Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
.21 Eylül aA — Dolmabahçe sarayının merasim salonunda kurulan sergiden Üç muhtelif görüwüş SÖON POSTA GiRYİid is1E * ü £ MMM ÇLkERTÇER YAYA Sergi mükemmeldir! Hattâ buna sergi demekten ziyade bir memlekete başlı başına şeref verecek kadar zengin bir müze demekle ancak hakkını vermiş oluruz ( Son Posta'nın tarihi bahisler muharriri yazıyor ) Türk Tarih Kurumu bu sene ikinci kongresini dünyanın her tarafından ge- len en yüksek tarih âlimlerinin huzurile açarken davetlilerin önüne mükemmel bir de sergi çıkardı. Buna sergi demekten ziyade (bir mem- lekete başlı başına şeref verecek kadar zengin bir müze) demekle ancak hakkı- nı vermiş oluruz. Dolmabahçe sarayının büyük merasim salonuna girildiği zaman medeniyetin merkezi olan Asya ile Avrupa ve civarı- nı gösteren bir haritayı önümüzde bul- duk. Bunun kenarında ve Atatürkün büs- tü altında şu cümleler okunuyor: «Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmaz- &a değişmiyen hakikat sinsanlığı şaşırta- cak bir mahiyet alır.> Tarihçilere bir düstur olması lâzım ge- len bu vecizeye nasıl riayet edildiğini «Türk Tarih Kurumu» bize bilfiil göste- riyor ve önümüzde yaradılıştan bugüne kadar medeniyetin nasıl tekâmül ettiği- ni, bir efsane gibi yazı ile değil, o za- mandan kalmış eserlerle anlatıyor. Şurada ilk insan kafasile bugünkü in- san kafası ve inkişaf eden zekâ arasında kat'i bir mukayeseye imkân veren kafa tasları var. Bunlar Cavada, Pekinde, Al- manya ve Fransada bulunmuştur. Yontma ve cilâlı taş devrinde teknik âletlerin yapılişi pek vazıh olarak göste- riliyor. Bugün bile İstanbülda Tahtaka- lede kullanılan elle tahtaları tornalamak veya delmek sisteminin bundan binlerce sene evvel malüm olduğunu buradan öğ- reniyoruz. 4 Geçen sene Alacahöyükte çıkan cilâlı taş devrine aid âletler, Profesör Pittardın (Adıyaman) da çıkardığı çakmak taşları kölleksiyonu pek enteresandır. Bunların arasında bir mezar var ki A- lacahöyükte bulunmuş ve otada bulun- duğu - şekilde sergi dahiline yerleştiril- miştir. Bu mezarda birçok kısımları par- çalanmış olan bir insan iskeleti, bu iske- letin kollarında altın bilezikler olan al- tın taç,*bakırdan ayna, tunçtan geyik heykelciği, iki büyük ve pişmiş toprak- . tan vazo, kalkan ve saire ile mezarı ör- ten toprağı tutmak üzere konmuş. olan | traverslerin parçaları aynen görülmek- tedir. Onüun yanında Alacahöyükün plâ- : nile hafriyat yerinin modeli yapılmıştır. Etilerde ölülerin pişmiş topraktan küp- lere konarak gömüldüğünü de burada Öğreniyoruz. Sümerlere aid altın tolga, heybetli bir boğa heykelciği, gayet iyi işlenmiş olan altın kama, ağaca şahlanan teke heykel- ciği cidden kıymetli eserlerdir. Büyük Sümer kralı Güudex'nin takri- ben 1,20 metre boyundaki güzel heykeli serginin kıymetini artırıyor. Alişardan çıkarılan çok zarif ve küçük bir pabuç modelinden anlıyoruz ki hâlâ Anadolunun birçok yerlerinde giyilen, burunları sivra ve kalkık yemeniler en az dört bin senelik ömre maliktir. Gene ayni yerden çıkan pişmiş kırmızı toprak- tan ibriklerin keskin çizgileri, zarif üs- lübları karşısında hayranlık duymamak - Sergide Cumhuriyetin yaptıklarını gösteren muhtelif köşeler mümkün değil. (Boğazköy) ün modeli bize (Eti) lerin büyük şehirler kurmak- taki yüksek kabiliyetlerini canlandıriyor. Ege medeniyeti önünde de hayretle duruyoruz: Giridde bulunan Knosos sa- rayının mükemmel modelini görünce ©o sütunlarda, evlerde, işlemelerde, düm- düz taraçalarda mimari san'atının en mükemmel süs ve çizgileri canlanıyor. (Zincirli) nin modelini seyrederken tarihin en mükemmel kalesi ve sarayla- rile karşılaşıyoruz. Rados vazoları çok güzel işlenmiştir. Öküz başından sapı o- ian (Asur içki kadehi) ve bunun pişmiş topraktan eşleri dikkate şâyandır. Sarı mermerden Atena heyxelindeki san'at en son tekâmül derecesmi göste- riyor ve insena istemeksizin şöyle söyle- tiyor: — O zamandanberi bu vadide fazla ne yapabilmişiz? Bundan sonra Roma heykelleri, Yunan san'atı, İskenderin başı, tunç vazolar var. Bronzdan. kantarlar, adam heykelcikleri şeklindeki kantar topları, bronz kandil derhal gözlerimizi ve dikkatimizi çek- mektedir. Eskitlere aid altin yaldızlı geyik hey- kelleri bilhassa dikkate lâyıktır. Bunlar, koşar hallerini gösteriyor. Çevikliğe kuv- vet ancak bu kadar vuzuhla, bu kadar kuvvetle ifade edilebilir. Avarlara aid kayış uçlarının işlemeleri bugün de Hazar denizile Kafkas dağları #rasında oturan bu Türk kavmi arasın- da aynen mevcuddur. Boça denilen altın avar kaâdehi, altın vazo, işlemeli çanak- lar, ağzı iç tarafa dönmüş öküz başlı Mmaşrapalar bu kavmin yüksez medeni-| yetine birer şahiddir. Serginin milâddan sonraki kısmı da diğer kısım kadar zengindir. Burada Re- şidüddin tarihinin en güzel İnüshasını görüyoruz: 1518 de yazılmıştır ve (Boz- kurt efsanesi) ni dört yüz sene evvelki (Devamı 11 inçi sayfada) .. Sayfa 3 Şanghayda cereyan eden harpten korkunç sahneler “ngnay sokakıarında ölüm ve dehşet saçan bir hava hücumundan sonra acıklı bir manzara Alevler içindeki Şanghayın şark mahallelerini istilâ eden Japon tanklarından biri Yapon tayyarelerinin bombardımanı neti cesinde Şanghayın Beynelmilel ve Fran- sıiz mıntakaları civarında husule gelen tahribattan iki manzara H