14 Sayla SON POSTA Son Posta'nın tefrikrsı: 101 A Yazan: Ziya Şakir Abdülhamide okunan romanların hemen hepsini, polis romanları teşkil ederdi. Bunlar mabeyn mütercimleri tarafından tercüme edilirdi. Garibi şu ki, Padişah bu romanların mevzularını adeta hakikat telâkki eder, ciddi bir alâka gösterirdi Roman okuyucusu, kapıdan girer,| — Dur İsmet bey, acaba bu gece sa-| benzemez. Oradaki otların ekserisi ze- paravanın arkasına geçerdi. Orada tek|tayda nöbetci doktor kim? demişti. mumlu bir şamdan ile bir kutu kibrit Kazırdı. Bu mumu yakar, masanın başı» na olururdu. Önüne romanı açarak Ab- dülhamidden emir beklerdi. Bu esnada da Abdülhamid, büsbütün gecelik kıyafetini alır ve yatağa girer- di. Gecelik kıyafetinden bahsederken şunu da unutmıyalım ki, o tarihte (pi- jama) henüz icad edilmemiş; veyahud bu icad, İstanbula geknemişti, Herke- sin âdeti, gecelik entarisi ile yatağa gir- mekti. Fakat Abdülhamid, gecelik enta- risini sevmezdi. Bunun yerine, ancak diz kapaklarına kadar inebilen gömlek gibi bir şey giyerdi. Hattâ bir gece bu yüzden Abdülha- mid bir sıkıntıya uğramıştı. İran şahı Muzaffereddin şah, İstanbula gelmişti. O akşam Yıldız sarayında parlak bir Zziyafet verilmiş; hoş bir vakit geçiril- mişti. Ve artık yatmak zamanı geldiği için herkes yatak odalarına çekilmişti. Fakal tam o zaman, koşa koşa Abdülha- mide gelmişler: — Efendimiz!. Şah hazretleri, gece- lik entarisi istiyor.. demişlerdi. Abdülhamid, şaşırmıştı. Kendi kısa gömleklerinden birini yollamayı muva- fk bulmamıştı. O gece sarayda nöbetci kalan memurlara adamlar koşturmuş- tu. Nöbetci tabibi doktor İbrahim pa- şada, henüz giyilmemiş, beyaz keten bir gecelik entarisi bulunmuştu. Bu enta- riyi, derhal sırma işlemeli bir bohçaya yerleştirtmişti. Misafirine göndermişti. Bu ders, Abdülhamide kâfi gelmişti. | Ertesi gün, misafirler için kıymetli ku- raaşlardan gecelikler — yaplırılmasını emretmişti, Abdülhamid karyolasına uzanır u - zanmaz: — Dün akşam, falan yerde kalmıştık. Devam edin bakalım. Derdi. O zaman, rToman okumaya memur olan zat, biraz yüksek sesle, ro- mana devam ederdi. Yüksek sesle oku- masının sebebi de - evvelce de bazı mü- nasebetlerle arzettiğim vechile -Ab - dülhamidin sağ kulağının biraz “ağır işitmesi idi. ; Abdülhamide okunan romanların he- men hepsini, polis romanları teşkil e- derdi. Bunlar, mabeyn mütercimleri * ve bilhassa bunlardan, (İzzet bey) - tarafından tercüme edilirdi. Abdülhamid, bunları büyük bir dik- katle dinler ve takib ederdi. Hattâ bun- ların entrikalı noktalarının tekrar o - kunmasını isterdi. Garibi şurasıdır ki, Abdülhamid bu romanların mevzularını adetâ hakikat olarak telâkki eder ve bunlara ciddi bir alâka gösterirdi. Hattâ bu yüzden bir gece, nöbetci tabibi -Hamidiye Etfal hastanesi sertabibi ve bahriye feriği- İbrahim paşa, çok müşkül bir vaziyete girmişti. Esvaberbaşı İsmet bey, ağır ağır bir roman okuyordu. Romanın o kımında, Hind prenslerinden birinin, kardeşini öldürmek için tertib ettiği bir hileden bahsediliyordu. Hind prensi, kardeşini öldürmeyi İsmet bey de: — İbrahim paşa, kulunuz diye, ce- vab vermişti. Abdülhamid, bir iki dakika düşün - dükten sonra: — Hemen şimdi git, İbrahim paşaya sor, Böyle bir zehir var mıdır? Adı, ne- dir? Çabuk, öğren de gel.. bekliyorum. diye irade etmişti. İsmet bey, ramanı kapamış, doğruca İbrahim paşanın odasına gitmişti. Pa- şa, bir saat kadar evvel yatmnış, tatlı ve derin bir uykuya dalmıştı. İsmet bey ansızın başına dikiliverince büyük bir korku ile uyanmıştı. İsmet bey derhal söze girişmişti: — Hindistanda, zehirli bir ot varmış. Bu otun tozu yatağa sürülür, yahud ekilirse, insanı telef edermiş. Efendi - miz soruyorlar; hakikaten böyle bir zehin var mıdır? Adı, nedir? Uyku sersemi olan doktor İbrahim paşa, büsbütün şaşırmışlı. Birdenbire verecek bir cevab bulamamıştı. — Efendim, bu, çok mühim bir mese- , Birdenbire, cevab veremem. Olabi- hirlidir. Ve bu zehirlerin tesirleri de, muhteliftir. Onun için efendimizden istirham ederim, Bana müsaade buyur- sunlar, yarın sabahtan itibaren mufas- sal nebatat kitablarile Hindistana aid seyahatnamelere müracaat — edeyim. Meraklarını tatmin edecek şekilde bir cevab vereyim. Diye, istirham etmişti. İsmet bey, Fitmişti. Fakat biraz sonra, nefes nefese geri gelmişti: Hadi bakalım, paşa.. efendimiz si- Yi istiyor, demişti. İbrahim paşa, bu yüzden başına bir fırtına kopmak ihtimalile, titriye tit- riye giyinmişti. İsmet bey önde, o ar- kada olduğu halde, doğruca nöbet oda- sına gitmişler. Oradan da dar koridora geçerek Abdülhamidin yatak odasının kapısından girmişlerdi. İsmet bey, paravananan arkasından seslenmişti: kulunuz, geldi. I Bu sefer paravananın öbür tarafın- dan, Abdülhamidin sesi işitilmişti: — Paşa!,. Sizi, vakitsiz rahatsız et « lir ki, yanlış bir şey söylerim. Müsaade tim. buyrulsun. Yarın bir kaç kitab karıştı- — Estağfurullah, efendimiz. Fermanı Tayım. Arzı malümat ederim, demişti. hümayununuza daima hazır ve munta- İsmet bey, gitmişti. Fakat aradan on zırım. dakika geçmeden, tekrar avdet o(m!ş!l:î — Hindistanda bir nehat varmış. Bu- — Efendimiz çok merak buyuruyor- nun tozu, yatağa ekilir ve sürülürse, lar. Bunu, behemehal bu gece öğren -|0 yatakta yatan adam helâk olurmuş. ha mek istiyorlar. Ne yapıp yapınız. Şim- Bu nebatın adı nedir? di cevab veriniz, diye, ısrar göslermmi.! Doktor İbrahim paşa, odasından çı- Tbrahim paşanmn vaziyeti, | müşkülleşmişti: Wısım_vı müracaat eder de, böyle mü - him bir suale cevab verebilirim? Hin- İRADYO)| Bugünkü program İSTANBUL 1230: Plâkla Türk musikisi, 12.50: Hava- dis. 1308: Plâkla Türk musikisi. 13.30: Muh- telif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 1830: Çocuk tiyatrosu (Tütil le Mitil orş manda). 19: Nebil oğlu İsmall Hakkı ve ar- kadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 1930: Spor musahabeleri. Eşref Şefik. 19.55: Borsa haberleri. 20: Cemal Kâ- mll ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 20.30: Hava raporu. 20.33: Ömer Rıza tarafından arabca söylev. 20.45: FPasil saz heyeti. Okuyanlar: Küçük Safiye, , ANH Kanun Müuammer, klürnet Hamdi, keman Cevdet, tambur Salâhaddin, ut Cevdet Kozan, (saat Ayarı), 21.15: Bedri- ye Tüzün, şan: OÖrkestra refakatile. 21.45: Orkstra, 2215: Ajans haberleri. 2230: Plük- la sololar, opera ve oöperet parçaları. 22.50; Son haberler ve ertesi günün programı. ANKARA 13 İkmcikânan 1938 Perşembe ı Öğle neşriyatı: 1230: Muhtelif plâk neşriyatı. 12.50: Plâk: Türk musikisi ve hâalk şarkıları. 13.15: Dahili ve harlet haberler. Akşam meşriyalı: 1830: Muhtelif plâk meşriyatı. 19: Türk |musikisi ve halk şarkıları (Servet Adnan ve — Aman efendim, gece yarısı, hangi miş. Asyanın cenub ada! j | | i | ye kadar yolda, hafızasını cebret -| arında yerli| ve âhlarına Tinc kabilelerinin oklarına S silâ ürdükleri (Gürar) ismindeki bir nevi distan iklimi, bizim memleketimize zehir aklına gelmişti. — Arkası var — Bir Doktorun Günlük Notlarından Gençlerde Dimağ yorgunluğu Dımağ yorgunluğu — liselerde, kolejlerde ve Üniversitelerde azam! derecesini bu- lur. Bilhassa bu çocukların sınıf imti- hanlarında ve bakalarya esnasında fasla tesadüf olunur. Doktor Matyonun dedi- Bi gibi taabı dimaği, cümlel asabiye &- zerinde menli tesirler yapar. Çocuklarda baş ağrısı, nevrasteni ve nadiren de me- nenjite benziyen ârâz görülür. Bu vâ- ziyetler uzvi neşvünemayı durdurur. Fiz- yolojik vezaif üzerinde fenalıklar yapar, Aştihasızlık, kansızlık, hazımsızlık ve ni- hayet, verem... Bundan başka ahlük ve karakter üzerinde de büyük değişiklikler meydana gelir. Bu sebeble talebe arasin- da taabı dimağiye, yan! beyin yorgunlu- #una mümkün olduğu kadar moydan vermemek lüzumndır. (*) Bu notları kesip saklayınız, yahud bir albüme yapıştırıp koleksiyon yapınız. Sıkınltı zamanınızda bu notlar bir dokter gibi imdadınıza yetişebilir. ——— ; Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbetci olan eczaneler yunlardır: Perşembe ) | l | | | $ : Z S A Güreşte yükselmenin yt Bugün yüksek bir forma çıkmış bulunan güreşçi? mizin bu vaziyetlerini idame ettirebilmek mutlaka harici temaslar lâzımdır $ Dünya şampiyonu Yaşar bir rakibini tuşla yenerken Geçen sene bugünlerde Güreş Federas -|kadar uzatmaları hakikaten kolAf yonu şimalde yapacağı büyük bir ternenimn|bir fırsat değildi. Nasıl bir sebeble © Ç İnazırıklarile meşkuldü. Çok uzun sürmeyen İsun ayağımıza kadar gelmiş buluntf İ muhaberatı müteakib Mill! güreş takımımız|sattan edilecek latifadeleri buradk pek parlak muvaffakiyetle geçen şimal tur -|ker sayıp dökmeğe bilmem ki İ nesini Iftihara değer bir şekilde bitirip mem İmidır? f leketimize dönerken, güreş varlığımız için de| — Şimalde verilen söze nazaran VW "gi nmmmnmmummwmı—nmmumm—unmd_ ram getirmişti. İsveç ve Finlandiya gibi Grekoromen gü- reşi tamamile sineside boplamış olan bu| Yeya çizdiği programı bilmemekle 5 yetlerde; Kenanın, Yaşarın, Büyük Musta - |tski Federasyondan devtrulmiş fa ve Çobanın birbirinden güzel ve parlak|içinde ve başında birinci derecede b İgüreşleri o kadar cazib ve tatlı bir alâka 1 - | ülilecek bu kabil temaslar olduğunu. — Efendimj2!. Doktor İbrahim Paşa 1e karşılandı ki güreş âlemini sıkı sıkı elle - | dikkate alacaklarını ümid ediyoruf- rinde tutan bu üsladlar gözlerini bizim üze-| — Kastamonuyu güreş bölgesi rimize çevirmekte geç kalmış olacaklar kxi|SAvvur eden Federasyon bu ber yıl devam edecek mütekabil maçtar tçin | tatbik ederken, her biri birer dünfi ğ batır ve hayalimizden geçmiyecek teklifler- | Yonluğuna namzed — güreşcilerimizik 4i de bulundular. Bugürnkü güreş kudretimiz RÜnkü kuvvet ve kudretlerinden Balkanları çoktan aşmış, Merkezi Avrupayı| İT şekilde istifadeye çalışması Wi atlamış vaziyette idi. 1986 Berlin Olimpiyadı bizi bütün dünya güreşcileri ile karşı karşıya getirdiği saman biz bu hakikatl o vakit tam münaslle görmüş ve anlamıştık. iyi görüp takdir ettiği bu yerinde hare - kettir ki takamı şimale göndermiş ve orada |kudret ve kuvvetini harcamış olafi yapılan güzel maçlardan sanra da bizim ken eden kuüvvetli hasımlarımızın - uzattıkları eli sıkı tutmakta tereddüt etmemişlerdir. Bu gökde ararken yerde bul bir mazhariyetti. Olimpiyad müsabakalarından maada ha- rice çıkmayan İsveç ve Finlandiyalıların 1ki | dan olmiyalım!... memleket arasında dokudukları mekiği bize ’ Balkan oyunlarına Binicilik de kondu Belgradda yapılacak dökuzuncu Balkan 'oyunları programına binlellik müsabakaları da İlâve edilmiştir. Balkan oyunları komlte- gi bu müsabakalara iştirak etmelari için a - lâkadarlara müracaat elmiştir. Binicileri - mizin bu müsabakalara iştiraki ssas itiba - rile kabul edilmiştir. Bursa ve Denz lisesi arasında atletzım müsabakaları yapılıyor Bursa askeri lisesinin İstanbulu ziyare - ti dolayısile yapılan muhtelif müsabakaların €en son kısmını atletizm hareketleri teşkil e- decektir. Birinciteşrinde Kuleli, Mualtepe, — Deniz Harbiye ve lisesi âtletleri arasında yapılan musabakalâra Iştirak edememiş olan Bursa aakeri lisesi atletleri senenin spor programı dolayıslle meşstm ilerlemiş olmasına rağmen bu müsabakaları yapmak meeburiyetinde kal mışlardır. Askeri liseler arasıtıdaki âtletizm müsa - bakalarında ikinellik derecesini elde etmiş olan Deniz Harbiye ve ilseal takımı atletleri- le Bursa Hisesi atletleri bu maksadla hafta arasında karşılaşacaklardır. Bursa llsesi atletlerinin - elde edecekleri dereceler tesbit edilecek ve alacakları dere- gelere göre şampiyonadaki yerleri taayyün edecektir. Bursa ve Deniz lisesl atletleri Cuma günü 'Taksim stadında karşılaşacaklardır. — Askeri liseler programındaki Kkoşular, atma ve at - lamaların hepsi ayni gün yapılacaktır. Güreş Federasyonumuzun hepimizden da- | kendimizi mahrum etmiyelim.. tamamile kıb, Abdülhamidin yatak odasına ge- dilerine Iyi bir rakib olabileceğimizi takdir | yakkatle eriştikleri yüksek kabili nan büyük |kazandıracakların bugünkü form ret etmiş olması lâzımdır. Yeni Güreş FPederaayonunun Koca Yusufların, Kara p li Haltl ve Kurdderelilerin yerleri DUf ği durülmüş değildir. Rn hizlt zamanifi j stadı ile Tünel arasında elini koluft | ya sallaya geçiren Çoban Mehmedit | Mustafanın zaferlerinden — ne İ Haliç klübünün minderi uırllı Tayyar gibi iki güreş arkadaşım y © küçük salonda nasıl eriyip zittiğiflİYİ nüne getirsinler de; bize her tifade yollarını arayıp bulsunlar. Dimyata pirince giderken ©' Ömet İngilterede Kral Kupası maçları İngiltere kral kupası maçlarıtifi Öj buru son derece hararetli f kir . 32 takım arasında yapılan o takım berabere kaldığından bu ta içinde oynanacalıtır. Lig şampiyonu Manester City kupa maçlarının Kar dö finalinde © duğu Üüçüncü lig takımlarından d 2-2 berabere kalmıştır. Otuz iki takifi ğeği daki maçlarda 805000 kişi bulun Ş Bu maçlarda 60000 İngiliz lirüf olmuştur. D Geçen mevsim — üçüncü tur , 807.000 kişi bulunmuş ve 54000 İnSİ” hazilât olmuştu. ; Kral kupası maçlarında birindi T ( ligde mühtm mevki olan y sen, Bolton, Derby Couniy ve maruf takunmlar mağltüb olarak harleinde kalmışlardır. Arsenak: 3 — Bolton: İ İki birinci lig takımı arasındaki son derece zevkli ve heyecanlı olit senal müdafaasının parlak — oyunü hattına üç gol fırsatı vermiştir. B* rede sekiz dakxika içide dört gol Bu maçta 64.242 kişi bulunmı Arsenalin iki sayısını sol :ı:-ı;’ | göolünü de sağ açık Kirchen Sunderland: | — Wat Kral kupası galibi Bunderland talih olarak bu maçı üçüncü lig “ dan biri ile yapımıştır. / | İ yf | PP Ya” Buna rağmen Bunderla: tasmim etmişti. Fakat bu cinayetin, hiç arkadaşları). 19.30; Saat âyarı voarabca neş- | kimse tarafından hissedilmemesini ar- riyat. 1945: Türk musikisi ve halk şarkıları zu etmekte idi. Bunun için bir zehir te:dm' 33 Ç AEERTEĞÇ, SELE SÜT S teğ eei : mda konuşma; Tevfik Göymen. 20.30: darik ederek bu zehiri, kardeşinin cari- plakla dans MaRKL 21 Bi Ydi yelerinden biri vasıtasile, onun yata -|2115: Stüdyo salon orkestrası. 21.88: Yarın- İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Ziya Nuri). Alemdarda: (E. Badiı. Beyazıdda: (Asador). Bamatyada: (Erofilos!. Eminönünde: (Beşir Kemal), Eyübde :(Arif Beşir). Penerde: (Emllya- nd yeçknt ” vane Askeri liseler boks şampiyonası Asker! liseler boks şampiyonasının finali bugün Beyoğlu Halkel salonunda saat üçte yapılacaktır. Karşılaşacak olanlar — şunlar- dır: 5İ kile: meçin son dakikasında Bu maçta 35713 kişi bulunm! Everton: 1 — Birinci lig takımlarıfın bu mafi canlı olmuştur. Chelsea birinci vetli bir takımdır. İlk devrede : ğına serptirmişti. Hiç bir şeyden haberdar olmıyan prens, yatağına girmişti. Fakat ertesi| gün, onun odasına girenler, esrarengiz bir surette vefatını görmüşler; hayret etmişlerdi. Prensin babası, oğlunun bir cinâyete kurban gittiğini anlamıştı. Fa- kat bunun delil ve ispatını bir türlü bulamamıştı. Nihayet işe, bir İngilız polis kafiyesi karışmıştı. İşi meydana çıkarmıştı. Abdülhamid, rom'anın bu kısmını sü- künetle dinledikten sonra: B e Haa dammm e program ve İsliklâl marşı. pa | : - I Yeni neşriyat I Çocuk — Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi tarafından çıkarılmakta olan (Çe- cuk) adlı derginin (68) İnci sayısı çıkmıştır. Bayındırlık Dergisi — Bayındırlık Bakan- hğı tarafından üç ayda bir çıkarılan bu meş- leki mecmuanın İlkkânun sayısı intişar el - Tatştir. Konya — Konya Halkevi tarafından ayda bir çıkarılır kültür ve tarih — mecmuasıdır. 12 inci sayısı Konyaya ald tarih, halkiyat ve edebiyat yazılarile çıkmışlır, | AD. Şehremininde: (Nâzım). Şehzadeba- şında; (Hamdi), Karagümrükte: — (Ke- mab. Küçükpazarda: (Hulüsi), Bakırkö- yünde: (İstepan), Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk). Galata- da: (İszmet). Taksimde: (Nizameddin). Kurtuluşta: (Necdet). Yenişehirde: (Pa- runakyan), Bostanbaşında: — (İtimad). Beşiktaşta: (Nall Halld). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İmrahor). Sarıyerde: (Nu- Ti), Kadıköyünde: (Sihhat, Rifat). Bü- yükadada: (Şinasi Rıza). Heybelide: (Ta- naş). Denizden Necdet - Bursadan Ahmed - Mal- tepeden Necdet - Kuleliden Nihad. 53 kilo: Bursadan — Sabahaddin - Kuleliden — Va- hid » Denizden Ferid - Maltepeden Ali. B1 kile: Bursadan Kenan - Daltepeden İsmall - Denizden Efdal - Kuleliden Hleri. G1 kile: Bursadan Nadir - Denizden Kadri «Bu en mühin bir karşılaşmadır. - Maltepeden Zuhal - Kuleliden İzzet. vesibi sayıya mukabele edebilmek için ıd' ü tün gayretler boşa gitmiştir. h kişi bulunmuştur. çit Aston Villa: 3 — Norwich Aston Villa çok sert bir müdafsi daşmış ve bu neticeyi oldukça edebilmiştir. Maçta 32172 kişi seyirei olarak tur. .— tt kile: .Ö Bursadan Orbüü * Denizden Afif « den Nurl - Maltepeden Cihad. N 79 kilo: M Bursadan İrmal! - Denizden ı ilden Orhan - Maltepeden Necdök —