r a a a e d D Y MA l n N Mart Litvanya ve Litvanyalılar . 225, Oöüwnîifuslu Litvanyanın coğrafyası ile tarihine kısa bir bakış Litvanyanım merkezi Konaslan Coğrafya bizim telâffuzumuz ile Lit. Wanya, kendi halkının dili ile Lietuva denilen memleket hakkında kısaca şu malümatı verir: — Litvanya kıt'ası orta Niemen ile a-İya ile birleşiyor, nihayet 1386 tarihinde | * #ağı Vilija etrafında teşekkül otmiş, dar bir sahil şeridi ile Baltık denizine bağlı bir memlekettir. Vilno hariç, Memel da- hü olmak şartile toprağı 55,638 kilomet- Te murabbaı, nüfusu 2,255,000, payıtahtı eskiden Kovno denilen Kaunas (Konas) gehridir. * Coğrafyada kısaca böyle anlatılan bu Mmemleket, en yükseği 234 metreyi geç- miyen tepecikler ile örtülü dümdüz bir topraktır. İçinden Niemen nehri ile bu nehrin küçük kalları geçer. Sahilinin u- zunluğu 91 kilemetredir. Yukarıdan Le- tonya, aşağıdan Şarki Prusya, bir taraf. tan da Polonya arasında sıkışık bir VAzİ- 'yettedir. Nüfus kesafeti fazla değildir.Ki- lometre murabbaı başına 39 kiyi düşer, Bu nüfusun yüzde (80) i Litvanyalı, yüz- de 8 zi Yahudi, 4,5 u Alman, 3,5 u Lehli- dir. Din bakımından yüzde seksen ile ek- seriyet katoliklerdedir. Bundan sonra sı- ra ile Yahudiler ve ortodukslar gelirler. Halk köylerde serpiştirilmiş bir şekilde yaşar, biricik büyük şehri Konastır, ©- nun nüfusu da 95,000 kişi otrafında dola- gır. Nüfus kesaleti itibarile ikinci şehir başlıca Hman olan Memeldir. Onun nü- fusu da 32,000 dir. * Litvanya halkının başlıca geçim vası» tası toprak mahsulüdür. Bu — toprağın yüzde 16 sı ormanla örtülü, geriye kalan kısımm yarısı da ziraate salihlir. Bu kı- sımnda kendir ile keten çok iyi yetişir, ba- taklık kısmı da canlı hayvan üretilmesi- he pek müsaiddir. Sanayi fazla inkişaf etmemiştir. Zira memleket madenden mahrumdur. Diğer taraftan 1914 tarihi- n& kadar memlekette hükümran olan Çarlık Rusyasının iktısadi - siyaseti de Memlekette sanayiin ilerlemesine müsaa- de ve iştir. Binaenaleyh memleke- Tin istiklâle erdiği 1919 yılından sonra sa- hayli temelinden kurmak icab etmiştir. Şimdiki halde en fazla ehemmiyet hu- bubat, keten, kenevir, peynir, yağ ve yu- Murta ticaretine verilmekte, ihracat ta Kiaipeda ve Memel Umanlarından yapıl- Makta, bu aralık memleketin şimal mün- tdhasında Palanga adı ile yeni bir liman tesisine çalışılmaktadır. Filhakika 1914 Gen evvel Ruslar veya Almanlar tarafın- dan tesis edilmiş olan 1670 kilometrelik demiryolu bu noktada hitam bulduğu (- Çin eskiden asker! makssdla vücude ge- tirilmiş olan şimendiferin şimdi iktısadi hedeflere uydurulmasına lüzüm - görül Müştür. hülâsası Bon Paris'de yerleşen ve husust Jisan dersdleri veren bir müsssesede çalışarak bayat'nı kazansn bir mülteciyim, O sene aldığım öç haftalık tatilin son kasmıni bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine Atde- niz *ahilindeki küçük St. Catlen'de ge- çiriyordum. Resim çekmeğe de çok mera- kim vardır. Bunun için minimini bir ker- tenkelenln aıcaktan bunalarak meydana çıkmasından istifade ederek bunun birçok postarını çoktim. Ve develope edilmesi 1- çin köyün küçük fotografcısına — götür. düm. Krtasi günü resimlerin tam vaktinde görünce dükkâna kadar git- tim. Potografeı beni savsakladı. Tam dük- kâmvlan çekarken de biri sivil, biri resmi bir manzara: Parlâmento binası ile doludur. Olgieredin Jagellon adını ta- şayan bir oğlu amcasını boğazlatıyor, zor- la tahta geçiyor. Bir Polonya prensesi ile evleniyor, bundan istifade ederek Polon- (Yazı devam ediyor) Paganism'i bırakarak hıristiyanlığı kabul ediyor. Artık Litvanyanm talihi Lehista- nın tarihi ile birleşmiş gibidir. Rusya ta- rafından Lehistana vurulan darboler Lik- u İstintak hâkiminin bitip tükenmek bil- miyen suallerine terliye terliye cevab ye- tiştirdim. Sonra, hâkim komiserle, fıskos, r 'et bu mem- | Miskos bir şeylar konuştular, Komiser ıî'ı'lî"ı'v'-ıı“a."â'uîy"_;.'f mme giriyor, | bir şeyler yazdı, çizdi. Arkasından bana 1830 ve 1863 Leh isyanlarında Lehlerle okudu. Meğerse bet neler yapmamışım?. birlikte hareket ediyor ve en sonra koca| ASkeri mıntakaya girmiş, Fransız cum- Rusyanın içinde kaybolup gidiyor. huriyetinin emniyet ve asayişini selbe - Bir Milletin dirilmesi decek resimler almışım ve üstelik şu re- Bir buçuk, iki asır Rus idaresinde eri-| Simleri üstümde taşımışım. Sözün kısası yen bu memleketin hayata tekrar doğu- | *Süsluk suçu ile itham ediliyordum. gu büyük muharebede Alman ardusunun| Komiser, bütün bunlari - anladığınıza bunı-vnıyuuıuııaaıiunheı..dmr.bırmmimey.mıı.nm.ımm gadüf eder: ediniz, dedi. Ben de imzaladım. Cepleri- 7 ağustos 1915 tarihinde Alman kıt'a-| M boşalttılar. Nem var, nem yoksa ai - ları Konas'a girmişlerdi, bundan istifade dılar. Üstelik, belki kendimi asırım diye ederek henüz Litvanyalılığı unutmamış | korktular mı nedir, kemerimi de çekti - olan bazı Litvanyalılar 1916 gubatında| İ€r. Ve bu abdi âciz, pantalonumu çeke Berlinde toplandılar. Bir diyet yapmak, geke, binanın arkasına düşen bir taş hüc- Rusya ile münasebeti kesmek istiyorlar-|TEYe 'ııvhdmım. Demir kapıyı üzerime dı. Bir icra komitesi seçtiler. O zaman| Killdliyerek beni tek başıma bıraktılar. Alman idaresi altında bir hükümdarlık Öyokmkî hdhnıb lıl:bUdığü taril edemem, tesisini düşünüyorlardı, fâkat Almanya- şaşırmış, öyle şaşırmıştım ki, sorma- nin mllmuı;ıüyol:nwum değiştirdi. Bu | YFUZ. Hiddetten mi, hayretlen mi kesti - defa bir cumhuriyet tesis ettiler. Vakıâ |T&mmem, bütün vücudümü kıtır kıtır kes Versay muahedesinde Litvanyanın adı seniz, bir damla kanım rıkmııîh Aklıma geçmemiştir. Fakat bu memleket 1919 da| DiT çok şeyler geldiği halde, söyliyeme - İngiltere, 1920 de Fransa terafından ta- | dim. Dilimi sanki ağzımda külçe kesil - nınmıştır. Hududları da Polonya cihetin-| Mişti. Bittabi polis de bu halimi büsbü » de birçok hâdiselere, inkârlara, itirazlara | TÜM kendi fikrine göre tefsir etti ve yüz. sebeb olduktan sonra 1923 martında se-|0* Yüz casus olduğum kanaatine vardı. Fakat hücremde yalnız kalınca, aklımı fından çizilmiştir. yi ca, Dar SAT aA e şEna topladım; takinleştim, Ve 'vezi - Dü, edebiyat bahisleri yetimi mütalea ettim. Bu iddia, benim ca- Litvanya dili Hind ve Avrupat fasile. | FUS olabilmem iddiası gülünçtü. — Adeta sine mensub, eski, fakat almanca İle, mü- bir vahşetti. İmkânı yok böyle bir şey dü nasebettar bir Baltık dilidir. . Medent ce-| Şünülemezdi. Düşünülemezdi ama, arta » reyanlardan uzakta kaldığı, az bir halk da bir vak'a vardı. Bir karakol bodru « tarafından konuşulduğu için doğurduğu| Dinda, taş bir hilcrede casusluk - suçile teerler aadır. duyduğu muharrirler tevkif edilmiş bulunuyordum. Cezası ne aöRinüde (b nonelüâtis 1714-1780), Dau- olabilirdi?. Mahküm edilecek olursam hiç kantâs 1793-1864), (Basanavicius 1851 şüphesiz dört sene hapis yer ve'bir de 1927) sayılır. Bu #önuncunun yeni biı;c““;”' hudud harici edilmesi..» kararını Litvanya milliyetperverliği uyandırmaks| #lzdim- Döct aa. bir. hapishanede, hat. ta büyük rolü olduğu söylenir, tâ bir Fransız hapishanesinde yatmayı Harb kuvveti göze alır, sineye çekerdim ama, hudud - Litvanyada askerlik hizmeti mecburi- Gan, Atılmıya tahammül edemezdim. Ma- Hi Bd yayantinı bAşlaR, di yaşmda böe | SAT DoRi. XAVN yallli Gmmid » Bir senelik kur'a efradının sayısı 15,000 "î“d*" ";::m*k:;ü:îhdmh ei Harb esşnasında çıkaracağı kuvvetin Sobük i topladım. A « d'îınnu tahminen 200,000 ldşi:lr. sabıma hâkim olmasam, âdeta çocuk gibi d ağlıyacaktım. Kendi kendime söylendim: meri aramızda bi icarel| — Henüz casus olduğun kat'iyetle belli Amerika ile bir ti değil, Muhakeme de olmadın, sonra, ha - anlaşması yapılıyor piste de değilsin. Üstelik dahâ Fransada Amerika İkterad Nesareti harici ticaret | bulunuyorsun. Bu belâdan kurtulmak mu şabesi erkânından müteşekkil — hususl bir|istiyorsun, düşün, faşın, aklını başına ı'nı'e!. evvelce > Mnnıu:n yapılmış ::ı topla, beynini zorla, ve bak bakalım bu D L N resimleri ne zaman ve norede çektin? Litvanyanın tarihi günü şehrimize gelecektir. Anka! ik Hoa - Litcanya milleti Âri kaynağındandır. |.: anlaşmaasının akdi için « ikise za n Fakat tarih 19 üncü asırdan evvel büljarımızla temasa girecektir. Mületin izini bulamamıştır. Litvanyanın Diğer taraftan, Mayısın sonunda hitam Hlk prensi Mindovdur. 1250 yılında Hü- bulacak olan T“ll'llın - Çekaslorakya llcı!rın kümdarlık etmiş ve bir taraftan Cermen- '"““'.:""sz'.ımemmmf:;'îzf letle, bir taraftan Türkün Tatar kolları :““_ oı"“,,, Cekoslovak hey'eti Mart sonunda :Buuz"wu. sonra 1325 tarihine doğrü İ memleketimize gelecektir. yanın iğtişaş icinde olmasından İsti- ndaki temevyücler fade ederek memleketi Wilnoya — kadar ans'zğnüd.k'm i ':r'_ ü & Genişletmiştir. 1341 tarihinde Lütvanya- rarara Mar a T ukdar dürmüş < Yi Oliglerd isminde bir hükümdarın ida-| z gvvelki akşam bir İngiliz liram karşılı- Tesi altında gene Türk - Tatar hücumla-|ğı 150,03 olarak kapenan frank, dün 162.31 File uğraşır buluvoruz. Bundan sonraolarak açılmış, sonra ':;“ yükselerek 16118 anyanın Saltanat tarihi sile faciaları | YA Muamoke görmüştür. , önümüzdeki aalı UKÜDE tbüblt göntek GaRca Onları iyice hatırlamıya çalış.Nisde, de - Bil mi? Oradaki vak'aları bir zihninden geçir, ne yapmıştın, nerelere gitmiştin?. Makineye, pazartesi günü yeni bir film koyduğumu ve karnaval resimleri çekti. gimi hatırladım. Ondan sonra otelime dönmüş, fotoğrafı bavuluma yerleştir. « miştim. O gece-de bavulumu kapatıp, eş- yalarımı hazırlarken de makinemi çıkare mamıştım. Ve salı akşamı St. Gatiende Röserve oteline gelinciye kadar bavu - lumda kalmıştı. Derken aklıma bir şey geldi. Ne abdal- maşım, Bunu evvelden farketmem lâzım- dı. Benim çektiğimi iddia ettikleri resim« ler filmin ilk 10 parçasıdır. Halbuki ma- Harikulâde bir maceranın hikâyesi: 3 « Ben bir casustum! Yazan: Eric Ambler Bana bir sigara uzattı kineme koyduğum film 36 lıktır ve son aldığım kertenkele resim de 36 ncı par « çadır. Şurası da mubakkaktır ki, bir filmi ter. sine çeviremezsiniz. Sonra bu filmde üstüste alınmış resim de yoktu. Binaenü- leyh, Nisde karnaval resimlerini yeni bir filmle aldığıma göre, Toulanda istih - kâmların resimlerini çıkarmak için ma- kineme önceden yeni bir film konulması lâzımdı. Öyle ya... İşte bak şimdi hatırlıyorum. Kertenkelelerin resmini çıkarmıya baş - ladığım zaman, film adedini gösteren yerde 11 adedini görmüştüm. Nisde yal - nız sekiz poz aldığımı sanmiştim. Gene bilirsiniz ki, bazan insanın dalgınlığına gelir de, kaç tane çektiğini bilemez. Hele bu 38 lık bir film olursa. Bana da öyle oldu. Ehemmiyet vermedim. O halde şöyle bir nazariye kurabili « riz: Salı sabahının saat yedisinden çar- şamba sabahının saat 8 buçuğuna kadar olan müddet zarfında, birisi odama gi - rip fotoğraf makinemi almış, içine yeni bir film koymuş, Toulona gitmiş, sıkı bir kontrol altında bulunan bir askeri mın - takaya süzülmüş, istediği resimleri ala - rak, tekrar Röserve oteline dönerek ma- kineyi odama, ve eski yerine bırakmıştı. Bu nazariye, hiç de olmıyacak ve im - kâünsız gibi görünmüyordu. Her türlü iti- razlara karşı en büyük delil de, resimle- rin gündüz ve bol ışıkta alınması idi. İyi ama, bunu yapan ve makinemi çalan & « dam, filmi neden çıkarmamıştı acaba?.. Hem büunları düşüne düşüne ve asabi a- Gımlarla dar hücremde bir aşağı, bir yu- karı gidip geliyordum ki, koridorda - bir. ayak sesi işittim. Arkasından hücremin kapısı açıldı. Sadakor elbiseli şişman içe- riye girdi. Ardından da demir parmak - lıklı kapıyı kilitlediler. Durdu. Gene yüzünden akan terlerini İstanbulun Stadyomu nezaman Yapılacak ? Yıllardanberi İslanbulun modera bir epor stbasına bir türlü kavuşamayışı, her zaman için şikâyet mevzuu oluyor. Sık sık okuyucu'arımışdan bu mesele hakkında mektublar almaktayız, Son günlerde An- Kara okuyucularımızdan H. Sezer de bize yazdığı bir mektubda şunları söylüyor: — İstanbula hemen ayda bir ecnebil ta- kım geliyor ve biz bu takımla Taksim gibi Kköhne, herab ve çamurlu bir stadda kar« glaşıyoruz. Bu işin zarar tarafını bir ke- nara bıirakalım, aleyhimizde propaganda yapanlara bu stadla biz mevmu vermiş o- luyoruz. Halbuki gösterdiğimiz ileri hare- ketler yazında elbette bu stad işinin de — |Fotograf makinemi aldım. Evirdim, çevirdim, etrafını yokladım, fakat hiçbir fevkalâdelik göremedim Birinci ve ikinci tefrikaların l başile beni selâmlıyarak yatağın üzerine oturdu. — Olur Vadassy.. Başumda daha ae gibi kabakların pate lıyacağını düşünerek odanın diğer biri « cik Mmobilyeli olan galvanezli bir banyo. — Bir kâse çorba ile ekmek ister mi « sin?.. diye sordu. Böyle bir teklifi asla beklemiyordum, doğrusu. Ama gene reddettim. — Hayır teşekkür ederim. Acıkmadım, dedim. — Bir sigara? Cebinden çıkardığı yamrı yumru pa - keti burnuma doğru üzattı. Teşekkür e- derek bir tane aldım. Sigaramı ateşinden yakınca, bir saniye elinden bırakmadığı mendili ile dudük. larını, üstünü ve kulaklarının arkasını Bildi. Neden sonra da konuştu: — Bu resimleri bizzat kendinin çekti. Bini itiraf ediyorsun, demek?.. — Resmi bir istintak daha mı oluyo - ruz?, — Bayır, dedi. Seni resmen nahiye hâ- kimi istintak adecek. Beni alâkadar etmez bu'.. Ben emniyeti umumiyedenim. Ve bahriye gizli servisine merbutum. Onun için benimle istediğin gibi serbesiçe ko « muşabilirsin. Bir casusun, bahriye gizli teşkilâtına mensub olduğunu söyliyen birisine abdal Kgibi ne diye itirafta bulunabileceğini ak. lim almadı. Almadı ama, araştırmak da istemedim. Zira birisile konuşmiya, dend- lerimi dökmeğe ihtiyacım vardı. Hazır a« yağıma gelmiş olan fırsatı da kaçırmak istemedim. Bunun üzerine: — Peki, dedim. Söyliyeyim. Evet re » simleri ben aldığımı itiraf ederim. Fakat benim aldıklarım, o filmde gördüğünüz, ilk 10 u müstesna, diğer 26 resimdir. — Mükemmel, O halde bu ilk 10 resme ne buyurulur?.. Bunu nasıl izah edebi. Hirsin?. — Makinemin filmini değiştirdiklerini sanıyorum. Adam kaşlarını kaldırdı, gerdi. Ben de Nisdenberi neler yaptığımı birer birer anlaftım. Fikârlerimi söyledim. Mahud fotoğrafların ne suretle çekilebilecekleri. Hi izah ettim. Bunum üÜzerine şişman adam: — Dinle beni Vadassy, dedi. Komiserle ben, senin üç ihtimalden biri bulundu - ğun, yani ya gayet zeki bir casus veya Bgayet abdal, gebeş bir hafiye, veyahud da hakikaten suçsuz ve masum bir adam olduğunda birleştik. Komiserin, hakkın- da hiç de iyi fikri yok. Seni gayet abdal Okuyucularımızdan Niyazi Erturan'a: — Teveocühlerinize teşekkürler ederiz. Movzuubahs ettiğiniz meşeleyi sırası ge- Ence yazacak ve nazarı dikkali celbede- cağtz. e Karagumrüktle Eytibe: — Fikriniz güseldir, ancak mevzuubahs binanın ne yapılacağı henüz kat'i gekli- hapisaneler müzesi olarak kullanılır, O yaman da herkes İstediği gibi gezebilir. e Kadıköyde Turan Palk Yayeloğlu: — Bir sultefehhüm karşısında kaldığı- nızı sanıyoruz. Merzuubahsa ettiğiniz me- selede nerhalde telefonla, daha evvelden bir müracaat vaki olmuş, bu suretle kol- tuklar tutulmuştur. Yoksa gişe memürus nun herhangi bir çekilde vazilesin! sulla. tlmal etmesine imkân görmüyuruz.