Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
“ Ben bir tımarhane kaçkınıyım!,, ve SON'POSTA — a ——— Ö “İstan ) B İ—)__l-ı-lda bir ’ yankesici olur? ” adam naslıi n u ! ğ n müddet işgal etmiş Röportajı yapan: ı.h. |Cti Sİ, Yani, Panayot, - tırtıklayıp Bör Cüzdanı Ligora verecek. Li- Tüyacak biriktirecek... Fakat at- %%Akşam tam saat beşte hepi- 'h'% Mahallede buluşacağız.. Li- Yok yapıp bana getirecek.. ben Polisi ile diğer memleketler zabıta kuvvetlerini olan Hilminin maceraları Faruk Küçük ŞESin İZ ayrı ayrı hayvanat bah- %ğ?dahdık Saat beşe kadar işledik. Ytepae (A Meyhanede buluştuk. Allah Vingyei, VErsin, 1000 sterlinlik hasılât %MW ü Çicis'le ben paylaştık.. ıh’!lı diğer arkadaşlar. Yani biz Eş an:erlin aldık, onlar 100 er al- , şh İ li diği keti ge- A S | a “ e ' İ %"ipaket? dedim. € Baketi? dedi. B dan paketi.. Nâdet. cüzdanları ben attım. ye? Vanat bahçesindeki çöp sepet- " %.îîğh Allah belânı versin. Oraya a- çON ' %'e; Yapacaktım ya? Aşağı yukarı %îs&m cüzdan vardı. koymak için çanta vermiş- h%. lı]hsel'î'l'ıecıak kadar enayi değilim qbqnhayînîn dikâlâsısın.. kimsenin Bağj SANtanı aramak gelmezdi. Fakat Ş Orü dğr şey söylemedim. Çicis'i - B Çıktım. Ti SS dedim. Buradan — gidelim â*“nyi misin be! Böyle kârl yer - ir mi? S0 xqîtml%zsek enseleniriz. | aç Malıyorsun. Bu kadar zaman l&' k de şimdi mi enselenece- | Ö ç. Tn Allba bizi bu kadar kalabalık gö- Üya, Sirdiğina pişman olsun? İs- ; draber çalışma. Biz kendi hîkh 4 & İş görürüz. : —İ% lâf anlamıyacak, fazla bir İ I—o Fakat gelecek pazartesiden ı%'xn_ Ndradan uzaklaşmıya Jara.r' ü » pPerşembe sabahı Londradan Mî&h- Tabit gider ayak bizim pans- %q İbesine bir hatira bırakmayı da %%ehnetiîm. Evde bulunan nakid “%r:"hu, yani 450 İngiliz lirasını B“.n aftim, &r_îl ?:ı daha ziyade beni unutmaması bîtnml. Paraciklarını âlmasa idim —l»]& 1 unuturdu. Fakat şimdi unu- '—'lîı,%ğîi? Her ne vakit para görse be- k; _laY—"ı::ak. P%h îta evvelki işin tadı damakla- gü%hiüh:dlğl için ertesi pazartesi gü- N tayfa gene Zooya gitmişler. . hi;“şelenmişler. Gerçi çarpılanla- tbq[çâri şikâyette bulunmamış. Fa- Ja?ı A SMEP, göp sepetlerinde bulduk - dadanları polise teslim etmişler, tertibat alarak arkadaşları XF t z İçleünden yalnız Çicis kurtul- X p. Vakittenberi her vakit: Mi, yakayı igüç kurtardım, se- | %%ğîkidik. dünyanin parasını ka - | Du , der___ r e - sh6 %nf;f- Düşündü, düşündü. B FPEFE â'ğ;â | :q?îqîgamn_va—r mı? dedi. Biraz evvel D Ş Üza aldığim sigğaralardan bir tane- ttim, aldı, yaktı. Gözlerini ka- Si Soh diye çekmiye başladı. Söy- |bir çok üstadlardan () daha iyi kanu- |ateısı idi. Selen saka kuşları gibi ya.kala-' İ Muharrir Istanbulaaki twnüraameterden birinde hasta bir kadınla konuşurken İ benzemiyordu. Cümlelerinin — içinde Fransızca, İngilizce * kelimeleri bizim şuyordu. (*) Bunun hayatı baştan 'aşa- ğı enteresandı. — Hilmiciğim dedim. Nasıl oldu da Yankesici oldun? — Ne bileyim ben.. beriki nasıl tene- keci, öteki nasıl kunduracı, falan dok- torsa ben de yankesici oldum. Mukad- derat mı diyeyim, tesadüf mü? Yoksa arkadaşlar mı? Ne bileyim ben. Benim tahsilim falan iyicedir. Öyle diğer ar - kadaşlar gibi alaydan yetişme değilim. Dikile, dikile ayaklarıma kara su indi. Haydi koğuşa gidelim erada ko - nuşuruz, Koğusumuza gittik. Bizim karyola- ya oturduk. Beraberce içeri girdiğimi- zi gören gardiyan İzzet: i — Faruk, dedi, dinle bak ne adamdır bu.. ben bundan evvel Üsküdarda bek- ci idim, Müdüriyete belki yüz defa ge- tirib götürdüm. Kâfir iki defa da elim- den 'kaçtı. Fakat bu defa sağlam yaka- sını kaptırdı. Yankesicidir, falandır a- ma, doğrusunu söylemek Jâzımgelirse İfukara dostu idi. Mahallesinde fakirle- | re bakardı. Her sene hiç elmazsa bir kaç kişiyi sünnet ettirirdi... Bizim gardiyan efendinin iddiasına |göre Arsen Lüpeni hatırlâtan şu Hiln i- yi deşeyim bakayım. . — E, Hilmiciğim nasil yankesici ol- dun? Anlatıyordun.. ' — (Ben Kasımpaşalıyım. Kasımpaşa- Irların ekserisi gibi babam demiz inşa - Daha çok küçükken en sevdiğim ©- yun hırsız, polisti. Ve ben mutlâka hır-| sız olurdum. Yaşım ilerledikçe -bende, çalmağa karşı derin bir heves uyandı. Yaşım ilerledikce babamın ceblerini karıştırmağa da başlamıştım. Ânlıyor- sun ya, ceblerini içindeki ttozları dök- kalkgidelim yapıyordum. Fakat, para- ların hepsini çalsam, belli olur diye yal- inız bir mikdarını, şüphe edilmiyecek kadarını alıyordum. | Bu haâl mektebde de devam etti. Ar- (kadaşların ceblerinden, para, yemiş, kurşun kalem, aşıramento ediyordum. Sınıflar büyüdü. Roman —okumağa 'başladım. Bizde çocuklar masal kitah- ları ile okumağa başlarlar. Sonra Nat- pinkerton, Fakabasmaz Zihni, Pire Mehmed, Crva Necati, Cinsöz Recainin maceralarını okumağa terfi ederler. Nihayet, Fantoma, Bufalobil ve Ro - !;Lüpene bayılırdım. Ne ise, gürültü, patırdı, rüşdiyeyi bitirdik. Babam beni idadive de göndermek istivordu. Fakat bende okumağa heves voktu. Babam haktı hayır yok. Beni de ken- disile beraber işe götürmeğe başladı. Mahalle kahvesinde oyun oynamak, komşu kızlarile pencereden pencereye () Alinin maceraları bir deli saçması de- tildir.. Yankesici Ah uzun müddet İstanbul ve dünya polislerini işgal etmiş beynelmi!'el bir sabıkalıdır.. İstanbul polis müdüriyeti “SURDRi bir Gdelinin hezeyanına | ksı.ııınstın!ıı gayet büyük bir dosyası vardır. mek için karıştırmıyördüm. Paraları| kambolda karar kılarlar. Ben Arsen ieotoğraf : ğag_şğ;i?nrâ GÜ Saadet kalb ve fikir selâmetindadir Bakırköy- T- den Mehmed im - E — Saadeti nere- de aramalıyım? Saadeti; sıhhat- te, kalb ve fikir selâmetinde ara - mak ve devamlı - sına imkân olma - dığını peşiner ka- : bul etmek lâzımdır. Yalnız para ile saa - detin teminini düşünmek bir taraflı is- tek olur ki mes'ud olmağa kifayet etmez. SA Devamlı bir arkadaş olan bir genç Bartın okuyu - cularımazdan, . Ni- yazi karakterinin tahlilini istiyor: Olduğu gibı gö- rünmeğe müte - mayildir. Mera - simden, usul ve kaidelere riaye: - ' ten pek hoşlan - maz. Rahatına pek düşkünlük göstermez. Çabuk gücenmez. Arkadaşlığı devamlı olur. | Azim ve irade sahibi bir tiv Diyarba - Tarihi tedkikler : Bizans imparatoriçeleri * * * Patrik Ant'm din meselelerinden dolayı kilise tarafından aforoz ve sürgüne mahküm edildi. Bunun üzerine imparatoriçe Teodoranın haürem dairesine sığındı. Herkes onun öldüğünü sandı. Fakat on iki Yeryüzünde krallar ve imparatorlar gittikce azalıyor. Bundan bir iki asır ev- vel bütün Avrupa devletlerinin başında birer kral veya imparator vardı. Bugün mevcud olan yirmi yedi devletim yalnız biri imparatorluk on biri kraluktır. İtal- yanın imparatorluk iddiası henüz her - kesce kabul edilmiş değildir. devlet reisleri arasında ekserıyeti kay - betmişlerdir. Bununla beraber şimdiki kral ve im- paratorların muayyen tahsisatları var - dır. Bundan fazlasını bulamazlar. Yani eskisi gibi devletin hazinesi onların e - | mirlerine ve keyiflerine werilmiş değil-| dir. Esasen onlar da eskilere kıyasen sade yaşamıya çalışıyorlar. Bilhassa kraliçe - lerle imparatoriçelerin, hayır işlerile meşgul oldukları, halka yardım müesse- selerine gittikleri, memleket işlerinın kendi ihtısaslarına aid kısımlarile uğ - raştıkları görülür. : Eskiden bu gibi şeyler pek enderdi. İm- | paratorlar ve karallarla onların karıları insandan üstün birer mâbud gibi görü- lürlerdi. zasile soruluyor: —| — 'Mutaffak o . lacak mtyım? — Dâha derli ton lu ve intizam k. yıdlarına riayet - kâr olması lâzımı - | debilir. Münakaşa ve mücadeleden cekinmiven bir tip Eskişehir- den Fatk isimli o- kuyucumuz da ka- rakterinim tahlili- ni istiyor: Kendi işleri ü - zerinde faydalı hareketlerda bu - İunmasım — bilir. Başkaları 'için za- rarlara katlanmak mes'ulhyetlere girişmek istemez. Bir şeyi |kolaylıkla beğenmez. İcabında mücadele ve münakaşadan çekinmez. Sn Pta ü Fotograf tahli.i kupe Fotograf tahlili için bu kuponlardan (l 5 adedinin gönderilmesi şarttır, dalga geçmek varken işe de gidilir mi ya? Astık... Babam anam bana para yetiştiremi- yorlardı. Evden yavaş yavaş öteberiyi | . mektebe vermiye başladık. Bugün bü- yük annemin Piryol saatini, yarın kız- kardeşimin Haleb işi küpelerini.. Evvelâ bu hırsızlıkları kimin yaptığı anlaşıl - madı. Fakat kayıpların devamı bir gün ha- kikati meydana çıkardı. Babam kıya- meti kopardı. Beni evden atmağa kalk- tı. Annemin ricasile güçbelâ evde kal-| dık. O sırada Galatada bir kadına tutul - duük. Çocukluk, şişman, ayı gibi kart bir Rum karısı. Ben ufak tefek bir şeyim. O, duba gibi. Elime ne geçirirsem ona pötürüyordum, Yani onu kendime dost 1utmuştum, ÂArtık evde de oturmak istemiyor- dum. Korku yoktu, bizim Galatadaki dost bana bir oda da tutmuştu! Bir gün annem evde yokken, babamın odasının kilidini kırdım, ' — Arkası var -— B aa ü tiy illarına mahsus büyük — daireleri Tarihin en büyük impararorlukların - dan biri olan Bizans yamni Şarki Roma imparatorluğunda imparatoriçelerin ha- yatları baştan nihayete kadar entrika, ihtiras, süslenmek merakı ve ihtışamla, boş yere geçerdi. vkr Bizans imparatoriçelerinin kendi şahıs- vardı. sunlar imparâtor sarayımın en kenar 've güzel köşesinde bulunurdu. Buraları 'tam müânasile bir (harem dairesi) idi. 'İmparatoriçenin harem dajresinde onun mutlak hâkimiyeti her an kuvvetle hisso- ı lunurdu. İmparatoriçenin yanında yüzlerce u - ihşak, köle, harem ağası, cariyeler, her baydan ve “yaştan çeşidli ihtısaslara ma- lik kadınlar vardı. Bunların en mühimle- rini imparator bizzat tayin ederdi. Fakat imparatorların çoğu karılarının parmak 'Pişaretlerile hareket eden adamlar olduğu içimn onun tayin etmesi sözde kalıyordu. 'İmparatoriçelere (Vasilisa) — denilrdi. Sırmalı beyaz elbise giyerlerdi. Başların- da yüksek başlık bulunurdu. Sarayın imparatoriçeye aid bütün iş- lerinde imparatoriçe biricik ve baş rolü 'oynardı. Merasime çok ehemmiyet verilirdi. Me- selâ paskalya günleri imparator şehrin en büyük külisesinde etek öptürürken, devlet adamlarımın karıları da kilisenin sene sonra imparatoriçe ölünce patrik de harem dairesinde bulundu. Yazan: Turan Can l Bu hesabla krallar ve imparatorlar, sayrı bir dairesinde imparatoriçenin ete- İmparatora kilisede taç giydirilirdi. Fa- kat imparatoriçe tacı sarayda giyerdi. Sonra mabeycinleri ve maiyetindeki ka- kdınları ardına takarak devletin büyük - ilerile halkın arasından ihtişamla geçer- di. İmparatoriçe Teodoranın maiyeti dört bin kadardı. : Vasilisa taç giydikten sonra siyasi bir şahsiyet alurdu. İmparator payitahttan ayrıldığı zaman ona vekâlet ederdi. Hı - podromda yapılan yarışlarda 1mparator- la beraber bulunurdu. şBütün bu kudret ve servete kavuşan kadınlar acaba kimlerdi ? Bizans imparatorları şimdiki krallarda olduğu gibi mutlaka kral ailesine men sub kız almak mecburiyetinde değiller - di. Hele ilk zamanlarda siyasi hiç bir maksad gözetilmezdi. İmparatorluğun her tarafa gönderilen saray adamları gü- zel bir kız ararlardı. En güzel olan Bi - zans tacını başına giyerdi. Dün halk ara- sında en adi ve sefil bir hayat süren kız veya kadınların, ertesi gün — imparator sadrayında ipekler, elmaslar, mücevher- ler arasında, ihtişamla yaşamağa başla- lıki örülürdü Kim bilir nasıl bir hayat yaşıyan, na- sıl bir terbiye gören bu kadınlar o ha - rikulâde kudrete sâhib olunca çılgın gi- (Devamı 13 üncü sayfada) Z Ekicilerine kolaylık Göstermek lâzımdır yar: bederiz. * ı Okuyucularımızın sorgularına cevablarımız | tafa Tetik'e: hi Bursa Yenişehrinde pirinç Bursa okuyucularımızdan B. Necib yazı- — Bursa Yenişehirinde son senelerde pirinç mahsulü çok verimli bir hale gel- M.Bsıneyümmm istihsal olunmaktadır. Fakat ortada zer'i- yıtıçına—umummm. Bizdede, kasabanın 150 metre cenubunda pirinç zer edildiği halde cenubu garbisin- de ve bin metreden uzak bulunan pirinç tarlaları ittisalindeki tarlalarda — pirinç zer olunabilir mi, olunamaz mı diye bir müracaat yapmıştık. Müracatimizin bir an evvel iyi bir şekilde neticelendirilmesi için Ziraat Bakanlığının dikkat nazarını cel- Ziraat Vekâleti hususl kaleminde Mus- — Mevzuubahs ettiğiniz meselenin bir cebhesini yalnız sizden dinledik. İkinci cebhesi nedir: Onu bilmiyruz. Hakikat an- cak hâdiselerin her iki tarafına aynı za- manda bakmakla tecelli eder. Binaenaleyh kanunun seyir şekli üzerinde durmıyarak K şimdilik hâdiseyi ou sütunlara geçiremi- yeceğiz ,bizi mazur görünüz. * Ankaradan K. T. rümuüzu ile mektub gönderen okuyucumuza: — Yüksek ve insani duygularınızdan dolayı sizi samimiyetle alkışlarız. Tevec- cühünüze de ayrıca teşekkür ederiz, Dev- let, muhtelif kanallardan — Hisar faciası kurbanlarınım ailelerini himayesi altına almış bülunmaktadır. Ayrıca Kızılay da bu vazifeye iştirak etmiştir. * Nazillide M. Güler'e: — Böyle bir kızın mutlaka ortamektebi bitirmesi lâzım gelir. İlk tahsili ile yatılı bir mekt#de devama iİmkân yoktur. An- cak İstanbuldaki kız yurdlarından birine, meselâ Toros kız talebe yurduna müracaat ederek burada yatıp kalkmasını temin et- tikten sonra İstanbul kız liselerinden bi- rine devam ettirilmesi mümkündür. * Silivrid " tul Silivriden Cemil Kaptanoğlu —imzaslile aldığımız bir mektubda deniliyor ki: — Fakir fukarası çok olan kasahbamız- da odunun bir arabası 7 Hlraya çıkmıştır. Bu yüzden kasaba ve köylerde göze çar- pan bir ıztırab vardır. Alâkadarların bu mesele üzerinde meşgul olmalarını ve yük- selmenin hangi sebeblerden ileri gehiiği- ni araştırmalarmı rica ederim.