Posta'nın tarihi tefrikan: 6 Son Timurun oğlu Cihangir o geceyi sabahlara kadar Susenin hayalile Semerkand sarayında sarı benizli Mogol kızları arasında geçmişti. dilberini gördükten sonra kalbine bir av — Bunu, derhal tahkik etmelisin, Mirke, — Yirmi dört saat zarfında size ce- vab getiririm; Hanzadem, — Git. hazinedarımdan beş yüz al- tın al. İşlerine devam et... Şimdi vazifen ikiye ayrılıyor. — İkisini de biliyorum, Hânzadem. İlrisini de, aynı dikkat ve ehemmiyetle takib edeceğime emin olabilirsiniz. Mivke, yerlere kadar eğildi. Geri ge- ri çekilerek, çadırı terketti. o Cihangir, o geceyi sabahlara kadar Susenin hayalile geçirdi. (Semerkand) sarayında, bütün gençliğini, elmacık kemikleri çıkık ve sarı benizli Moğol kızları arasında geçirmeklen bıkıp u- sanmış olan bu genç adam; ilâhi bir gü- zelliğe malik olan Özbek dilberini gör- dükten sonra, kalbine bir avuç kıvıl- cımlı külün serpildiğini hissetmişti, O geceyi, bütün Susene aid hülyalar ve rüyalarla geçiren Cihangir, ertesi gün Mirkeyi sabırsızlıkla 'beklerken; 'Timurun bu mahir casusu dolu dizgin eld:. Cihangirin çadır önünde atın- ın atlar atlamaz; doğruca içeri girdi. Yeriere kadar eğilerek selâm verdi. Cihangir, kalbini kemiren hisleri bir- denbire Mirkenin önüne dökmeyi kü- çüklük telâkki etti. Onun için lâkayd görünmeğe çalışarak: — Geldin mi, Mirke?.. Söyle baka- 1m.. şehirde, ne var, me yok?.. Yusuf Sofu ile halk, ne yapıyorlar., ne düşü- hüyorlar?. Dedi... Mirke, memnun bir tebes- sümle cevab verdi: — Hanzadem!. Ordumuz burâda müphem bir vaziyette, ve manalı bir sükün içinde durdukca halkın endişe ve telâşı artıyor. Herkes, kalenin âni bir baskına uğramasından korkuyor. Bütün evlerde müdafaa tertibatı alı- yorlar. Kapıların arkalarına doldurmak için taşlar hazırlıyorlar. — Demek ki, âdeta, harbe hazırlanı- yorlar.. — Hayır.. her ihtimale karşı, müda- faaya... Çünkü, ordu girerse, kılıçtan geçirilmekten korkuyorlar. İ — Ya, hükümet?... — Hükümet, kat'iyen harbetmek fik-! rinde değil... Yusuf Sofu, mağlübiyet- ten çok korkuyor; mağlüb olduğu tak- dirde, artık Harzem tahtım kaybedece- ğini tahmin ediyor. Onun için o, kat'i- yen sulh tarafdarı. — Müzakere devam ediyor mu?. — Daha hâlâ devam ediyor; ve hiçbir karar verilemiyor. — Müzakerelerin esası?.. — Şimdilik, saçma sapan şeyler. Si- 2in, bunlarla başınızı şişirmek istemi- yorum. Neticesini hep birden arzede- rim, Kısa bir süküt geçti... Cihangir, ka- yıdsız bir tavır almıya çalışarak sualle- rine devam etti; — Ya... Demek böyle?.. Babamdan henüz emir gelmediği için benim de hiç acelem yok. Neticeyi, sükünetle bekliyebilirim, Maamafih, şimdi bir at- li çıkararak babamı vaziyetten haber- dar edeceğim. Artık bu bahsi kapıya- im.. gelelim, öteki meseleye... Sen bir gey lahkik edecektin, Mirke?.. — Ettim, Hanzadem, — Ey?... — Dilber Özbek kızımı, çılgınca bir aşk ile seven, biri var, — Yaaa”. —I. — Bu kim?. — Sarıboğa... — Sarıboğa mı?.. Dur. Bu isim ba- pa yabancı gelmiyor. SARIBOĞA . — Şüphesiz Hânzadem. siz, Sarıbo- ğayı çok iyi tanıyacaksınız. — Biraz hatırlatır mısın?... — Efendim!. (Kât kalesi) ni kuşattı- ğaniz günleri hatırlarsınız, değil mi? i.. arağan. henüz. bif sene bile e işin. Meğer Sarıboğa; #ç sene evvel bir yolcu — Biliyorsunuz ki; kale bize, teslim olmak istememiş.. mukavemetin son haddini göstermişti. — Bugünkü gibi aklımda... — Nihayet, kaleye karşı cebir kul- “anmak icab etmişti. — Evet. — Büyük Hâkanımız, bütün hücum kollarını kalenin hendekleri üzerine sürmüştü. — Evet. bunlardan tam beş kola, ten kumanda ediyordum... Hattâ; ka- Je bedenlerinden yağmur gibi yağdırı- lan taşlardan biri ile az kalsın, sırtüstü yuvarlanıyordum. — Fakat; hücumun asıl çetin nokta- sı, wmak tarafı idi. — Evet, öyle imiş. — Buradaki harbi, bizzat Büyük Hâkanımız idare ediyordu... Kalede! ler; en zorlu mukavemeti, burada gös- teriyordu. Askerlerden başka; birçok F Bir Doktorun Günlük Notlarından Kızıl Bazı mekileblerde kimi vak'ılarının mevcud olduğu haber veriliyor. Esasen İstanbulda tek tük kım! vak'aları bir aydanberi devam etmekte idi. Bir salgın şeklini almaması çek temenni olunur. Böyle vaziyellerde yapılacak şey şudur: Hiç bir boğaz ağrısını âdi #rip ve nerle boğazı gibi telâkki etmemek (lâzımdır. Kızılda mutlaka boğazlarda bademcikler #igor, Üzerlerinde beyaz noktalar görü- Jür. Boğaz ağrısı olmadan kızıl olmaz. Bazan kızıl döküntüleri son derece hafif olur, fakat teşhisi boğaz yani hinnak ile yaparız. İşte böylece herhangi şekli- de olursa olsun ataşi olan ve boğazı ağrı- yan çocukları derhal tecrid etmelidir. Böyle mevsimlerde leyli mekleblerde her gece çocukların burunlarına mitol veya tripaflavin mahlülünden damlatmalı ve ağızlarını muzaddı taaffön İlâçlarile yı- kamalı ve gargara eltirmelidir. (*) Bu notları kesip saklayınız, yahad bir albüme yapıştırıp koleksiyon yapınız. Sıkıntı samanınısla bu notlar bir dekter gibi imdadınıza yetişebilir. Perşembe ) Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbedeli olam eczaneler şunlar- dır İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım). Alemdarda: (Ab- dülkadir). Beyazıdda: (Cemil). Samatya- da: (Rıdvan), Eminönünde! (Hüseyin Hüsnü), Eyübde; (Hikmet Atlamaz). Pe- nerde: (Vital). gehremininde; (Hamdi). Şehzadebaşında: (İ, Hakkı). Karagüm- rükle; (Fuad). Küçükpasarda; (Hikmet Celi), Bakirköyünde: (Merkez). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl eaddesinde; (Kanmuk), Galatada: (İzmet). Taksimde: OMisameddin). Kur- tuluşta! (Necdet), Yenişehirde: (Parug- nakyan). Bastanbaşında; (İttihad), Be- şiktaş'a: (Süleyman Receb, Boğurişi, Kadiköy ve Adalardakiler; Üsküdarda: (İmrehot). Sarıyerde; (Os- man). Kadıköyünde: “(Saadet - Osman Hulisi). Büyükndnde: (Halk). Heybelide: SON POSTA BOZ ATLI Ziya Şakir geçirdi. Gençliği Halbuki bu Özbek Yazan: uç külün serpildiğini hissediyordu luk emasında Susene tesadüf etmiş. halk, ve hattâ kadınlar bile, buradaki burçların, kale bedenlerinin üzerine oplarmışlardı. Başımıza, taşlar yağdı- rıyorlar.. kaynar yağlar serpiyorlar.. içleri yılanlar, akrebler dolu çömlekler frlatıyorlardı... Bu hal karşısında, hendekleri aşmak değil; oraya yanaş- mak bile mümkün değildi. Fakat ne ça- re ki, Büyük Hâkan (kat'i hücum) em- rini vermişti. Ve bu emir, yerine gele- cekti... Artık herkes; taş, toprak, odun, çalı, çırpı; her ne bulursa, hendeklere almıys, onları doldurmıya başlamıştı. Türemiz mucibince, zabitler hücum kollarının önüne atılmışlardı. — Vur, ha!,. Vur, hat... Nâraları bütün dağları taşları sarsmı- ya başlamıştı, Mirkenin, coşkun bir zevkle ânlatti- İğ bu sözleri büyük bir lezzetle dinliyen Cihangir, çekik gözlerini si heyecanını güçlükle zabtedebi İRADYOJ , Bugünkü program 27 İkincikânun 1938 Perşembe İSTANBUL Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk musikisi, 1250: Hava- dis. 13.05: Plâkin Türk musikisi, 1330: Muh- telif plâk neşriyatı. İ o Akşam neşriyatı: İ 1830: Çocuk tiyatrosu: (TÜM ile Mit is- Wkbal diyarında). 19: Radife ve arkadaşları İtarafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 1930: Spor musahabeleri: Eşref Şefik. 1955: Borsa haberleri, 20: Cemal Kâmil ve arka- daşları tarafınden Türk musikisi ve halk şırkıları. 2090: Hava raporu. 2033: Ömer Fuza tarafından arabca söyler. 2045: Fasıl İsaz heyeti. Okuyanlar: İbrahim Ali, Küçük | Safiye. Kanun Muammer, klârnet Hamdi, tambur Salâhaddin, ut Cevdet Kozan, keman / Cevdet, (anat Ayarı). 2115: Orkestra refa- katile Bedriye Tüzün şan. 2145: Orkestra !7115: Ajans haberleri, 2230: Plâkla sölolar, opera ve operet parçaları, 2250: Son haberler ve ertesi günün programı 77 İkincikânan 1938 Perşembe ANKARA Öğle neşriyatı: İ as: Muhtelif plik meşriyab. 1250: Plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları. 1315: JPahini ve harlei haberler. 1780: İnkılâp dersleri: Haikevinden naklen. Akşam neşriyatı: 18.30: Plâk neşriyatı. 1835: Çocuklar için jradyofonik temsil: (Şehir Tiyatrosu artist- eri tarafından), 19: Türk musikisi ve halk İşorkıları (Halk Recal ve arkadaşları). 1930: ISaat âyarı ve arabca heşriyat. 1945: Türk vauslkisi ve halk şarkıları (Bay Muraffer ve İ arkadaşları). 20.15: Meteoroloji mevzuunda İkonuşma: Tevfik Göymen, 20,30: Plâkla dans İmusikisi, 21: Ajans haberleri. 21.15: Stüdyo #lon orkestrası, 1.55: Yarınki program ve | İstikiâi marşı, | Alenen teşekkiir Yeni tayin edilen Hayrebolu kazası hü- İkümet tabibi Dr. Şevket Beşe kızımın Jon beş gündenberi dizanteri forumdan yatması esnasında göslermiş olduğu mu- vaffakiyetle kızımı muhakkak bir ölüm- İden kurtarmıştır. Hayreboluda bulunan İbeledi ebesi Aylem ve üz çocuğumla be- faber değerli genç tibibe mihnet ve şük- Yanimızf sunarız. 24/1/938 - “Ezine gezici sihha€ meyra DAN 0 Ml Çam 4k) SPOR & Futbol.. Futbol.. F utb' Niçin biraz da başımızı çevirip başka spor h bakmıyoruz? Niçin Halkevlerini örnek tutmi” Bizde spor kelimesinin «sinonymes i addedilen futbol maçlarına rağbet o kadar çoktur ki orada bulunanlar için- ide maç seyretmek niyetile gelmiyen- lere sk sık tesadüf ediliyor. Uzun boylu tanman, fakat futbol amaçlamnda kıyafeti icab O boylarının kısaldığını görmeğe alıştığımız bayan- lardan, gol£ elbise ile stadlarda sık sık gördüğümüz sporcu (1) baylardan hiç- biri pazar günü yapıları bir spor hare- ketinde hazır bulunmadilar. Beyoğlu Halkevinin asri jimnastik salonunun ortasına kurulmuş ringin etrafını çevirenlere attığım ilk nazar, beni bir rüya kadar başka bir âlemde yaşalmağa başladı: Hakiki eski spor- cular kordonların arkasında mevki aj- mşılar, sabırsızlıklarını eski pişkinlik- leri ile saklamağa uğraşiyorlardı. Bu uğurda sarfettikleri bütün enerjileri boşa çıktı, Sabırsızlanıyorlardı, zira onlar da hakiki bir spor hareketi sey- Tetmeğe o kadar susamışlardı. «(Asil san'at) gençlerimize ne ka- dar yabancı!» diye sızlanırdık, fakat jgeşen pazar temiz bir gençliğin merd sporcuları nasıl bir heyecanla seyretti- ini nasıl takdir ederek alkışladığını yakından gördüm. Gazeteler üç dört satırla anlattılar. Bu bir cihetten belki iyi oldu. Böyle güzel ve asil bir spor hareketinin hi- kâyesini anlamıyacak bir okuyucu bi- le olınamalıdır. Gazeteler yazsa idiler olacaktı. Olacaktı, zira zavallı okuyu- cu futbol maçı okumak için gazeti n spor sütununu açacak ve bununla kar- aşacaktı, Futbol maçı seyrelmek ve- okumak bir günah mı?. Hâşâ! Lâ- kin güzel futbolün yanında ne bayağı hareketler seyrediyoruz? Her şeye Vâ-| ele mira MAYA eyi yıkile ehemmiyet versek bu böyle Ol-| wndx yapılan maçta 30-20 ©? mazdı. galib gelmiştir. Yorgo rakibi Kiryas” maçla mağlüb etti. i ve o kadar asil bir şe$” jbir tek seyirci bile er ufak hareketinde bulunmadigi en hararetli bir ânında yerek yaptığı bir hata ü€ ellerine sarıldı. İddialgsi” bin gözlerinde o anda © İöyle hareketlerin çağiliiğğ dar isterdik. Diğer FS | Beyoğlu Halkevini örnek tavsiye ederiz. Klübleri yan çizecekler... > Fenerbahçe &t Galatasaray - Beşik hafta karşılaşal” Tayyare Kupası finali için P #laşacık olan GalatasariY © kımları arasındaki maşi Adnan Akın idare edecek” Galatasaray klükünü kongresi / Galatasaray Spor Ktübü 48” | kanlığından: ; Klüb nizamnamesinin esasi kongremiz 29/1/9335 cuma dg |de toplanacağından muayye?. gf sayın âzanın klüb lokalini rica olunur, Robert kolej - Yunat maçında Yunanlıaf / Atina, 26 (Hususi) — Yi ile Filistin milli takımları yapılan futbol maçında galib gelmişlerdir. Bu maç Atinada yapılacaktır. k Samsun Belediyesi çok iyi çalı Havza kaplıcaları sulatm9 | sile eşsiz bir kıymete ms 4 | (Baştarafı 8 inci sayfada) sisalın 600 beygir kuvvetinde bir loko- mobil ile takviyesi kararlaştırılmış, bu- nun için de 40 bin Jira ayrılmıştır. tadırlar, Lâdik istasyonun? Şehrin itfaiyesi mükemmeldir. Bir da-|re mesafedeki Hamama" kikada bütün itfal teşkilâtı harekete ge-|da Havza kaplıcalarından çebilmektedir. Hava tehlikesine karşı | maktadırlar. . İkorunma tedbirleri de mükemmeldir.| Maamafih bu kapi Gerek itfaiye müfrezeleri gerek zabıtai | Samsun halkı istifade ©© belediye memurları için icab eden mık-| Belediye halkın yıkanms, © darda gaz maskesi temin edilmiştir. denize girme ihtiyacını d8 p te almış bul ktadır. P Doğum ve bakımevi, asri mezarlık | © 9; Oulüunma Belediyenin yaptığı en mühim işler- iş ei renin den biri de doğum ve bakımevi tesisidir. | yı, hiçbir ücrete tâbi tutulf Her yerde doğum ve bakım müesseseleri nde Glen elli devlet büdeesinden idare edilmektedir. Filim belhin va Belediye tarafından idare ediler yegâne di ği ye be edil doğum ve bakım müessesesi Samsunda- |, yeyi ıslah ve şehiri vi elli kidir. Müessesenin 10 kişilik doktor, ebe, |:ediyeyi islah ve şehirde, hastabakıcı ve müstahdem kadrosu var. | “diyetini lâyıkile isbat * dır. Milessese tedavi ve doğum için tek- | Yi altından kalkılmaz bor$ gyfii nik ületlerle teçhiz edilmiştir. Senede | 9aK imkânlarını bulan M8 yedi bin kişiye poliklinik tedavisi yapıl- lediye reisidir. anki makta, bu müessese Samsun şehrinin en| Belediye halkın bütün möhim ihtiyaçlarından birini karşıla. | #lâkadar olmaktadır. Büt maktadır. ier kapatılmıştır. Asri iy Belediye asrf mezarlık işini de hallet mere muayene a mek üzeredir. Bunun için 135 bin liraya Sarığı müsaade ir ii geniş bir saha istimlâk edilmiştir. Ya- aile he sokak kında tesviyesine ve asri mezarlığın te- dl ipi AA İNLAŞİNAE, sisine başlanacaktır. ale getirilmiştir. ekme Cumhuriyet uz ve Halkevi İsveçten idhal edilecik z İsveçle aramızda yeni öf İstasyon civarında 100 bin liralık bir) anlaşması hilkümlerine gö” sö istimlâk yapılarak şehrin bu en güzel İtadilât yapılmıştır. Bu tadi e noktasınm Cumhuriyet alanı yapılması /vecten idhal edeceğimiz # Ş kararlaştırılmıştır. Burası Türkiyenin yk iie bakir ve güzel meydanlarından biri olacaktır, za- i ten Türkiyede mevcud âbidelerin en gü. Yeni ayrılan kontenisna görü zeline malik olan Samsun bu meydana tında, İsveçten memleketim egfaği lik küğrd ve kâğıddan mersi A da kavuştuktan sonra emsalsiz bir şehir haline gelmiş olacaktır. Mralık da bakır ve bakır eki Belediye burada bir de yeni Halkeyi j lecektir. Türkkuşuna kayıd mu? binası yaptırılmasına karar vermiş, in- Türkkuşuna eya anlar (0 şaat yapılacak saha 45 bin liraya istim- pyeneleri devâm etmek! j Hik edilmiştir. İdarei hususiyenin de yar- si ve pazar günleri son çil 4 4 dımı ile buraya 110 bin liraya bir bina| olacak, ondan sonra mü” yaptırılacaktır, parası ayrılmıştır. kabul olunmıyacaktı”. cemiyetin Cağaloğlundaği © yapılmak i ” iğ Kapbet ve plâjlar k < Havza kapkonlarımıan şöhreti - malüm-