Z İçîk k'_'h gözlerimin içine bakarak: * adamla prensin bilar- 'dam ayakta put gibi p hs devam etti: göf"imemi:in mahrem ol- ÜnLEN Mâni teşkil etmezler. Zira '"lngzl :'“hihıîınmdn'. Bumnun i- ch%hhltp €derim. Krallarla da- Ür, Yanımda bulunmaları â- Atlık ?*iuı,kl]’ıl' Barson salona girdi. Lâs- M bir bir #rabayı önüme sürdü. ( Bi ,,,.':*;îabvîla ne içeceğim hak- F ğ kl rdü. : bir vixkî'o Şi Na aç g tan sonra, çelik kralı yla salonun karşı köşe- irbaş Şarl'ın heykelini l dük N |. b;"m dostum.. dedi, Kısa ko- : M&H Sanayicilerin âdetimizdir. o ş."_* lfnhi dostlüğu olan De- Ca :' Önünde konuşuşumuzu Vi Ştüm, gç Stağımıza bir delil adde- h:ıım"“””—' dedim. a ;“Ü:_M © kurşun gibi ağır Vre .z üme bakıyordu. Bir - f *c':" başladı: ZİN Tdnş, Yakışıklı ve uyanık bir a- A Sı,tme'““ yakından görüyorum.. Mi lisanile konuşma-!|, eder misiniz? | Çelik kralı: «Onlar görüşmemize para teklif edeceğimi tahmin ediyor - dum. Plânlar yerine Olandanın da is> tenmesi beni son derece — şaşırtmıştı. meyus bir yüzle kaşlarımı çatarak ağır bir secle sordu: — Âşık mısınız? — Hayır.. — © halde?, İtiraf ederim ki birdenbire sersem- emiştim. Bir an kendimi toparlamıya |çalıştım: — Affedersiniz.. dedim, Hiç bekle - mediğim bir teklif karşısında kaldığım için İliraz şaşalayıştımı mazür görür- sünüz.. Çelik kralı keskin ve kat'i bir tavırla sordür — Arzu ederseniz düşünmeniz için size vakit bırakabilirim! — Hayır, hayır.. buna lüzum yok.. — © halde cevabımızı bekliyorum.. | — Mösyö! İtiraf ederim ki teklifinizi pek sarih surette anlamış değilim!. Prens, hiddetlenmiş gibiydi. Sizinle borsa liğanile konuşmayı ıovu:k(— teklif ettim.. dedi. Bu halleri- BE S N, Sade Sf Bibi? & , _Ee"l!.siı ve doğrudan doğ- ç Sevapla konuşmak istiyo- Ü 'îııxf’ hay, MA b . lıxıy.:h İstakasının ucundaki te- um'* gö Üfliyerek bir saniye dü- MAT Tündü, Sonra beni dondu- EFİL Zengil” Sordu: nızda VA olmak istiyorsunuz? Yegâne emeliniz bu mu- ::,u!d'ül Sevab verdim: KA BU ,%;';'m bunu halinizden de ı!ım.l iR im. Buna rağmen hayati ” YeR “n:_!k €n büyük serveti si x'şf'îîn'q__ge hazır olduğumu tah- Üİ S ra Ekür nizle pazarlık manevraları yapmanıza iüzum. bırakmamak için.. b Çelik kralının bu garip ve mağrur sözleri beni olduğum yerde adelâ don- durdu. Birdenbire kan beynime sıçra. dı, Fakat iki muhafızın tabanca namlu- ları gibi üzerime çevrilmiş gözleri al- h tında kendime hâkim olmak mecburi- l i y idi Yalnız. AT d bi ga Tâzım gelen malü- ,i â k etmeyiniz! Maksa- 1i h% Ulunuyorum. Ancak bir * borsacı telâkki SADA q*&, inda kendisi itiraf elmeksi.wdm'z açıkça nedir? Benden Olandayı öğenelların bilemiyeceği bir ederi rvelk idmazı rim., fakat evvelâ Ğüı..a:"h.vjabıuı miyim?, (N &din!. Bir sual daha sor- M s;?""luî:.k%m söyliyeceğim. mı istiyorsunuz? B gthrem hı;ı-k ihtiyacındayım.. ta- L_’eî;:ır NL ? Ayatımıza ald.. sorabi-| —— « halde? — Onu sadece terkelmenizi! — Bunların ikisi de bir kâpıya Çı- â kar, zannederim?.. ER ÇAA n lik kralı birdenbire elile bir IŞ N ":du- hlm!unur P [("'"iı-acîı'-ıkk.(;nıı d;rdurdu' xv düîkülı]î!'ır e B"J:Vıu e e Vğ'ze kestirme 8Öö! MA Yüllahi #üğünüz var mıdır? —si S ÖSi D A N ** kendi — İOlanda ayarında bir ka! sizin. iç ni e Ç::I ESEE t“mhelasli saadet teşkil etmez.. bdoîkı_ bir f_p ü- ç Ha kindı yaşamış değilim. |kettir.. esasen nadir yaradılışlı, müs - t cıit:"!d“ vi KMK tesna kadınlara karşi bir iptilânız al- ç l'ıı"'l.n a wh..ı"hm'*'ol'um_'. üğ Ben, hile sevmem. Yüzü birdenbire par- D X3 hayi -: xğ:h'lly D mhxşl"““““ı var mıdır?. madığını söylediniz. 1 T hileceğiniz manevraların cümle- _*0); Ya nevraları mi i ni durdurmuya muktedir bir vaziyet- N A Böyle piedi. Anlaşacağız.. çün-İte olduğumu tahmin edersiniz!.. ha İT ipti Şacağız.. çün- |4 olduğumu tahmin edi l]|ş:hl.h" İpPtilâ düşkünüyüm. ——— —— bi 'Yorum krahı Sidu; — Bözlerimin içine bakarak haf tü *ıı.(lıdı oh“k bir şey yok., dedi, FaN ."i'üıxmnhndîd“ vazgeçebilirsiniz | 1 — $Şma ei e ga v 7 açık eksiltme ile, | a 2 — 520 kilo kalay açık ek5i y :ül;':.f-fyk?wne bir demirle vw- nen 45-0 ton hurda çelik b U k kla satılacaktır. İ | e':'hl;"ı 'dinı e'ıâ:lııîul._ '(_'plık nîh.—)k unun muhammen bedeli d— MŞ' h,:mu“ yet anlamış, Eksiltmesi 28 Şubat 938 Pazartesi saat N, N 3 kl"ıınwla taş gibi duru- K b“d' t eT mesi 1 Mart 938 Salı saat 14 dedir. 30.—1.ı"e1. M_ü'ehevy' ! 6 — Çelik ve kamyonunspazar'ı? M » boy; Yyiç oldunuz! dedi. aşlanacaktır. Bükini * ir teklif beklemi -| Saat 14 de başlanalAR . )"..—,h'.— H : | 7 — Kurşuna ald tekli K k | gy ç k.ı'!k“""" böyle bir teklif | tiyetimizdeki komisyona CAĞi aslâ Aöci yapılacaktır. a'q Gelik aslâ düşünme -| Y :__ İstekliler şartnamel BAD kralının plânları b tarihinden İtibaren heti Di.. bunün - içi a *“İfşa eden idam olunur!,, Harb sanayi casusları arasındaki mücadele Çelik kralı bu heyecanımı görünce|vim hane ve Damga K Müdürlüğünden : â malı 30000 kilo külçe kurşun kapalı zarf usulile. gün sast 14-16 d İdareye SON POSTA - O halde Olandadan vazgeçebilirsiniz',, Birdenbire beynime bir demirle vurulmuş gibi yerimden fırladım ve yüzüm hiddetten kıpkırmızı kesildi. Bu ne demek ? müâni teşkil etmezler!'» dedi. — Hiç bir manevra yapmağa lüzum görmüyorum. — Pekâlâ., size şunu da söyliyebili - ki Lehistandan firarınızdan beri adamlarım sizi takip etmişlerdir. Sizin Olandanın yanında birlikte firar edişi- nizin sırrını bir türlü anlıyamamışlar- dı. Herhangi bir teşkilât namına me- yaur olmadığınızı tasdik ediyorsunuz, değil mi? — Kat'i surette! — O halde bir aşk hâdisesi karşısın- dâ kalacağımı tahmin ederek bizzat tayyare ile Stokholm'a geldim. Olan- dayı takibden vazgeçerseniz & ö lediğim gibi, her suretle azami şekilde menmun elmiye âmadeyim. — Fakat, ben Olandayı takip etmiyorum'.. — Ya? Belki beni takip eden bizzat Olan- gBadir, Binaenaleyh bu teklifinizi Olan- daya yapmalısınız!. — Arkasm var— Avusturgya - Almanya müzakereleri (Baştarafı 3 üncü sayfada) iki insan vaziyetinde kalamıyacakları için, bu temasların müsbet, menfi behe- rachal bir netice doğurması beklenmek Tâzımdır. Fakat davaya taallüku olan a- #im menlaatler nazarı dikkate alınırsa, Avusturya ile Almanya münasebatının, bu yeni müzakereler münasebetile, çok mühim bir imtihan devresi geçirdiği de kabili inkâr değildir. Selim Ragıp Emeç Barutgücü Kızıltoprak Halkev'le berabere kaldı Dün Fener stadında - Kızıltoprak Halkevi A ve B takımlarile Barutgü- ü A ve B takım'arı karşılaşmıştır. 2 bin kadar seyirci önünde yapılan maç- larda B takımları 4-4, A takımları da 0-0 börabere kalmışlardır, Barutgücü A takımı: Kâzım - Sefer, Hüseyin, Gündüz, Mehmed, Besim-Sa- bahaddin, Nuri, Mehmed, Şükrü, Hay- dar; Kızıltoprak Halkevi A takımı da: İrfan - Faruk, Ekrem - Semih, Needet, Sedad - Fikret, Yaşar (Ankaragüçlü), Bedil, Şeref, Muammer şeklinde idi. Maçtan sonra Barutgücü şerefine bir çay ziyafeti x'erilmıîtı_t _Nîatbaası satın almacaktır. ile müstamel iki tonluk bir kamyon pa- ökuz bin, muvakkat teminatı 675 liradır. 14 dedir. 1 SÖ4 ve muvakkat teminatı 66 liradır. Eksilt- la aritırılmasına 2 Mart 938 Çarşamba günü £ mektubları eksiltme saatinden bir saat evvel Müdü- verilecek ve eksilime ve arttırmalar bu komlayanda leri almak ve setilacak eşyayı görmek için 19 Şubat ;niı_'uııt edebilirler. «809> Bi AY K, Sıyh,lâ ; Brava Tğkîrlı! Paristeki ilk maçta 14 dakikada (Baş tarafı Yinci sayfada) Saat elimizde dakikaları sayıyoruz. Beş, on dakika geçiyor; Tekirdağlı hâ- kim. Aslan gibi güreşiyor. Hata yapmı- yor. Başı daima yukarıda, dik, vakur, Hasmına saldırıyor, aman vermiyor. Her güzel jesti mahir oyunu karşısında sa- lon alkışlarla inliyor. On bir, or iki, on üçüncü dakikalarda- yız. Maç en hararetli bir safhada. Fakat Tekirdağlı dalma hâkim, daima hareket- te, daima kuvvetli. Her geçen saniye ü- midlerimizi kuvvetlendiriyor. Nihayet tam on dördüncü dakikada Tekirdağlı çok güzel, aslanca bir oyunla hasmını kıskıvrak yakaladı ve... bir ham- lede kaldırdı. Sırtüstü yere vurdu... Heyecanımızdan — sanki — kalblerimiz duracak gibi oldu. Müdhiş bir alkış tu- fanı salonu inletti. Alkış sürdü. Her taraftan «Bravo Türk'» ses- leri yükseldi. Güreş bu suretle Tekirdağlınım tam bir İzi i galibiyetile neticelenmiştir. İkinci maç haftaya yapılacaktır. Maçtan evvel Paris (Hususi jmuhabirimizden) — TYürkiye başpehlivanı Tekirdağlı Hüse- yin, ilk müsabakasını 14 şubatta Letom- ya şampiyonu Passmann ile yapacaktır. Bu maç Türkiye başpehlivanının Fran- sada yapacağı ilk büyük müsabaka ola- caktır. Wagram salonunda yapılacak olan bu müsabakadan evvel, Tekirdağlı gazete- cilerin ve güreş organizatörlerinin göz- leri önünde müteaddid idmanlar yap- mMıştır. Bu idmanlar kendisini seyreden- ler tarafından çok müsaid bir şekilde kar- şılanmıştır. Pariste çıkan 11 şubat tarihli Auto spor mecmuası Türkiye başpehlivamı ve ya- pacağı ilk maç hakkında şu yazıyı yaz- miştir: «Letonya şampiyanu mann, her zaman önüne çıkarılan ra- kib'er kar dafaa et ş bir pehlivandır. Şimdi de İstanbula geldi (Baştarafı 1 inci sayfada) Pu müddet zarfında Antalya mebusu Tayfurun misafiri olacaktır. Abdülhamid — Hayatın müftülüğünü bundan on sene evvel Hatayın sabik Fransız delegesi Duryo tasdik etmiş ve eline de bir vesika vermiştir. Bilâhare Şeyh, Hatay istiklâli için çalışmağa baş- |layınca Abdülhamidi mü: kten atmak iyen Fransız müstemlekecilerinin dos- tu ve Hatayın maliye reisi Hasan Cebba- re bir mazbata hazırlamış ve halka imza |ettirmek istemiştir. Fakat halk müftü- nün aleyhinde hazırlanmış olan mazba- tayı imzalamaktan istinkâf etmiştir. Dün Hatay Erkinlik Cemiyetinin İs - tanbul şubesini ziyarete gelen Şeyh Ab- dülhamid Hayat bir muharririmize şun- ları söylemiştir: «— İskenderundan doğru İstanbula geldik. Burada birkaç gün kaldıktan son- ra çarşamba günü akşamı Ankaraya gi- deceğiz, Türkiyeye gelmekteki maksadı- mız memleketi gezmek ve büyüklerimiz- le görüşmektir. İstanbulun şayanı tema- şa yerlerini, camilerini ve müzelerini gezmekteyiz.» İskenderun müftüsü Ankarada birkaç gün kaldıktan sonra memleketine döne- cektir, İtalyan tayyarecileri devriâlem seyahatine çıkıyorlar Roma, 14 (A.A.) — İtalyan tayyare- leri bir devriğlem seferine çıkmağa hazırlanmaktadırlar. Bu sefere Cenubi VAtlantik denizini geçen üç <Yeşil fare» tipinde beş tayyare iştirak edecektir, Tayyareler mart ayında sefere çıkacak- iardır. Bu tayyarelerden birini Duçe'- uin oğlu Bruno Mussolini idare edecek- tir. Ankara Halkevinde Timurlenk gecesi Ankara, 14 (Hususi) — Ankara Hal- kevinde 19 şubatta Timurlenk gecesi yapılacak, 23 şubatla da resim saergisi açılacaktır. gÜYüNE ü LMLA <V SK UD ONA ONESA dakikalarca |s Mark Pass-|ç sında taliini cesaretle mü-| â İskenderun müftüsü l Tekirdağlı hasmını tuşla yendi |kendisine pazartı | ğ ış;.mpı_w mnu Teki i günü akşamı Türk ğ Hüseyin çıka- rılmaktadır. Bütün Osmanlı (!) pehlivanları gibi Tekirdağlı çok kuvvetli bir güreşeidir. Ve temin edildiğine göre bir Fransız ringindeki ilk bu maçını güzel bir ne- tice i'e bitirmeğe kadirdir. Onun an- trenmamında hazır bulunduk. Üzerk inizde çok müsaid bir tesir bıraktı. Fa- t hepsi bu kadar değildir, Çünkü o, n kabiliyetlerini göstermeği — Pass- mann'la yapacağı güreşe bırakmıştı. İki pehlivan arasındaki mi yarım saat olarak tesbit edilr müddet zarfında meraklılar Türk peh- livanının kudretini yakinen görebile- ceklerdir. bü gı takdirde İngillereye giderek orada birçok mühim maçlar yapabilme- line girecektir. Bunun i- çin meneceri ile Londra spor organiza- törleri arasında müzakereler cereyan etmektedir.» İkinci maç Tekirdağlının Paris'de ikinci müşa- bakası Bulgar olduğu halde Türk ismi taşıyan Mehmed Arifle olacaktır. Meş- hur Bulgar pehlivanı Dan Kolof hasta olduğundan ve doktorlar birkaç ay gü: reşemiyeceğini bildirmiş bulundukla- rından Tekirdağlı kendisi ile karşılaşa- bilmek fırsatırı şimdilik bulamıyacak- tır. 'Tekirdağlının, Paris'de müstakbel rakibleri arasında bilhassa Şikat vardır. Bu maruf pehlivan uzun müddettenbe ri Paris'de bulunduğu ve bütün tanın- mış pehlivanları defi ettiği halde kim- se kendisi ile güreşe cesaret edememek- tedir. Hüseyin Letonyalıyı, onun ar- kasından da Mehmed Arifi haklarsa ü- it olarak Şikatla güreşecek ve böy- a dünya şampiyonlarile bir A, R. İktısad Vekilinin İzmirde tedkikleri (Baş tarafı 1 inci sayfada) cılık enstitüsünü, haşerat istasyanunu zi- yaret etmiştir. Vekil ziraat mektebinde köylerden gelen zürra ile temas etti, di- leklerini tesbit etti. Müteakiben — fuarı, üzüm kurumunu ziyaret etti. Saat ön birden itibaren Ticaret Oda- sında her sınıf ihracat tacirlerile uzun müddet hasbıhalde bulunan, dilekleri dinliyen vekil odadaki toplantıyı şu cüm- lelerle açmıştır: «Arkadaşlar, mühtelif mahsuller hak- kında tecrübeye müstenid düşüncelerini: zi açıkça bana anlatınız. Mütalealarınızı dinlemekten fayda bulurum. Bugünün aktüel meselesi olarak bizi düşündüren mevzu yoktur. Tütün, üzüm, incir satış ları iyi gitmiştir. Bunun üzerine ilk söz alan Amerikan Tabako müdürü Mister İngliş, vekile hi- taben, tütün ekiminin tahdid edileceğini işittiğini, Amerikalıların her sene 15 milyon kilo iyi cins tütün mübayaa ct tiklerini, tahdidden sonra kalacak mik- dardan bu kadar iyi tütünün bulunamı- yacağından endişe ettiğini söylemiştir. Vekil şöyle cevab vermiştir: «— Tütün istihsalâtını başıboş bıraka- mayız. Fakat tahdid bahsinde verilmiş bir kararımız henüz yoktur, Tahdidi kü- çük çiftçi lehine yapmakta fayda uma« mm, Ailesile beraber tarlasında çalışan küçük çiftçi için tahdidi doğru bulmuyo rum. Rastgele bir tahdid yapmıyacağız. Faydalı bulduğumuz tedbirler olursa en- tümenlerde tedkikte olan tütün lâyiha- sına aksettireceğiz.> Ticarot Odası tarafından gece vekil şe refine İzmirpalasta bir giyafet veril- miştir. ERTUĞRUL SADİ TEK TİYATROSU Bu gece: (Bakızköy - Miltiyadi) Yarın gece: (Üsküdar - Hale) t sinemalarında CEHENNEM Piyes: 8 Perde İ