XYazan: Sapper Bu sırada bir uşağın — refaka - tinde astrağan paltolu bir adam içe- ri giriyordu. Burton yeni geleni kar- şılamıya koştu: — Size Mis Kastefdbn ile Mistr Longvorth'u tanıtayım, dedi. Berikilere dönerek ilâve etti: * — Bay Menalin. Yeni gelen tek kelime söylemeden eğildi: e Kapı tekrar açıldı, bu defa gelen da- ire müdürüydü: — Elendim, yemek hazırdır. Sofrada henüz çorba kâsesinde idi - ler ki bir uşak Alginin eline dörde bü- külmüş bir kâğıd sıkıştırdı. Mesajı Drummond yollamıştı: — «Müsahabede bir ara Varda ada- sından bahsediniz, B ile M min ne hal alacaklarına bakınız» deniliyordu. Bu, kolay bir şey değildi. Algi nafile yere bir münasebet aramıya koyuldu, bulamadı. Yemekten kalktılar. Salona Bgeçtiler. Menalin Taymis gazetesini 0- kum daldı. Burton ise kendini bir bulmacanın halline kaptırdı. O zaman Algiye ilham geldi: — Fakat siz kolayına bakıyorsunuz, dedi. Bir tane ben söyliyeyim de onu hallediniz: Ve şilr okur bir adam tavrı takına- rak başladı: « Bir kız tanıdım adı Madda. « Olurduğu yer bir adadır...... € e. Adı Varda» San kelimede Burton belli belirsiz titredi, Menalin ise elinde tuttuğu ga- z&teyi yere düşürdü. Algi hiç bir şeyin farkında değilmiş. gibi devam ediyor- du: — Fakat Burton bu adanın nerede bulunduğunu siz bilir misiniz? *“— Varda, Varda.. doğrusu ben bu isim de ne dağ, ne de ada bilmiyorum. Siz ne dersiniz Menalin? Fakat Menalin çoktan yerini terket- mişti. Başlarını çevirenler onun ancak kuvvetli sırtını kapı aralığında gör - düler. Bir ölüm sükütu çöktü. Nihayet Algi duvar saatine bakarak: — Gece yarısı olmuş, dedi. Ben oda- ma çekileceğim. Fakat Burton şu Var- da acaba gerçekten nerede? Burton başını kaldırmadı, - 10 — SOMNAMRÜL Algi odasına girdiği zaman şömine- sinden neş'eli bir ateş yükseliyordu. Bir kitab alarak ateşin karşısında ge- niş bir koltuğa yerleşti, fakat kitabı o- kum teşebbüs etmoden koltuğun na bırakarak kulak kabarttı. Ha- yır, yanılmamıştı, bir döşeme tahtası gicirdayordu. Algi bir hamlede elek- ttik düğmesini çevirdi, oda karanlığa büründü. İkinci bir gıcırtı daha geldi. Tam e- dasının hizasındaydı. Derken kapının lopuzu yavaş yavaş döndü. Şömineden yükselen alevler odanın duvarlarında oynak dalgalar çiziyordu. 'Kapı ağır â- ğar açıldı. Algi bütün sinirleri gergin olarak bakıyordu. Fakat birden gevşe- di, merakı hayrete yer verdi. İçeri gi- rân şahis Molly Kasteldon'du: Genç kız gözleri fazla açık, kolları hafifce ileriye uzanmış, bir mankene benziyordu. İçeri girince arkasına dön- dü. Kapıyı kapattı, sonra emniyetle Al- gi'ye doğru yürüdü. Delikanlı onu deh- şetle seyrediyordu ve genç kızın som- nambül olduğunu anlamıştı. Genç kızın sesi de-işitildi. — Abdal, diliniz çözülmiyecek mi? Delikanlı mırıldandı: — Nasil, nasıl? Ben sizin somnam- bül olduğunuzu sanmıştım. — Ben de öyle hareket ediyorum, öyle sanmanızı istiyorum. Çocuklu - ğümda biraz somnambül imişim, Son- 'Ta geçmiş.. o vakit nasıl hareket ettiği- ea M SOY S TR Y S WaĞi UPK 'Türkeeye çeviren: Hasmun Uşaklığll Kapı ağır ağır açıldı mi unutmüş olduğumu — sanıyordum, Tecrübe yapıyordum, muvaffak oldum mu? — Fevkalâde. Fakat bu tecrübeden maksad ne? — Geliniz burayat Ve delikanlıyı elinden tutarak pen- | ğim. cerenin önüne götürdü. — Şu aydınlık ölan odayı görüyor musunuz? Benim odamdan daha iyi görünüyor, amma, buradan da görü - nüş pek fena değil. İçinde bir şeyler oluyor. Gidip görmek hevesindeyim. — Ne şekilde? — Eğer burada bir somnambüle ben- Zedisem orada da benzememekliğim için hiç bir sebeb yoktur. Bir kaç saniye Algi cevab vermeden baktı, sonra: — Moliy, azizem. Muhakkak ki gör- düğümüz odada bir kaç kişi müzakere halindedir, içeri girmeniz tehlikeli o- lur. — Beni yemezler ya! — Enteresan bir şey keşfetmeniz ih- timali pek azdır. Sonra da bu kostüm- — Fena mıyım? — Bir içim susunuz, amma.. Genç kız kat'i bir sesle söyledi: — Yavrum, fikrimi değiştirmiyece- gim, bu işi başarabilecek birisi varsa Günün Bulmacası BOLDAN SAĞA: 1 — Abdülhak Hâmid, : 2 — Hâristan Gülistan muharririnin iki isminden biri - Akıllı. 3 — Bir yerde oturmak - Bayağı, * — Başına iir «A> getirilirse aramak masdarından emrihazır - Rütubet. 5 — Bir erkek ismi. 6 — Çobanın çaldığı. 1 — Evde başa giyilen - Okuyan. 8 — İzırmak masdarımndan — emrihazır - Maaş kanunu, 9 — Bat - Kırmızıya benrer bir renk - İs- üfham nidası 10 — Keçinin derisinin üstünde olanlar « YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Şilr yazan - Endaht. 2 — Çok fakir - Buratı gülmiyen, 9 — Hizsettirme - Yerinde olmıyan, 4 — Bir erkek ismi - Hükümdar. 8 — Köpeğe. © — Uzağı işaret ederken söylenilen şey - Basmak mazdarından emrihazır. 7 — Başına bir «An getirilirse üye - Güse- tede çıkan imzalı yazılar, B — Cereyan eden - Yokun mddı. 9 Hazım elhazı - Madenleri parlatan 10 — Parça parça. S-0i M op < > l m|< - K A | (i | iMİ (E n H , 2 3 * * 6 7 8 ) € (SPİNİ>| imiz Mi>> z >i<-|el» o da benim, siz değil, alelhusus az çok şüphe altındasınız.. Algi ısrar etti: — Yapmamalısınız Molli, başınıza maazallah bir şey gelecek olursa bun- dan kendi kendimi mes'ul addedece - — Başıma hiç bir şey gelmiyecektir, merak etmeyiniz. Şimdi benim odama gidelim. Alacağımız tedbirleri orada konuşuruz. Ben odamdan çıkar çık - maz siz de buraya dönersiniz, — Odanızda beklesem... — Budalalık etmeyiniz: Çarls Bur- ton beni elimden tutarak odama geti- Tecek olsa karşısına çıkacak ilk adam siz olursunuz. Koridorda Mollinin odasına gelince- ye kadar yanyana yürüdüler. Fakat tam odaya girecekleri sırada Algi durakla- d. Karanlıkta birisinin kımıldandığını işitmişti. Eli genç kizm kolunu sıktı ve genç kız ona yaklaşarak: — No oluyor? diye fısıldadı. — Koridorda birisi var, siz odamıza giriniz ve bir yere kımıldanmayınız, ben biraz sonra gelirim, Genç kız kapısını açarken delikanlı duvara yanaştı ve kapının kanadı açıl- dığı zaman dışarıya sızan ocak ziyasın- dan tâ yanı başında bir gölge görünce üzerine saldırdı. (Arkası var) RADYO Bugünkü program İSTANBUL 6 Ağustos 1938 Cumartesi ÖĞLE NEŞRİYATI: 1230: Plâkla Türk musikisi. 1250: Hava- diz. 13.05: Plâkla Türk musikisi. 13.18: Kot ser: Novotni'den naklen, örkestra M, Kemal idaresinde. AKŞAM NEŞRİYATI: 18.30: Hafif müzik: Tepebaşı Belediye bahçesinden naklen, 19.15: Konferans: Prof. Balih Murad (Fen müsahabeleri). 19.55: Bar- sa haberleri, 20: Saat âyarı: Grenviç rasad- banesinden naklen. Nihal Asım ve arkadaş- ları tarafından Türk musikisi ve halk şarkı- ları. 20.40: Hava raporu, 20.43: Ömer Rira Doğ rul tarafından arabea söyler, 21: Saat üya- rı, Örkestra, 2130: Necmeddin Rıza ve ar- kadaşları tarafından Türk musikis! ve halk şarkıları. 22.10: Plâkla muhtelif parçalar. 2250: Son baberler ve ertesi günün progra- u, 28: Saat âyarı. ANKARA €. Ağustos. 1938 Cumartesi ÖĞLE NEŞRİYATI: Öğle neşriyatı: 13.30: Karişık plâk neşriyatı, 19 50: Plâk Türk musikisi ve halk şazkıları. 14.1$: Ajans haberleri. AKŞAM NEŞRİYATI: 18.30: Plâk neşriyatı, 19.15: Türk musiki- &1 ve halk şarkıları (Makbule), 20: Saat â- yarı ve Arabca neşriyat. DMLiS: Türk musi - kisi ve halk şarkıları — (H, Rıya), 21: Plâk neşriyatı, 21.15: Stüdyo salon orkestrası, 22: Ajans haberleri ve hava raporu, 22.15: Ya- zıakl program. Nöbetci eczaneler Aksaraydı: (Sarım), Alemdarda: (Bırrı Asım), Beyazıdda: (Haydar), Samatya- da: (Teofilos), Eminönünde: (Aminas- ya), Eyübde: (Arif Beşir). Fenerde: (Vi- tall). Şehremininde: (Nâzım). Şehzade- başında: (Asa0), Karagümrükte: (Ke- mal). Küçükpazarda: (Yorgi), Bakırkö- yünde: (Merkez). Beyoğlu cihetindekller: İstiklâl caddesinde: (Dellasuda). Tepe- başında: (Kinyoli), Karaköyde: (Hüse- yin Hüznü), İsliklâl caddesinde: (Liman- ciyan), Pangaltıda: (Nargileciyan). Be- şiktaşta: (Büleyman Receb). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (Ömer Kenan), Sarıyerde: (Osman). Kadıköyünde; (Saadet - Os- man Hulüs!), Büyükadada: (Halk), Hey- belide: (Halk), “Kara Alı- Cek Şeri güreşi hakkında maruf pehlivanların tahminleri Bulgar güreşci Dangalof da şehrimize geliyor Bu pazar günü Taksim stadyomunda yapılacak Kara Ali Cek Şeri güreşi etra- fında, yalnız sporcular arasında — değil, ötede beride de birçok dedikodular olu- yor. Güreşin neticesi hakkında tahmin- ler yürütülüyor. Cek Şeri kazanabilecek mi? Ali Cek Şeriye acaba ne kadar da- yanacak? Alinin kazanması ihtimali var » p madır? Bu guallere cevab vermek hakikaten güç. Cek Şerinin yalnız göhretini nazarı itibara alarak hüküm vermek doğru ol- madığı kanaatini taşıdığım için hiç ol mazsa idmanını seyreden ve onunla id- man İyapanlardan sormak en doğru hare- ket olacaktı. Kendisile birkaç defa idman yapan a- matör ağır sıklet güreşcimiz Çoban Meh- medi buldum ve kendisine: «Cek Şeriyi nasıl bulduğunu, Kara Aliyi yenip yene- miyeceğini» sordum. Biraz düşündükten sonra: — Bü adam şimdiye.kadar İstanbula!' gelen güreşçilerin biç birisine benzemi- yor. Dehşetli-kuvvetli ve kuvveti kadar da tekniği var. Ben, bu güreşi yüzde yet- miş Cek Şerinin kazanacağına kaniim, dedi. Bundan sonra hakem Cemali buldum. Kara Alinin meneceri vaziyetinde ölan bu zat ta: «Cek Şeri, hakikaten kuvveti ve tek- nik bilgisi yüksek bir pehlivandır. Fakat kat'i olarak bu adam Aliyi yener diye- mem. Hattâ ilk yirmi dakika zarfında e- | ğer Alinin şansı yardım eder de Cek Şe- riyi bastırabilirse güreşin, Ali lehine bi- teceğine de ihtimal vermemiz lâzımdır. diyor. Bu işlerde tecrübesi olan organizatör Asım da ayni fikirde. Abdullah pehlivan da: «Şimdiye kadar buraya gelen pehlivanlardan hiç birisi- nin hasmının ayağa daldığını görmedim. Fakat o bu işi de yapıyor. Eğer Ali bera- bere bir güreş çıkarırsa çok iyi.» Tekirdağlı Hüseyin ise: «Güreştir bu. Belli olmaz» diyor ve işin içinden sıyrılıyor. Kara Ali ne diyor? Bunlardan sonra da Kara Aliyi bul- dum ve: «Cek Şeri, güreş müddeti uzun olursa Aliyi yüzde yüz yenerim» diyor. Ne der- sin? dedim Güklü ve her zamanki gibi: «Vallahi bayım güreştir bu, belli olmaz ki» dedikten sonra: Maruf pehlivan Cek Şeri, Çoban Mehmed ve organizatör Asım bir arada — Herkesin dediği gibi ben de yeni ceğimi bilmiş olsam burada ne işim vi Yarın sabah vapura bindim mi ver eli Bandırma der, çekerim. O yenmek içi9 güreşiyorsa ben de yenilmek için güre şecek değilim ya! Elbet te ben de yen mek için güreşiyorum. Doğru değil ml #ma bayım. Cek Şeri söyledikleri gibi bif pehlivansa beni on dakikada yenmesi lâr aım. Pazar günü bunu anlıyacağız. Bu konuştuklarımızdan bir netice çÇi? karmak istersek Cek Şerinin Aliden dâ ha yüksek olduğunu söylememiz lâzınl geliyor. Hayreddin Başkut Öğrendiğime göre Avrupa şampıyont Bulgar güreşçisi Dangalof bu pazar git nü şehrimize gelecektir. Söylenenlere bakılacAk olursa kendisi ni buraya çağıran Cek Şeridir ve İstam bula onun talebi üzerine gelmektedir. Burada güreş yapıp yapmıyacağı şimdi: lik belli değildir. Tekirdağlı Hüseyinit söylediğine göre bir ay evvel Sofyada çt kan bir gazetede Hüseyine meydan okut muş: «Hüseyin Parise geldiği zaman befi hasta idim. Bundan dolayıdır ki onunli güreşemedim. Eğer şimdi Sofyaya gelifi beni yenerse kendisine 1500 Türk lirasi veririm» demiş. Bunu söyliyen bir adaffi İstanbula kadar geldikten sonra herhak €e boş dönmez gibi geliyor bana.. İ H.B. ingilterede atletizm Londranın meşhur White City sta - dında 60.000 kişi önünde yapılan bey- nelmilel İngiltere atletizm müsahaka- ları dört İngiliz rökorunun tazelen - mesile sona ermiştir. Günün en güze! derecesini bir mil (1609 m) dünya rökorunu İngiliz at- leti Wooderson sekiz yüz seksen yarda- lık mosafeyi (1.50.9) ile yapmıştır. Bu mesafenin rökoru 1926 —da Londrada koşan Alman atleti doktor — Peltezere (1,51.6) ile aiddi. İkinci- güzel rükoru da gene İngiliz atleti Brown 440 yardalık — mesafeyi (47.6) Ile yapmıştır. Bu mesafenin rö- 'koru da İngiliz atletlerinden Rampli - ge (48) saniye ile aiddi. Üçüncü güzel dereceyi 440 yarda - lik manialı koşuda Amerikalı Patter- son (53) saniye ile yapmıştır. Eski ıö-! kor İtalyalı atlet Facelliye — ald olup (53.4) idi Dördüncü rökoru ise Macar atleti Varszegi cirid atmada yapmıştır. Ma - car atleti ciridi (72.30) metre atmıştır. Müsabakaların hey'eti mecmuası bir olimpiyad hareketi kadar — parlak ve heyecanlı olmuştur. Müsabaâkalardan sonra halk meş - hur atlet Wooderson'u sahada bir ge - çid resmi yapmağa davel etmiş ve so- yunma odasından çıkarılan Wooderson halkın alkışları arasında şeref turunu müsabakaları bitti yapmıştır. Müsabakada alınan dereceler; 100 yarda — Waliker 9,9 Amerika Oşafi' darp 10 Holanda, 22) yarda — Wallker 217 Amerika, O sendarp 21.8 Holanda, 440 yarda — Brown 47.6 İngiltere 4mııal1 Fritz 417 Kanada, 880 yarda — Wooderaon 1509 (rökor), Lansi 1511 İtalya. Mi (1909. m) Fenske Pell 4.19.8 İngiltere. Üşç mil (4827. m) Nojl 14234 Beviaegia 14202 İlalya. , 120 yarda manla — Tolmich 146 ka, Finley 14.7 İngiltere, 440 yarda mania — Pattemon 58. Amt rika (rökor), Joye 535 PFransa, Yüksgek atlama — Wallker 195 Ratferty L8.25 Irlanda. 4 Bırıkla atlana — Wearmerdam 427 AD rika, Patlersön 3.965 Amerika, Uzun atlama — Hansen 7.04 Norveç, BEf eh 701 İngiltere, Gülle atma — Kretk 15.87 Estonya, A 1562 Amerika. Disk — Obrverger 50.20 İtalya, Sevi | Amerika, i Cirid — Verszegl 7230 — Macar ( İssak 7T100 Estonya. | 1545 eilmpiyadı Londrada yapılacak) 1048 de yapılacak an üçüncü M oyunlarının Londrada yapılmasına karaf rilmiştir. İngütere lig maçları İngiltere profesyonel klüpleri arasındi maç olarak ve iki devre üzerinden yaPt, makta olan «lig maçlarına» — 20 başlanacaktır. 4194