Yi H *l Milletler Cemiyeti Huzurunda davamızın İkinci celsesi Yazan: Muhittin Birgen iletler Cemiyeti, Hatay dava- M sı hakkında yeniden bir karar vermeğe davet edilmiş bulunuyor. Dr. Arâs bu davayı müdalaa etmek Üzere Cenevreye gitti. Ümid edelim ki o, mü- üzl dafaasında, şimdiye kadar olduğu gibi muvaflak olacak, Milletler Cemiyeti de hakka, adalete, insaf ve samimiyele uy- güun kararlar vermeğe kadir olduğunu isbat edecektir. * Davamiz şudur: Hatay hakkında Mil- letler Cemiyetin kararın tat- bikatın kararında, müstemle- keci unsuru, bu karar pa tama- . Müstem- lekeciler istiyor sun, fakat, gene releri ve hâki Müstemleke nizamı ar. ekalliyet halinde tutsun ve rı ayrı, birer ekalliyet unsuru olarak oy-| hasın. Büyük bir ekalliyet, öteki unsur- | ların hepsinin yekünunu karşılıyan bir | ekalliyet, fakat, Türk unsuru da bu e- kalliyetlerden biri olmaktan başka bir nizam altında bulunmasın. İşte Fransız Müstemlekecilerinin. Hatay — nizamını tatbik sahasında kullandıkları usullerin | tuttuğu yol, varmak istediği netice bun- dan ibarettir. Halbuki, biz buna razı değiliz. Razı ©- lamayız ve hattâ, açık kelimesile söyli- yelim, müsaade de edemeyiz. Biz diyo- Tuz ki: <Hatay Hataylmılarındır. Hataylı- Jarın olacaktır ve Hatayda ne Türkiye- nin, ne de Suriyenin ve ne de, Hatayın ftamamen yabancısı olan Fransanın hük- mü geçecektir. Hatayda büyük bir ekse- riyeti haiz olan Türk unsuru, Hatayın diğer ekalliyetlerile anlaşıp Hatayı, bü- tün sakinlerinin refah ve saadetleri na- mına, onlarla birlikte idare edebilecek bir idarenin ve nizamın zâmini olabile- cek derecede kuvvetli ve medenidir. Fransız müstemlekecilerin, müstemleke menfaatleri namıma, bu işe müdahale edip durmalarına ne mahal, ne lüzum ve e de sebeb vardır.» * Hukuku ifadeden formüllerden soyduğı Mmızın mana ve mahiy Tettir. Milletler Cemiyetinin bünyesi tünde oturduğu temellere ve cebinde ta- şıdığı kanunun'kelimesine ve ruhuna ba- kıldığı zaman da bu dava sade haklı de- ğü, tabiidir. Biz bu i hakkın zaruri neticelerini görmek tabil olduğu kadar da zaruri o dafaa vazi: 1 yapıyoruz. Neticey şi | receğiz: Ya Hitler, Mussol, beraber olanların ded. bu takdirde Milletler bazı — memleketlerin mülhem olan hususi tir; yahud da, düny tle- rin tabil haklarını zaruri — neticelerine bağlamıya taraftar olan bir hak ve ada- let müessesesidir. Cenevre teşekkölünün bu iki esastan hangisine daha baği: duğunu gösterecek alâmetleri, bugünler. de konseyin vereceği karardan anlayıp hareketimizi ona göre tanzim edeceğiz. * Biliriz ki Cenevrenm vereceği karar, orada hâkim olan umumi nizamdan ve umumi ruhtan ziyade Fransanın alacağı tavra da bağlıdır. Şimdiye kadar dalma gördük ki Paris başka türlü söylüyor, Berut başka türlü yapıyor. Parise göre Fransa dostumuzdur; Berula göre Tür. kiye Fransanın düşmanıdır. Bu iki türlü görüş ve iki türlü anlayış, şimdiye k. dar bizi hayli yormuş ve hattâ ren etmiştir. Biz ne Fransanın, ne Suriyenin, ne de kimsenin Güşman:yız. Biz, millet. ler arasında hak ve adalet fikrinin ı.ioı—w tuyuz. Kim bu fikrin aleyhinde bulunur ve bu prensipi ihlâl ederse, biz onun kar- şısındayız ve © zaman gücümürür yetti- #i kadar davamızı manen veya maddeten müdafaa ederiz. Daima tekrar ettik, şimdi gene söyli- yelim: Biz Hatay Türklerinin, diğerleri- le birlikte refah ve saadetlerini istiyo- Yaz. Suriyeyi gücend'irmemek, Fransayı kocundurmamak için bir takım fedakâr- hıklar vaptık, Hatayın ilhakın DEç yeti, yalnız menfsaatlerinden kkül dem ei an mi gl Bir adam tasavvur ediniz ki sabahleyin işinin başına he- nüz geldiği ve daha hiçbir işle meşgul olmadığı halde asa- bidir, ondan bahsederken: — Bugün sinirleri üstündedir, deyip geçerir. Bu gibi adam- lar hayatlarının muhtelif safhalarını yekdiğerine karıştıran insanlardır. Evinde veya sokakta bir şeye kızmıştır, kızgın- lığı devam etmektedir. Resimli Makale: SON POSTA gbi mu İnsanın — dimağında B Kafa bir demiryolu katarı gibidir. $8 tıpkı bir demiryolu katarında htelil hücreler vardır. —her — biri par. Birinin vazifesi diğerininkine tedahül et. tıği zaman kafada ihtilâl var, demektir. Kalanızı ihtilâlden kurtarmak islerseniz bir meseleyi bitirdiğiniz zaman kafa- nazin ona nid kompartımanını kapayınız ve ikinci bir mese- leye başladığınız zaman birincisinin tesirini unutunuz. SÖZ ARASINDA Ateşte yanmadan dans Eden güzel kız Tunuslu bir baba ile Hindli bir ana- nın sülbünden doğan Koringa Londra sirklerinde yaptığı numaraları halkı he- yecandan heyecana düşürmektedir. Genç, kız, ateşte yürümekte, dans etmekte, kı- « İrzık camlar üzerine sırtüstü kendini ât - makta, keskin bir kılıcın üzerinde ya - 8- | tarken, göbeğine konulmuş olan bir taşı, keser ve balyozlarla dövdürme sahları, karlalları uyutmaktadır. Genç kiz: «— Bütün bunları iradem de yapıyorum. Et yemem, Gürnde bir ö- ğün yemek yerim, hep sebze ile geçini - rim, meyva severim, bir kere olsun si - .İ|gara içmiş değilim. Daima su ve limon suyu içerim, Beni yaşatan, irademi kuv- vetlendiren İlmondur. demektedir. «Evlenecek misiniz?» sualine karşı da: <— Allah göstermesin. Evlenmek mi?. Yedi ceddime tövbe. hem vaktim de yok. Sonra işim var. İrademi bir erkeğe bağlıyamam. Bağlarsam vücudümü, ve hayvanları nasıl kendime — râmedebili - rim» diye cevab vermektedir. bir türlü Paristeki geniş görüşlü otoritenin emri altına girmiyen müstem- lekecilerin Hatayı oyun Bibi kıllan- malarını tecviz edemeyiz. Bun Ti cinde her şeyi yaparız ve her şeyi kabul ederiz, w a HERGÜN BİR FIKRA Yolda mı? Şair Eşref Kırkağaçta kaymakam- ken validen hiç hoşlanmazmış. — Bir gün kendisine: — Vali, demişler, teftişe çıkmış, ka- zaya uğrıyacakmış.. Eşref sormuş: — Yolda mı? * Resmini gördüğünüz Artisti tanıdınız miı? Bu yağlı boya resim, sinema dün - |yasının tanınmış yıldızlarından birine siddir. Resmi yapan meşhur — Macar ressamı Pogany'dir. Fakat işin can a - Jacak noktası şudur; Holiywood yıldı- 21, resmin kendisine benzemediğini id- dia ederek 700 İngiliz lirası olan üc - İşte bugünlerde bu meseleyi de anlı .;rm vermek istememekte, ressam da, mış olacağız. Fransa Beru! gibi m şünüyor? Onun gibi düşünmiyen Fransa oraya söz geçirmeğe karar — vermiş midir? Konsey içtimar esnasında bu me- sele tamamen aydınlanaca Sarahat, vuzuhsuzluktan ve mühbhe! yetten, her yerde ve her zaman iyidir. Muhittin Birgen İSTER tır. İNAN, Eminönü be'ediyesi yiyecek maddesi satan dükkünlarda tedkikat yaparken bir yağ ticarethanesin'n yağ eritmeye mahsus kazanını apteshaneye koyduğunu ve yağıtı bu ka- zan içinde apteshanede eritmekte olduğunu görmüştür. Ne- ticeyi tahmin edebilirsiniz: Yağ ticarethanesi kapatılmış, BSLER mahkeme yolile alacağını İstemekte - dir. Şimdi sizi hakem tayin ediyoruz: rtisti tanıyor musunuz? Resim haki- aten ona benziyor —mu, benzemiyor mu? Resim, Constance Bennette'i gös - teriyor. İNAN, İSTER Pirede yakalanan | Acaib bir balık ; Mee Pirenin Türk limanı mevkiinde şinı—l diye kadar bua denizlerde hiç görülme- miş olan bir balık avlanmıştır. Balıkçılık âleminde — «Ortagoriscus Olsarıguse ismi verilen bu cins balık e- sasen pek ender olarak denizlerde gö - rülmektedir. Nasılsa yolunu — şaşırıp Türk limanında tutulan bu balığın a - ğarlığı üç kilo 200 gramdır ve sağ ola - elde edilmiştir. Resimde de görül- zere bu garib balığın gözleri vücudünün arka kısmındadır. Kuyruğu yoktur. Baş tarafında kanad — gibi iki kemikli çıkınta vardır. Dünyanın en zeki maymunu öldü İngilizler, hemcinsinin en zekisi sayı- lan Mok ismindeki gorilin ölümür dolayı hissettikleri teessürden hâl, tulamamışlardır. Hastalığın seyri her- gün Londra hayvanat bahçesi müdürlü- Zü vasıtasile raporlarla halka bildirili. yordu. Ölümü de ayni şekilde ilân edil. miştir. Mokun cesedine yapılan otopside görilin böbrek hastalığından öldüğü an- laşılmıştır. Bu zeki gorilin dimağı da tedkik için Oksfort Üniversitesine gönderilmiştir. İngiliz gazeteleri Mokun vefatını in- taç eden hastalık hakkında «pek yakın- İda> mufassal raporlar ” neşredileceğini yazıyorlar, Silâh fabrikalarının kârları gitgide artıyor Essen'deki Krupp silâh fabrikası - ypan senelik raporlarına göre bu sene İ ayrisafi kâr, yüzde |1 nisbetinde ar - |tarak 26 milyon üç yüz elli bin İngiliz |Jilrasına baliğ olmuştur. Safi kâr da İbir milyon 400 bin İngiliz lirasıdır. Hisseler de yüzde 4 den beşe çık - miştir. İSTER İNANMA! sahibi de mahkemeye verilmiştir. Biz bu haberi okuduktan sonra yediğimiz maddelerin en basitinin dah! temiz olup olmadığını düşünmek için kendimizde bir hak bulunduğuna inanıyoruz, fakat ey okuyucu sen: İNANMA! Sözün Kısasi | | Yazı Çok Olduğu iğ Bugün Konamadı | İkincikânim £ 4 :N | (Baştarafı 1 inci sayfadü) zamnamenin Türk tezine un“”b rette tanzimi meselesi hakkında l öğleden sonra, Fransız hariciy€ ’ Delbus ve İngiliz hariciye : görüşmüşlür. Samimi bir anlaşma zihriyeti ,eerıyın eden bu görüşmel ililâfa müncer olacağı muh Dmaztadır. met tarafından ileri sürülen İtaları kabul ettiği anlaşılmak!t Fragsız ajansının dün vi Cenevre 26 (AA.) — Havas Fransa hariciye nazırı Delbosı da yapılacak ilk seçim dolay! olan tâli müşkülâtı en âdil bir hareket ederek halletmek üzert Hariciye Vekili Rüşdü kabul edecektir. Seçim tanzim etmiş olan komisyon tel nacak ve Türk ve Fransız mü! larının da iştirakile, Ankaranın İpgt bazı tadilâta tevessül edecektir. İPiğ lenin Ankara ve Paris hüküm"'â';al' zarında hâd şeklini zayi edeceği lunmaktadır. Paris 26 — Havas bildiriyor: ’J Milletler Cemiyeti konseyinit " ü içtima devresi ruznamesinde deriç meseleler arasında, Hatay de vardır. Konsey, Sancaktaki seçim rejimi y | kında Türkiyenin mülâhâza ve BHf yıdlarını da müzakere edı—cekuv' ile uzun müzakerelerden sonra run ve Antakya Sancağına muh ıiı' verilmesini elde eden Türk hükü.“:’h! mıntakalarda seçim rejimini hi bitaraf eksperler kornisyonunun Y gl celere iliraz etmektedir. 'e arasında doğrudan d"İm"; pılacak müzakereler neticesinde HOĞ sele üzerinde yakında bir anlaşmmi!? rılacağı ümid edilmektedir. Nazi liderleri Arasında ihtilâf (Baştarafı 1 inci sayfada) ! İgizli polis teşkilâtı relsi mmmk;ı.’ İbir kanunun mer'iyete geçirilip, mensub bir kadınla münasebett8 k olan her hangi bir Yahuditlfi edi ni istiyorlardı. Göringe ve Alman hariciye nezareti bu tekİZ Yi dişe ile karşılamışlar, ülkede HÖ / hükmün tatbiki, başka - bir Tf memlekette cürüm bile sayılmıY” Teti harekete verilen ölüm cezasının r':# W ı yayı müşkül bir vaziyete düşü! söylemişlerdir. Bunun üzerine Üf * i vaki yapmak istemişlef © Stürmerin tevkalâde bi hasını neşretmişlerdir. Bunda ** 4 lere müdhiş hücumlar )'apnnâW ipçilerine idam cezasının kat'i bir surette istemişlerdir. » Gazetenin 16 sayfası resimler,; V ,o: man halkının hislerini tahrik ed€ y zilarla doldurulmuş, ve bu aradi lerin meşhur (Kavgam) mth.M parçalar da ilâve edilmiştir. üzere bulunan beş yüz bin nü# "9 paganda nezatetinin müdahalesil” dere edilmiştir. M Şimdi herkes, üç müfrit liıderif d, , Un aesa 1348 2 G Rüsua —| Resmi sene