3 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

3 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA / eek e , a : . * Dilencinin istediği Gördün mü? San at ar aşı ıyor 13 Dilenci kapıyı çaldı, evin kı- Kadın kocasına küskün küs- K Â ni açlı (ig sün baktı: : i Toplıyan 1 Naci Sadullah i — Baba; örebi ği — Bana meleğim, der- “a â İ yim? Mall sin, hem de bir şapka almaz- o ye en am MÜŞKÜLLER Ea ii i i sın.. e “ hil li i m, Paya iu itiyeceksin, ek Kocası güldü: görür görmez: I - Vara yoğa kızan bir zev- | — Onları sizden isterdim; 7 Almam ya ğen hiç mel — Asisim. ded, ceyi nasıl idare etmeli? | babanızdan sizi istiyecektim... leklerin — şapl giydikleri ben halli müşki- * hi i ye gördün mü? sak öğe MERİ 2 - Çok müsrif bir zevceyi Buldum z * — İlekette güzide kate nasıl iktısada alıştırmalı? lığına kıran gir : — Kocamın bir tek amcaza- Oda sahte Jj ue) ya? Elini sa? > 3- Yakışıklı bir kocayı Der- | desi var. Fakat çok. aptaldır. DİŞ elli liraya bir antika aysan ellisi, kol juan olmaktan nasıl kurtarma! i Ea sallarsan ii a er « — Seni aldatmışlar, bu an-| kürme benli Bu 4 - Aşkı devam ettirmen a) — Dur, dur, buldum, koca- tika değil. güzide bolluğunda, çareleri nelerdir? — Su şirketine telefon ettim. Üç güne kâder muhakkek — yok dedim ya, ver» mın bir tek amcazadesi var. O m i ve Se birini gönderip tesisatı tamir ettirecek ler. Giğim elli hiralık da sahte idi. müşküllerini bana da benim! sorup da beni ne- 5 - Hakkınızda çıkarız # — Sana bir yilzük getirmiştim... — Seni sevmiyorum, diye şaka etmiştim. Sakın sahi zannetme! Atpazarında — Bu eşek kaç yaşında? — Dört! — Nereden biliyorsun? — Ayaklarından. — Sahi bak ben hiç düşünmemiştim... dört tane ayağı var. x ' Baba, oğluna söyledi: — Vazifeni yaparken sana yardım edeyim mi? e — Lüzumu yok baba, benim yaptı- » ğım yanlışlar radeleşmesini İs» temem, ei 4 * E — Karımın kafasının ne değerli ol duğunu bir bilseniz... çiriş — Dört ay içinde boya, ondülâsyon parası olarak tam kırk lira verdim. İlânaşk Şoför sevgilisi - me ilânı aşkeği - yordu: — Bayan, dedi, gözleriniz otomo - bilimin o fenerle - rinden daha fazla göz. kamaştırıcı, $i- zi görür görmez 937 modeli oldu « RK ğunuzu © anladım. Hele sesiniz bütün kornaların sesle - rinden dâha tatlı! —— 4 Rasathane müdürünün karısı — Ne vakit yazlik bir elbise istesem, fır- tina çıkacağını, soğukların başlıyaca- ğini söylüyor. — Artık seni sevmiyorum. 1 — Yehi ev'ileri he kadar tebrik etsem gene a2. — Teşeklür ederiz. — Pastalar o kadar iyi olmuş ki. e ğunu söyledi. — Bâna da kırk, dedi. fazla aptal bulmuş. * Saadet Beş defa evlenmiş, beş karısından da boşanmış erkeğe sordular: — Hiç mes'ut olmadın mu idi? — Oldumdu. Birinden ayrılıp ötekile evleneceğim zamana kadar her defa- 4ında mes'ud oldum. — Kasubanın en iyi oteli burasıdır. — Öteki oteller nerede? — Kasabada bundan başka otel yok ki! Isınmak için Artist rolünü bitirmiş, Kulise gir - mişti. Tiyatro alkıştan iz — Beni alkışlıyorlar, Rejisör güldü: — Salon soğuk, ısınmak için fırsat - tan istifade ediyorlar, zi X Trende Kontrolör bilete baktı: — Sizin biletiniz sür'at katarı için değil; halbuki bu sür'at katarı, — Zarar yok. Acele etmiyorum. Tren yavaş gitsin! * Adres Polis, sarhoşu çevirdi: — Nerede oturuyorsun? — Dur düşüneyim; buldum. Bul - dum. Altıncı katta. ama apartımanın altıncı katında.. apartıman hangi so - kakta artık onları bulup söyliyemem. Oteldeki pireler Otelde pireler - den (o uyuyamadı, garsonu çağırdı: — Bayım. — Bir şey sora- caktım. — Buyrun! 1 Lez. N ” — Beni evlendikten sonra da sevecek misin? — Falcı değilim ki, istikbali bile- bileyim!.. — Sizin olelde ki pireler, niye her kes gibi yemekle < rini yemek salo - nunda yemezler. Atıyorlar Taklid yapmaktan obahsediyorlardı; biri: — Ben bir adam tanıyorum, dedi, ho- roz gibi öterken bütün horozlar alda- ur, ötmiye başlarlar, di Bir başkası da söyledi: < N / gi — Bu da bir şey mi; ben de bir adam / 3 tanırım, o da horoz gibi öter. hemoka- izl Giy bej dar güzel öler ki, güneş bile aldanır, Ok e z hemen doğuverir. > | Le İ 1 * Nekadar 7 / İ; v 3 — Eğer kızımı alırsanız, size on bin . SX /f ) / ii lira veririm. > (00 ği — Kızımızı almazsam ne kadar vere- ceksiniz? * Zencinin hatıraları - — Romanınız güzel amma insanın İ- o— Başındakine sen şapka diyorsun, ini karartıyor. « ben kordelâ, diyorum. Birini hakem — Hângi romanımı okudunuz? yapalım bakalım; sana mi hak vere- — «Bir zencinin hatıraları» n! Oo, cek,banamı? > "ie, |suz şöhretinin hemen hemen yarısını ka- iyorlar, den müşkül vazi- yete sokuyorsun? Güzidelerin en gü- Meşhur halk san'at- nahkâri ben mi. kârı Naşid karagöz yim? kıyafetinde Güldüm: — Sarâ ne soracağımı nereden biliyor- sun? — Ben siyasi makale muharrirleri gi- b! keramet sahibi değilim. Fakat senin bu anketi kaçırmadığım. için biliyorum. Sorduğun © suallerin altından fikir hok- kabazları değil, sırık hamalları bile kal-! kamaz. Neydi o bakayım? Vara yoğa kızan bir zeveeyi nasıl idare etmeli imiş? «Keskin sirke küpüne zarar verir», «<Hiddetle kalkan zararla oturur; derler ama, zamane kadınları böyle bayat dar- kımeselleri kabul eder mi? Öfke baldan tatlı imiş. Kadın bir kere onun tadını al- muşsa, bir daha iflâh olmaz. Çünkü ka- dınları, baldan tatlı değil, biberden acı itiyadlarından bile vazgeçiremiyoruz. Onun için, vara yoğa kızan bir zevceyi yola gelirmenin bir tek çaresi vardır. O yegâne çarenin tatbikine de kanunlar — Ya çok müsrif bir zevceyi iktısada alıştırmanın çaresi? — Sen iş! kurnazlığa döküp söyleliyor- sun beni!.. Söyledim sana ya? Kanserin mikrobu bulunur. Galata köprüsü tamir edilir. Fatin hocanın hava raporları doğ- Fu çıkabilir, hattâ sizin meşhur edebiyat dedikodularının arkası kesilebilir. Fakat bu saydığın derdlerin çareleri bulunmaz. Hem kuzum, koca denilen bedbaht, bir mürebbi, bir güllâbi midir? Müsrifi iktisada, asabiyi itidale alıştıra- cak. Şirretin şerrine, eli bayraklısının kahrına tahammül edecek. Kimisine yü- rümesini, kimisine konuşmasını, kimisine oturmasını, kimisine kalkmasını, kimisi- ne yatmasını, kimisine yemesini öğrete- cek? Ne oluyoruz. Yuva mı kuracağız, yok- sa »slahhane mi açacağız? — Kıskanç bir zevceyi idare etmek de çaresiz derdlerden midir? Naşidin dudaklarında, kendisine son- zandıran o meşhur ve sevimli gülüş açılı- yor: — Aslına bakarsan, bunun da, ötekinin de çaresi vardır. Fakat ben ortalıkta, © çareyi tatbik edebilecek babayiğit göre- miyorum. Çünkü, Rabbim bereketini artırsın, bü- tün bakımsızlıklarına rağmen, ormanla- rimız henüz kurumadı. Topraklarımızda gürgen, kızılcık, meşe kıtlığına kıran gir“ medi, Fakat ne yaparsın ki, adına orman denilen eczunede, tabiatin yetiştirdiği bu her derde deva ilâçları kullanmakta za- mane kadınları erkeklerden daha bece- rikli davranıyorlar, sKâdın elinin vurduğu yerde güller biter diyorlar, ve gülistan gibi dolaşı- — Aşkı devam ettirmenin de mi Yolu yok? — Doktorlar harıl harıl hastalıklara gere keşfine çabalıyorlar. Sen de kalk- mış, aşkı devâm ettirmenin yolunu ari- #otsun. Aşkları devam edenlerin âkıbet- lerini görüyoruz. Ya taclarından, tahtla- rından, ya mallarından, canlarından olu- yorlar. Onun için, en iyisi, bu hastalığı, müzmüinleştirmeden tedavi etmektir, Her şeyi tadında bırakmak gerek... San'âtkârın bu cevabı bana, sorguyu suali tadında bırakmak lüzumunu hatır» latıyor. Fakat buna rağmen, anketimin en dedikodulu sualini sormadan dilimi tutamıyorum: dedikodulardan korunmak için neler yaptınız? 6 - En çok hangi yaşı se- versiniz? — Hakkında çıkarılan dedikodulardan j müşteki misin ? N — Bilâkis... Son derece memnunum, Çünkü meyva vermiyen ağacı kimse taşe lamaz. Bence, bir adamın kadri, kıymes Li, hakkındaki dedikoduların azlığile, | çokluğile ölçülür. Onur için, hakkımdas : ki dedikodular azalacak diye ödüm kol | par!.. Hem insanlar için en büyük felâs | ket, bu dedikodulara tahammül edeme- | mektir. . «Âlemin ağzı kese değil ki dikesin seloğlu söyler», edilin kemiği yoktu; kabilinden bir çok darbı meseller mey - | danda durup dururken, dedikodulardan kurtulmıya kalkışanlara ahali bana gül « düğünden fazla güler. Lâkırdının düğümü kopmadan Son sua ilmi de yetistirdim: ! — En çok hangi yaşı seversin? : Dimağı, uzun senelerin verdiği zen gin melekeyle, durmadan işliyen bir nü te İsbrikacığı haline gelen «şifahi mizahi edibi; vereceği cevabı san'atına karşı © duyduğum tekdir! biraz daha semizleten 4 bir sühuletle buluyor: | — Kundakla uzun pantalon arasında geçen yaşları severim! ; Ağzına geleni söyle, aklına geleni yap, İçine doğanı boşalt, 2 Yazman olmasın. Okuman olmasın, © © Naşit, içini çekerek cevabını tamamlı « yor: a — Hatti böyle anketçi tuzağına düş « hn mek bile yoktur o yaşta.. Kundakiz kı se pantalon, bence seneler geçtikçe cazi « besi artar bir saadet üniformasıdır. Ben onu, sırmalı bir hükümdar kisvesine bile i tercih ederim. Çünkü o çağın saadetleri, dertlerinden bile çöktur! bu çağın | p Naci Sadullah J Kızılay haftasının |» . ... İ ikinci günü Dün Kizilay o haftasının ikinci günü | idi. Dün akşam Beyazıt nahiye kolu tas | rafından Veznecilerde bir müsamere | ve radyoda Doktor Süreyya Kadri ta - rafından Kızılay âzası mevzulu bir kon feraris verilmiştir. i Hafta içinde Küçükpazar nahiye şu besi pazar akşamı nahiye merkezinde, Kumkapı nahiye şubesi sâlı akşamı As zak sinemasında, Alemdar nahiye şu » besi perşembe akşamı oAlayköşkünde birer müsamere verecektir, Bu müsamerelerde halka Kızılayın “ faydaları anlatılacak, milli oyunlar oy- nanacak, monoloğ, konser ve spor ha - reketleri yapılacaktır. Halk ve Kızıla; âzaları müsamerelere parasız olarak gis recektir. Haftanın her günü bir nahiye şube- sinin üye Kaydına tahsis edilmiştir. 'Teş. kilâta dahil bütün faal âzalar ogünler- de toplanarak nahiye uşbelerinde & mumi bir tarama yapacak, kaydı ol * mayanları yeniden üye kaydedecektir. Dün Eminönü merkez nahiyesi kısmın | da üye kaydı yapılmıştır. Önümüzdeki pazar gü şubesine bağlı bütün teşkilât w P at sekizde Kumkapı nahiye merkezine de toplanacaktır. Burada morasim ya « pıldıktan sonra üye kaydına çıkılacak» tır, Her sokak için ayrı hey'etler seçik miştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: