Hokkabazla çırağı: Şapka Hokkabaz — Seni gördüm gene sevin- Hlm pehlivanım.. Çırağı — Ben de seni gördüm diye dört kat merdivenden aşağı indim. Hokkabaz — Tekrar çık! Cirağı — Çıkamam. Hokkabaz — Neye? Çırağı — Ayağım büküldü. Hokkabaz — Ne âlâ, ne âlâ. Ne öre - ceksin?, Çırağı — Ne öreyim, başına çorap öre- ceğim.. Canım ben sana ayağım bükül - dü, diyorum. Hokkabaz — Ben de onu söylüyoru! ya, demek ayağın yün. Hemen bi ün bükülünce, bükülmüş yünle | fanilâ örerler. Kumaş dokurlar, Çırağı — Öyle değil usta, benim aya - | ğim acıdı. Hokkabaz -- İyi Şimdi tatlılaşmış. ya. Eskiden acıydı. e AM AAA oyunu Çırağı — Darılma ama usta, ya sen hiç şapka görmedin, yahud da hiç yumurta görmedin.. Hokkabaz — Ben buna şapka diyorum.. Şapkadır. Çırağı — Peki şapkadır, diyelim, şap - kanın kenarları olur. Bunun kenarı ne - rede? Hokkabaz — Bu kenarsiz şapka.. Çırağı — Kerarsız şapk& da olsun.. Be- ni bildiğim, şapka hasırdan filân yaptı- he Hokkabaz — Bunun hasırdan filân ya- pilmadığını ne biliyorsu 1 — Öyle ya, h var, Yumur- tava şapka dediklen sonra, hasırdan filân a da hay hay az, en dikkat yumurtaya şapka demek kabilinden Çırağı — Gene aniatamadık. Canım, e- | bf fendim, ayağım merd. Hokkabaz — Merdiv &lâ. Hemen üzerine su dök. Çırağı — Ne olacak? Hokkabaz — Şimdi iki ayağın var.. Se- neye merdivende on, ön beş ayak birden Çıkar, değiştire değiştire kullanırsın. Çırağı — Canim usta ya ben anlata » Miyorum, ya sen an'amıyorsun. — Onün için ben de bu işten vaz geçiyorum. Hokkabaz — Mademki buradasın peh- Mvanım, seninle bir oyun oymyalım. Çırağı — Oymyalım, ustacağrım. Hokkabaz — (Cebinden bir yümurta çıkarır) pehlivütam.. Şu elimdeki ne? Çırağı — Yumurta! Hokkabaz — Ben seni bilgili bir insan zannederdim. Halbuki sen cahilin cahili İimişsin, bu yumurta mı? Hokkabaz — İyi bak, ıyi bak.. Yaklaş bak, uzaklaş bak. Çırağı — Nasıl bakarsam bakayım, yu- murta vesselâm. Hokkabaz — Hayır önun adı yumurta vesselâm değil! Çırağı — Sadece yumurta canım. Hokkabaz — Hayır ne sadece yumur- ta, ne de biraz şekerlice yümurta, Çırağı — Peki yamurta değil de ne? Hokkabaz — Bu bir şapka. nde eği he mi ekildi? Ne Çankan vir Çinli çocuktu. Arabası vardı. Arabasile zenginleri taşır, onla- rın verdikleri para İle geçinirdi. Bir gireceği sırada başı kemere çarplı ve arabadan aşağı yuvarlandı. Çankan, Çançanı götüreceği yere ka- dar gitti. Yolda kendi kendine: Hokkabaz — Hayır peklivanım.. Sua- Cırağı — Selâm vermiye.. Hokkabaz — Ama da yaptın ha. mek için insanlar şapk lar mı? | Hokksabaz — Daha Şapka neye yarar? Çıraği — İnsanın başını korumiya.. Hokkabaz — Öyle ama benim sormak istediğim bu değil, Şapka ne yapılır ya- hu?.. Çırağı — O senin elindekinden bâhse - diyorsan pişirilip yenilir. Hokkabaz — Şapkanın pişirtlip yenil- diğini de ilk defa senden duyuyorum. Çırağı — Ben senin elindeki için sö ledim. Bence o şapka değil, yumurta... Hokkabaz — Şapka... Çırağı — Peki peki şapka Hokkabaz — Şimdi bir daha soruyo - rum. Şapka ne yapılır? Çırağı — Ne yapılır canım, başa — Hokkabaz — Al öyleyse şu elimdeki şapkayı, hemen başına giy.. Çırâğı — O şapkayı giyemem. ” “Hokkabaz — Neye giymiyorsun? Çırağı — Canım o başa giyilir mi? rarı çıkarmaz - bakalım düşün yağmurdan gün Çarnkanın arabasına meşhur zen- ginlerden Çançan — binmişti. Çançan zengin olduğu kadar da mağrurdu. Hiç Çırağı — Doğru değil mi? Selâm ver - | SON POSTA / Meraklı ve Faydalı I Balıx dansı (Yeni Gine) a - dalarında bir çok tuhaf — kabileler, bir çok tuhaf in » Banlar ve o kadar garib âdetler var- dır. Bize garib ge- len bu âdetler bu ğünüz ni Gi <inin — giydikleri bir başlıktır. Her zaman — giyilmez. Ancak hususi me- çasimlerde, moese- 1â (balık dansı) denilen bir dansta giyilir, Görülüyor ki (Yeni Gine) yerlilerin - de de içtimai telâkkiler mühimdir. Ba- loyâ giden bir insanın nâsıl ki riayete mecbur olduğu hususlar — varsa — (balık dansı) na iştirak edecek bir (Yeni Gine) linin de buna benzer vazileleri vardır. ha Ne kadar Çinli var? Çinliler, —bütün dünyoda bulunan insanların — kaçta kaçıdır? Bunu hiç Mmerak ettiniz mi? Son zamanlarda is | D — tatistikçilerin y tıkları — hesablara Çinlil Ne kadar çok değil mi? e | Garib bir balık | Dünyada şekil - leri pek garib olan kara ve deniz hay- vanları vardır. Resimde — gör - düğünüz de — bir cins balıktır. Bu balığın başı gövde- sine nisbetle şek fazla büyüktür. aa gae aa Hokkabaz — Giyilir ya.. Hele sokul ben |sana giydireyim.. Hem sana ne kadar ya- raşacak.. Aynaya bakarsan, kendin de | yakıştığını görürsün! .| (Çırak, hokkabaza sokulur, hokkabaz yumurtayı çırağının başına vurup kırar.) Hokkabaz — İşte yakıştı Çırağı AlNlah için yakıştı ya.. Yu - murtanın da başa giyildiğini bu. sayede öğrenmiş oldum. ' ** sında TT eğilmezdi. Arabada giderken bir kemer geçeceklerdi. Çançan gene eğilmedi ve başı dimdik durdu. Tam kemerin altına — Bugün ama da kuvvetliyim, hiç ağırlık hissetmiyorum. Diyordu. Arabayı durdurunca arkasına baktı. Araba bamboştu. Çançan arabada değildi. Küçük Çankan, Çançanın ne olduğunu bir türlü anlıyamadı. | Resimli monqloğ: Nasıl düşerim Düşmek fena bir şey midir? Olabilir. Fakat düşmeden düşm'ye fark vardır. Fe- nası olduğu gibi, iyısi olduğunu da ha - tırdan çıkarmamalıdır. Ben çok düşerim.. Sakın yere düşer, kâfam, gözüm yarılır.. zannetmeyin! Bu tarz fena düşmekle damda çalışıyordum. Ayağım kaydı, düş- tüm. Ama nereye düştüm, bilir misiniz?. Polislerin kovaladığı bir hırsızın sırtına. ” |Hırsız yere düştü. Bana bir şey olmadı. Hırsızı kovalı, polisler de benim sa - yemde onu yakaladılar, değil, düşeni kurtarmak için denize at - ladığımı zannetmişlerdi. Bir gün de paraşütle atlamayı merak etmiştim. Bir tayyareye binmiş, havaya çıkmıştım. Paraştitle kendimi aşağı bı - raktım. Düşe düşe bir otamobilin üze- 3? Paraşüt şoförün , | Resimdeki ufak dört köşeleri harflerle doldurmak Jâzım. En alt sırada yedi tane dört köşe var, O yedi tane dört köşenin içlerine kalay yapan insana verilen is « min., Onun üstündeki sırada bulunan dört tane dört köşenin içlerine de <İni taşı manasına gelen kelimenin harflerini sıra ile yazınız. Yazdınız mı? En üstle boş kalan dört köşenin ikisine de birer «B> harfi hyduhnnııı' zaman biri yukarıdan asağı iki | hiç alâkam yoktur. Ben iyi düşerim. Meselâ komşularıma tam yemek sofrasi kurulmuşken düşerim. Ve bana: — Buyurun yemeğe derler. İşimi gücümü söylemeyi unuttum, Şim* di söyliyeyim: Ben dülgerim. Bir gün bi Bir gün deniz kenarında balık tutu * yöordı Yasıl oldu bilmem, yanıbaşım- daki balık tutan denize düştü. Ona baka- yım, derken ben de düşüverdim. İkimis zi birden kurtardılar ve beni çok alkişla- dılar. Çünkü herkes berim düştüğümü yüzüne kapandı. Şoför otomobili durdur- mıya mecbur kaldı. Biraz sonra da po * Hisler otomobdilin etrafını sardılar.. Me « ğer bu otomobilde çocuk çalan haydud- lar varmış. Çalman çocuğun babası çocuğunun be- nim sayemde kurtulduğunu haber alıncâ bana pek çok para verdi YENİ BİLMECEMİZ atlı manasına gil « y okununca arının yaptığı gelsin. Diğerl de bir örkeğe hitab diği zanıan o erkeğin 1sminden evvel & lenilen kelime olsun. Bilmeceyi halletlikten sonra resmi ke- sin, bize gönderin.. Doğru halletmiş © * lanlardan bir kişiye bir çift şık kol düğ" mesi, bir ye bir çay fihecamı, diğer yü? iye de küçük okuyucularımız için yap” tırdığımız güzel ve laymetli — hediyelef vereceğiz.