Bulıklar yalnız de- nizin içinde yuşa” mazi olduğu gibi Uçanları atü- yanları da vardır. Bunlardan Tarpon balığı havaya dağ- ru tam © melre ir- tifaa kadar fırla- Garib ve inanılmıyacak şey S serge 1957 de bir kruvazörü CA L A Nevyorktan Çine kadaz takib Ç kas heya seye Ç ği — köpek- Tarimin izmüini Afrıkada nilen rafeyi, bir. kısmı da andırır. diğer eşeğini dünyanın Dünyamın en uzun sokağı Landra.- dadır. Tam 200 kilometre uzunlu- ğundadır * İngiltere seşercerErAA Yeni bir tarihi dedikodu Napoleon ne İIngilizlere esir düşmüş, ne de menfaya gitmiş! Amerikalı tarih meraklısı bir avukat, b. İngilterede, Fransada, Amerikada bü- farihi dedikodu baş göstermişti Elem —avukatlarından — Geoffroy AF Sümiç y EStenlerde (Napoleor never kit Bın:, — Napoleon hi?bır va- & bir m::'hnı Rdasına gitmedi) adın- _tı% Reşretmiştir. x%*_"l—. Bice ::ın, harbi kaybettikten sonra giz- Tüny Yelkenliye binerek Amerika yo- SÜk bir Vaşiy ianç MiTuş Oradaki kardeşlerinin ya- G K distemiş. İngilizlerin — eline ONun bir benzeri imiş. l:::" Böre Napoleon ile Saint He- & Glan ÇdA bulunan <adamı m vücud- N farkları şunlardır: nti Boyu 1.56 idi. Nitekim Na- Lö7 ? Baromn de Meneval da Ü, & olduğunu iddia et- k“M Napoleonun metreslerin- %'. Louise de Mercy-Argen- 'Z_";dimm göre üçüncü Napo- (apoleonm) wm böyunun 1.57 beyan n şi ;j!’î" Hathar etmiştir. &n SAĞ İngilizlerin elime düşen ca- a '_:m 16T Hle 169 arasında idi. h%"*'ıd'ım" bu hususta mutabik. bu- Mekeş çarlar, Sainte Helene adasına i Ş b Vapurun süvarisi olan Mit- nn , OTÜmuz 1815 tarihinde vapuruna ;ı;t m_:uın 160 boyunda — olduğunu P m'“- Vapurun doktor. muavini 1t 'm Cf_ıebn'e göre Napoleonun Ş h- Sir Henry Bunbury da Na- A:ı,_ Yunu 167 olarak tesbit et- farı Tuhn Z'::' Amiral Coekburn'un — kâtibi Fünü XeT vapurdaki esir ile görüstü. Oti Fbnda çet VT0 boyunda olduğunu hatı- , ır. Yü, '—'.l :::.:h—;! Hall ise hatıratında şun- :;%ı,,, '::""" Rgördüğüm — vaki: şaşlım "'ırıııa,,."" birçok resim ve büstlerini » hiç birine benzemiyordu dişi I l d n aha ;ı':ı küvvetli yapılı idi. Omuz- 4 ol mde MA yazılarda dahi fark va d elene adasında eşir. bulun ÜN Yazım ile i C. ü Yazasz ile imparator Na 8& Tarihi, “Esında büyük farklar İnte yalat Emi! Ludwig kat ©e İhda; :::nr Eh, yazının bir başkası f taklid edilebileceğini ile- T. Zamanın meşhur banke- | | Napoleonu Sainte Helene'de yözleren bir resim Müessesesi Napoleonun Perregaux Lafitte et Cle başlıca azasından Lafitte, kin üzerindeki imzanın imparatorun im- mişti. 1815 senesinde hattâ Lafitte mese- leyi avukatlarına havale etmişli. Yazı mütehassısları bu hususta bir türlü ka- rar verememişlerdi. Mütehassıs Micbon; Sainte Helene'de- ki yazının, Napoleonun çocukluğundaki yazısma benzediğini söylemişti. Üçüncü folarak, Sainte Helene'deki «adam» n Napoleon kadar zeki ve faal olmadığını şahidler söylemişlerdi. Hattâ k az okuduğunu, ataletten hoşlandığı- ve ediyorlardı. Napolsan, «Napole- » iken dehşetli bir zekâya malikti. albuki bu adamın hiç zeki yoktu. O- ki hareketleri bile bambaşka idi. Meselâ: Bütün yaverleri târafından tazaman ve ciddi bir surette selâm- hmasını istemişti. Halbuki «Napoleon> babacan bir adamdı. Etiketler ile -öyle fazla alâkası yoktu. Napoleon dindar değildi. nı İtalyancayı zasına benzemediğini vaktile iddia et-| kitab yazarak bu iddiayı ortaya attı hemen kâmilen unutmuştu. Halbuki Sainte Helene'deki <adam» çok dindardı ve daima ilalyanca konuşuyordu. Mısa- firlerden de kaçınıyordu. Dördüncü olarak Napolconun annesi Laetitia ile kız kardeşi Pauline'nin hatl hareketleri nazar) dikkati celbetmekte- dir. Elbe adasına sürüldüğü vaki$ —ana karşı çok müşlik davranmışlardı. Hal- buki Sainte Helene'deki esir onlar üze- rinde hiçbir tesir yaratmamıştı. Ölünce- ye kadar da bu hal böyle devam etmişti. Dahası da var.. Napoleon kadınlardan hoşlanır, aşktan büyük zevk duyar bir adamdı. Halbuki Sainte Helene'deki a- dam ne kadımdan bahsederdi, ne de aşk- tan,. ve nihayet, vefatından sonra nâşını muayene eden doktorlar kendisinde faz- la faaliyete delâlet edebilecek bir müş&hede etmemişlerdi. Bu vefai, «srar perdesine bürünüp kaldı. Ölünün kalbi, ciğerleri ne halde idi? Fethimeyt neticesi ne oldu 'Yüzünün kalıbı da bir mesele halini al- mıştı. Zamanın maruf heykoltraşları alı- nan maskenin Napoleona benzemediğini bildirmişlerdi amma, onları dinliyen öl- madı. | Gene Goldamith'e göre teşhis edileme- İmesi için İngilizler nâşın bir an evvel çürümesi için ellerinden geleni yapmiş- jlardı. Nâş tam 19 sene İngiliz askerleri İtarafından muhafaza altında — bulundu- ruldu. 1840 senesinde kabirden çıkarıldı- ği vak!t te cesedin hakiki vazıyeti kim- gey Sainte Helene'den göndermiş olduğu çe *tYE gösterilmedi. V Bütün bunları birer birer anlattıktan İsonra M. Golüsmith diyor ki: «Waterloo muharebesinden sonra No- poleon son bir zekâi oyunu ile bütün Av- rüpayı matetti. Harbi kaybedince İngi- üzlere bir benzerini gönderdi. İngilizler işi farketmediler ve onu kaptıkları. gibi hemen Sainte Helene'e gönderdiler. San- İyadan İşin farkına vardılar amma olan olmuştu. Hakiki — (Napoleon) —Amerika | yolunda idği. Dünyaya rezil olmamak için İngilizler sustular ve işi sineye-çek- |tiler. | İngilizler 116 sene bu sırım şaklamağa müuvaffak oldular. Fakat hakikat artık | meydana çıktı. Hakiki (Napoleon), ken- | disini Amerikaya götüren vapurda öldü.> Şimdi Fransız, İngiliz, Amerikan, Al- man tarihçileri meseleyi hararetle mü- nakaşa etmektedirler, Lehde ve aleyhde olanların kuvvetli delflleri vardır. Baka- hm münakaşa ne kadar sürecek ve ne netice elde edilecek? 0.T. 1518 sene evvelki Penso günleri oğlem aa <ç yerlerini tetil etmişti. Borün de aymi kanun taridir etmiştir Bir hilkat garibesi Okapi de- bir. kısmı, zü- bir kısını geyik, yaban Bu ilibarla en gârib bayvanı addedilmektedir y aneak 3) kilemetre kadardır. Tasanlar gimdiye kadar 25 kile- metre kadar yükselebildiklerine göre bu mesafesin dörtte biriz- den fazlamım kat'etmiş oluyorlar Bugünlerde bütün gözler Budapeşte e- tikametine — çevrik miştir. Vakık bir de dünya iktısadiyatımı düzeltmek için Van Zeeland'ın — hazırla. makta olduğu rap: vardır, amma bu ra porun birkaç gün- den, hattâ Cenevre toplantısından evvel orlaya — çıkmıyacağı muhakkaktır. Bunun içindir ki iktısadi sa- lâhin ilk şartı - olan siyasi anlaşma ihti- mallerinin ne dere- — Sayfa 9 ee ae aŞ Ç Ba Fransız Feylesofu " — Fourier Bir felsele eistemi sizlerin tatlamdırılınna , semaya üç yeni ay daha ilüve edilmesi ve güz- de yedi öğün yemek ye- .. Romanya hâdiselerinin hakiki manası nedir? Yeni bir iddia: Bu hareket Yahudiler kadar Macarları da istihdaf ediyor na çıkardığı yeni va eski muahedelerinde sulh kâtlanmakla beraber bu dakikaya sabretmiştir. Fakat Tuna memleketlerir nin hele bu arada A- vusturyanın istiklâli için ilk garantinin kadar cede kuvvetli bulun- lâhlanmak — olduğu duğu —— Budapoştedi Börünüzken — Maca- gözden — geçirilecek- rıstanı hukuk müsza- tir. vatı bahsinde daha * Yeni Romen Başvekili Goga ziyade bekletmek a mümkün — olamıya« Macar payıtahtın- | A eıda okuyacağınız satırlar | caktır $i da konuşmalara esas F E Hüt 1 Ş teşkil eden protokol- Tansı: a Küçük İtilâi c:—v- larin 17 mart 1934 ta- La Rochassiere letleri bu. muhake- rihinde imzalanmış | tarafından yazılmıştır. Dünya | meye karşı lâkayd olduklarını hatırlar- ddi son hâdiselerini kalmamışlar, — fakat sınız. Ö zamanlar İ- askeri — kayıdların talyanın, Cermen it- tihadı fikrini çelmek için orta Avrupı- nin idaresini ele almıya çalıştığı zaman- lardı ve İtalya hedefine varmak için tı- cari, iktısadi tavizlerden başka şeyler yapmıya da hazırdı. Sinyor Müussolini bunu, Avusturya başvekili Dollfuss'ün hayatına malolan Nazi darbesi esnasın- da Brenner geçidinde üç fırkayı seler- ber hale getirmekle isbat etmişti. * Sonraları zaman çok değişti. İtalya Al- manya-tarafına meyletti ve kim - bilir belki 'de onun sadakatinden fazla emin olmadığı içindir ki var kuvveti ile Ber- Hn mihverine yapışmaktadır. İtalya ay- ni zamanda Yugoslavyaya da yaklaş: mıştir. ve bu ikinci hâdise Roma proto- kolları üzerinde birinci hâdistden fazla tesir edecektir. Filhakika Roma proto- kollarının esası İtalya halkına pek ağır gelen imtiyazlı Ucari eşya mübadelesine dayanmaktadır. Bir misal — söyliveyim: Bü mukavele mucibince İtalya 1938 yı- | lında Macaristandan ona sattığı malhın bir'misli fazla kıymetinde mal almıştır. Vaziyet geçen yıl da iyileşmemiştir. Bu bunlardan en ziyade AL nn istifade ettiği düşünülürse aya pek ncı gelmektedir. Bunun içindir ki geçen sonteşrin ayında yapıl- mış olan konuşmalar hü 1938 hazi- ranında biltecek olan bir anlaşma ile ne- ticelenmiştir. Fakat bu meselenin ehem- yeiyeli ne derece büyük olursa olsun Ro- manyadaki hükümet değişmesinin meyda anlatmaktadır tasliyesi işini ekalli- yetler bahsine müteallik umumt bir illâf akdine talik etmişlerdir. Bü şekilde umu- mi bir itilâf ise ' Macarların komşula- rından toprak istemekten vazgeçmeleri demektir. Bu meselede bu dakikaya - kadaz en fazla çekingen davranan Romanyadır. Zira Macarların toprak talebinden en Zİ« yade ©o şübhelenmektedir. Fazla olarak Romanya devletinin — başında Transilvanyada Romen vatatiperverliği- ni uyandırmış olan zat bulunmaktadır. Bu zat ise Transilvanya Romanyaya geçe tikten sonra orada kalmış olan Macar ekalliyetlerinin taleblerine karşı daha ziyade şübheli bir vaziyettedir. Badları Romen milliyetperverliğinim koyülaşmasını sadece Yahudilere karşa bir hareket gibi görmek istediler, Bu ha« reket hiç değilse ayni derccede Macar- ları da istihdaf etmektedir. İngilterenin tıpkı bir tesadüfmüş gibi tam Budapeş- te koönleransının arifesinde yeni Romen hükümetine yaptığı müstacel n ehemmiyeti az olmasa gerektir Yeniden 90 terkas çeşmesi açılıyor Belediye sular idaresi yeniden dak- san terkos musluğu açacaktır. Yeni musluklardan altmış beşi İstanbul ci- hetinde, otuzu Beyoğlunun Beşiktaş, Kasımpaşa gibi kenar semtlerinde ya- pılacaktır.