuk aylık çocuğu Aydının üÜzerine kazaell sütü dökerek çocuğun kolunun ağır suretlü yanmasına sebebiyet vermiştir. Küçük Ay “ dan, Nümune hastanesinde tedavi altına a * çocuk incir ağacından düşüp kolu kırıldı Bakırköyünde Kirazbağı sokağında otu £ yan seyyar fotografcı Miki'nin oğlu 13 ya < gşında Varhan, incir ağacından düşerek kolu kırılmış, Ermeni hastanesinde altına alınmıştır. Bir afyon ve ercin mübtelâsı yakalandı Tahtakalede Deveoğlu yokuşunda şüpheli bir haldo dolaştığı görülen Yusuf oğlu Ah * medin zabıta tarafından cebleri aranmış Ve bir mikdar eroinle afyon bulunmuştur. Suğ” | lu hakkında kanuni muameleye tevetsül o “ Tunmuştur. İ Fırıldakla kumar oynıyan üç kişi İ yakalandı 'Tahtakalede bir arsada fırıldak döndür 'İ mek süretile kumar oynadıkları görülen HM san İsmall ve sabıkalılardan fırıldakcı Meh* | med yakalanınışlar, haklarında kanuni mı'*ı ameleye tevessül olunmuştur. İ Bir terlikci arkadaşını yaraladı — Mercanda Mercan hanında oturan ter * Hkçi Hasan İle Rüştüpaşa banında oturafi Cemal ve arkadaşı Ali arasında 14 yüzündeti çıkan bir kavgada Cemal, Hasanı — teri bıçağlle karnından yaralamıştır. Yaralı te * davi altına alınmış, suçlu yakalanmıştır. Bir yangın büyümeden söndürüldü Küçükpazarda Kutucular sokağında İb * rahtmin dükkânında elektrik — motörünül kontak yapması neticesinde yangın çıkmıf” sa da, büyümesine meydan verilmeden sö0*