Eg4 #53 pu bahisleri: e * Kak rili gemiler var mıdır? tekinsiz tekne olur mu? » hiçbir seye dokunülmamıştı. Her şey yerli yerinde durayorda. mücadele, ehemmiyetsiz bir kargaşalık zuhur etmiş oldu- ğuna dair küçük bir ize bile tesadüf edemedik. * Yazan: A. Cemaleddin Saracoğlu Hye kadar çıkan kısımların m, , hulâsası Yag Eliz gazetecisi Cebetüttarığın Müş g,, Küçük Linea kasabasında Tho- Me tara İsminde çok ihtiyar bir tayfa Hatip Yapiyor. İhtiyar, bu sıralarda sü- in gp UNduğu gemiyi kaçırarak &ir 0- Dösorng İsmindeki gemiciyi tam- a, on macerasını anlatıyor &eki korsanlık menkibeleri- Merâklı olduğunu ve böyle bir can atmakta bulunduğunu da » Cenub denizlerinde pek ktıh ve korsanlık yaparak 8e- tan sinebileceğini söylüyor ve pe- hatırasını anlatı- ald bir MZ aç Hak # f 7, Zİ Antil adalarında bulunurken Yapurunun süvarisi denizin Yalnız başına bulduğu Marle YApurunu yedeğine slarak getir- 1 (ef Gratia'mın süvarizi kaptan Mor- a8 sonra meyhaneye gelerek anlatmağa başlıyor, Kuptan, Win süvarisi kaptan Eriggs'i Day, SEide dalma bulunan genç ka- ku tanımakta idi, azı devam ediyor) A Maia yy, “Briggse sırtında çiçekli mavi Karay ise, «Marie Selest» in kıçın- m bana ellerile veda işaret- kiç du, Bu zarif ve ince kadın şu haşin gemicilerin ortasında tu - Ser, tezad levhası vücude getiriyor. «Bp bir mahlüka benziyordu. Ma- SES» elinde tutup salladığı mi- ün ile gemi ; açıldıkça lü ve nihayet «Marie Se- Bözden, kayboldu ve enginlere açıl rı # ânı 4 # > Ci Gratia, > «Nevyorka limanında iki Ben de işimi bitirip Ji - iy demir ettiğim zaman old, «Plymouth. limanına çoktan duğunu tahmin ediyordum. lari sabah «Marie Seleste le sA- ne a, “Sıklarında karşılaştığım Zi- Sermimiz. Şaşırmış olduğumu tak - Alaa inin, yukarıda da söy- İlik Bibi bütün yelkenleri & - Sn teknede canlı bir tek mah- Mari, Börümmüyondu. Çer Selest, € yanaşmak için icab Yi yaptım ve bu acayip ge- Ne ilk atlıyan da ben ol- Mn, kaç ay evvel «Nevyorks li- tu .e *da bordaya yatmış olduğu - NE Mia güvertesine bir göz & - nie Yanılmamış olduğu - Ma ve ece vaki koca güverte bom - tünürde tek bir kimse yoktu, >, vdime: Mey a ii ue aka; diye düşündüm, tayfa sart İİ ; Vira # rl £ in kin, hastalığa tutularak sinek Miting, > simdi zavallıları başkasa Ma Mani tayfa mevkiinde biranda » ik Ravaj IŞ ölü bir halde bulacağım. ni AMlarar,, ül ole, Kaptan «Briggs> ile zev - Rin koşarak aşağıya s€3- Na iy hiç bir cevab alamadım. : e vertey & rü, kaçını yanıma alarak bü- Ge tayfa koğuşlarını gezip bi, , Sörde hiç kimsecikler yok- hastalık yüzünden ölü ola” m ia serilmiş olarak tahay- Yiadan meydanda hiç bir et sonra hepimiz ; güverteye âyret ve korkudan #altaşı iş olan. gözlerimizle alık alk İzin, kama, Yüzüne bakıyorduk. Ne sü- » De de geminin am - Tari Zp. A tamda, çSük bir hayat eserine rast- bini re bizi dehşete sevkeden kaba Parsa aklın almıyacağı, man - bulu, Yeceği bir vaziyet kar - Maklığımızdı. Gemide hiç 0 hulmarcıştı; her şey yerli e pmu Halat yığıtıları, slâh- N İabli yaziyetlerinde idi - EE, 7 k bir mücadele, &höin- ik zuhur etmiş ol gi duğuna dair küçük bir ize bile tesadüf edemedik. Güverte tertemiz silinmiş ve kurulanmıştı, Mutfakta tencereler parıl, parıl oğulmuş, sanki aşçının işe koyul - masmı bekliyorlardı. Suda ıslatılarak bı- rakılmış havuçların renkleri bile solma- mıştı. Tayfanın brandaları ihtimamla sa- rılmış, yelkenler nizami veçhile açıl - rsiş ve bağlanmış, iskotaların boşları a- Immış bir halde duruyorlardı. Geminin iki tahlisiye şikampavyası yetaforala- rında asılı duruyorlardı. Diğer taraftan sallar vücude getirilmek için gemiden hiç bir ahşab kısmın sökülmediği ilk ba - kışta anlaşılıyordu. Kaptan kamarasında geminin seyir jurnalına o günün sabahına kadar geç - miş olan vukuat, nizamı veçhile, kayde- dilmişti ve bu seyir jurnalmda gemide gayri tabii bir halin zubur etmiş oldu - Zuna dair en küçük bir imaya bile tesa - düf etmedik. Kaptan kamarasmın ma - İsası gözünde (250) İngiliz lirası olduk - ları yerde duruyorlardı. Hülâsa nizami evrakın hepsi tamamdı, Kamaranın ya - tak oranzalarından birisinde (Madam «Briggs» in bir robası yatağın üzerine a- tılmış duruyordu. Hani «Marie Selestz Nevyorktan hareket ederken kaptanın zevcesinin arkasında görmüş olduğum çiçekli mavi roba... Gemiyi gezdikçe hayret ve dehşetimiz artıyordu. Yemek salonunda bir masanın kenarında kapağı açık bir kadın el işi sepeti duruyordu. Dikiş yüksüğü bile olduğu yerde duru - yordu. Masanın üzerinde ise henüz ilık iki bardak çay göze çarpıyordu. Her şey gösteriyordu ki, bu gemide ta- bii hayat birdenbire ve ani olarak du - ruvermiştir. Belki de muvasalatımızdan bir saat evvel Marle Selest de her şey tabi cereyanını takib ediyor ve bu gemi yaşıyordu. Halbuki şimdi her şey birden ölmüştü ve geminin mürettebatı sada - mesiz, gürültüsüz ve patırtısız bir halde buhar olup kayıplara karışmışlardı. Ben kendi hesabıma bu gemide daha fazla ka- lacak olursam çıldıracağımı anladım. Bu nasıl işti? Bu adamlar birdenbire orta - dan nasıl kaybolurlardı? Kaklırıp kendi. lerini birer birer denize atmadılar yal. Hele o zarif ve ince kadın. Madam «Briggss ne olmuştu? «Dei Gratis ya avdet edip akşama kadar o civarı araş- tırdık. Nihayet esrarı «Marie Selests 1 ye- değe almak üzere manevra yaptığım sı- rada yedek halatını bu ıssız gemiye bağ- Ismakla meşgul olan tayfam tek bir ema- re elde ai emare biricik olmakla beraber çok korkunç bir şeydi: Bu umu- mi intizam ortasında ve her şey yerli yerinde duran geminin baş tarafında ya- lin bir kılıç vardı ve du yalın kılıcın namlusu kanlı idi... - «Homas Can» buruşuk yüzünü daha zi- yade buruşuk bir hale getiren bir eda ile kaşları çatık bir halde bana bu söz- leri naklederken bir müddet sustu. Şim- di piposundan derin nelesler çekerek ken disine anlatılan bu inanılmaz maceranın 5 zamanlar kendisinde uyandırmış oldu- ğu heyecanı bütün kesafetile, yeniden ya- şamakta olduğu besebelli idi. Piposundan üstüste nefesler çekiyor ve asahi hareketlerle parmaklarını kimi - datıp duruyordu. Nihayet sözüne şöyle devam etti: — İşte kaplan (Morhouse) un bana an- lattığı şeyleri size yukarıda aynen nak - leyledizi. Şunu da ilâve edeyim ki, üç ay sonra ben (Senmişel) 2 eğim m. an «Marie Seleste hâlâ limanda yatı - ii ve bu işi örten esrar perdesi halle- dilmiş değildi. leb erin bile bu karanlık ve kor - kunç sır çözülmüş değildir. «Marie Se - ieste vak'asını herkes başka bir surette izah etmeğe kalkıştı. Gemleiler, mühen- disler, şairler, âlimler, büyücüler bu #- cayip vak'ayı başka birer suretle tefsir ettiler, Lâkin bunlardan hiç birisi teey- yüd etmiş, doğruluğuna kanaat getiril - miş bir sureti bal şeklinde: kabul edil « «Marle Selest> in sırra kadem bas- mürettebatından medi. mış, kayıblara karışmış Erzurum kar yığını altında Erzurum, 14 (A.A ) — Erzurum ha- valisi kesif bir kar yığını altındadır. Şehrin içinde bile kardan dolaşmak güç oluyor. Kop dağında dört metre kar yağmış yerler vardır. Yolların w İzun müddet kapalı kalmaması için yol- jsarda kesif amele kütleleri çalışmakta- â Münakalat kısa messfelerde bile kızaklarla ve güçlükle temin edilmek - tedir. Musolini Alman fakirlerine Habeşistan kahvesi hediye etti Hamburg, 14 (A.A.) — Mussolini - nin Almav fâkirlerine dağıtılmak üze- re hediye ettiği 100 bin kilo Habeşis - tan kahvesi buraya gelmiştir. Kahve paketlerinin üzerinde «bu Harrar kah- vesini milyonlarca Alman'ın lezzetle içmesini dilerim, Mussoliniz ibaresi ya- zılıdır. Bulgar - Yunan ticaret anlaşması Atina, 14 (Hususi) — Yunanistan ile Bulgaristan arasında aktedilen yeni ti- caret mukavelenamesi birkaç güne ka- dar tatbik mevkiine konacaktır. Yeni mukaveleye göre Yunanistan Bulgaris- tandan bilhassa kesim hayvanatı ve hu- bubat alacaktır. Almanyada bir casus Berlin, 14 (A.A.) — Halk mahkeme- si tarafından casusluk cürmünden de layı ölüme mahküm edilen Alman Karl Dischoff bu sabah idam edilmiş- tir. Kazanç vergisi kanununda Ehemmiyetli Tadilât yapılıyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) zarı dikkate alınıp kazançları nisbetin- de vergi alınmasına kanuni imkân bu- Yunmamukta idi. Yani verginin kazanç nisbetinde fazlalaşması, fakat ziyan nisbetinde azaltılması mümkün değildi. İşte Maliye Vekâleti en ziyade bu nok- tayı nazarı dikkate alarak kanunun bu kısranın Jâğvedilmesini istemektedir. Bu yeni proje kabul edildiği takdirde bâdema herkes ancak kazancı nisbe - tinde vergi verecektir. Bundan başka Ankarada teşekkül e den «Hayatı ucuzlatma» komisyonunun işlerini kolaylaştırmak için Maliye Ve- kületi yiyecek maddesi satanların ka- zanç vergileri hakkında da tedkikata başlamıştır, Fırıncılar, kasablar ve bu- na mümasil havsyici zaruriye üzerine iş yapanların kazanç vergileri mikda- rından mühim bir tenzilât yapılması çareleri aranmaktadır. Bu mesele et- rafında sızan haberlere göre bu işin de pek yakında çbâlledilmesi kuvvetle muhtemel bulunmaktadır. Buhran vergisi tarhında kazanç ver- gisi esas ittihaz edildiği için hu gibi eş- hasın buhran vergisinden de istifade e- ği muhakkak görülmektedir. Orduya su boruları çetirtiliyor Ordu (Hususi) — Yeni su borularının mart IŞuşn ig ile de telefo Hitlerden sonra Çek Başvekil nla görüştü Hitlerin talebi: Avusturya - Çek | anlaşması Paris 14 (Hususi) — Geçen gün, tama- men ani olarak Berchtesgadende Hitler ile Avusturya başvekili Schruschnigg ara- sında yapılan uzun mülâkatm akisleri el'an devam etmektedir. Viyana ve Berlinin salâhiyettar mah- fellerinden sızan haberlere göre Hitler, Schusehnigg'e şu dört teklifi yapmıştır: 1 — Avusturyanın da antikomintem paklına iştirak etmesi. 2 — Avusturyanın Milletler tinden çekilmesi, 3 — Avusturya ile Çekoslovakya ara- sında mevcud anlaşmanın bozulması, 4 — Avusturya kabinesine Nazilerin de iştiraki ve bilhassa Viyana Emniyet di- rektörlüğüne bir Nâzinin tayini, İ Cemiye- Başvekil Sehusghnigg bu tekliflere müsbet, menfi bir cevab vermek için Vi- yanaya döndükten sonra Avusturya cum- hurreisi Miklas ve diğer kabine azalari- le müzakereye başlamıştır. Bu hususta bazı dost devletlerle de temâs edileceği Bu müzakereler neticesinde verilecek söylenmektedir. olan karar, haita sonuna kadar diploma- tik kanalla Hitlere. bildirilecektir. Hitlerin, 20 şubatta irad edeceği nu- tukta, Berchtesgaden mülâkatma temas edeceği muhakkak sayılmaktadır. Çekoslovakya Başvekili Şuşnig ile görüştü Paris 14 (Hususi) — Çekoslovakya beş- vekili Milan Hodza bu sabah telefonla Avusturya başvekili Sehuschniggle uzun boylu görüşmüştür. Bu görüşme esnasnda Schusehnigg, Hodzayı Berchtesgaden mülâkatımın bü- tün tafsilâtından haberdar etmiş ve A- vusturya ile Çekoslovakya arasındaki | dostluğa bağlılığı teyid etmiştir. Sehusehnigg'in bu hareketi Prag siyasi mahfellerinde çok müsajd bir tesir birak- mıştır. Times ne diyor? Londra 14 (Hususi) — Sehuschnigg - Hitler mülâkatını mevzuu bahseden Ti- mes gazetesi, Sehuschnigg'in Avusturya kanunu esasi çerçevesi dahilinde Avus- turyanın istiklâline riayet edileceğine ve Alman Nazilerinin Avusturyanın dahili işlerine karışmamalarına dair Hitlerden teminat aldığını yazmakadır. Times, buna mukabil Sehuschnigg'in de Avusturylı Nazilere bazı tavizlerde bulunacağını Hitlere vâdetmiş olduğunu ilâve eylemektedir. Berlinin yarı resmi tebliği Berlin 14 (A.A.) — Yarı resmi bir su- rette tebliğ edilmiştir: B, Hitler ile B. Şuşnmig'in mülükatı hakkında bugün ya- bancı matbuatta mevzuu bahsedilen bir çok tahmin ve faraziyeler bura siyasi mahfellerinde az çok bir alâka ile görül- mektedir. Mülâkatın mevzuu - hakkında ne Almanya, ne.de Avusturya tarafından resmi hiçbir malâmat verilmemiş oldu- dundan, gazete tefsiratının hayale müs- tenid olduğu tabii görülmektedir, Bunun için de bu haberler Alman gazetelerinde yer bulmamaktadır. Anlaşma olmadı ayına kadat gelmesi ciheti sağlanmıştır. Bo- | Berlin, 14 (A A.) — Alman efkâr u- rular işi 21305 liraya ihale edilmiştir. hiç birisinden bahsedildiği de işitilmedi. O imanılmaz vak'ânın tahaddüş ettiği tarihte 6 havalide bir fırtına olmamıştı, Ve bu sırrı çözmek için ileriye sürülen ihtimaller birbiri ardınca suya düştü. Acaba halim ve süküti kaplan «Briggs> ne olmuştu? Zarif zevcesile, taylasının haşından nasıl korkunç bir sergüzeşt geçmişti de koca geminin mürettebatı bi- İs ani olarak ve birdenbire ortadan yoko- tuvermişlerdi? Şayed «Marie Seleste mürettebatınm müşterek bir cinnet buhranına tutulup birbiri ardınca kendilerini “denize atmış olduklarını kabul etmekten başka makul bir sureti tesviye bulunamadı. İşte «Ma- rie Seleste vak'ası böyle hikmetinden sual olunmıyacak acayip ve korkunç bir sır halinde her gemicinin muhayyelesi- ni işletip duracaktır. «Thomas Carr» anlatacağını anlatmış, artık suşmuştu. Avrupa kıt'âsının koca « man omuzbaşı diyebileceğimiz (Cebelüt- mumiyesinde muhafaza edilmekte olan #..eamamaa bekeeseeereme Koy bulunuyordu. İkimiz birlikte | ğunu, elile ufku | ayağa kalktık ve «Linca» dan çıkıp hu- |kumandalar verdiğini ü i oldum dudu geçerek (Cebelüttarık) a döndük. | Evet ihtiyar beee cile Ana caddelerden birisinde mızıkaları | vardı. Uç başta olarak geçen İskoçyalı bir müfre -İda uçsuz, bucaksı? ve bu lâyetenahiyek zenin uzaktan uzağa akseden milli tulum | bana © kadar vüs'atli göründü ki ben, mızıkusının cırlak sesi aksediyordu. İe-İ yanımda yürüyen ihtiyar gemici, li « men hemen ihliyaraz olarak yuvarladı - ğım viskinin ve işitmiş olduğum acayip deniz minkabesinin tesiri altında ser - semlemiş gibi idim. Yanımda yürüyen ve eski yelken devrinden içinde yaşadığımız Şu buhar ve tarbin asrına, solgun bir ta- rih yadigârı gibi, arta kalmış olan ih - tiyar gemiciye bakıyordum. Hayır bu adam yalan söylemiyordu. Güzel ve zârif Madam «Briggs İle pnun zayıf hahif kocdsı sanki dumanlar ndan banâ tebessüm ediyorlardı. ra bötün bu ifşaatın başlangıcı olan © asri gönüllü korsanı, kaptan «Osbor - he» i düşündüm. Onun kahkahalar ko- pararak, nârâ atan sarhoş efradı arasın- tarık) kayalığına akşamın karanlığı çük- | da gemisinin dümeninde ayakta durdu - bozulmalı süküte rağmen, Röyter muhabirinin # yi baber alan diplomatik mahfiiden öğrendiğine göre, Hitler ile Şuşnig & rasında müzakere edilen meselelerin genişliği ve ehemmiyeti dolayısile bü» tün hususatın karşılıklı bir anlaşmaya varılması mümkün olmamıştır. Maamax fih, yakında bütün meseleler üzerinde bir fikir beraberliğine varılacağı ümid edilmektedir. İki nokta Viyana, 14 (A.A.) — Avusturya - Ak marya meselesinin Şu iki nokta üzerine de toplandığı gittikce daha bariz bir surette görünmektedir: I — Hitlerin 20 şubatta Rayştag'da Avusturya meselesi hakkında yapacak ğı beyanatın mahiyeti ne olacaktır? 2 — Avusturyada bu beyanatla müs vazi ölarak alınacak tedbirler neler olğ» caktır? Viyana ,14 (A.A.) — Neue Wicnez f 'Tageblatt gazetesine göre, Berchtesga e den mülâkatında, İl temmuz anlaşmam sna mütemmim olarak bir anlaşm$ş hazırlanması kararlaşmıştır. Akisler Roma, 14 (A.A.) — Röyler ajansınaş muhabiri bildiriyor: Fiorisdorf'daki büyük Austro-Fiajf fabrikalarında bugün gürültülü içti. malar aktedilmiştir. Söz alan hatibler Berchtesgaden'dg Hitler ile Şuşnig arasında ne gibi mü» zakereler cereyen ettiğini derhal öğs rTenmek istemişlerdir. İşciler Avusturyann naziler elindg kalmasından korkmaktadırlar. Paris, 14 (A.A.) — Paris gazelelerie nin büyük bir ekseriyeti, bu sabah yes niden, Berchtessaden (o mülâkatından sonraki Orta Avrupa vaziyeti üzerinde mütalealar yürütmektedir. Journal gazetesinin Berlin muhabiri diyor ki? 'Berehtesgaden'de 11/7/1936 anlaş ması esası üzerinde bir gerginlik izale» sinin mevzuubahs olmuş bulunduğa © muhakkaktır, Journal gazetesinin Viyana muhabi ri ise şöyle diyor: Teeyyüd ettiğine göre, Berchtesga& den wülâkatını doğuran sebebler aris sında en mühimmi, bundan üç hafta evvel tevkif olunan nasyonal sosyalis” şefi Tavs bir ihtilâl plânmın mevdang çıkarılması üzerine Almanya ile Avus» turya arasında beliren vahim anlaşmaz lıktır. Tavşanlıda avcılar barut bulamıyorlarmış İ Tavşanlı (Hususi) — Ziraat Vekâleti © köylüyü ava teşvik etmekte, köylü de, ava büyük bir rağbet göstermektedir. Yalnız, köylü, barut ve saçma bulmak bususünda müşkülat çekmektedir. Kü» tahya başbayii bura bayiine malzemeyi az göndermektedir. İnhisar daresine yapılan mürâcaatlerden de fayda görül memiştir. Köylü, hiç olmazsa, patlaym (© © olmıyan saçmanın İnhisar İdaresinde bulundurularak satıcılara verilmesi sus retile Karşılaşılan güçlüklerin kısmen giderilmesini temenni etmektedir. t ederek bir takım e «Thomas Carr» m hakli Uçsuz, bucaksız, enginlerin esrarı manı dolduran son sistem <dritnotleğ, hattı harb kruvazörleri bu vüs'atin kap şisında küçüldük, küçüldük; : miximinği birer 2erre olduk. | Perili gemiler, tekin olmıyan tekne * İer!. Yirminci asrın müsbet fenler zi niyetile kabul etmediğimiz, havaldiş masaldır, efsanedir, dediğimiz bu oklığ kabul edemiyeceği şeyler de acâba (Ma rie - Selest) vak'ası gibi insan zekâsinı beşer mantığının — halledemediğ! “hires hn acayip sergüzeştin mahslleri değil mis “8 dir? (gi Kim bilir? “dedim ya! Uçsoz bucakamy ehginlerin esrüri da uçsuz bucaksız Olim yer. —SON—