- L 10 Sayfa Otobüs dedikodusu i işi dün yeni safhalara girdi (Baştarafı 1 inci sayfada) ” 'yetlerin netcesiz kalarak sürüp gitmesi- ne razı olamazdı, kendisinin getirtip iş- letemediği otobüsleri muvakkat bir za- Tman için başkalarının işletmelerine mü- saade etti. Müsasde alanın memnun, almıyanın şreki olmamasına imkânı yoktu. ş:ıhul.nn eiinde bulunan otobüs- lerla işleme şekilleri üzerinde memnuni- yetsisi kler uyanmamasına da imkân ta- savvur edilemezdi, hâdise buradan çıktı ve bir gazete makalesi bazı dedikodulara torcüman alumca, büyüdü. Ve öyle görünüyor ki şahsiyat vadisi- ddüğü için daha da büyüyecektir. Belediyenin vaziyeti telerde otobüs işlerinin büyük ser- r altında müteaddid sütunları iş- ınık biraz da Belediye reisirin şahsından bahsetmişti. Ayrıca da İstanbulun idare lışlın üzerinde mütaleslar yürütmüştü. Dün akşama doğru bu yazı meslekda- şuruz alayhinde iki davanın açıldığı ri- vayetlerinin çıkmasına sebeb oldu. Birinci davacı: Belediye reisidir. İkinci davacı. Müddeiumumiliktir, de- niliyordu. Rivayetlerin birincisi yanlıştır. Bay Muhiddin Üstündağ şahsı hakkında ileri sürülen mütalealara lâkayd kaldı. Esa- sen bunun böyle olacağı tabildir, filha diye-reisinin: — İddisnın tahkik edilmesini istedik. Çıkacak neticeye göre hareket edilecek- tir, demiş olduğunu hatıtlıyoruz. Buna müukabil rivayetin ikmei kısmı doğru çıktı. Müddeiumumilik İstanbulun Ga kika meselenin daha başlarıgıcında Bele- ine baknnlnr, Belediye hakkın- ler Belediyenin telâ- ga düşmüş c'ık-ıu-crh'ız hükmedebilirler. Zehabı tashih edelim: Dün Beyand semtinde bir türlü dü- terkos suyu hakkında Muhid- stündağ :le konuşmak istedik. Ken- disin! görmek kabil olmadı. Sorduk. Dai- mi Endümene tapanmıştı. İstanbul şeh- Finin & bir türlü azalamıyan masraflarını tevzi elmek sırrını göstermesi beklenen müs- takbel bütçe üzerinde çalışıyordu. Be'ediyenin muhtelif mehafiline baş vurduk, üzerimizde şu intıba kaldı: — Beledtye etobüs işlerinde kendisi için r * gük birz nokta bile bulunmadığına kani- dir ve bu kanaati o derece kuvvetlidir ki Oortaya btr iadia atıldığı zaman bu iddia- | nin sıhhatini tedkik ettirmesini Dahili- ye Vekâletnden bizzat kendisi istemiştir. Dahiiye Vekâleti de müfettişlerini yol- layınca bu mese'eyi tamamen bunlara bı- Takmışlır. Neticeyi beklemektedir. Müfettişler meşgul Müfvttişleri görüp <ik intıbalarını sez- miye çalıştık. Bunun beyhude bir iş ola- cağını bilmiyor Ceğildik. Nitekim de öyle oldu. Mifettişler Şehir Meclisi salonunun yanında bülçe odasına yerleşmişlerdi, kavıyı da zikı sıkı kapatmışlardı, fazla olarak dışına bir de nöbetçi dikmişlerdi. Saba in kendilerini görmek değil, o- dalarına yaklaşmak bile kabil olmadı. Bununla beraber şunu öğrendik: Orobüs işine ald, başta kanun ve ni- zamname olmak üzere en küçük bir mu- lar ne kadar rsa hcpımı getirtimişler, üzerin- ışlar, sonra Belediye reisini, Be- vini Raufu görmüşler, lü- malümatı almışlar, ge- erinde çalışmışlardır. h dün müfettişlerin mesaisi osya üzerinde tedkikler yapmı- ya iuhisar etmemiştir. Bir gazete, otobüs işletmekte olan bazı zevata gene otobüs işile alâkadar bazı kimseler tarafından müracaat edildiğini, kendilerinden otobüs müsaadesi alırlar- ken ücüncü şahısları tavsi! etmediklerine Gair imza âlındığını, toplanan imzâların Ankarıya yoltandığını yazmıştı. Mülki- ye müfettişleri dün bahiste isimleri ge- çenieri de dinlediler.. Müfettişlerin sözleri.. kiye müfettişlerini sabah ve akşam üzeti Be'ediye binası içinde görmek ka- bil olmamıştı, fakat geç vakit yorgun bir yaziyelte sakağa çıktıkları zaman bizi kendilerine yanaemaktan meneden bir kuvvet olmadı. Fakat itiraf edelim ki bu teşebbüs te neticesiz kaldı. Şunu söyle- diler: Tahkikata henüz başladık. Evrak ü- zerinde çalışıyoruz, esasen söz söylemek, berhangi bir beyanatta bulunmak salâ- biyetimiz haricindedir. Hariçle temas et- mediğimizi görmüşsünüzdür, birçok şey- leri biz de sizin gibi gazetelerde okuyo- Tuz> Mül Gayet tabildir ki, müfettişlerin tanzim edecekleri rapor ancak vekâlete gittikten sonra anlaşılacaktır. Adliye işleri Bu, meselenin teftiş safhası, bir de ad- Meselenin biraz ü ihtimalinden bahsetmiş- tik, bize —bu #htimalin Mevcudiyetini ad- liyeden gelen bir haber anlattı. Meslekdaşımız Ahmed Emin Yalman ü çoğalamıyan varidatı ile| yahazeyi davet edebüecek en kü-| Tf işlerinden bahseden yazıyı: — Memurların şeref ve haysiyetine na- kise verecek mahiyette, Gördü ve matbuat kanumunun 30 uncu bust kanunu gayet sarih olduğu için bu dava hemen görülecektir ve bir içinde bitmesi heklenebilir. Üçüncü bir isim. Açılan davalar bununla bitmiş deği- dir. Ahmed Emin Yalmah diş doktoru Avni Buyerin ortaya attığı iddiadan bah- sedğerken doktorun bu yolda Bay Recai Bay Recri Nüzhet hakkında da bazı mü- taleslar yürütüyordu. Recai Nüzhet Baban bu yazıyı görünce |derhal müddeinmumiliğe müracaat etti. kanunun 480 inci maddesine dayanarak dava açmak istediğini matbuat vasıtasile tec zırlık tahkikatı yapılmasına luum tu, müddetumumi istidayı havale etti. Bu davanın da hemen görül- | mesi beklenebilir. aid davaların safhlarını kaydedemez. Bi- naenaleyh alâkadar gazete badema bu meseleleri yazamıyacaktır. Diğer gazete- Jer mahkeme zabıtlarını istedikleri şe- kilde kaydetmekte serbeştürler. Recai Nüzhetin sözleri.. Dün bir tesadüf Recai Nüzhet Babanı karşımıza çıkardı. Dava istidasını mahke- meye henüz vermişti, bir tarıdığı fle hid- detli hiddetli konuşarak Ankara cadde- sinden yukarıya doğru çıkıyordu: Avni Bayeri Ahmed Emin Yalman aleyhinde harekette bulunmaya ben teş- vik etmişim. Ne münasebet? dedi, bir gün avukat Yusuf Kenanın yazıhanesine gitmiştim, Avni Bayer oradaydı. Ahmed Emine yolladığı protestoyu hazırlıyordu. İşini bitirince birlikte çıktık, 6 ncı notere doğru yürüdük. Bu kısa mesafe içinde a asına sebeb olmuş olacak. Elbette haysiyetimi korumak için dava edeceğim. Avni Bayer de hakaret davası açıyar Gece güzetemize telefor. eden diş tabi- bi Avni Bayer bugün Ahmed Emin aley- hine bir istida ile ceza mahkemesine mü- k racaat rdeceğ!nl soylequır Balkan Anlaııtı Hariciye Nazırları Ankarada toplanıyor Ankara, 17 (Hususi) — Gelecek a- yın sonlarına doğru Balkar Antantı ha- riciye nazırları burada toplanacaklardır. Mizah mecmuaları Arasınde bir hâdise (Baştarafı 1 inci sayfada) birinin karikatürü ile buna çok benzi- yen eski bir Fransız karikatürünü yan- yana dercetmiştir. Bu suretle bu kari - katüristin de Fransız karikatürlerin - den bir hayli istifade ettiğini anlatmak istemiştir. Maliye memurları arasında değişiklik Ankara, 17 (Hususi) — Maraş varidat müdürü Hüseyin Ilgın malmüdürlüğüne, Beyoğlu tahsilât memurluğundan Esad Balıkesir tahsil şube şefliğine, İstanbul tahsil memuru Necmeddin tahsil şefliği- ne, avukat Enver Menemen hazine avü- katlığına, Recal Tüzmen merkez müşavir avukatlığına, Şakir Yalçıner Uşak hazine avukatlığına, Suad İstanbul hazine avu- maddesine dayanarak bir dava açtı. Mat- | hafta | Nüzhetten teşvik gördüğünü söylemişti. | Şurasını da kaydedelim: Matbuat da- | valarında alâkadar olan güzete kendisine | birlikte görülmemiz bu iddianın ortaya | SON POSTA ı Hatay hakkında yeni konuşmalar (Baştarafı I1 inci sayfada) Paris 17 (AA.) — Suriye başvekili Ce- mil Merdam bu sâbah Paristen hareket Cemil Merdam Ankaraya git- tir. mektedir. Milletler Cemiyeti konseyi Ankara 17 (AA) — Harıciye Vekili doktar Rüştü Aras, kâtibi umumi Numan |Menemencioğlu ve Milletler Cemiyetin- de Türkiye daimi murahhası Neemeddin Sadak bugün Hatay i abatı hakkında Mületler Cemiyeti tarafından Hataya gönderilen komisyonun hazırladığı rapor etrafında görüşmüşlerdir. Hü timizin bu husustaki noktai nazarı nda talimat alan daimi mu- rahharımız Bay Necmeddin Sadak Mil- letler Cemiyeti konşeyinde hazır bulun- mak “izere pazartesi günü Cenevreye gi- decektir. Delbas şubatta gelecek Ankara, !7 (Hususi) — Delbos Şu- batta Ankaraya gelecektir. Fransız hey'etile müzakereler miş olan Fransız askeri hey'eti ile mü- zakerelere bugün Genel Kurmay Baş- kanlığında başlanmıştır. Misafirler öğle ve akşam yemekleri- ni Ankarapalasda yemişlerdir. Hatayda tevkifat Antakya, !7 (Hususi) — Hatayda yeni rejim'n ilânı Colayısile köylerde bayra- iştirak eden Türkler ceste ce k imektedir. Mosdana , ki Mehmed ile Sanaralı Bekir ve Reyhani- yenin Geli köyünden Akkaş oğlu Ziy a karakoluna ve Cum nahiyesin- Şlu Örer de Cum karakı- mişler ve Fransızların em- yl tmişlerdir. | Antakya, V7 (Hususi) — Garonun San- “ |cakta tahrikâtının bir cebhesi de bilhassa mahkemeye Türklerle Arabiarı küçük Mhtilâflar vesi- | ırmak, Türkle:i Arablara, Arab- ürkler aleyhine çevirecektir. Bu maksadla yurd kaçaklarından ve irtica tanlarından hboca Gelâl — vasıtasile 'Türklerle Arablar arasını açmak için Su- riye bayrağını ihtilâf mevzuu olarak or- taya atmışur. Hoca Celâl Arablar arasın ganda yapmaktadır. Humuüs, 17 :Hüsusi- — Kânunuevvelin altınct günü Humusta Suriye izcileri na- mına ortodoks kardeşlik cemiyeti klü- bünde bir müsamere verilmiştir. Bu mü- samerenin mevzuu büyük harb ve Cemal Paşanın Suriye münasebetile Türkler aleyhinde propaganda yapmak o'muştür. harekâtı İskenderunda Garonu> himayesi altın- | |da «İskenderun Arablığını koruma, çe- Miyeti namında bir teşekkül vücuda ge- | tirilmek istenmektedir. Cemiyetin baş. kanlığına Hüsnü Cebbarenin babasmı Şa. hin Cebbarenin getirilmesi mevzuu bahs- olmaktadır. Hüsnü Cebbarenin faal a- damlarından ve Fransız muhiblerinden bir zat ta Yenişehir mahallesindeki evini klüb binasına tahsis etmiştir. uma namı altında kurula. et Arab davası. mın değil, doğrudan doğruya İntihabatta Fransız muhiblerini kazandırmak gaye- sine hizmet edecektir. Nitekim klübü aç- mak için çalışanlar şimdi Fransız taraf- tarlarından mürekkeb bir cebhe birîiği vücuda getlirmek için propaganda yap-. maktadırlar. Liranın devlet hes :blarında esas ittihaz edilmesi hakkı:da kanunun metni Ankara 17 (A.A.) — Büyük Millet Mec- lisinin bugünkü toplantısında birinci müzakeresi yapılan devlet hesablarında liranın esas ittihaz edilmesi hakkındaki kanun lâyihası şudur: «Bilümüm vergi ve pesimlerin tahak- kukuna ve devlet barçlarının sübutuna esas olan mikdar ve nisbetler değiş- memek şartile hazinenin kabz ve tediye muamelâtında ve hesab kayıdlarında li Ta esas ittihaz edilerek kuruş onun kesri itibar edilir. Tahakkuk, tahsil ve tediye- de yirmi para ve daha aşağı kesirler tay ve yirmi paradan fazla - kesirler kuruşa iblâğ edilir.» Bu kanun 1/haziran/1938 muteberdir. Bu kanunun hükmünü icraya Malive tarihinden toplanıyor Mısırkralı düğünü için, Beyoğlu K San'at mektebine siparişler verr (Baş tarafı 1 inci sayfada) rağben ve takdirlerle karşılanması bu- nün en büyük delilidir. Nitekim muktedir muallimler ve ince işlere elleri uyan Türk kızlarının yüksek kabiliyetleri az zaman zarfında bu de- ğerli mücsseselerimizin şöhretini Türki- ye hududlarından da aşırdı. Dün aldığımız bir haber bunun yeni bir delilidir. | — Musır kralı Sa Majeste Faruk'un izdivaç merasiminde kullanılacak olan sofra ör- tüsü Beyoğlu Kız San'at okulu talebeleri tarafından hazırltanmaktadır. Bu sofra örtüsüs binlerce hra kıymetinde bulun- maktadır. Keten üzerine yapılan nakışlar altın sırma İle işlenmektedir. Nakışların modeli Topkapt sarayı müzesinde bulu- nan eski ve tarihf kıymeti haiz kumaşlar- | Ankara 17 (A.A.) — Şehrimize gel-| da Suriye bayrağını ğçekmek için propa- | Garo himayesinde cemiyetler kuruyor | dan alınmıştır. Ayni zamanda, bu sofra örtüsünün peçeteleri de gene okulda yapılmaktadır. Bunların üzerinde, Mısır kraliyet arması olan sembolü ile Sa Majeste Faruk'un isminin ilk harfi olan F harfi vardır. Gene Beyoğlu Akşam Kız San'at oku- kanda Misir. prenseslerinin rasimei izdi- vaçta giyecekleri esvabların uzun etek- fleri d zırlanmaktadır. Bunların da na- Mekteblerimiz için | Beden terbiyesinde Yeni sistem (Baştarafı 1 inci sayfada) leti tarafından id. nacak, Ve şlere bakmak üzere bir U imum Müdürlük, şube müdürlükleri ve bürolar ihdas edilec Birkaç se denberi Ankarada açılmış bulunan be- den terbiyesi muallim mektebi — talim hey'eti Alman, İsveç, jimnastik sistem- lerini islah edip, memleketimize, ikli- mimize, yaşayış tarzlarımıza — uyacak bir beden terbiyesi sistemi vücude ge- tirmişlerdir. Beden terbiyesi. umum müdürlüğü kurulunca — Türkiyedeki mekteblerde tek program altında 'Türk İsistemi beden terbiyesi dersleri göste- rilecektir. Yüksek beden terbiyesi mektebin - |den mezun olanlar teker teker bütün vilâyetlere dağıtılmaktadır. Bunlar bu lundukları vilâyetlerde muallim ve ta- lebeye yeni sistemi öğreteceklerdir. Spor klüblerinin idaresine gelince, klübler mekteblerle daha alâkalı bu - hundurulacaktır. Gençler spor yaptık - ları - klüblerde mektebde yapmış ol- dukları spor hareketleri ile ilgili olarak |çalışacaklardır. Bu zamana kadar mek |(teblerde karmakarışık bir tarzda ya - | pılan beden terbiyesi hareketlerine yer | verilmiyecektir, Delbos bugün Pragdan ayrılıyor Prague 17 (A.A.) — Dün Delbos ile Ktofta arasında yapılan mülâkat Çekos- lovakya ile Fransa arasında tam bir gö- rüş birliği mevcud olduğunu teyid etmiş- tir. Her iki devletin de Milietler Cemi- yetine emniyetleri vardır. Ekalliyetler meselesi hakkında Krofta, |bunlara Çekoslovakyada diğer - memle- ketlerden daha iyi muamele - edildiğini söylemiştir. Prague 17 (A-A.) — Delbos, Benes ile başbaşa öğle yemeğini yemiştir. Yemek. te Fransız nazırı ziyaretinin en mühim mülâkatını yapmak fırsatını elde etmiş- tir. Akşam Delbos, Fransanın Prague se- flri tarafından verilen ziyafette hazır bu- lunacak ve yarın saat 11,55 de Parise av- det edecektir. Tehdidler karşısında Paris 17 — Hariciye nazırı Delbosun Prag ziyareti dolayımıle Petit Parislen diyor ki: Pragdan alınan malümata göre, Çe- koslovak dostlarımız kendilerini kuvvetli |buluyorlar ve hiçbir şeyden korkmuyor- lar. Almanyanın yükselttiği gizli ve açık tehdidleri sükünetle karşı'ıyorlar, Resmi tebliğ Prag 17T (Hususi) — Delbos'un burada yap- Lığı görüşmeler sonunda tebliğde denlliyor ki: eFransa Hariciye nazırı, Çekoslovakya Reislcumhuru, Başvekili ve Hariciye Nazırı le müteaddid ıvnışmrl:rdu bulunumqmr tü alehai tac ve ayla yıldıx' neşredilen — Tesmi | Altın işlemeli sofjra örtüsünün bir par İkığları gene sitın sırma ile vücuda g rilmektedir. Kumaşın cinsi kadife rengi açık mavidir. Bunlar, prensesi |9a Majeste Faruk tarafından ihda ed cektır. Her bir eteğin değeri gene bin! ce lira tutmaktadır. S A e A ee e Bir kadın evlâdını Ballta ile | Keserek öldürdü İnebowı (Hususi) — Abananın Durs köyünde facia nlmı.ş_ bir kadın oğ nu bi i dın köyden İmam oğullarından Mehm oğlu Bayramın karısı Hatıcedir. Bayrı uzun zaman bir iş dolayısile köyünd ayrılmış, kadın köyde yalnız kalmışt İdetasına görc bu sırada biz gün dağa dun kesmeğe giderken kocasının enişti Mebmed karşısına çıkmış ve kadını iği etmişlir. Kadın o0 zaman gebe kalmış, müddet sonra da kocası köye döndü; zaman karnında derd olduğunu, su old ğunu söyliyerek gebeliğini tevil çaresi bulmuştur. Son günlerde Bayram ge! bir iş dolayısile Taşköprüye gitmiş, gaybubet esnasında da Haticenin ağrıla tuvmuş ve gürbüz bir oğlan doğurmuşt! Fakat kadın, bu günah mahsulünü şatmak istememiş, baltayı kaptığı 8 kafasını koparmış ve evin ahırında çukur eşeliyerek çocuğu gömmüştür, Ba ram köye döndüğü zaınan karısının nındaki derdin zail olduğunu — görmi sorunra da: — Tâçladım, gu imiş, bir şey kalma cevabını almışlır ve bittabi buna da ina mıştır. Fakat keyfiyet köy muhtarının nazarı dikkatini ce/betmiş, o da işi ta kik etmiş ve 1lk iş olarak ta Bayrama' — Yahu senin karın gebe ial. Çocu doğurmuş, Takat çocuk meydanlarda y diye sormuştur. — Gebe idı, aoğurmuş, sözü Bayra! gözlerini açmış fakat: — Aman deme... Benim böyle şeyd haberm yok demiş, muhtar Bayram bir şey öğrenemeyince şübhesini jand.- maya bildirmiş, evde arama yapılmas istemiş, fakat buna lüzum kalmamışı çünkü muhtar tarafından sıkıştırılınca lanı biteni yukarıda yazıldığı gibi anl mış ve baltu ile kesip öldürdüğü çocu; nu gömdüğü yeri güstermiştir. Cesod radan çıkarılmış. kadın da, kocası da & çocuğun cesedi de İneboluya gönderi rek adliyeye teslim edilmiştir. Kad çocuğun babası clduğunu iddia et Mehmedin İrzmire gittiği arlaşılmıştır. Artırma haftası münasebetile Ankarada yapılan bir toplantı Ankara, 17 (Hususi) — Dü, tarih kültesinde yerli mallar ve artırma tası münasebetile bir toplantı yapılır tır. Profesör - Reşid tarafından verilen konferansı mütecakip talebeden bazı söz söylemişlerdir. Toplantıda profesl ler yüksek mekteb talebeleri hazır lunmuşlardır. rup& umum?! vaziyetini slâkadar eden b tün meseleler müzakere odilmiş, eski ve ni bütün meseleler üzerinde iki hükümi