13 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

13 Ocak 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 . ü SÖON FOSTA 29 dakika ça- v Yüzden dünyanın adamı diye L Teşhardur lar. Bu j Een Balıklar yalnız de- nizin içinde yaşu” mazlar. olduğu gibi yaniları da vardır. Bunlardan Tarpon balığı havaya doğ- ru tam G metre ir- (Ş —— ——— <* ae — ğ “ Uçanları atlı- Bu kadın, Şimali Kana- da valisinin karısıdır. Üç kas bıyı sev- diği — köpek- Z b lerinin iı:ıiıi garıhesı 4 Afrıkada Okapi de- l nilen — bir kısmı, Zü- rafeyi, bir kısmı geyik, diğer bir kısmıda — yaban Dünyanın eşeğini andırır. Bu itibarla en uzun dünyanın en garih hayvanı sokaği addedilmektedir . glle Londra- dadır. Dünyanın etrahında bulunan ha- Tam 200 va ancak 8) kilametre kadardır. : a İnsanlar şimdiye kadar 25 kilo- kilometre 'İngiltnre İmparatoru metre kadar yükselebildiklerine uzunlu- ; gö Pazar günleri eğlen- göre bu mesafenin dörtte birin- ğündadır — Ç ce yerlerini tatil etmişti. den fazlamını kat'etmiş oluyorlar ü v PE P N —a d üüü üü ü ö & üi ÜÜ * F e y *U Mwm_vvvv----_vvv-vv-v— e AAA GAŞ AAA0 AAA GA dd Gd dd 4 dÜÜi v ğt "":’ gS ada L? : 3 serçe 1937 de bir kruvazörü Nevyorktan Çine kadar takib etmiştir Bugün de ayni kanun earidir üüü ÜÜÜ ĞÜ BAA — L — Garib ve inanılmıyacak şeyler Bir hilkat — de yedi öğün yemek ye- // Bilmesini propagyanda ğ ) etmiştir. İşin —garibi VA » z ğ Fransız Feylesofu - ” Fourier Bir felvefe sistemi kurarak Şimal ve Cenuh i kutublarının teshini, de- W — nizlerin tatlandırılması , semaya üç yeni ay daha ilâye edilmesi ve gün- de, — bu nazariyeleri- nin eiddiyetle telâkki , aedilmiş olmasıdır e çi " P PS | - Yeni bir tarihi dedikodu Napoleon ne İIngilizlere esir | düşmüş, ne de menfaya gitmiş! "“klş:ılıt-e le, Fransada, Amerikada bü- Vaşin dedikodu baş göstermiştir. Gnlqu”m avukatlarından — Geoffroy & Söğn # geçenlerde (Napoleon never kit gaç t Süntg Helena — Napeleon hiçbir va- de bir kitak neşretmiştir. Helene adasına gitmedi) adın- ı.î':âm! Goldsmith'e göre Sainte He- k%leo:n giden Napoleon değilmiş. i BO harbi kaybettikten sonra giz- İüny tuı;:mmli” binerek Amerika yo- o CUŞ Oradaki kardeşlerinin ya- dü*nmü eline bulunan <adam> m vücud- Napoje O Eları- şunlardır: huı,oh“k“nnn boyu 1.56 idi. Nitekim Na- 157 bi Baron de Meneval da —Üç OYUNda olduğunu — iddia et- den Iîonçü ö Louise de Merey-Argen- İsan (;:î'ü?kdığme göre üçüncü Napo- ı qüğfuh“mhceı Napoleon) wn böyunun 1.57 :' Tam, ı::kt İngilizlerin elime düşen &a- | lnrltün Şlhm 167 ile 169 arasında idi. hunm'ktı idler bu hususta mutabık bu- :_ Aekeş e;"hl'- Sainte Helene adasına ı* Il:_nd 15 €n vapurun süvarisi olan Mit- | h:lı Ki Tnmuz 1815 tarihinde vapuruna ı D“:hit etma;mn 169 boyunda olduğunu | bu Ephra' Şti. Vapurun doktor muavini .. ü "_" Graebke'e göre Napoleonun Dn.ı'“hı-ın dir. Sir Henry Bunbury da Na- n"ğti:_ boyunu 187 olarak tesbit et- İbul: ğ,îj"“ â:' fmiral Cockburn'un — kâtibi hij %u;er Vapurdaki esir ile görüstü- z yamljm boyunda olduğunu hatı- Yüz iştır. < : ar'N?az,îııg_B“ml Hall ise hatıratında şun- Bo Glölemme (1 LA ; ;"Üce nnnu gÜFĞUğum vakit şaştım. kurmüşt-' e b_"'çnk resim ve büstlerini hiç birine Yenzemivyordu. Üm ©ndisi İaı-, dlsı daha ku z d Vvetli yapılı idi. Omuz- Senişti.. , aha Ü]&ra d Nı' Saihte k yazılarda dahi. fark Var- onabnleo Ş elene adasında esir bulunan a Un Yazısı Yazısı ile imparator Napole- Sı- arihsi rasında büyük farklar var- İhta Ludwig bu farki İn ŞIl'nas Emil : e , > . d'îl);_ “ne'deki haleti ruhiyesine at- İaf:ukat Gd . ti _fln_da h_Smlth, yazının bir başkası hi taklid edilebileceğini ile- Wrm ti oıa .ek T. Zam r h: anın meşhur banke- necü Napoleonun metreslerin- | * “mütehassısları bu hususta bir türlü ka- “yazısına benzediğini söylemişti. Napoleöonu Sainte Helene'de gösteren bir resim Perregaux Lafitte et Cie —müessesesi başlıca azasından Lafitte, Napoleonun Sainte Helene'den göndermiş olduğu çe- kin üzerindeki imzanın imparatorun im- zasına benzemediğini vaktile iddia et- mişti. 1815 senesinde hattâ Lafitte mese- leyi avukatlarına havale etmişti. Yazı rar verememişlerdi. : Mütehassıs Michon; Sainte Helemı"de-_ ki yazının, Napoleonun çocukluğundaki Üçüncü Jolarak, (Sainte Helene'deki sadam» m Napoleon kadar zeki ve faal olmadığını şahidler söylemişlerdi. Hattâ çok az okuduğunu, ataletten hoşlandığı- ni ilâve ediyorlardı. Napoleon, «Napole- on» iken dehşetli bir zekâya malikti. Halbuki bu adamin hiç zekâsı yoktu. O- radaki hareketleri bile bambaşka idi. Meselâ: Bütün yaverleri tarafından muntazaman ve ciddi bir sürette selâm- lanmasını, istemişti. Halbuki «Napoleon> babacan bir adamdı. Etiketler ile öyle fazla alâkası yoktu. Napoleon dindar değildi. İtalyanc'ayı Amerikalı tarih meraklısı bir avukat, ğll' kitab yazarak bu iddiayı ortaya attı hemen kâmilen unutmuştu. Halbuki Sainte Helene'deki «adam»: çok dindardı ve daima italyanca konuşuyordu. Misa- firlerden de kaçınıyordu. Dördüncü olarak Napoleonun annesi Laetitia ile kız kardeşi Pauline'nin hattı hareketleri nazarı dikkati celbetmekte- dir, Elbe adasına sürüldüğü vakit ona karşı çok müşfik davranmışlardı. Hal- buki Sainte Helene'deki esir onlar üze- rinde hiçbir tesir yaratmamıştı. Ölünce- ye kadar da bu hal böyle devam etmişti. Dahası da var.. Napöleon kadınlardan hoşlanir, aşktan büyük zevk duyar bir adamdı. Halbuki Sainte Helene'deki a- dam ne kadından bahsederdi, ne de aşk- tan,. ve nihayet, vefatından sonra nâşını muayene eden doktorlar kendisinde faz- la faaliyete delâlet edebilecek bir şey müşahede etmemişlerdi. Bu vefat, bir esrar perdesine bürünüp kaldı. Ölünün kalbi, ciğerleri ne halde idi? Fethimeyt neticesi ne oldu Yüzünün kalıbı da bir mesele halini al- mıştı. Zamanın marüf heykeltraşları alı- nan maskenin Napoleona benzemediğini bildirmişlerdi amma, onları dinliyen öl- madı. Gene Goldsmith'e göre teşhis edileme- mesi için İngilizler nâşın bir an evvel çürümesi için ellerinden geleni yapmiş- lardı. Nâş tam 19 sene İngiliz askerleri tarafından muhafaza altında bulundu- ruldu. 1840 senesinde kabirden çıkarıldı- ğı vakit te cesedin hakiki vazıyeti kim- seye gösterilmedi. Bütün bunları birer birer anlattıktan sonra M. Goldsmith diyor ki: <«Waterloo muharebesinden sonra No- poleon son bir zekâ oyunu ile bütün Av-| rüpayı matetti. Harbi kaybedince İngi- lizlere bir benzerini gönderdi. İngilizler işi farketmediler ve onu kaptıkları; gibi hemen Sainte Helene'e gönderdiler. Son- radan işin farkına vardılar amma olan olmuştu. Hakiki (Napoleon) —Amerika yolunda idi. Dünyaya rezil — olmamak için İngilizler sustular ve işi sineye-çek- tiler. : İngilizler 116 sene bu sırrı saklamağa müuvaffak oldular. Fakat hakikat artık meydana çıktı. Hakiki (Napoleon), ken- disini Amerikaya götüren vapurda öldü.» Şimdi Fransız, İngiliz, Ametikan, Al- man tarihçileri mescleyi hararetle mü- nakaşa etmektedirler, Lehde ve aleyhde olanların kuvvetli delilleri vardır. Baka- lım münakaşa ne kadar sürecek ve ne netice elde edilecek? O.T. 'ni,zamanda Yugoslavyaya da Bugünlerda bütün gözler Budapeşte is- tikametine — çevrik miştir. Vakıâ bir de dünya iktısadiyatını düzeltmek için Van Zeeland'ın hazırla- makta olduğu rapor vardır, amma bu ra- porun birkaç gün- den, hattâ Cenevre toplantısından evvel ortaya — çıkmiıyacağı muhakkaktır. Bunun içindir ki iktısadi sa- lâhın ilk şartı olan siyasi anlaşma ihti- mallerinin ne dere- üüü l k a S ddd dddi b BO N SA S SO SO GE P O Pf ğaeü n ... ... .4 Romanya hâdiselerinin hakiki manası nedir? Yeni bir iddia: Bu hareket Yahudiler kadar Macarları da istihdaf ediyor na çıkardığı yeni va ziyetin ehemmiyeti ondaa da büyüktür. Zira orta Avrupanın en müstacel siyasi meselesi eski sulh muahedelerinde ya- zılı olan askeri ka- yıdların tasfiyesidir. Macar — hükümeti gizliden gizliya si- lâhlanmakla beraber bu dakikaya kadar sabretmiştir. — Fakat Tuna memleketleri: nin hele bu arada A- vusturyanın istiklâli için ilk garantinin si- da konuşmalara esas teşkil eden protokol- ların 17 mart 1934 ta- rihinde imzalanmış olduklarını hatırlare- sınız. Ö zamanlar İ- talyanın, Cermen it- | Fransız muharriri La Rochassiere tarafından yazılmıştır. Dünya siyasetinin son hâdiselerini anlatmaktadır cede kuvvetli bülun- lâhlanmak — olduğu duğu.. Budapeştede görünürken — Maca- gözden — geçirilecek- rıstanı hukuk müsa- 'tir. eZ KK | YY vatı bahsinde daha ** Yeni Romen Başvekili Goga ziyade bekletmek Macar payıtahtın- | A aA okuyacağınız satırlar :;îîîun SN Küçük İtilâf dev- letleri bu —muhake- meye -karşı lâkayd kalmamışlar, — fakat askeri kayıdların tasfiyesi işini ekalli- tihadı fikrini çelmek için orta Âvrupa- nın idaresini ele almıya çalıştığı zaman- lardı ve İtalya hedefine varmak için ti- cari, iktısadi tavizlerden başka şeyler yapmıya da hazırdı. Sinyor Müussolini bunu, Avusturya başvekili Dollfuss'ün hayatına malolan Nazi darbesi esnasın- |' da Brenner geçidinde üç fırkayı sefer- ber hale getirmekle isbat etmişti. * Sonraları zaman çok değişti. İtalya Al- manya-tarafına meyletti ve kim * bilir tbelki “de onun sadakatinden fazla emin olmadığı içindir ki var küvveti ile Ber- lin mihverine yapışmaktadır. İtalya ay- yaklaş- miştir. ve bu ikinci hâdise Roma proto- kolları üzerinde birinci hâdiseden fazla tesir edecektir. Filhakika Roma proto- kollarının esası İtalya halkına pek ağir gelen imtiyazlı ticari eşya mübadelesine dayanmaktadır. Bir misal söyliyeyim: Bu mukavele mucibince İtalya 1936 yı- lında Macaristandan ona sattığı malın bir:misli fazla kıymetinde mal almıştır. Vaziyet geçen yıl da iyileşmemiştir. Bu fedakârlıklar bunlardan en ziyade Al- manyanın istifade ettiği —düşünülürse İtalyaya pek acı gelmektedir. Bunun içindir ki geçen sonteşrin ayında yapıl- miş olan konuşmalar hükmü 1938 hazi- ranında bitecek olan bir anlaşma ile ne- ticelenmiştir. Fakat bu meselenin ehem- miyeti ne derece büyük olursa olsun Ro- manyadaki hükümet değişmesinin meyda yetler bahsine müteallik umumi bir itilâf akdine talik etmişlerdir. Bü şekilde umu- mi bir itilâf işe ' Macarların komşula- rından toprak istemekten vazgeçmeleri demektir. Bu meselede “bu dakikaya © kadar en fazla çekingen davranan Romanyadır. Zira Macarların toprak talebinden en zi- yade © şübhelenmektedir. Fazla olarak bugün Romanya devletinin başında Transilvanyada Romen vatariperverliği- ni uyandırmış olan zat bulunmaktadır. Bu zat ise Transilvanya Romanyaya geç- tikten sonra orada kalmış olan Macar ekalliyetlerinin taleblerine karşı daha ziyade şübheli bir vaziyettedir. Baztları Romen milliyetperverliğinin koyulaşmasını sadece Yahudilere karşı bir hareket gibi görmek istediler. Bu ha- reket hiç değilse ayni derecede Macar-« ları da istihdaf etmektedir. İngilterenin tıpkı bir tesadüfmüş gibi tam Budapeş- te konferansının arifesinde yeni Romen hükümetine yaptığı müstacel müracaatin ehemmiyeti az olmasa gerektir. Yeniden 90 terkos çeşmesi açılıyor Belediye sular idaresi yeniden dok- san terkos musluğu Aaçacaktır. Yeni pausluklardan altmış beşi İstanbul ci: hetinde, otuzu Beyoğlunun Beşiktaş, Kasımpaşa gibi kenâar semtlerinde ya- pılacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: