16 y SS ç gust: Almanyada Avrupayı kuşkulandıran * * askeri manevralar dün başladı (Baştarafı 1 inci sayfada) tir ve bu manevralar münasebetile bazı Halka mahsus otomobil ve otobüs gibi | memleketlerde izhar edilen endişe yersiz motörlü nakliye vasıtalarına, - kıt'aların manevra sahalarına sevki için muvakka- ten vazıyed edilmiştir. Diğer taraftan Almanyanın garb hu -| ve bu harekâtta hiç bir !ev*ıîâde)ik dudundaki tahkimat işi de sür'etle iler -| görülmediğini yazmakla beraber, si lemektedir. Bu maksadla Berlin gazete matbaalarında, restoranlarda ve diğer bı-' sayılmaktadır. Gazeteler, Almanyanın istediği gi - bi manevra yapmağa hakkı olduğunu yasi vaziyetin arzetmekte olduğu na - zik mahiyet dolayısile bu manevrala - zı müesseselerde çalışan işçiler, mareşal / rın bazı memlalotlîı—de fazla ıslbiyet! öringin emirnamesi mucibince seferber | uyandırdığını ileri sürmektedirler. edilerek tahkimat işlerinde istihdam edil- Fransız gazetelerine gelince, bun -| mek üzere garb hududuna gönderilmiş - |ların bir kısmı manevralardan hiç bah- lerdir. setmemekte, diğer bir kısmı da yalnız Hitler, bugün Berlin civarında yapılan | havadisi vermekle iktifa ederek, her - Manevralarda hazır bulunmuş ve askeri |hangi bir mütalea yürütmemektedir - teftiş etmiştir. Yabancı ataşemiliterler de bazı mıntakalardaki manevralarda ha- zar bulunacaklardır. » Almian ve Fransız gazetelerinin Londra 15 (Hususi) — Salâhiyettar mehafilde temin edildiğine göre, Alman ler. Amerikan gazetelerinin neşriyatı Nevyork 15 (A.A.) — Alman aske- Ti manevralarından bahseden Nevyork 'Taymis gazetesi şöyle yazmaktadır: «Hiç bir askert manevra böyle kız- gin beynelmilel'bir hava içinde bu ka- manevralarına iştirak eden muvazzaf ve |kadar tehlikeli bir şekilde tahrikâmiz ihtiyat sayısı bir milyondan hayli eksik- bir mahiyet arzetmemiştir.» ——— ——— —— ——— —— ——T Türk dnklıırlu_og'nun yarattığı bir mucize (Baş taralı 1inci sayfada) bir ehemmiyeti haiz hâüdiseyi bizler henüz nuyoruz. Bu muvaifaki! umumiyesine bildirilmekte sebeb tıb adamımızın sonsuz tevazü' masaydı her halde gazetecilerimiz haber almış bulü- iyetin Türk efkârı gecikitmesine u ol bu | taahhürün azabını pek çetin olarak hisse- derlerdi. * her halde okuyucularımıza ya - bancı gelmiyecektir. Geçen ı:umırıfd gü- nü akşamı Sirkecide bir kasabın ağır ya- ralanmasile nihayet bulan kanlı bir kav- a ol tu. z Sıı'ı::îde Yurd kasab dükkânında ka- sablık eden Şerif Balıkpazarında Keton- ciler kapısında kasab Kemalin yen::dı çırak Ganiyi şaka ile başlıyan bir mü - nakaşanın sonunda kalbinden ve omuz başından kasab bıçağı ile ağır surette ya- ralamıştı. Bu k':nl.ı vak'anın tafsilâtını veren ga- zeteler, havadislerinin sonuna şu salır - Jarı da ilâve etmişlerdi. «Ağır yaralı bulunan Gani Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Hayatından ümid yoktur.> Filhakika hâdiseye şahid olanlarla, ec- zanede ve hastanede ilk müdavatı yapan- lar Ganinin arkasından: — Allah gani, gani rahmet eylesin! de- mekten kendilerini alamamışlardır. İşte bu sırada beklenmiyen bir mucize olmuş, Fahri Arelin eli genç kasab çıra- ğını Azrailin elinden kurtarmış, ölümün kolları arasından alarak hayatın kucağı- na iade etmiştir. Genç kasabın kurtulma ihtimali binde bir bile olmadığı halde Fahri Arel hl_- Tarını sıvamış, zembereği boşanmış bir saat gibi duruveren kalbin karşısında so0- ğukkanlılığından zerre kıybetmedı—_n göğ sü açmış, genç yaralının kalbini göğüs - ten dışarı çıkarmış, avtucüu içine alırış, .bh- buçuk dakikada dikerek tekrar yerine koymuştur. Bugün, kalbi bıçakla deline- rek hayatından ümid kesilen Gani şimdi, Cerrahpaşa hastanesinde taburcu edile- ceği günü beklemektedir. Vak'ayı haber aldığımız zaman hem hayret ettik, hem sevinç duyduk. Hayret ettik; çünkü, yaralının kurtulması - için bir mucize lâzımdı. Sevindik, çünkü bu mucizeyi Avrupadaki meslekdaşına par- mak ısırtacak bir muvaffakiyetle Türk Vak'a, ce yaptığı işi basit bir apandisit ameli- olması icab eden bu| yatının üstüne çıkarmıyan — derin bir tevazu içinde ellerini uğuşturarak: — Bilmem ki, dedi. Bu kadar meş - gul olmağa, yorulmağa değer mi?.. Sa- dece biz yapmamız lâzım — gelen işi yaptık.. — Fakat her zamanki iş bir mucize, bu mucize de tıb âlemimize iftibar ve- recek bir netice doğurdu. Bu neticenin kazancını sizden alıp umuma mal et - mek bizim vazifemizdir. Vatandaşlara Türk hekiminin bu muvaffakiyeti ile övünmek fırsatını vermeliyiz. Sözlerim tesirini gösterdi. Doktor anlatmaya başladı: — Hâdiseyi biliyorsunuz. İki kasap şakalaşırlarken işi kavgaya dökmüşler, biri diğerinin kalbine uzun bir bıçak sokmuş, Kalbini delmiş, getirdiler. Na- biz tamamef dürmüştü. Kalb - cansiz, yarı atar, yarı atmaz vaziyetteydi ve kan fışkırıyordu. Derhal kalbi dışarı çıkardım. Avucumun içine aldım. Kalb ameliyatı çok heyecanlıdır. Kalb eli - nizin içinde oynar. Bunun için çok tehlikelidir. Muvaffakiyet Ihtimali çok azdır. Hemen hemen yok denilebilir. Yaralı fazla kan zayi etmişti. Kal - binin etrafında biriken kanlar — kalbi sıkıştırıyor, binnetice kalb — duruyor, Derhal müdahale etmek lâzım, Yegâ - ne şansı da zaten hemen müdahale et- mekte oldu. İlâve-edeyim ki, dediğim gibi, bu müdahalenin de neticesi pek kat'i değildir. Kurtulanlar pek azdır. Kalbi dikmek bir buçuk, bütün ame - Hiyat da 'beş dakika sürdü. Şimdi has - tamız iyidir. Tamamen kendisine gel - miştir. Harareti normaldir. Muntazam konuşuyor. — Şu halde siz bir değil, kurtardımnız! — Niçin? — Şunun için ki, şayed Ganiyi kur- tarmasaydımnız, onu yaralıyan ömrünün sonuna kadar vicdan azabı çekecekli. Onun da kalbini bir ıztırab mengene - sinde kısılmaktan kurtardınız, Hastaneye gelmişken ahiret yolcu - luğundan geri dönen Ganiyi görmeği arzu ettim. Ona ahiretten gelen adam diyorlar koğuşda.. — Geçmiş olsun dedim, öbür taraf - tan ne haber? Gülümsedi: iki kalb hekimi de yaratmıştı. * Cerrahpaşa hastanesinde sertabib Bay Esadım odasında, Fahri Arelin klinikten avdet etmesini beklerken mesai arkada- şinın bu muvaffakiyetinden hakiki — bir iftihar duyduğu yüzünden okunan değer- H idareci dedi ki: — Bu hakikaten nadir bir ameliyat- tır. Siz de biliyorsunuz Avrupada bir operatör tarafından bir ayni yapıldığı zaman kıyamet kopmuştu. Bir Türk o- peratör, kıymetli bir arkadaş tarafın - dan bu ameliyatın daha muvaffakiyet- le burada yapılması bize hakiki bir if- tihar ve sevinç vermektedir. Operatör Fahri Arel sertabibin 0 - dasına döndüğü zaman — kendisine bu muvaffakiyeli için geldiğimi öğrenin -| — Sormayın! — Nasıl oldu bu iş Gani.. Faclayı hatırlryarak yüzünü buruş- | turdu: — Oldu bir şey işle.. Lokantaya' et götürmüştüm, Dönüşte uğradım. Şaka derken iş ciddiye çevrildi. Kalbime ye diğim bir bıçakla dışarı fırladım. Po - lise koştum. Polis doktora — gönderdi. Doktor yarayı ağır buldu. O sırada da kendimden geçip yıkılmışım. Meğerse kalbim durmuş. Allah razı olsun kur- tardılar beni.. Yanımdaki arkadaş gülerek yüzü - me baktı: — Delikanlı artık bu sağlam kalble her türlü yaralara göğüs gerebilir. Ben de ilâve ettim: — Hattâ ölüme bile.. Azrail bir da- | SORUYORUZ! * kontrol ' “Belediye ! teşkilâtı mensuhları î .. neredesiniz ? (Baştarafı 1 tnel sayfada) doldurulmaları sırasında gazoz kaza: nına düştükleri ve gazozlar şişeleri MSLSeS SN SERACAAAALAACLBERAK |a ”. boşaltılırken icab eden fennf tedbir- ; Tere baş vurulmadığı için aynen şişe- : # ye idhal edildikleri anlaşılan bu pis ; mahlükların bu gazoz şişesindeki İ mevcudiyetleri, bu gibi imalâthane- İ lerde fennt tedbirlere kâfi derecede ; riayet edilmediğini açıkça gösteriyor- dü. Bunu, o zaman yazdık. Yalnız ga- zoz imalâthanelerinin değil, alelü mum yiyecek, içecek satan yerlerin de gayet sıkı surette kontrol edilme- leri lüzumuna işaret ettik. Ayni za -: manda bu gazoz şişesinin nezdimizde mahfuz bulunduğunu, müracaat ede - : cek her hangi bir belediye memur ; veya müfettişinin emrine âmade tut- uğumuzu da bildirdik. Yukarıda da ; yazdığımız gibi aradan yirmi, yirmi : beş günlük bir zaman geçtiği halde ne aldıran oldu, ne de soran? Bu sebeble, bu defaki hitabımızı ? bizzat belediye reisi Muhiddin Üs -! tündağa tevcih etmek ve bu Bgibi ah- ; valde çok hassas hareket etmesi lâ - ğ zım gelen belediye kontrol cihazından $ şikâyet etmek ve sormak mecburi - î yetinde kaldık: Bu sinekli gazoz şişe- | : İ sini daha kaç gün masamızın üzerin- İ de muhafaza edelim? ; VA EL OA NK ENZ Mühim bir döviz kaçakçılığı daha meydana çıkarıldı (Baştarafı 1 inci sayfada) Şehrimizde idhalât kömisyonculuğu ya- pan büyük bir şirketin mühim mikdarda döviz kaçakçılığı yaptığını haber alan gümrük muhafaza başmüdürlüğü teş - kilâtı derhal tahkikat ve takibata başla - miş ve suçluları tesbit etmiştir. Döviz kaçakçıları muhafaza teşkilâtının taki - binden yakayı kurtarmak ve tahkikatı durdurmak için muhafaza memurlarına rüşvet teklif etmişlerdir. Tahkikat sı - rasında başkar deliller elde etmek Üüzere muhafaza memurları bidayette bu rTüşvet teklifini kabul eder gibi görünmüşler ve diğer taraftan da cürmü meşhud yapıl- mak üzere âmirlerini ve zabıtayı keyfi- yetten baberdar etmişlerdir. Bu suretle paranın memurlara verileceği - yer - de tertibat alınarak bir cürmü meşhud hazırlanmıştır. Döviz kaçakçılığı yapan lanmış ve derhal bir zabıt varakası tu - tularak müddeiumumiliğe verilmiştir. Döviz kaçakçılığının tahkikat safha - sından Maliye Vekâleti de haberdar edil- miştir. Tahkikat bir iki güne kadar te - kemmül ettirilerek diğer suçlular da cumhuriyet müddelumumiliğine tevdi e- dileceklerdir. Muhafaza teşkilâtı evvelki günkü nüs- hamızda yazdığımız ve bir kömür şirketi tarafından yapıldığını haber verdiğimiz döviz kaçakçılığı etrafında da tahkikatımı ktedir. Bu mesai sırasında meydana çıkan diğer bazı döviz kaçak- çılıkları hakkında da tahkikata devam olunmaktadır. “ Doğu manevraları (Baştarajı 1 inci sayfada) kan hususf bir trenle manevra sahasına hareket etmiştir. Mareşala bazı general- ler ve yüksek rütbeli sübaylar refakat etmektedir. Bu sabah İstanbuldan şehrimize gelen Millt Müdafaa Vekili Kâzım Özalp ta hafta sonunda ıy*nl sahaya gidecektir. Ankara 15 (Husust) — Doğu ma - nevralarını takib edecek olan askert er- kân manevra sahasına hareket etmeğe başlamışlardır. bili (Baştarafı 1 önci saylada) Milli kümeye iki senedenberi dahil olmuş ve derece almış olan klüplerden | Fenerbahçe, Güneş, Beşiktaş ve Gala- fasaray murahhasları ilerde milli kü - me maçlarının yapılabileceğini — ileri ürerek iki devreli lig maçı. yapamıya- caklarını ve ancak bir devreli lige da- hil olabileceklerini söylemişlerdir. Muntaka ikinci reisi ve futbol ajan vekili Muhtar Uygur — federasyonun gönderdiği talimattan hiç bir suretle fedakârliık edemiyeceğini söylemesi ü- zerine yukarıda isimleri — geçen dört klüp kur'a çekmekten istinkâf ederek imal terketmişlerdir. İleride milli küme maçları yapıldığı takdirde baştan sıra alan altı klüpten dördünün milli kümeye alınması şar - tile geri kalan klüpler fikstürü çek - mişlerdir. Mıntaka ikinci reisi bu vaziyet hak- kında bir rapor tanzim etmiş ve geri kalan klüpler murahhaslarına imza et- tirmiştir. Lig hey'etine umum! kâtib olarak Nuri Bosut, muhasibliğine de Süley - maniyeden Necdet seçilmiştir. İkinci lig maçlarına on üç klüp İş - tirak ettiğinden birden yediye kadar sıra numarası alanlara A, yediden yu- karı numara çekenlere de B. grupu de- necek, iki devre maç yapacak olan bu Macera filmlerinin kadın kahramanlarına taş (Baştarafı 1 inci sayfada) kahramanca yardımile ölümden kurtu- labilmiştir. Suçlu Rizeli Harum yakalan- mıştır, Hüsnü koyunculuk ve hırdavatçılık ile iştigal etmektedir. Zengin olduğu zanne- dilmektedir. Gücü küvveti yerindedir. evin içine sarkmaş, ve Hüsnüyü öldür - mek istemiştir. Yatağından fırlıyan Hüs-| zını Mustafa isminde birisinin ist : nü mütecavisin üzerine atılmış, müca -| ve kızı alamamasıdır. Mustafa kızın kene —— dünevırııdığımgbrnnoebownıuqı, öldürtmeğe karar vermiş ve bu maksad. Ta Harunu ileri sürmüştür, Tahkikat in « kişaf etmektedir. Danimarka Almanyadan ' dele fasılasız iki saat kadar devam etmiş, altalta, üstüste dövüşürlerken, Harun tabancasını patlatmağa imkân bularak Hüsnüyü, boğazından yaralamıştır. Hüs- Şakir Kesebir izmire gidiyor Ankara 18 (Hususi) — İktısad Vekili Şakir Kesebir İzmir fuarı için bugün - lerde İzmire hareket edecektir. Vekilin Eskişehire uğrıyarak şeker fabrikasını teftiş etmesi de muhtemeldir. Dörtyol ihracat kooperatifi bir türlü kurulamıyor Dörtyol ( Husust ) — Bu; Dörtyolkazasının başlıca işlerinden bi- ri ihracatı: kooperatifi meselesidir. Bu kooperatifi kurmak için İktisad Vekâ- leti ehemmiyetle meşgul bulunmakta- dır. Fakat verilen ehemmiyete rağmen Dörtyol mıntakasında iyi portakal bah- çesi olanlardan bir çokları, hattâ yüzde | cektir. Samsun limanında yanan motör Bi v M DA Samsun (Hususi) — Geçenlerde li -|saat devam ettiğini ve bütün gayretlere ha ona yaklaşmaz. Çünkü öldürdüm | manımızda Şevki kaptanın idaresindeki |rağmen söndürülemediğini bildirmiştim, İ motörün 6000 teneke benzin ve 4000 te -| Yukarıdaki resim motörün alevler içinde Nusret Safa Coşkun |nek gazla beraber yandığını, ateçin 48 | yanışını gösteriyor Ğ Saray, Fener, Güneş - Beşiktaş ligden çekildiler grupların birincileri iki defa karşıla * şıp en çok puvan alan klüp ikinci lig birincisi olacaklır. ler: yüb, Galata Gençler, Boğaziçi, Fener - — yılmaz, 4 ler: beyi, Anadolu, Davudpaşa, Sümerspor, rinci lig fikstürü: ğ Vefa - Beykoz, İstanbulspor - Hilâl. tanbulspor - Beykoz, Vefa - Topkapı. İstanbulspor - Vefa, Hilâl - Topkapı. j Beykoz - Hilâl, İstanbulspor - spor, Beykoz - Topkapı, Vefa - Hilâl, j stadlarında- başlıyacak lig maçlarından bi » — rinel ligden iki, ikinci Hgdon birer klüp ara- * sında maçlar yapılacaktır. ğ gembe akşamları aralarında tayin edecek < — | lerdir. nünün bitab kaldığını gören carih kaç- mak istemiş dama giden merdivene koş- muş, fakat o sırada babasına yardıma ko- şan kızı Nenepaşa mütecavizin ayağın « dan merdiveni çekmiş, herifi düşürmü; üş ve üzerine çullanarak elinden tabanca « sını aklıktan sonra kendisini kızkıyrak Harun iki arkadaşile beraber, gece, iple | bağlamıştır. bir nutuk söyliyen Danimarka muha - — fazakâr partisinin şefi Moller, 1864 se- nesindenberi Slezviz'in Almanyada ka« Tan cenup kısmındaki Danimarka ekale liyetinin bu kadar ağır şerait altında — yaşamadığını ve yeni Alman - Dani « marka hududunun halihazırda mühim — bir mesele teşkil ettiğini beyan etmiş « tir. doksanı kooperatife girmemekte ısran ediyorlar. Janarak bu mesele etrafında İkinci lig klüpleri grupları arasında yapılar maçların hâsılatını — arala « — yanda taksim edeceklerdir. ! İkinci liğ A. grupuna ayrılan klüp - Kasımpaşa, Ortaköy, Altınordu, F- İkinci lig B. grupuna ayrılan klü > » Anadoluhisar, Karagümrük, Beyler« T1/Eylâl/938 de başlıyacak bi - —| Birinci hafta: Süleymaniye - Topkapı, — İkinci hafta: Süleymaniye - HilMI, İs « Üçüncü hafta: Süleymaniye - Beykoz, — Dördüncü hafta: BSüleymaniye - Vefa, * Topkapı, ——— Beşinci hafta: Süleymaniye - İstanbul « On bir Eylülde Taksiım, Kadıköy ve Şeret Klüpler maç hakemlerini her hafta per « — | çıkartan genç kız Cinayete sebeb olarak, Hüsnünün kı « şikâyet ediyor Kopenhag 15 (AA.) — Roedby'de ( Kredi kooperatifleri bugünlerde top- —