| Hâdiseler Karşısında ı KADEHLER K adehlerin biri boşaldıkça öteki dolduruluyor, u gidiyor, do« kaısu geliyordu.. Ben dolu kadehlere ba- kıyordum. Her biri gözüme türlü görünüyordu: İlk kadeh rakı geldiği zaman »kendime: Yorgunluğa karşı ilâç! Dodim. İkincide fikrimi değiştirdim. — Teessüre birebir geliyormuş. Üçüncü geliyordu: — Mükemmel bir neş'e ilâcı! Dördüncü geldi. Adam kadehi yarı ya- rıya boşalttı. Gülen gözlerle etrafında - kilerine muhabbetle baktı: — Bu dördüncü de, dedim muhabbet muskası idi. Dördüncüyü beşinci takib etti. Kadeh kendi bir başka | daha yarım olmadan yüzünü buruştur - du. Masaya bir yumruk indirdi: — Beşinci kadehte de aslan yelesi var- dı. İyi tahmin etmiştim. Çünkü adam ha- kikaten barut olmuştu. Altıncı kadeh ateş te: rut birdenbire parladı; g; — Bu ne pis kadeh! Bağırdı ama âateşi de yuttu ve nihayet yedinci bir uyku ilâcı oldu. Masanm ü- zerine başını koydu. Horlamıya başladı. Garson hesab pusulasını bir kova soğuk su gibi yetiştirdi. Sızan sarhoş soğuk su- yu başından aşağı giymiş gibi kendine geldi; elini cebine soktu, para çıkardı, paranm Üstünü aldı. Tezgâhım yanından geçerken yedinci kadehi — yuvarlamayı düşündü. Bu da her halde evinin yolunu bulması için pusula vazilesini görecekti. İsmet Hulüsi (— Bunları biliyor mu idiniz? — İngilterede bulunan şayanı hayret bir aile İngilterenin Gal memleketin- de Gwellyn Jones adlı bir aile var- dır. Şeceresi on ba- tındanberi munta- / zam bir surette tu- ZÂ tulan bu ailenin 74 her batın reisi bir erkek — olmuş ve j her birinin yedi erkek evlâdı dünyaya gelmiştir. İşin ga- ribi şudur ki her batının yedinci ev doktor mesleğine intisab etmiştir. Nite- kim bu ailenin on birinci batınının so- nuncu yani yedinci erkek evlâdı olan Mister Allen Jones de elyevm bir doktor- dur, İ İ * Dünyada mevcud körlerin sayısı üç milyonmuş Dünya yüzünde 3,000,000 âmâ bu- Junduğunu kayde- den yeni bir ista- tistikle — karçılaş- tık. Bu mikdarın yüzde (65) i Hin- distan ve Çine aid- miş, ü l H , W.,W’GFX'_’ GÖNÜLİSLERİ Bir zâfın şiddeti Nasıl anlaşılır ? Bayan A. H. ye: Uzun mektubunuzu dikkatle okudum. Görüyorum ki, zekânız, sizi, benim irşa- dımdan müstağni — bulundurabilecek — bir Eneeliktedir. Muhakemelerinizin — isabeti de, bu kanaatimi takviye etmektedir. Bahsettiğiniz oyun akşamı, bu gencin gözlerinde okuduğunuz manalar, size, benden beklediğiniz cevabı bilflil vermiş olmuyor muydu? Diyeceksiniz ki: «— Ben o geceki görüşümde yanılmış olmasaydım, bu gencin ondan sonraki karşılaşınalarımızda duygularını bana ia- har etmesi lâzım gçelmez miydi?» Hayır kızım... Tasvirlerinden anlıyorum ki, bahsettiğin genç, kıskançlığın kendisi- ni ateşten bir cendere gibi kıvrandırdığı bir anda bile, duygularını yüreğinde boğa- cak derecede çekingendir. Bir izsetl nefis darbesinden ürkmekten dağan bu tabil ihtirşe, bilhassa onun gibi kimsesiz büyü- müş olan insanların hemen hepsinde ay- ni derecede şiddetlidir. Nitekim, bana sorarsan, sana açılama- yığı da, bu derin ihtirazın aynı derecede tabli bir neticesidir. Senin evlenmene mani olmaya kalkışa- mamış, Çünkü evvelâ, senin gibi kendisine mütemadiyen arkadaş muamelesi yapmış bir kadından başka duygular istemiye ce- Baret edememiş. Bu cesareti bulamayışm- gda, senin kendisine kuyvetli bir ürld vere memiş bulunmanın da tesiri vardır. ÜÖstelik de bahsettiğin Kenç, © zaman henüz, bir İzdivanem mes'uliyetlerini göze Alabilecek bir mevkide de değilmiş. Çünkü henüz mekteb sıralarında bu- İunuvarmuş. Niteklim, senin — aşrıldığımı, Ayrıldıktan - şonra da kendisini hâlâ batır- A BBi DA . Bir erkek kostümünde nekadar dikiş var? Peşteli bir terzi- nin iddiasına göre bir erkek kostü- münde — takriben (143920) dikiş var- | dar ve bunun (38) bin kadarı el ile yapılmıştır. Gelin de dünyada poste- ki sayma meraklı. sı insan yok deyin, bakalım, * Sadeca beyaz beygir yeliştiren hara ; Saksonyanın Hermansburger ka sabasında Hister- hof adlı büyük bir hara vardır. Bu çiftlikte yalnız be- yaz renkli beygir yetiştirilmektedir . Hara, şimdiye ka- dar bit tek beyaz olmuyan beygir ye- SAVİ Z, - tiştirmiş değildir. 1 ladığını görünce, yeniden Ümide kapılmış Ve sans mektublar yazmıya başlamış. O mektublarında sevgisini açıkca itiraf edemeyişi de, gene aynı cesaretsizliğin ve gukutu hayale uğramak korkusunun neti- cesidir. Pakat mektubundan anlıyorum ki, bah- settiğin genç hakkında, gene o oyun ge- cesi verdiğin hüküm tamamen isabetlidir. Ve onun asana karşı beslediği zâf, senin ona karşı duyduğun sempatlden bile şid- detlidir. Onun züfının şiddetin! de, sana karşı duyduğu ümicisirliğin, hürmetin, ve mah- cubiyetin büyüklüğünden anlıyorum. Çünkü erkekler, en büyük oesaretsizliği ve cür'etsizliği en sevdikleri kadınlara karşt hissederler. Eğer onun meklublarına — ümidlerin! kuvvetlendirici cevablar yazarsan, görece- gin mukabeleler, beni teyid edecek mahi- yette olâacaktır. kanaatindeyim. Ona sevginizi nasıl anlatacağınız da benden soruyorsunuz. Bu sualin, mektubunuza dalgınlıkla ka- Talandığımı sanıyor ve gülüyorum. 30 yaşına girmiş bulunan ve sizinki ka- dar işlek bir zekâya sahib olan bir kadın, sevgisini izhar etmenin sayısız yollarını bilmer mi? Oirişeceğiniz bu muhaberenin feta bir netice veremiyeceğine de kanlim. Bende bu kanaati uyandıran da, sizin, bahsetti- ğiniz genç hakkındak! iyi kanaatleriniz- dir. Onun hakkındaki hükmünüzde oldu- Fu gibi, bu kanaatlerinizde de yanılmamış bulanmanıtı temenni ederim. Eğer mubabereniz, müsbet, meşru ve mes'ud bir netice verirse, bana müjdele- meyi de unutmazsınız değil mi? ©O takdirde ben de, bu müjden!n key- finde, bu müdahalemin mükâfatını boal bal bulmuş olurum! * z | Bu garnitürün modası hemen hiç bat- maz, İşle size son modeller arasından $0- çilmiş, bu şekilde ü bir bluz Ö. nündeki — eşarpa benzer — parçanın ucile, kol ağızları- na «arı peteği» pilmiş. Gel tür arkadan düğ - mmelidir. Yalmız 3r kaya konulan bask eteğin içinde ka « Tacak, bluzun yu « karı kaymaması - na yarıyacaktır, Arı yapmak ve kolaydır: Mu tazam olması için kumaşın ters ta l Tafına (7) şer mi- limetra ara ile düz çizgiler çizin!z. Bunların üstünü birer santim re ilerisinden batıp, bir milimetra ge - risinden çıkmak suretile çizgilerin ü tünden iri bir dikiş geçiniz. Bu dikişleri » büzgülere vermek istediğiniz sıklığa göre - büzünüz. Sonra yanyana duran kişte daima iki sıra birden yapılır, alt sıranın ikinc; üçüncü plisine geçi oradan gene - üçüncü, dördüncü ilm leri tutturmak için - üstteki mraya ge - çilir. (Üçüncü resim). hangi bir ipekliden yapılırsa şik olur. Spor kazak Yer yer ikili, birli lâstikle jerse örgü- sü karıştırılmıştır. Eteklerindeki bond, yakası, kol bilezikleri birli lâstik, roba yeri ve kollarının yukarısı ikili lâstik, sonra dört parmak düz örgü, daha sonra Viki misli ikili lâstik, tekrar düz örgü, (evvelkinin iki genişliğinde), eteğo ka - |car hep ikili lâstik. Arkası, önün upk |sıdır. Omuzlarla beden bir arada örül - Dmüştür. Bu bluz krepsaten, lâme veya mal ker Susıgırlık tayyare kurumundan — Bey Lütfi Yücel «Anmason ziraati» mi şoruyor: Anason ziraati: Anason oldukça sıcak iklimleri sever. Ekileceği toprak kuvvet- li, derin yapılı ve nemini saklıyabilir bir tabiatte olmalıdır. Böyle iyi yerden se - çilecek tarlayı da anasonun istediği bi - çimde hazırlamak lâzımdır: Bunun için, tarlanın amızını daha yazdan bozup ğer üç yıldanberi gübrelenmemişse - İ | çürümüş bir gübre ile gübrelemeli. Sonra tâ ekim mevsimine kadar en aşağı üç de- fa sürüp tırmıklamalıdır. Anason zira - |atinde toprağın kaba bir döşek gibi ol - ması istenir. Topaçlı, kesekli bir yere ek- mektense hiç ekmemek daha kârlıdır. ISıın defaki sürmeden sonra, tırmığın ar- kasından bir de sürgü çekilerek tarlanın yüzü düzeltilmelidir. Bundan sonra eki- me girişilebilir. Anasonun Türkiyede en çok hoşlandıjğı ve en fazla yetiştiği yer Çeşmedir. Bu sebeble tohumluğu da oradan tedarik et- mek iyi olur. Getirtmenin bir. kolayını bulamazsanız, bulunduğunuz yerin ziraat dairesini araya koymanız mümkündür. |Dönüm başına 500-600 gram tohum elve- İrir. Ekicisi usta olursa bundan daha az bir mikdarı da yetirebilir. Seyrek ek - aralıkla menin bir mahzuru olmadığı gibi, bilâ- noktalayınız. Her noktanın bir milımet- | kis kökenlerin daha canlı büyümesi ve daha çok hava ve güneş alması itibarile - (faydası bile vardır. Anason, Çeşmede kânunusanı on be - şinden - mart on beşine kadar ekilir. O- radan uzaklaşıp başka yerlere geçince bu her iki pliyi bluzun renginde ibrişimle | müddet nisan on beşine kadar uzıyabilir. üstünden tutunuz. (İkinci resim) bu di .f!—lm—le havaların ılıklaşmasını beklemek- Bir Bıranın birinci İkinci plisini tutturrunca tir. Anasonu, tabil rüzgârsız bir havada ve alçaktan ekmelidir. Saçımdan sonra bir tırmıkla karıştırıp, nemlenebilmeleri için de bir sürgü ile sıkıştırmalıdır, 'Tohumlar, 10-15 gün sonra fışkırırlar. Boyları 8-10 santim olunca kadın ve ço- cuk amelelerle onları ayıklatmalı, Bu arada sık gelen yerleri de seyreltilmeli - tir. Bu ilk hizmet, anasonda çok mühim- dir, Sonradan icab ettikce daha bir kaç kere ot alınırsa da, birincisi dikkatli ya pılmazsa anasonların gelişmesi geri ka- hr. Kökenler kamışlanınca, artık tarlaya girilmez. Aksi halde çiçekleri dökülerek mahsulün azalmasına sebebiyet verilmiş olur. Bundan sonra kemale gelişini dikkatle gözlemek gerektir. Vaktinde yolunmuyon kökenler, tohumlarını dökerek emekleri havaya götürürler. Tohumlar kararmıy: yapraklar sararmıya başlayınca anası erişmiş demektir. Bu hale gelen köken- leri sabahları erkenden bulup demetie - melidir, Böylece üç beş elde toplanan e- metleri bir müddet, tarlada üstüste bı - rakıp kurutmalıdır. Ama bu kurutmada, pek güneş görmiyecek şekilde bir istif yapmayı unutmamalıdır. Dört beş gün sonra demetler güneşe a- çılır. Bir taraftan da harman yerine ki - Emler yayılarak ortaya ayrıca yassı töş- lar konur. Çoluk çocuk ellerine birer de- met alarak önlerindeki taşta bunları elle oğmıya başlarlar. Bu esnada kilime saçılır. Artık söylemeğe lüzum yoktur ki bu tohumlar savrulur, kalburlanır, çuvala doldurulur. Anasonun kendisine mahsus olan kokusunu kaybetmemesi için, rutu - betsiz yerlerde saklanması lâzımdır. Malı tohumlar i Okuyularm sorduğ! suallere cevablarım GEL SE LN Anason ziraati nasıl yapılır? - Satılmıyan meyvalardan karmanın usülleri nelerdir? - Erikler neden kurdlanır ve şekilleri nelerdir? ispirlt )) Yazan: Tarımman çok yötiştirmek kadar, iyi Kİ mak da hüner olduğundan yabana atmamalıdır. a Anason yerine, havasına, $7 dönümünden 80-100 kilo tahui 5 pı samanı yakmaktan başklâ ramaz. * Bursadan Bay Hakkı; «bir MEl leketi Glan Bursada her yi vanın satılamıyarak atılmeğ OÖğ olduğunu, durada bir ispirtü çılmış olsa bunların kolaylık ö çevrileceğini» yazıyor: ğ Satılamıyan — meyvalardal çıkarılması meselesi: Memlek” çok köşelerinde — satılamayiP "j mahküm olan meyva vesairtif çıkarmakta kullanılması ciddefi ” seledir. Satışın dar olduğu | meyvalarımızın ispirtoya çevri”EN tile kıymetlendirilmesi elbett ÜÇ düşüncedir. Yalnız bunu düşt? menni ederken, ispirtonun dâ tihlâki cihetini gözönüne koyfl Başka memleketlerin çoğu. Fü sullerin artıklarını kıyme e yolu tutmuştur ama, elde edilesi | nun sarfı meselesini de :-IÜ“'?’ mışlardır. Bilhassa büyük ha" 4fi ra ispirto sarfiyatını arttı y büyük tedkiklere girişilmişti” en güzel çare; «benzinlere IİP". tırılması» dır, Filhakika bu; sarfiyatı düşünülürse, onun rülecek ispirtonun mikdari getirilebilir. Benzinlere ispirto karışt zinin dinamik vasıflarına bif vermedikten başka bilâkis bafi | ları bertaraf ettiği ve ımnF'#r motörler için daha faydalı 6407? tecrübelerle anlaşılmıştır. B'n;u' ca ziral mahsulleri kıymetle! yet lunda ispirto sanayiinin inkişati sü de kolaylaşmıştır. Bugün bir çok memleketlef benzinlere ispirto karışurmlk';' lelikle hem yüksek randıman ge, hem ziral mahsulleri kıyımtt b maktadır. Bu V lerden İtalya ve Bııl;:an'sîl"u Fransa 96 25, Macaristan Ve ya 96 20, Almanya $» 6, İspany betinde benzine ispirto karışt! bul etmşilerdir. Bizde yılık benzin sarfiyâti Ö yon litreyi bulmaktadır. Halbi' yi sarfiyatımız ancak 3 milyon İtf nun çoğunu Üzüm, incir ve PE” tıklarından çıkarmakta — ve #“Üg kiye, kalanını da sıhhi ihtiy#i gel maklayız. Halbuki ispirto S4f” başka memleketlerin yaptık misline çıkarmamız kabildir- olunca da memleket içide Ki mek için tepinen bir çok zirâi * canlanmak imkânını bulur. Bir kaç sene evvel slâkadatlif çok. çalışmışlar, hattâ bir kaft de hazırlamışlardı, Fakat a0n | nüz zamanı gelmemiş g“füıdn', ' kaldı. * n Bay Kâmil seriklerin Kuf Çarem arıyor: j Erikler nueden kurtlanır V© Hastalıklı ağaçlarınızın — eril JJ (Devamı 15 inci sayf Ü gö İ .f". b ) Z TİTEZİTZ TESETTTEENTİ ELT ? SELE A l TEL L LALAN