p 1 / | m EL LN TA ta Dünyanın en büy İçin <n mez. İİİ vir İİ 7 Esi £ ğ p 7” SEF il si yi Lİ ve zengin bir sile- olmıya hazırlanan bulunuyordum. Seneler ben günün birinde ken- ", İdeallerini anlamadı. in müdhiş kasırgaları a - buldum. Kaderimin yi olmıyan bir katllâmda adım. Hayatımdaki bütün #eyleri öldüren bu kıya - mükâfatı, beni ge- Sönen bir ailenin tek lârak kahpe dünyaya at- FE 777777 Lİ s 2 g ir z , fecaati, istikba'deki va- ene İŞİ bana göstermişti. kiki ahfadından olduğu - bir 4damın evlâdı sıfatını dum. Fakat bu tantanalı mak hususunda beni öyle f e il Yaldızlı isimle alâ - bildirdi ve : m, ari kayn acılığı, fecaati, bende ima ynam Ra bea kavrulmalı, kendi ir, kikat, ölüm ve yakıp yık- €ndi kendime ettiğim ye- i.. VE bana çocukluğum- hayallerle erişmek is- rastlıyacağım her kay kuvveti verdi. kayada eski aile ismimi Tg. Bini, Kömür taşıdım. A- Yet, Tes defa yeise düş - Bütün bu faclaların üstün. Siadeti ve ümidleri doğ - En ordusunda KB beyaz Rus or- il Mi f NE Ön ıde Bolşevik üs - Merin, iki 100 bin İni Bu karşı Şönderildiği zaman me a ek nm. makamdan bir | tar yasemie ha ri imin da - n ty İN Gg Perlerinden birine hü - Böğse barbettikten son- Fakat mukabil bir Beriledik. Gene dur - Hf Yİ, 1 # . ir intihardan farksız ln ka yad Zira ilerle - Alar, in Bolşevik kuv- Yada takılıyorduk.. şe miş Bununla beraber, bir mlm hiç e ön Onun için kari ga tulmak gider bir halde dar azalacaktı. sisziimele uğrıyacaktık. teker, çifter Fakat ben | sn isyan aştırdı ki, nihayet ale -! Dara aba ilerive atıldık. Bu aman de aldık. Buna rağ - e iv e ehlikek; olduğunu, | ük operatörünün harikulâde maceraları; rb devam ediyor, operatör yok, âlet yok, b Far» di Fakültesine değil, ömrümde bir hastahanenin ameliyat salonuna dahi tim. Hemşireler “Biz birşey yapamayız!,, deyince arkadaşımı kurtarmak onların hayretle büyüyen gözleri önünde cebimden çakımı çıkardım yaralı ölmek üzere! “Ben bir tımarhane kaçkınıyım!,, Doktor sordu: “Sen nasıl köfte yaparsın? ,, Kendimi tımarhanede “ seyyar köfteci ,, diye tanıtmış- tım, fakat ayıb değil ya köfte nasıl yapılır, bilmiyordum Röportajı yapan: Faruk Küçük (Tercüme ve iktibas hakkı mahfusdar) —9s— Bu düşüncelerle ne kadar kendim- den geçmişim bilmiyorum. Doktorun udasında kopan bir şangırtı, beni ye- rimden sıçrattı. Ne oluyor demeğe mey-| dan kalmadan şırrak şırrak iki tokat patladı. Sonra kalın bir ses yükseldi: — Vay gidi namussuzlar vay. gözü-| me elektrik sıkarsınız hal. Demek göz kapaklarımın altında define bulundu- ğunu size de söylediler. Siz de serve- limi çalmak isteyenlerle berabersiniz ha? Ben de ne abdalmışım, sizleri na- muslu sanmıştım. Alçaklar, alçak hır-| (o ve tmarheneden çıktıktan sonra Sl Muharrir tımarhaneye girmeden evvel Yirmi kadar yaralı ıztırab içinde çırpını yorlardı. dini kapıp koyvermiştim. Son hamle - — Onu kurtarsanıza, bir şeyler yap - lerimizden birinde en yakın, en çok sev-| sanızal... arman pm KR e e aye sende| yuvarlandığını gör -| İşlerinden en yaşlı: Mn li ine — Bu cerrah işidir. Biz dokunamayız! akat, düşmanı püskürtünce adam gin-| di9€ kekeledi. i ga ateş imiz Ağ .İ. — Nereden bulayım, bu Allahın belâsı hu?.. lerini emrettim, cerrahı! z ei vinil şafakla beraber başlamıştık. Bu| — Biz de şimdiye o Eriği bu- sırada'da saat dörttü. İkindi vakti idi |lamadık, bütün Se 7 zam, Yaklaşan gecenin, bir çoklarımıza mezar Hemşire, inliyen, Ke «re olacağını" hissediyordum. Vs böyle, boş. damla su diye çırpınan yirmi ki muhal bir teşebbüse gifişmenin uyandır. | grupu gösterdi ve sonra, ei içinde dığı hiddetle köpürdükçe köpürüyordum. yalan arkadaşımın yanına çöktü. , i Nihayet ric'at emri verildi. Bu sırada hava adamakıllı kararmış! 1 Geri kalan efradla munlazam bir su - Onun için bir elektrik fenerile yarayı| tette ric'at ettik, Kuvvetimizin üçte iki- | muayene ediyordu. er ar- sinden fazlası ölmüş veya yaralanmıştı. | kadaşımın göğsünde dolaştırdı: : öç.| «— Kurşun, yandan girmiş, ve şu iki si me ya erimez da yalnız yir. Per ii arasında kalmış, kalb| Hayat pahasına kurtarılan yaralı yacak olursa, arkadaşınız ölecektir.» de- Geri dönerken, Serge'i tehlike mınta-|di. m i kâsından kurlarmıya liğin #sker - | — Canım, siz şimdiye kadar bu gibi lere rastladım. hâdiselere rastlamışsınızdır. Nasıl ola - — Onu bulamadık efendim, dediler, — |cağıni, kurşunun nasıl çıkarılacağını bi- Ycisie haykırdım ve düşman kıt'ala - | irsiniz. iza alen rının Serge'in yere düştüğü mıntakayı iş- Hemşire ai eki gal etmekte olduklarım bir an bile dü.) — Yapana AMP » rına dayanıyor. Eğer bemen çıkarılmı- | sızlar. — Peki bunun altında Bizim hemşeri ile gardiyan Yusufİ yalnız ailesine teslimi çiş, iz hastanın kollarına girmişler, odadan| . . Âdet böyledir efendim. çıkarıyorlar.. — Olmaz.. al kâğidları götür. İmza Yusufun sağ yanağında beş parmak! jat, öyle getir. ği izi var. Demek tokat zavallı bizim Yu-| Oo Ah efendim. sufa isabet etti, — Haydi götür. Dol i i ydi götür. Doktor sizin imze Arkadan doktor da kapıdan bakıyor. nız, görmeden muamele yapmıyor, de, Kravatını düzelttiğine göre bu piyan-| | Peki efendim... goda talih kuşu onu da bırakmamış. O- Hasta bakıcı çıktı gitti... uun da hissesine bir şeyler düşmüş... Doküörün yünlü ki i il yüzü kıpkırmızı olm Doktor odasına tekrar giriyor. burun delikleri kalaycı körüğü e Sıra bizde... çip kapanmıyor. Başını sağlıyor, sağ — Faruk... tarafındaki gardiyana dönerek: İşte şimdi dananın kuyruğu kopa-| . Yusuf... git. Bak. öbür hastanın cak. Ayı mı kurt mu belli olacak. İda evrakı gelmedi. Ne oldu? Sonra ay Mehmed tekrar ediyor: rıca bir de tahriri emir gelecekti. Ar; — Faruk, dikkat et. doktora doğrular. ham — dürüst cevab ver. ||| — Başüstüne efendim.. Haydi hayırlısı, . diye içeri gİFiyo-| yusuf kapıya doğru gidiyor. Doktor Tum. da yerinden kalkıyor: Tek pencereli bir oda burası. Sol ta-| | — Dur gitme. başhekimi gör. Birda- rafta bir dolab, bir baskül, bir de bOY! ha böyle usulsüz emirler göndermesin.. ölçmeğe mahsus duvar metresi Var. yan, alınmadan, (9) fonksyon yapık Sağ tarafta uzun bi ee dokto İmadan bir hasta nasıl gönderilir? Söye ne oturmuş, Üstünde bir sürü kâğıd- 1. e mi. lar, masanm önünde bir tane iskemle.| op. Gardiyanlar, doklorun arkasında, biri) pat ipne “ea Bezi kadın İçip sağda, biri solda ayaklalar. Hafaza!;. bir taahhüd senedi alsınlar. melâikeler gibi. ÖNE edin, i İçeri girdiğim halde doktor başımıl | yrat, Hem de kim alıyormuş onu kaldırıp bökmiyor bile, Bir müddet da öğren. böyle geçiyor. Sonra başını kaldırdı. — Başüstüne efendim. Beni süzmeğe başladı. Nihayet ağzını Ama sinirli adam yahu. Galiba bu- da açtı: e İranın doktorları delilerle dura dura bu > ML senin?.. hale düçar oluyorlar. Daktorun öyle — Faruk. garip tavırları ver ki normal bir adam > Babar adı? :mkânı yök yapmaz... — ka 9 Doktor odada benim mevcudiyetimi EŞ SM Ml unutmuş gibi bir yukarı bir aşağı gi- dip geliyar. Dudakları mütemadiyen oynuyor. Bu defa $ol tarafındaki gardi- yana döndü. — Peki köfteyi nasıl yaparsın? Öp babanın elini. Köfteyi nasıl ya- S 7 ” ok nazik, ve en mühim ameliyatlardan şünmeksizin ileri atıldım. Ki var- Si nişi yanlış zarı delebiir; miş. Bunu havanın katarmış olması ve Ve savailıyı da boşuna “öldürmüş 0- düşman ordusunda disiplin namına bir N i luruz. Sonra, elimizde âlet de yok.. gar balammantaği kğ e «Âlet yok. cümlesi, beynimin içinde buldum, bayılmıştı. Yaralı mı, değilmi? güm güm öldü, Şurada, arkadaşım ölür. Yaralı ise ağır mı? Buna bakacak za - Fen, benim böyle eli kolu bağlı k 2 nan değildi, Kollarını boyavma dalde. | ri, beni âdeta delirtti. Derken, bisle- Vücudünü sırtladım, ve ep etmekte sim duruldu. Kendi kendime düşündüm: olan kuvvetlerimize koşatak yetişmeğe “Demek, çelik parçası çıkarılmıya - ge cak olursa, arkadaşımı kaybedeceğim öy- Kılıcım ayaklarıma takıldığından «iki İle mit defa yere yuvarlandım. Kılıcı belimden| pu düşünce, gayet soğukkanlı, hesabi çözdüm ve Kızıllara arıysğen ettim. Fa- bir ifadeye münkalib oldu. Hemşireye kat arkadaşımı selâmete ulaştırdım. döndrek: Doktorları bulamadım. Bazı yaralılara | |. Şu halde,bu kurşunu almazsak, öle- nsıman yapan iki hemşireye rastia -| çek öyle mi?. diye sordum. Hemşire «evet». diye kederli kederli başını salladı. — Aman, dedim, şu arkadaşımı — Pekâlâ öyleyse. Kurşun parçasını muayene ediniz! ben çıkaracağım. Ne yapacağımı bana Zavallı çocuk, müdhiş bir azab, ıztırab | gösteriniz, ağ ii ve cebimden içinde idi, Acı acı öksürüyor, sanki bo -| kocaman çakımı çıkar m, İSerinii bir şey tıkanmış gibi nefes alı -| Kadın bir an telüş'a, endişe» ile baba yordu. O ana ködar bir çok aztırab çe-| baktı, Bu bakışta meler yoktu. Bunu gö - ken, binbir türlü iziyetler içinde ölen ya- | rünce, hemşirenin soğukkanlılıkla bana ralılar görmüştüm, fakat arkadaşımın | yapacağım şeyleri öğretmesi için, onu hali bana çok dokunmuştu. İsyan içinde | terkin etmem icab ettiğini anladım. Tam hemşirelere: bu sırada, sevgili hastam derin bir ihti - — Niçin bir şey yapmıyorsunuz, niçin | lâç ile kıvrandı. bakmıyorsunuz, acele etsenize:.. diye hay- -—— Bakınız, dedim, ölüyor, zavallı... kırdım. Onu yalnız ben kurtarabilirim.. Yalvarı- Serge'in ceketini çoktan sıyırıp çıkar- | rım; size bana yardım ediniz!.. mişlardı. Tam göbeğinin üstüne rastlı -| — Fakatne anestezimiz, ne de mevaddı yan, küçük morumturak bir noktadan si | taaffün eşyamız var.. Bu çakı da pek kirli, cim gibi, kan sızıyordu. Fakat hemşire »| Kurşunu çıkarsak bile zavallı sonra, kan lor, yalnız bluzu sıyırmakla kalmışlardı. | zehirlenmesinden ölecek... , Ne yapacaklarını bilmiyorlardı. İtidali -| Daha çok küçükken Türkistan Bozkır. me sahib olamıyarak tekrar kükredim: larında, yaylâğa çıkar, çadırlar kurarak dım, Cankurtaran simidi gibi onlara ya- paştım. bir . parım ben*, Şimdiye kadar böyle bir sualle karşilaşmamıştım. Karşdaşaca-|, Pi köne elimle KENE mes nl yapılıml Ay gain bilmiyordum. mesinler.. Hem efendim, ben bu has * Öğrenmeğe de merak etmemiştim. Kö£-| anede asabiye mütehassısı mıyım, de- e a a iy ile o'acaklı, ie 3 ne anlıyacaktı? Yular giderdi Ca Halil İbrahim şaşırmış .su - Da a göz! sela e sd Canım, cevab ver, Ben bu hasta ceva ır, Ben susup n Fi * iz rum. O de ağırı açmadan bekliyor. Den oem ini Öğ YiLİYANLI Bakalım bu sabır ne vakte kadar de- 2 vam edecek! Oda kapısı vuruldu. Doktor başını kapıdan tarafa çevirdi: — Giriniz! İçeri uzun boylu, zayıf bir hasta, bakıcı elinde bir tomar kâğıd girdi. Kâ- Hıdlar: uzattı. — Halil İbrahim. Sen de bunun ar- hassısı değil miyim? — Asabiye mütehassısınız, efendim, — O halde neye bana danışmadan işler görülüyor? — Ne bileyim ben efendim. — Bütün işlerde benim fikrim alın malı değil mi” i Doktor kâğıdlara bir göz gezdirdik-| — Alınmalı efendim. ten sonra: — Haydi git, söyle baka; abuk Ne ol öndi, Ereni karsi da gütİ gone. taah ld ser etini li hastaneden çıkıyor? kadını çıkarmasınlar.. — Öyle imiş... — Başüstüne efendim.. — Paranuvayyak, hasta nasul olur) . Ne söyliyeceksin?, da taburcu edilir? — Asabiye şefi emretti... — Bendeniz bilemem efendim, Böyle| — Sana kaç defa söyledim. Şeflik emredilmiş. yok mütehassıslık var. A Bir an bana dönerek.. hasta değil de kırk yıllık ahbabı imişim gibi: günlerce oralarda kalırdık. İşte o vakit- ler, Moğolların bıçaklarını, kamalarını| Monşer, diyor. Bir de başımıza kıpkızıl oluncıya kadar ateşe tutarak te-| şeflik diye bir şey çıkarmışlar. Burasi mizlediklerini görmüştüm. Bunu hatır -| hastane, banka değildir dedim. Kime Tadım. dinletirsin? Baktım olacak gibi değil Arkadaşımın uğrunda hiç bir şeyden | sıhhiye Vekâletine yazdım. işle ce- çekinmiyeceğimi göstermek için, koca -İyabı,. , man çakımı açlım, ve yanan ateşe sür- düm, — Arkası var — — Arkan var — (*) Bel kemiğinden su alınmak,