“Son Posla,, nın Hikâyesi â_llll_lllllll-llllllllll-lll Çeviren Bu yağlı yemekleri yemekte âevam | genç adam karısını gidip karşılamamıştı. edersen göbeğin şişecek delikanlı? EV KADINI Sanki onun geleceğinden haberdar değil- Diyerek Millett masa arkadaşına ta -| miş gibi evde oturuyordu. kıldı. Bu lâtifeye muhatab olan genç adam: — Ne yapayım karım gene gitti, dedi. Evde yemek pişirmek zor oluyor. Ben de yalnız öğleyin karnımı tıka ba- | sa doyurabiliyorum. — Ne? Karın gene mi gitti? Bu nasıl| çabuk geleceğini ummuyordum.. Her iş böyle? Evleneli on sekiz ay oldu. Bu| dördüncü seyahati., çok sık gidiyor. Çok, hoşuma gitmedi bu vaziyet!, — Benim de hoşuma gitmiyor ama ne yaparsın? Derdimi kimselere söylemi - yorum, Size de, beni ve Nelly'yi çocuk - luğumuzdanberi tanıdığınız için içimi bo- şaltıyorum. Biliyorsunuz, ki annesi Wort- hingde oturuyor. Şimdiye kadar bir haf- fta kalmak Üzere giderdi. Bu sefer on beş güne çıktı. Korkarım, ki gelecek se- fer bir ay kalacak. — Aranız şeker tenk mi? Yok.. kavga filân etmedik., Nelly apnesinin yanında rahat ta ondan.. ev işi yapmak yok, kahvaltı ayağına geliyor.. onun keyfi yerinde.. — Evet, hatırlıyorum. Nelly ötedenbe- | ri ev işini sevmez. Geldiği zaman evi na- Bıl buluyor? — Nasıl bulacak, karma karişık — bir halde.. ten hoşlar — Sen Radın ruhunu anlamamışsın ev- lâd? Seni böyle kir içinde bulduğu za - man kadınlık gururu harekete gelerek içinden: «Bak, kocam bensiz yapamıyor. ben olmayınca perişan oluyor., diyor. Hayatına tak dediği, gelişimi karşıladı - ğından belli. Yokluğum beni nasıl ara - liyor ona.. biraz lâkaydlaşınca göne Çarım.» İşte azizim, kadına bunu düşün- dürmek çok fena bir şeydir. Halbukı gel- diği zaman ortalığı tertemiz, her şeyi yer« K yerinde görürse, seni: «Ha, sen olmuş- sün, ha olmamışsın karıcığım bana vız gelir» diye düşünüyorsun zannına düşer, tekrar gitmeğe cesaret edemexz.. Antony düşünceli bir tavırla cevab ver- di: — Ama, ben ev işi yapmasını bilmiyo- yYum, karımın bir gündelikçi hizmet- Ççisi var, ortalık temizlemekte birebir. Az bir para mukabilinde ışlerı ona gördü- Tebilirim, Antony gündelikçiyi çağırıp evi temiz- letti. Kadiın kabından kacağına pencere- sinden tahtasına kadar evi pırıl pırıl bir hale gelirdi. Antony da onu göre göre ev işine alışmıştı. Eve bir elektrik süpürgesi, bir hava Kazı sobası aldı. Duvarları yeni baştan kâğıdlıyarak evi çiçek gibi bir. hale soktu. Neliy'nin geleceği gün de Antoöny evi bir daha dolaşarak köşesine bucağına ek- sik bir şey var mı diye baktı.. ki. bir sürü birikmiş kirli çamaşır.. | salon toz toprak içinde; ama Neliy bu"ıi kızmıyor, evi böyle allak bullak görmek- | | değilsin! dodi. İnhisarlar U. Müdürlüğünden: Nelly'yi getiren taksinin homurtusunu kapıda duyduğu zaman koltuğuna kürü- lup gazetesini açtı. Karısı odadan içeri girince sade bir ta- vırla kalkıp onu resmiyetle öptü ve: — Annen nasıl? diye sordu. Bu kadar neyse, yemek hazır, yiyelim mi? — Aman burası ne güzel olmuş? Bu ye- mekleri kim pişirdi sana? Diye Nelly şüpheli bir nazarla kocası- na baktı. — Kim pişirecek? Ben.. yemek pişir - mek çok kolay şeymiş meğer.. Şimdi fevkalâde yemek pişiriyorum. Genç kadın üşümüş parmaklarını hava gazı sobasına uzatarak: — Bu da fevkalâde! dedi. - Senin seyahatlerin sıklaştığından - beri ben de kendimi düşünmek mecbu - riyetinde kalıyorum. Akşamları soba yakmak zor oluyor da onun için bu havâ gazı sobasını aldım. Genç kadın dudaklarını isıratak: | — Anlaşılan yokluğumdâan — şikâyetçi SON POSTA Leman B. — eMmaaaınilz — Yon.. olsan da bir olmasan da.. Yemekten sonra Nelly odaları dolaşıp evin içindeki tadilâtı gözden geçirdi. Onun bu haline Antony biyık altından gülüyordu. Ertesi gün Millett, genç adama rastla- dığı vakit bir gün evvel dudaklarını süs- liyen neş'eli tebessümden eser bulama - yınca telâşla: — Ne oldu, işler yolunda değil mi? di- ye sordu. Antony hamurdndı. — Yolunda.. merak etme!, Bu sabah kahvaltıda karım, on beş gün sonra üç hafta kalmak üzere annesine tekrar gi - deceğini söyledi.. — Deme yahu? — Demesi filân yok.. Üztelik ilkbahar temizliğini de benim üstüme bırakıyor; elimin, âyağımın altında dolaşıp beni iş- ten alakoymamak için gidecekmiş, anlı- yor müsun?. YARINKİ NÜSHAMIZDA: Kalbimin hâkimesi çeviren: H. Alaz I — 1938 İzmir fuarında şartüame ve projesi mucibince yaptırılacak inhisarlar paviyonu inşaatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur. H — Keşif bedeli 13568 lira 50 kuruş ve muvakkat teminatı 1018 liradır. Hİ — Eksiltme 16/VI/938 tarihine rastlayan Perşembe günü saat 11 de Kaba- taşta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır, IV — Şartname ve projeler 68 kuruş bedel mukabilinde İnhisarlar levazım ve mübayaa! şubesiyle İzmir ve Ankara Başmüdürlüklerinden alınabilir. V — Eksiltmeye iştirak etmek istiyenlerin fenni evrak ve vemaikini ihale gü- nünden 3 gün evv. kadar İnhisarlar Umum Müdürlüğü inşaat şubesine ibraz ederek ayrıca münakasaya iştirak vesikası almaları lâzımdır. VI — Mühürlü teklif mektubunu kanuni vesaik ile 5 inci maddede yazılı ek - giltmeye iştirak vesikasını ve K 7,5 güvenme parası veya mektubunu ihtiva edecek kapalı zarfların eksiltme günü en geç sast 10 a kadar yukarıda âdı geçen alım komisyonu başkanlığına makbuz mukabilinde verilmesi lâzımdır. <3200> Baş, diş, mezle, grip romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal — keser. —— —maea İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Denizbank Akay İşletmesi Müdürlüğünden : Evvelce ilün edildiği veçhile Araba vapuru 11 Hazirandan itibaren İstanbul « siyesi mucibince | Yalova arasında Cumartesi ve Pazartesi gunlori sefer yapacaktır. ÇINARALTI Bürhan Cahid aa. Bana sormadan davet ettiğiniz halde|Mehlab var. Bizim iki salı birbirine onlarla meşgul olmazsanız Mmeleri biraz çirkin olur zannederim, Feridun müdahale etti: geri dön-|ekleyince âdeta bir salon olur. On kişi- den fazla alır zannederim. Ömer beye- fendiden, misafirlerinden rica edelim, — Sen hiç üzülme azizim, Biz davet | yarın akşam bize teşrif etsinler, ettiğimiz gibi onları hazırlamağa da mecburuz. Ve sonra onlara - dönerek devam etti: — Haydi bakalım hanımlar. Başladı- ğimı yarıda bırakmıyalım... Ve başta Nazlı olmak üzere Nermini, Sunayı âdeta zorla sürükledi, önüne Kkattı, götürdü. Nermini bir gölge gibi taki h eden Sezai bey de onların peşin- ,hlnız kak Fikir Bayrakdaroğlunun pek haşu- na gitti. Karısının buluşunu alkışlamak için doğruldu: — Mşkolsun vallahi, dedâi, Çok iyi buldun. Hiç aklıma gelmemişti doğru- su.. derhal rica edelim. Ve bana dönerek ilâve etti: — Fevkalâde bir şey olacak, değil mi Ömer beyefendi? Ama kuzum ne yapa- cağımızı misafirlerinize haber vermi- İyelim. | Üç kişi derhal karar verdik. Bayrak- 'Ja e bunu fırsat bilerek Bayrakdar- | da'oı;lu daveti yapacak, Jale rica ede- a döndü: şünmüşler, değil mi? Bizi de mceye çağırmakla büyük neza- ket gösterdiler.. buralarda böyle şeyler tertib edilmeli ki vakit geçsin. Hatırı- ma geldi, hazır misafirler içeri gitmiş- lerken söyliyeyim. Biz de yarın akşam için gölde bir sal eğlencesi yapalım. |beraber (Filâboz) çiftliğine gitmemizi | reket herkes o kadar birbirlerile meş- | beyelendi?' dinin misalirleri çok iyi| cek, ben de kabul edecektim. Esası Jale ile aramızda hazırlanan davetin bu şekli ötekileri de şübhelen- dirmiyecekti. Bayrakdaroğlu bu eğlencenin keyfi <3468> dahı döğrü buldu, Bunü e maksadla iştediğini bildiğim için ısrar etmedim. Bağrakdaroğlu taten” enç kadinin fi- kirlerini üstün bulduğu için olduğu gi- bi kabul etmeğe alışmığtı. » Jale; — Öğle yemeğini çiftliğin arkasın- daki kestanelikte yeriz. O zamana ka- dar sal'ı hazırlatırım.. dedi. Biz bu kararları verinceye kadar on- lar da içeride işlerini bitirmişlerdi. Ha- san dayı, kararmağa başlıyan havayı i- şaret edip birer birer lâmbaları yaktı. İki yanaşmanın taşıdığı büyük masa da yerine kondu. Kzlara verilecek cici- li bicili hediyelerin bulunduğu sepet sandık meydana geldi. Önde Suna, Nazlı ve Nermin olduğu |halde içeriden çıkan kalabalığı karşıla- mak için ayağa kalkmıştık. Aydınlığa gexd:kleri zaman bu allı, morlu elbise- ler giymiş kızlar arasında pembeli, sa- rılı bir gül demeti gibi fırlayan Sıdıka- yı görünce olduğum yerde kalıverdim. Bunu hiç düşünmemiştim. Ve asıl heyecan şimdi başlamıştı. Sıdıka ile bir aân gözgöze geldik. His- lerini idare etmiye alışmamış olan genç kız beni görünce en tabil sevinci ile ile kadehini tazelerken sal âleminin | gülümsedi. teferrüatını da konuştuk. Jale geceyi| Ona vaziyetin nezaketini anlatamaz- burada geçirdikten sonra sabah hepsi |dım. Hattâ onunla konuşamazdım. Be- SATIŞİMANİI Üsküdar İcra Memurluğundan : ğ Süleyman İhsan tarafından Vakıf Paralar İdaresinden 25017 ikraz lll"' sile borç alınan paraya mukabil birinci derecede ipotek gösterilmiş olup ödenmemesinden dolayı satılmasına karar verilen ve tamamına ehlivukuf fından 1150 lira kıymet takdir edilmiş olan Boğaziçinde Kanlıcada YM sokağında eski 50, yeni T0 ve numarataj 80 kapı numaralı sağ, arka ve söl T” rafları merhum Hacı Muhiddin Efendi veresoleri bahçesi, cephosl tarikiâm W çevrili Mustafa Efendi vakfından olan bahçeli bir ahşap evin evsaf ve mesif — hası aşağıda yazılıdır: j Binaya ahşap kapıdan girildikte zemini karesiman döşeli medhal ve pabili” luk, sol tarafında bu medhale kapısı ve penceresi olan yüklüğü havi bir oda, lar taplığin Körpükllla camlı bir köpı 1M geçilir, keza zemini karesimsi Gönü M taşlık, solunda alaturka bir helâ, sağ tarafında zemini malta döşeli içinde su ve tulumbası bulunan alaturka kazan ocağını havi bir mutfak ve bu geçilir zemini kırmızı çini döşeli ufak bir koridor üzerine antireye kapıst yüklü odaya girilir ve bunun sağında gene cepheye nazır ve içinde yükü, bulunan bir oda vardır. Ayni taşlıktan üç malta basamakla WM& ı bahçeye çıkacak bir kapı mahalli ve üst kata çıkan ahşap bir merdiven 'G merdivenin altında bir kömürlük mevcuddur. Üst katta bir sofa üzerine cepheye nazır içinde yük ve dolablığı bulunatt büyük oda, bahçe tarafında ve mutfağın üzerine tesadüf eden kısımda kezâ v oda, bunun mukabilinde alaturka bir helâ mevcuddur. Bina ahşap, zemin katı kısmen taş duvar olarak inşa edilmiş olup -ılü'i tamirdir. Binada clektrik tesisatı ve bahçede mevyalı ve meyvasız ağaçlar YF ğ dır. B hu Mesahası: Tamamı 70 metre murabbaldır. (S t Yukarıda hudud, evsaf ve mesahasi yaztı: gayrimenkulün tamamı açık maya konmüş olup 27/7/938 tarihine rastlıyan Çarşamba günü saat 14 den 16 97 kadar Üsküdarda İhsaniyedeki dairemizde açık arttırma ile satılacaktır. W tırma bedeli muhammen kıymetin 96 T5 ini bulduğu takdirde gayrimenkul çok arttıranın üzerine ihale edilecek, aksi takdirde en son arttıranın baki kalmak üzere arttırma an beş gün müddetle temdid edilerek 11/8/938 hine rastlıyan Perşembe günü saat 14 den 16 ya kadar gene dairemizde ikinti arttırması yapılacak ve bu ikinci atttırmada gayrimenkul en çok ııwıl' üzerine ihale edilecektir. , 4 * Tra j & r K * Mi' ; İ Satış peşindir. Taliblerin arttırmaya girmezden evvel muhammen kıymetli 5 9o 7,5 u nisbelinde pey akçesi vermeleri veya milli bir bankanın teminat A tubunu ibraz etmeleri lâzımdır. K Birikmiş vergilerle belediyeye aid tenviriye, tanzifiye ve dellâliye M'ŞL ve Vakıf icaresi salış bedelinden tenzil edilir, 20 senelik taviz bedeli K aiddir. Ğ 2004 numaralı icra ve iflâs kanununun 126 ıncı maddesinin * üncü M — bu gayrimenkul üzerinde ipotekli “alacaklılar İle diğer alâkadaranın ve BM hakkı sahiblerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masrafa dair olan îf rını, bu ilânın neşri tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müsbitelerile '.' dirmeleri icab eder. Aksi halde hakları tapu sicilile sabit olmadıkça satış 4 linin paylaşmasından hariç kalacakları ve daha fazla malümat almak isi Yam y rin 27/6/938 tarihinden itiraben herkesin görebilmesi İçin açık — bulundı ğ olan arttırma şartnamesile 997/6888 numaralı dosyasına müracsatları ilân olde — ğ (3461) ;5 -—-—-———————-———————"'—ı İstanbul Emniyet Sandığı Direktörlügünden Emniyet Sandığına borlçu ölü Saatçi Bay Abdürrahim varislerine ilân yolile Kerim oğlu Bay Abdürrahim Aksaray Çakırağa mahallesi Yeni sokak eski numaralı (en yeni Mesihpaşa mahallesi İhtisapağası sokak No. 5) kârgir bir evin tamamını birinci dereced e ipotek göstererek 28/5/934 « 11 tarihlerinde 17640 hesab numarasile Sandığımızdan aldığı — (600) lira 20/12/987 tarihine kadar ödemediğinden faiz, komisyon ve masarifi ile A borç 646 lira (55) kuruşa varmıştır. Bu sebeble 3202 numaralı kanun ;î] hakkında icra takibi başlanmak üzere tanzim olunan ihbarname borçlunun — mukavelenamede gösterdiği ikametgâhına gönderilmiş ise de borçlu Bay Al A rahim yukarıda yazılı adreste öldüğü anlaşılmış ve tebliğ yapılamamıştır. " kür kanunuün 45 inci maddesi vefat halinde tebliğatın ilân suretile yapı » âmirdir.Borçlu ölü Bay Abdürrahim mirasçıları işbu ilân tarihinden M K bir buçuk ay içinde Sandığımıza müraca atla murislerinin borcunu ödemeleri ya kanunen kabule şayan bir itirazları var ise bildirmeleri lâzımdır. ipoteği kurtarmazlar veyahud başlıyan takibi usul dairesinde durdumld’ ipotekli gayri menkul mezkür kanuna göre Sandıkça satılacaktır. Bı alâkadarlarca bilinip ona göre hareket odilmek ve her birine ayrı ayrı name tebliği makamına kaim olmak âzere köyfiyot ilân olunur. — (3458) Bayrakdaroğlu Jaleye de emir di d— Haydi küçük hanım, Bu iş $ işi; bize hizmet edin bakalım. ai 331: yarını sigorta ettiği için K görünüyordu. Ayağa kalklı ve bir türlü yer, sığacak köşe bulamıyan köy * larına doğru yürüdü: : — Şunları bir de kadın gözü ile ayene edeyim, Bakalım vücudları © sıl? Bayrakdaroğlu arkasından rek alay etti: — Ne o, Ömer beyefendi için tüye mi çıkıyorsun? Geri döndü, bana baktı: — Arzt eder misiniz? Güldüm: - Siz münasib görürseniz! Mahmüzlarını - şıkırdatarak kıvrak adımlarla yürüdü., Kalâ karıştı. Bayrakdaroğlunun yuvıxh“ dehlere ara sıra iştirak ederek b durma eğlencenin sonuna kadar — Hazırladığınız gibi idare de edin, inmdcn ayrılmadım. dedim. Ne lâzımsa da isteyin. Köyde | Köy kızları, yalnız Sıdıka © davul zurna vardır. İki atlı çıkarın, bir | davul zurnanın temposuna W"" saate kalmaz buradadırlar. oyunları oynadılar, bir ağızdan Ve Bayrakdaroğluna dönüp güldüm: 'şarkıları söylediler. Bizimkiler — Biz keyfimize bakalım, Değil mi |ki hediyeleri kızlara dağıttılar. (Arkası F- rru c s M . güldü ki hattâ yanımdaki Jale bile Sı- dıkanımn hareketini farketmemişti. Böyle İstanbullâ insanlaf araşına ka- rıştıkları için utanan, adımlarını şaşı- rati köy kızları içinde Sıdıkâ benek gi- bi ayrılhvermişti. Ve onun arkasında benim hediye ettiğim çiçekli emprime- den elbişe vardı. Bunu farkedince büs- bütün şaşırdım. Kumaşı alıp gönderen Feridunun bunu tanıması yeni bir de- dikodu yapacağı muhakkak. Bereket Sunanın havasında o0 kadar boğulmuş ki hafızasını işletmiye vakti yok. Hepimizden akıllı gene Bayrakdar- lu oldu. Köy kızlarını cicili bicili gö- ıce dayanamadı: — Her şeyi düşünmüşsünüz. Yalnız davul zurna eksik! dedi. Adamakıllı eğ- Jenmek isterseniz hemen davul zurna buldurun. Doğrusu da bu idi. Ben Sıdıka ile gözgöze gelmemek ve artık bu kadınların dedikodusuna fır- sat vermemek için hasır koltuğumu Bayrakdaroğlunun yanıbaşına çektim, Feridunla Nazlıya: MA7 KS MAR elkma ” ğ Yü *Ü