— Âz para ile iyi yaşamak ta zenginlik sayılır! Sultanahmette Mazlüm Yulmaz imaasi- Te soruluyor: — Zengin olacak muyım? Çalışıp kazana- cak kadar açık gin olmağı etmez. Hem ona bir had tayin et- * mek lâzımdır. Az paralı ve fakat iyi Şaşıyan veya ya- > gamasını bilen im- — ., san da bir nevi zengindir. İhtirası terket- k. mekle bugünkü ve daha sonraki vasat kazancından da lâzım olduğu kadar isti- “fade etmek mümkündür, * Memuriyet sahasında muvaffakiyet ümidi var! , Bursa okuyucularımızdan M. Azisin “sorgusu da şudur: — Muvaffak olacak mıyım? Ağır — başlılık, kendisine a$t olmu yan işlere karış - mamak,, kendini çabuk meydana vermemek gibi va sıfları, ciddi işler. de ve daha ziyade memuriyet saha -| sında muvaffak o- labileceği ümidi - Heyecanlı sevgiler tesadüfe bağlıdır! Tophünede Arif imzasını tağıyan mek- — tup sahibi okuyucumazun da sueli şu- oodur: — Sevilecek miyim? Bulunduğu mec lislerde neş'eli o- “lur. Şen taviır ve © hareketlerile etra. — fini alâkadar e- f - der. Güzel fıkra- O ler, gülünçlü hi- O kâyeler naklede. , bilir.. Bu halleri kadınlar tarafın - — dan sevilirse de, bu sevgide şiir ve hayal yoktur, Heye- eanlı sevgi bahsine gelince bu zaman ve tesadüfle olabilir. Yoksa bu temayülü, kuvvetli değildir. — | SON FOSTA Zengin olmak zengin doğmaya bağlıdır Uşakta okuyucularımızdan İhsan şu- HU soruyor: — Büyük bir servete malik olacak mı- yım? Üstüne başına fazla dikkat oder. Eğlenceyi ve ha » yale müteallik- mevzularla uğraş- mağı sever. Bu takdirde — zengin olmak zengin doğ- mağa bağlı olur. Pek para tutucü. ya benzemiyor. ee Muvaffakiyet için yaratıcı hareket lâzım Şehzadebaşında Reşat Güray soruyor: — Müvaffak olacak mıyım? Orta zekâlı ve az sokulgandır. Atak: lik, atılganlık yap- maz, Başkalarının işlerine karışmak- tan çekinir, Üstü- ne başına dikkat eder. Ağır tavırlı- dır, Muvaffakiyet. lerini yaratıcı ha- teketlerile takviye etmesi lâzımdır. * Daha ziyade kafanızla çalışınız! Ankara — okuyucularımızdan — Sadettin soTuyor: — Muvaffak olacak mayım? Zeki ve kibar tavırlıdır. Görgü. lü ve münevver bir ailenin çocu- ğu — hissini ver- mektedir. — Daha ziyade kafasile çalışıp muvaffuak olması temenni o- lunur. Ameli ve cesarete mütevakkıf işlere yanaşmama- sı lâzımdır. Son Posta Fotoğraf tahlili kupon İsim â DİKKAT Fotograf tahilli için bu kuponlardan 5 adedinin gönderilmesi şarttır. - * Son Posta ,, nın tefrikası: 66 Yazan : K.R. Enson “— Kimse gelip yemek istemedi. Ben | kiler kadınlığını biliyor, ne de bu şo - /de bakındım, göremedim. ğ — Anlaşılan İmad, Rarnını doyurmak — âçin başka bir yere gitmiş olacaktı. Ç Fehamet, kendi kendine: — Böyle olduğu daha şıma da çıkaracak değilim y Diye söylendi. Yemeğini yı 'Tekrar plâja indi. Bir salıncaklı iskem- le getirtti. Gölge bir yere koydurdu; o- raya uzandı, Plâjın bir köşesinde, herkesin oturup kahve içtiği, yemek yediği bir salaş var. *dı. Bir aralık gözü oraya doğru çevril- di, İmad, bir masaya oturmuş, yemek yiyordu. Karşısında da çıplak iki kadin vardı. Fehamet, şöyle biraz doğruldu, daha iyi baktı: Kadınların birisi Şem - sünnisa, öteki de Mihrinurdu. Yiyecek, tetirtmişler, hepsi bir masada isa, buraya nereden gelmiş. H?. İmadı nereden bulmuş, sonra bir şo- förü nasıl olup ta kendi masasma al - Maş, karçılıklı yeyip içiyordu?.. * — Bunların üçü de birllirinden say- Bisiz!., Üçünde de utanma yok!. Ne öte- förlüğünü!, Bir aralık kadınlar Fehameti gördü. ler. Zaten ikide birde onu arıyormuş Bibi, sağa sola bakınıyorlardı. Araların- da gülüştüler, fısıldaştılar. İmada da bir şey söylediler; hep beraber gülüş - . | tüler. Genç şoförün yüzündeki çatıklık geçmiş, dudaklarında tatlı bir gülüş, onlara kim bilir neler anlatıyordu. Fehamet, büsbütün sinirlendi. Yerin. den fırladı. Onların göremiyeceği bir| yere doğru yürüdü. Sonra geme içi ra- hat etmedi; eski yerine döndü. Şem - sünnisa, elbet kendisini İmada sormuş, onun da orada olduğunu öğrenmişti. Sormasa bile şimdi işte uzaktan görü- yordu. Hâlâ, onun yanına gelmeyip te şoförile başbaşa oturması ne demekti? Şimdi artık, Fehametin olduğu yere doğru bakmaktan da vaz geçmişler, kendi aralarında konuşuyorlardı. Genç kadın gözlerini kapadı, uyu - yormuş gibi yaptı. Gene arada bir kir- pikleri gevşiyor, arasından onlara ba. kıyordu, En sonunda dayanamadı; yerinden Bugünkü program 3 Ağuslos 937 : Salı Öğle neşriyatı: 12,30; Plükla Türk musikisi, 12,50: Hava- dis, 13,05: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18,30: Flâkla dans müsikisi, 19,30: Konfe- rans: Eminönü Halkevi neşriyat kolu namı- na Nusret Sefa, 20: Nuri Halilin iştirakile Türk musiki beyeti, 20,30: Ömer Rıza tara - fından arapça söylev, 20,45: Vedim Rıza ve arkadaşları tarafından Türk müsikisi ve halk şarkıları (Saat ayarı), 21,15: Radyo fo- nik dram (Tals), 22,18: Ajans ve borsa ha « berleri, 22,10: Plâkla sololar, opera ve ope - ret parçaları. YARINKİ PROGRAM 4 Ağustos 1937 Çarşamba İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla 'Türk musikisi. 1250* Hava- dis, 19.06: Muhtelif plâk neşciyatı. Akşam neşriyatı: 1830: Plâkla dans musikisi, 19,30: Konfe. rans: Beyoğlu Halkevi namına Feridun Os- man ( Türk bayrağına saygı vazifesini yap- mak), 20: Necihe ve arkadaşları tarafından 'Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,30: Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 2045: Bimen Şen ve arkadaşları tarafından 'Türk musikisi ve halk şarkıları, (Saat ayarı), 21,15: Orkes- tra, 22,15: Ajans ve borsa haberleri, 22,30: Plâkla sololar,Opera ve öperet parçaları. RADYOLiİiN DİŞLERİN ABIHAYATIDIR ANCAK D SoIR y Çorumda tesis edilecek bir deri fabrikası çok faydalı olacak Çorum (Hususi) — Çorum balkı daha zi- yade ziraatle uğraşmaktadır. Buna rağmen sanayide geri kalmış değildir. Vilüâyet arazi- dinin üçte iklainde ziraat yapılmaktadır, Hayvancılığa da ehemmiyet verilmiş bulun- maktadır. Meyva, sebze, kereste, kendir istihsalâtı müstahsilin yüzünü güldürecek kadar bere- ketlidir. Yılda vasati olarak 9040 milyon kilo buflday ve 15-20 milyon kilo arpa ihraç edilmektedir. Benelik rekölte 150 milyon kilo buğday, 76-125 milyon kilo arpadır. Vilüyetde bir milyona yakın muhtelif cins hayvan mevcuttur. Yılda 30 bin baş hayvan dişarıya satılmaktadır. Gene her yıl harice yarım milyona yakın sebze ve meyva gönderilmektedir. Yüz bin kilo kadar da leblebi satılmaktadır. Burada bir kaç sene evvel, senede 20-25 bin kilo ka- dar afyon istihsal edilmekte idi. Bugün bu miktar üç bin kiloya düşmüştür. Çorumun ceyizleri de meşhurdur. Her yıl 150 bin kilo kadar ceviz Içi vilâyet harteine gönderilmek- tedir. Z Yün, yapağı, tiftik ve keçi kılı da vilâyete iyi t getirmektedir. Vilâyetin mamül ve gayrl mamul İhracat ve ithalatı senevi 4-5 bin vagon arasındadır. 8Son zamanlarda Çorumda bakırcılık hayli Mmkişaf ötmiştir. Bakırcılar çok güzel tabak, sofra takımları ve mutfak 4letleri vücuda getirmektedirler. Evvelce bülün civar vilâyetlerin Gerlelliği- ni idare eden Çorum debağhaneleri de şimdi senede ancak on beş bin kilo meşin ihraç edebilmektedir. Hayvancılığın kuvvetli bu- lunduğu bu mıntakada her çeşil ham deri mobzul İse de bunlar bugün daha riyade gay- ri mamul olarak !hraç edilmektedir. Senede ihraç edilen ham deri 300 bin kiloya yakın- dir. Bu vaziyete göre Çorumda tesis edilecek bir deri fabrikasının muhite büyük faydalar temin odeceği şüphesizdir. Muşta kudret helvası ve sakız ihracatı Muş (Hususi) — Bu sene harice külliyetli mikdarda ihracat yapılacak derccede kudret helvast düşmüştür. İster yaprakların ifra- matı olsun ister bulutlardan yağış köylünün tatlı ihtiyacını temin eden bu kudret helva- sının pekmezi çarşıya piyasaya gelmiştir. Erimiş bal kadar koyu ve lexzetli bal ve ü- | züm pekmezinden çok tatlı ve haş olan bu Her sabah ve akhşam, her ye- | kuaret helvasının mebruliyeti köylüleri çok mekten sonra mutlaka fırçala- sevindirmiştir. Memleketin kendine mahsus Ihracatların- mak şarttır. Bu usulü şaşma- | <an birisi de sakızdır. Bu sakız yüksok dağ- dan, muntazam bir metodla ta- kip edenlerin dişleri mikrop- lardan, hastalıklardan muhafa- za edilmiş olur, paslanmaktarı ve çürümekten kartulur. Her za- man temiz, parlak ve güzel ola- rak kalır. AD çakrdan ada tedibiler yi AT DAĞT kalktı, giyinmeğe başladı, Plâjın so -|ha, karşıki kaldırımın kenarında dur - Tarda bulunan bir nevi otun sütlerinden çı- karılıyor. O kadar mebzul çıkıyor ki ihrasat yapılıyor. Kilosu iki liraya kadar satılan bu İsakız bölgemizde çok meşhurdur ve müte- hassısların ifadesine göre — çiğnemesi mide için çok faydalıdır. Bu sene bu sakız da her senekinden çok fazla piyasaya gelmektedir. Adanada pamuk tarlaları ilâçlandı Adanadan yazılıyor: Çukurova pamukları- nın kurtlardan korunması için hükümet ta- neticeler ver « | A | | yunulacak yerlerinde iş gören adama |muş; tramvayın, otamobillerin geçme- || dedi ki: sini bekliygrdu. Fehameti görünce çır- — Ben gidiyorum; bizim şoför karşı-| pındı. O da otomobilini durdurdu: da oturuyor. Git haber ver, otomobili hazırlasın!. Giyinmesi bitince dışarıya çıktı. Şem. sünnisa ile Mihrinur da çıkıp gitmiş- — Eve gidiyorsan, haydi seni oraya kadar götürüp bırakayım,. Dedl. Feriha otomobile girerken: — Benim de zaten sana söyliyecek lerdi; onlar da görünürde yoktu. Oto -|nelerim var?, mobilin olduğu yere doğru yürüdü. İ- mad, arabanın kapısını açmış, bekliyor- du. madı: Diyordu. — Anlat bakalım, ne imiş?. — Burada olmaz. Bize gel, hem birer | i'ola çıktıktan sonra kendini tuta -|kahve içeriz, hem de konuşuruz. — A... Merak etlim, doğrusu.. benim | — Doğrusu çok iyil. Şemsünnisa ile|de sana söyliyeceklerim var. Benimki- burada buluşmak için mi sözleştiniz?..İni de birada söylemek Başka yer bulamadınız mı?.. Genç şoför, çok durgun bir sesle; — Sizin buraya geleceğinizi bilmi «|Floryada olup bitenleri fısıldadı. Şem- yordum ki onlara haber vereyim, dedi. |sünnisanın İmadla bir masada yemek | olmazama biraz çıtlamasam, çatlıyacağım!, ğ : Sonra Ferihanm kulağına eğildi. ' Biraz yemek yemek için oturuyordum;| yediklerini, içki içtiklerini anlattı, geldiler, Boş masa yoktu. Ben, oturdu- ğum masayı onlara bırakmak istedim, Bana, sen de otur, dediler, Feriha: — Benim söyliyeceklerim de bunun Doğrusu, |içindi, işte!. çok gönülsüz insanlar!.. Herkes bir şo-) Deyince Fehametin merakı büsbü - för parçasına tenezzül bunlar nedense beni de adam yerine koydular!.. etmez amma, |tün arttı. Feriha, Cihangirde oturuyordu. Tak- simden oraya gittiler. Kapıdan içeriye | — Neden olduğunu anlamıyacak nelgirer girmez anlatmıya başladı: var?. Bunu sen de bilirsin. İmad, sesini çıkarmadı, Karşısında a.|çığa sizin şoföre söylemiş, seni Şama — Geçen gün, Şemsünnisa açıktan a- | sılı küçük aynaya arada bir göz attık-| götüreyim, demiş! ça genç kadının bir köşede somurtmuş, gözleri uzaklara dalmış, oturduğunu görüyordu. — İmad, ne demiş? — Onu bilmiyorum ama, senin şimdi anlattıklarına bakılırsa, böyle Florya-| 'Topkapı yolundan İstanbula döndü -|da herkese karşı oturup yemek yiyen-| ler. Beyoğlundan geçiyorlardı. Galata.|ler, kendi aralarında 'da uyuşmuşlar, | sarayın köşesini dönerken, Fehametin | demektir!. iyeni tanıştığı kadınlardan birisi, Feri - (Arkam var) miştir. Gönderilen ilâç makineleri vaktinde ige başlamış ve türemek Üzere olan kurtları imha etimiştir. Fazla miktarda kurt olan köy- , |lerdeki tarlalar iki defa ilâçlanmaşlar. Şim- diye kadar 44335 dönüm pamuk tarlası ilüçe lanmış ve bu işe kırk bin kilo gebir sarfolun- muştur. Pamuk fidanları üzerine serpilen zehirlerin on günden fazla kaldığı ve bu müddet zar- fında faaliyete geçen kurtların dertinl öldü- Rü tesbit edilmiştir. İlâçlama işi rüzgürsız gecelerde yapılmaktadır. Bu yıl Bigada karpuz pahalı Biga (Hususi) — Biga havalisindeki buy- vanatta bu aralık şap hastalığı sühur için manda ve öküz arabalarile nakliyet sak edilmiştir. Bu yüzden köylüler kendi rabalarile şehre karpuz getirememekte, mas: ralını korumadığı için beygir arabasile de nakliyat yapamamaktadır. Her sene karpuzdan binlerce lira kazanan Biğga köylüsü bu yıl bundan mahrum ölmüş- tar. Bu sebeple yazdan bir çok emekler sar- fedilerek ekilen binlerce dönüm kavı e karpur bu seno tarlalarında çürümeğe mah. küm kalmıştır. Şehre ara sıra talika ve tatar arabaler'le karpuz geliyorsa da nakliyat ücretleri yük- sek olduğundan bostancılar masrafa boğule müakta ve bu güzel yaz meyvası çok pakalı satılmaktadır. Bigada yağ satışı yazak Manda vo kara sığır hayvanatile koyun va keçilerde şap hastalığı mevcut oldu$un- dan ve bunlardan istihsal edllen tere yüğ - larının yenmesi de mahzurdan salim görül- meomiş, köylülerin pazar yerine getird klcri yağlar geri gönderilmiş ve bunların salıl - ması belediyece muvakkaten yasak edilmiş- tir. Ticaret odasının haritaları İzmir beynelmilel sergisi Hicaret odaları paviyonuna iştirak edecek olan İstanbul ti- caret ve sanayi odası, ihracat mallarımızı ve istihsal merkerlerini —gösleren elektrik tertibatlı 8 harita yaptırmıştır. Bu haritalarda, istihsal — merkezlerinden bütün dünya Istihlâk merkezlerine yapılan ihracat tevziatı gösterilmektedir. Haritalar- da hubübat, tütün, afyon, fındık, yumurta vesaire istihsal merkemleri tesbit edilmiştir. İnegölde koza satışı İnegöl (Hususi) — Bu yıl kazamızda 65975 kilo koza mahsulü satılmış ve müstahsilin e- Hne 52 bin lira geçmiştir. Türk - Alman ticaret müzakeresi devam ediyor Berlinde oeveyan etmelrte disa v - Al- mam emüzakereleri devam etmektedir. Hey'- etimiz, icap etdikçe, merkezden talimat is - temekte ve bu lalimat gönderilmektedir. Açılış - Kapaaış 630060 —— 62975 0,7901 ZL.0T1S 15,0111 46956 86.7460 341416 634920 14322 22.6380 4.1857 13.73 19686 41810 3.9920 3.9536 106.6666 106.7090 YL2R57 — M.2993 27168 — 2.7280 2).40 20095 BStokholm 3.0787 A | peşin A $Şm. $ 60 vadel Bomonti - Noktar Aslan çimento Merkes bankası İş Bankası 'Telefon M İttihat ve Değir.