BON POSTA A 150 likler affedildi Mecliste kabul edilen kanun bir hafta , :-. sonra tatbik mevkiine girecek (Baş tarafı 1 inci sayfada) kanun ile demek istiyoruz ki artık kim- seden korkumuz yoktur.» Mehmed Somer, heyeti mahsusa ka- rarile mahküm olanların tamamen af- fını da Meclisten rica etmiştir. Torak (Erzurum), mütareke — gün- lerinin feci âkıbetlerini anlatmış, 150 liklerin bu kara günlerde düşmanla na- sıl elbirliği ettiklerini izah ederek: Eğer ben Meclis dışında olsay- onları kat'iyen affetmezdim» de- di 'Torak (Erzurum), rejimin dalâlete sapanlara kin değil, şefkat ve merbha- met gösterdiğini anlattı. — Rüşeni (Samsun), rejimin — metanet ve salâbeti üzerinde durarak vatandan Cumhuriyetin mukadderatları zaviye- sinden tedkik eylemeğe mecburuz. «Bizim yaptıklarımızı görsünler» Müteakiben Hakkı (Van) 150 liklerin dışarıda değil, içeride kalmalarının bir ceza sayılacağını ve: «Onlar gelsin- ler, bu yaptıklarile bugün bizim yaptık- larımızı görsünler ve utansınlar» — de- Mmiştir. Besim Atalay (Kütahya), affın yürek- lerde minnet ve şükran hissini yaratacı- ğinı, rejimin bunlardan korkusu olmadı- ğinı söyliyerek ömrünün son günlerini yaşıyan bu adamlar gelip neler yantığı- Mmızı görsünler» demiştir. Besim Atalaydan sonra Fikri (Adana), | Muhiddin Baha |(Bursa), Akagündüz (Ankara) sıra ile kürsüye gelerek heye- uzakta kalmanın idamdan daha acı bir | canlı bir lisanla lâyiha hakkında fikirle- ceza olduğunu anlatmıştır. rini söylemişlerdir. Ruşeni (Samsun) dan sonra kürs'iye ge len Vasfi Raşid (Sıvas) Atatürkün i- kinci defa cumhurreisliğine — intihabı dolayısile 150 liklerden Mehmed Ali- nin Meclise çektiği protestoyu hatırlat- mış ve ezcümle şunları söylemiştir: — Bu kanunu reyimize arzeden hü- kümet, eminim ki asla bir hak ve haki- kat şehidleri olmıyan bu bedbahtların mukadderatından emsalsiz derecede daha büyük olan bir mükadderatının Cumhuriyetin ve miletin mukadderatı ile endişesini taşımaktadır. Onun için- Akagündüz, bugün 150 likleri bir me-| bus sıfatile affettiğinden dolayı büyük bir teessür duyduğunu beyan ederek: «Kocasını Anafartada, kardeşini - Sa- karyada bırakan Türk analarından af di- Tiyorum. Sizin bu âkıbetinize sebeb olan- ları affetmek için bir beyaz rey veriyo- rum. Benim hırsımı da siz affediniz» di- yerek sözlerine nihayet vermiştir. En sonra kürsüye gelen Cevdet Kerim İncedayı (Sinob), felâket günlerini, Türk milletinin büyük savaştaki fedakârlık- larını, kurtuluş günlerini uzun uzadıya dir ki biz debu kanunu milletin ve'izah etmiş, 150 liklerin fenalıklarile mu- | İ|heyeti mahsusa kararları, üçüncü hedef | kayeseler yapmış, lâyihanın esasları ü- zerinde de derin ve şümullü beyanatın- dan sonra (150) likler hakkında: «Filân |bir felsefe, falan bir edebiyat üstadı ise, bizim bunlara ihtiyacımız yoktur, onla- rın yazacakları içtimaiyatın. onların ya- ğına yüz sürerek af dilesinler» demiştir. Adliye Vekilinin nutku müzakeresi esnasında söz alan hatiblerin mütalealarına cevab veren Adliye Vekili ezcümle demiştir ki: Arkadaşlarım, — Tedkik ve tasvibinize arzolunan ka- g1 münhasıran üç hedefi istih- Bunlardan birincisi 150 likler, ikincisi te istiklâl mahkemosi mahkümlarıdır. Bunlardan birinci kısım sıkı kayıd'ar ve şatilar altında affediliyor. İkinci kışım ufak tefek kayıdlardan sonra normal vatandaşların haiz olduğu hakları iktisab ediyorlar. Üçüncü kısım da yıllardanberi hapis- hanelerde yatan ve adedi 25 olan mah- kümlardır ki bunların cezası kâfi görü- lerek kayıdsız ve şartsız affediliyorlar. Söz alan arkadaşlarım yüzelliliklerin fenalıklarını birer, birer izah ettiler. Onlar ve bütün dünya biliyor ki, yeni (Devama 10 ncx sayfada) Tokyoda 100 bin ev su altında kaldı Şiddetli yağmurlardan bir çok nehirler taştı, Çinde Sarınehir de bin kilometrelik bir sahaya yayıldı Tokyo 29 (A.A.) — 10 senedenberi gö-| Nehrin şimal mıntakası, geniş bir müsel- rülmemiş olan yağmurlar, Tokyo yakı- nındaki rrmaklatıfı sularını kabartmış ve ırmaklar taşmıştır. Şehrin aşağı kısımlarında ve varoşla- rında 100.000 evi su basmıştır. Sarınehir de taştı Şanghay 29 (A-A.) — Hankovdan alı- nan resmi haberlerde Sarınehrin taşmış olan sularmım hali hazırda takriben 1000 kilametre kadar bir saha işgal etmiş ol- duğu ve bu tuğyandan iki milyon kişinin Mmüteesssir bulunduğu bildirilmektedir. Tuğyana uğramış olan mıntakaların gar- bında Pekinden ilerlemiş olan Japonlar hali hazırda Hankovu ele geçirmek için yeni bir teşebbüste bulunmak maksadile Sarınehri geçmeğe — hazırlanmaktadır. lâh kampı andırmaktadır. Japonlar muhasematın tatiline yanaşmıyor! Ş Tokyo 29 — Hariciye nezareti mümes- sili, ecnebi gazetecilere beyanatta bulu- narak muhasematın tatili için zaruri şart olan Çang-Kay-Şek'in çekilmesinin da- hi kâfi görülmemekte olduğunu beyan etmiştlir, Hariciyenin mümessili, demiştir ki: «Japonyanın Çang-Kay-Şek'in azime- tinden sonra Kuomingtang'ın mukave- mele devam etmiyeceği hakkında temi- nat alması lâzımdır.> Mümessil, Tokyodaki İngiliz sefirinin Çin - Japon ihtilâfında tavassutta bulun- müuş olduğuna dair haberleri de kat'i su- rette tekzib etmiştir. Kudüste ilk Yahudi genci idam edildi Kudüs ve Tel - Aviv'deki Yahudi mağazaları kapandı, evlere siyah bayrak asıldı Kudüs, 29 (A.A.) — Affedilmesi için| Bu Yahudi genci İngiliz idaresi tara- Filistindeki ve gerek haricdeki | fından idam edilmiş olan ilk Yahudidir. Yahudi teşkilâtlarının sarfetmiş olduk-|Halk, Yahudi mahallelerinde toplan- Jarı mesaiye rağmen bu sabah Akka'da | makta berdevamdır.. Yahudi makama- idam edilmiş olan Yahudi genci hak- kındaki hükmün icrasından dolayı Ku- tı, halkı süküna davet eden yeni bir be- düs ve Tek-Aviv'deki Yahudi mağaza | Yanname hneşretmiştir. İngiliz polisle- ye kahvelerinin ekserisi kapatılmış ve|ri ihtiyaten çelik miğfer ve sopalarla pencerelere siyah bayraklar asılmıştır. İtechiz edilmiştir. —a v Maarif Vekili Doğu seyahatine başladı Ankara, 29 (Hususi) — Maarif Ve- Aleviler arasında kanlı çarpışma Latakye, 29 (ALA.) — İki Alevi reisi- kili Saffet Arıkan yarım sabah Diyar-İnin siyasi tarafdarları arasında El Ya- bakıra gidecektir. Oradan Vana geçe- rek teşkil edilecek Doğu Üniversitesi hakkında tedkikatta bulunacaktır. Ve- kile maariften bir heyet refakat etmek- tedir ” nie kasabasında şiddetli bir çarpışma olmuştur. Neticede 3 kişi ölmüş, 5 kişi de ağır Ka ke ae l n dR Türk - Alman ticaretin_iq_inkişafı Berlinde Türk - Alman Ticaret Odasında bir toplantı yapıldı Berlin 29 (Hususi) — Türk - Alman ti- caret odasının kuruluşunun onüncü yıl- dönümü münasebetile yapılan bir top-| lantıda, Türkiye büyük elçisi Hamdi Az- pag iki memleket arasındaki ticari ve ik- tısadi inkişafı tebarüz etlirerek, 1933 se- nesinde 75 milyon marka baliğ olan mua- melâtın. 1938 senesinde 230 milyona çık- tığını söylemiş ve odanın faaliyetinden sitayişle bahsetmiştir. Alman iktısad nazırı muavini Dr. Funk da, umumi harb senelerinde silâh arka- daşlığı yapmış olan iki memleketin' dost- luğundanm hararetle bahsetmiş ve temen- nilerde bulunmuştur. Başvekil İstanbula geliyor Ankara, 29 (Hususi) — Başvekil Celâl Bayar önümüzdeki günlerde İstanbula hareket edecektir. Gazetecilerin telgrafına Dahiliye Vekilinin cevabı Basın Birliği kanununun Mecliste mü- zakeresi esnasında gazeteciler ve gazete- cilik hakkında çok güzel bir nutuk söy- liyen Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sek- reteri Şükrü Kayaya kanunun kabulü münasebetile İstanbul gazetecileri tara- fından bir teşekkür telgrafı gönderilmiş- tir. Kıymetli Vekil gazetecilerin telgra- fina şu cevabı vermiştir: İstanbul Ankara 299 — C. Nihayet bir hakikatin tebarüz ettiril- mesinden ibaret olan vazifenin ifası mü- nasebetile gösterdiğiniz arkadaşlığa te- şekkür eder, sevgi ve saygılarımı suna- rım, Dahiliye Vekili ve C, H. P. zacağı yazıların bizimle alâkası yoktur. | , Gelsinler, bu memleketin taşına, topra-| Ankara, 29 (Hususi) — Af kanununun | | ü İngiliz kabinesi İspanya meselesini ALE tedkik etti 29 (A.A.) — Kabine, bu sasah 'bir içtima akdetmiştir. Harici noktai nazardan Frankist tay- yareler tarafından yapılmakta olan tanr- ruzların tekerrürü meselesi nazırların iştigalâtı ruznamesine dahil bulunmakta © Birbuçuk ay içinde İngiltere iki defa bir Avrupa harbinin çıkmasına mâni oldu Yazan: Selim arselan hükümetinin Paris — ve Bügün Almeriya limanının bitaraflaş- Londra nezdinde yaptığı teşei tırılmasına müteallik bir raporu hâmi-| büs İtalya tarafından beklenen şiddetli len Londraya hareket edecek olan Sir| mukabeleyi gördü. Almanyanın da bu |Rober Hodgsona gönderilmiş bulunan ta- | cevabda İtalya ile hemfikir olduğunu |limat ile İngiliz gemilerine karşı hava| söylemiye lüzum yoktur. Barselon hükü- cumlarının durdurulması için general | meti, bu teşebbüsile hükümetçi İspanyol iko nezdinde İtalyanm teşebbüste | şehirlerine yapılan tayyare taarruzları- bulunmasını temin maksadile Lord Pört | na karşı, bu tayyarelerin mensub olduk- tarafından Ramada sarfedilmiş olan me-|ları yabancı memleket liman ve gemile- sai ve gayri askeri hedeflerin bombardı- | rini bombardıman etmekle karşılık vere- manları hakkında mahallinde tedkikat | ceğini bildirmekte Idi ki bununla İtal - | yapmağa memur bir komisyonun teşkil | yayı kasdettiği açık bir surette anlaşılı« ve İspanyaya izamı hususları nazırların| yordu. Çünkü, aradaki mesafenin pek tedkik mevzularından olmuştur. lI:ııla olmasından dolayı Almanyayı kas- ıç’iı' _aı"îhı nde —k'îa'b tedemiyeceği aşikâr bulunuyordu. Bar « hal haberdar olan İtalya, pek kısa bir za- man zarfında Paris ve Londraya müra « caat etti ve Barselonun tehdidı tahakkuk selon hükümetinin bu teşebbüsündn der- yazan sarhoş, arkadı tarafından yazalandı.. |4 sea barm G ae ir Dün saat 15 de Yenipostane karşı- | Mukabele edeceğini bildirdi. h_'lmm bu sındaki Hekim çıkmazı sokağında Ca- | Mukabelesine Almanyanım da iştirak ede. — fer Tayyara aid 7 numaralı yazıhane- | eği tabii idi. Barsclon hükümetine bu de kanlı bir hâdise olmuş, ayni yazıha- | ASavvurundan vazgeçmesi lâzım geldi « — nede müstahdem arzuhalcı Yakub oğlu | ğite dair Paris va Landranın verdiği ba> Halil, meslekdaşlarından sarhoş Hay- | siretkâr masihatler, hâdisatın feci bir şe- — ri namile maruf bir başka arzuhalcıyı| kil almasını bu suretle önlemiş oldu. — sustalı çakı ile karnının iki yerinden a- | Çünkü Barsclon hükümetinin böyle bir — ğır ve tehlikeli bir surette yaralamış, | tarzı hareket ihtiyar etmesi, Paris ve barsaklarını dışarı dökmüştür. Hâdise-| Londra hükümetlerinin düşündüğü gibi, — nin tafsilâtı şudur: açık bir tahrikten başka bir şey olamaz. Vak'aya sahne olan yazıhane müstah | dt Böyle bir tahrikin görebileceği cevab, — demlerinin iddialarına göre içkinin fe- | Avtupanın itina ile kaçınmış olduğu bir nalikları hakkında hir de eser neşret- | Avrupa harbini bir gün ve saat meselesi — miş olan Hayri kör külük sarhoş oldu- |haline getirebilirdi. Bundan dolayıdır ki — ğu halde yazıhaneye gelmiş, Halilden | Fransa He İngilterenin ve bu arada bil- — rakı parası istemiştir. Ricasırın redde- | hassa İngilterenin oynamış olduğu rol dildiğini gören Hayri buna kızmış ve|ne derece memnuniyetle kaydedilse ye- çakısını çekerek Halilin üzerine hücum | ridir. Çünkü onun tahziri olmasaydı, Bar- etmiş ve onu başının üç yerinden ha- | selon tehdidini yerine getirir ve binneti. — fifce yaralamıştır. İşte bu sırada haya- |©€ Fransayı İtalya ile Almanyaya karşı — tının tehlikede olduğunu gören Halil | mevki almıya mecbur etmiş olurdu ki is- de taşımakta olduğu sustalıyı çekmiş | tediğit de, teşebbüsünün mahiyotine göre, ve olanca hizile Hayrinin karnına sap- | bundan başka bir şey değildi. Şu hale gö- lamağa başlamıştır. re, İngiltere, 21 mayısta, Çekoslovak me> Diğer taraftan yazıhane haricindeki | selesinde olduğu gibi, bu defa da İspanyol — kimseler Hayrinin gece gündüz sarhoş |iç mücedelesinin arzettiği son tehdidkâr — olmasına rağmen üzerinde küçük bir| safhada Avrupa sulhunu iki defa arka — tırnak çakısı bile taşımadığını iddia et- | arkaya kurtarmış oldu. ğ mekte, ve hâdiseden bir gün evvel ad- Selim Ragıp Emeç liyenin karşısında arzuhalcıların nk- | ——— —— nelerini koydukları arsaya Halilin de|li ile Cerrahpaşa hastanesine kaldırılan — eski bir makine getirip koyduğunu gö- | ve ifadesini almak mümkün olmiyan ren Hayrinin bir tekme ile makineyi|Hayriye bir ameliyat yapılmış, bıça- yere atıp: «Sen bir daha buraya maki-|ğın midesinin üzerinden geçerek ciğer- — ne koymıyacaksın, burası yazıhanesi |lerine kadar nüfuz ettiği tesbit edil- — olmıyan arzuhalcılara aiddire demesi- | miştir. Hâdise etrafında zabıta ve müd-. — nin kavgaya sebeb olduğunu söyle-| detumumilik tahkikata devam &tmek- — mektedirler. tedir. Halil hâdizeyi müteakib yakalan- Vak'adan sonra sıhhf imdad otomobi- miştir. Sabahtan Sabaha: Zavallı maarif Bir gazetenin «Mevsim hastalığı» serlevhası altında verdiği yeni bir muallime tecavüz vak'asını içim sızlıyarak okudum. İstanbul orta mekteblerinden birinde gene bir haylaz talebe muallimine tabanca çe« kerek tehdid etmiş: Son ayların zabıta dosyalarını karıştırırsak imtihan mevsimine tesadüf eden bü vak'aların yalnız maarif teşkilâtımı değil memleket ahlâkını Hâdiseleri basit bir zabıta ve adliye vak'ası gibi görmeğe - imkân yaktur. Dava tam manasile bir terbiye sistemi davasıdır. Yarını ken- — dilerine emanet edeceğimiz bugünün gençlerini çok fena yetiştiriyoruz. — Bunun mes'uliyeti tamamile bu Amerikan sisteminde asrar edenlere âiddir. Kanunlar gibi terbiye sistemleri de muhite ve seviyeye göre de- ğişir. Kenar mahallelerde, köy, kasabalarda fena hayat şartları içinde ve — fena aile tesirleri altında yetişen bir çocuğu serbest Amerikan sistemi ile adam etmeğe imkân yoktur. Almanlar bile bugünkü tahsil ve ter- — biye sistemini sıkı bir inzibat altına almışlardır. Ahlâki zâflarından do- layı iki defa tekdir alan bir çocuğu Alman lisesi derhal mektebden çı- karır. Ve böyle de olması lâzımdır. Sonra ilk mekteblerimizdeki haylaz talebeler arasında sınıf döne döne on sekiz yaşına kadar minimini yavrık lar arasında okumağa çalışan delikanlılar görülüyor. Bu koca heriflerle genç kız muallimlerin mürebbi ve talebe vaziyetleri de hem gülünç hem — feci oluyor. Bunları damızlık gibi saklamakta niçin ısrar ediliyor.? Bir gün gelip muallimine tabanca çekmesi için mi? Maarif sistemimizde bozukluk bütün cephede ve bütün fecaatile gö- rünüyor. Şu talil mevsiminde maarif erkânı başbaşa verip bu illete bir çare bulmazlarsa, gelecek yılın zahıta dosyaları daha kabarık olabilir. Ve biz de buna havrat atmamalivir " Wiürkan Eekbid