Sayfa S5 Taksan le tarafında muhtar kursları açıldı İbrala tarar (Hususi) — Burada muh - eyi için bir kurs açılmıştır. Bu kur köyün muhtarından başka köy eri ve kasaba mahalle mümessil Bahia iştirâk ettirilmişlerdir. Kursda Maga m ve diğerlerinin vazife ve ari iyetleri, kanunların tatbik şekil A, öğretilmektedir. Hâkim Kütmen, yi Kamer, Malmüdürü Demir, tahri - M. kâtibi Sabri Gürer, ziraat memuru tan,“ rintaş, nüfus memuru H. Ku - gp ükümet doktoru F. Türkmen, der £ memuru Salih Tanır kursda vermektedirler. » Tekirdağ (Hususi) — Halkevinde ir muhtarları kursu açılmış, köy «la 8 inin de devam ettikleri bu kurs- 65 kişi 9 gün mütemadiyen ders Örmüşlerdir. Kurs öğretmenleri müd- dğ, imi muavini Güner, sıhhat mü- ir Fehmi Çangırı, maarif müdürü — Müdür © sorgu hâkimi Akif, ziraat ye Cevdet Balım, baytar müdürü vim Giray, hususi muhasebe mü- Belge Şemsi Tümer, başmuallim Arif Yacık: köy bürosu şefi Muhiddin Ka - k'tar, Kurs 23 nisanda bitmiş, 65 ni ve köy kâtibi yoklamaya tabi iy 4$, muvaffak olanlara birer eh- denle vikası verilmiştir. Kursa devam tarafın yiyecek ve içecekleri vilâyet ima an temin edilmiştir. li (Hususi) — Burada 10 k au açılmıştır. Kursda her gün Tea İl de derslere başlanmakta, muhtar - lara yapacakları işleri ve köy kanunu tatbikatı etrafında dersler verilmekte- dir. Kurs muallimleri kaymakam, hâ- kim, jandarma komutanı, kültür, zi - raat, nüfus memurları ve hükümet ta- bibidir. Çanakkale (Hususi) — Genel İs - pekterliğin emirlerile vilâyetin bütün muhtar ve kâtipleri kaza ve vilâyet merkezine toplattırılmıştır. Bunlar, 10 gün kurs göreceklerdir. Kültür, nafia, baytar, sıhhat, ekonomik, tarım ve zey- tincilik dersleri bir program tahtında kendilerine (| verilecektir. £ Vilâyetin Halkevinde 70 muhtar toplanmış ve vali Feyzi Günel'in küçük bir hitabe - sini takiben ilk kültür dersini Lâtif Ök- men vermiştir. Muratlı susuzluktan kurtuldu Edirne, (Hususi) — Umumi müfet- tişlik Ziraat müşaviri Bay Zihni Deri: hin nezareti «ltında 15 günden beri Muratlıda yapılmakta olan tetkikat s0-| nucunda 7 metro derinlikteki su taba- kalarında iyi suyun bulunduğu anlaşıl miş, bunun üzerine Sıhkat Vekâletinin bu iş için tahsis ettiği para ile alınan burgu âletleri ile sondajiar yapılmış ve köyün muhtelif yerlerine tulumbâlar yerleştirilmiştir. İyi suya kavuşan Muratlı halkı su si- kmtısından kurtulmuş ve General Kâ- etmek üzere bir muhtarlar | zım Dirike minnet ve şükranlarını bil- dirmişlerdir. Kelkit üni o gözü yi ay ikaz (Husu - Tel yolu ki O Kilkit in köprüsü - . ÜÇ gözü yıkık Sx Ve derhal tâmi- balm. öprünün u - mik 648 met - > ve kırk sekiz özü, Hasan, viniyorum ki sorma dos - tum, 48 gözlü Kelkit | köprüsü Pazar Ola Hasan Bey Diyor KI: Bay — Öyle se — Sen çocuk musun da seviniyorsun Hasan Bey? Malkarada muhtarlar kursuna devam edenler ve öğretmenleri Edirne Türkkuşu şubesi dün açıldı Edirne (Hususi) — Edirne Türk Kuşu şubesi büyük bir törenle açılmış, törene hemen hemen bütün Edirneli- Ver iştirâk etmişlerdir. Tören gençler tarafındân söylenen Bayrak marşile ve alana bayrak çekile- rek başlamıştır. Bundan sonra İstiklâl marşı söylenmiş, hatibler tarafından havacılığın ehemmiyetine, Türk Kusu- nun tesisindeki gayelere dair söyleni- len nutuklardan sonra Türk Kuşu uçuş üyeleri tanıtılmış, Türk Kuşu müual - limlerinin nezareti altında plânör ve paraşütlerle ve tayyarelerle hava gös terileri yapılmıştır. Gece de saat 20,30 da Halkevinde köy eğitmenleri kursu talebeleri tara- fından bir müsamere verilmiş, Yeşil - köyde yapılan Türk Kuşu hava töreni ile umumi müfettişliğin 937 ordu ma- nevrası geçid töreninin filmleri göste- rilmiştir. Türk Kuşu açılış töreni baş- tanbaşa filme alınmıştır. Almanyadan 10 tayyare geldi Türkkuşu için Almanyadan yeni a- lınan on tayyareden mürekkep bir fi- lomuz evvelki gün Edirneye gelmişti. Tayyare filomuz yapılan törene iştirak ettikten sonra Edirneden hareket ede- rek Yeşilköye inmiştir, Yarın da (bu gün) Yeşilköyden Ankaraya gidecek. tir. Çanakkale mezarlarını ziyaret Çanakkale (Hususi) — Avustral- ya eski:muhariplerinden 7 kişilik bir heyet İstanbul yolile buraya gelerek Gelibolu harp sabalarını ziyaret et - mişlerdir. Eski silâh arkadaşiarının ka-! birlerine çelenk koymuşlar ve Meh - mettik anıdına gidilerek hürmetlerini sunmuşlardır. Kendilerine eski Türk muhariplerinden Süreyya Dilmen şe - fakat etmiş ve birlikte siperler, lâğım- lar ve tuneller dolaşılarak tarafeyn bir- birlerine eski habralarını anlatmışlar- dır. Hasan Bey — Hayır, fa- kat çocuğa beyram yap - mak hakkı verildiği bir de- virde yaşadığıma seviniyo - Tum. Çocuklar y urdun her tarafında bayram yaptılar Havanın yağmurlu olmasına rağmen bayram neş'eli geçti. Cumhuriyet âbidesine çelenkler kondu (Baştarafı 1 inci sayfada) ler tertip dilmiş, yavrular neşeli saat- ler gçirmişlerdir. Dün tertip edilen toplantılar ve eğ-| Bugün çıkan bütün gazetelerde, şu) lenceler hakkında bir arkadaşımız gör- düklerini şöyle anlatmaktadır: cümleyle bâşlayan, bir yazı vardır: «— Bugün Çocuk bayramıdır!» Yalan değil, fakat bence, bu cümle- de, 23 Nisanın zengin mânasını içine sığdıramamanın aczi sırrimakladır. Çünkü dün sade Çocuk bayramı de- Wi. Yani 23 Nisan, sade çocukların çocuklarına bayram yaptırabilen bütün bir milletin bayramıydı! Bugün çıkan bütün guzetelerde, ço - cuk bayramından bahseden şu satırlar da bulunacaktır: «— Çocuk bayramı Fatih parkında başladı!» Yalan değil Çocukların programlı bayramları, hakikaten Fatih parkında başladı. Sabahın saat dokuzunda, İstan bul tarafındaki mekteplerin tertemiz kı lıklı küçük yavruları, Fatih parkını ko ca bir «canlı çiçekler bahçesi haline» soktular. Oradan Taksime yöllanırlar- ken, belediye, Parti merkezi, Halkevi, Çocuk esirgeme kurumu, Vilâyet mer kezi ve askeri kumandanlık binaları ö nünde birer dakika durdular. Kendileri ne söylenen Sözleri dinlediler, ve ik- ram olunan şekerleri yediler. Fakat bence çocukların bayramları dün sabah saat dokuzda Fatih parkın- da değil, erkenci horozların ölmiye baş ladıkları alaca karanlıkta ve İstanbu - lun her tarafında birden başladı. Onlar, yani şehrin #alihli yavruları bayramlarını yaparlarken, bu bayra - mın merasimini yapmaya memur edi - len yavruların alayı Taksime vardı ve orada toplanmış bulunan Beyoğlu, Be- şiktaş, Kasımpaşa, Şişli, hattâ Halıci - oğlu mekteplerinin yavrularile birleş- tiler, Meydanı dolduran 20 bine yakın yav runun teşkil ettiği çocuklar kâlnatında bizler, cüceler diyarına düşmüş birer Güliver gibi kalmıştık. Fakat az sonra onlar, birer birer, ha- lanan kürsüye çıkıp ta nutuklarını söylemeye başlar başlamaz bir defa da ha gördük, duyduk, anıadık ki, bu gü- nün cüceleri, yarının devleridirler. Abideye çelenklerin konuluşundan, İstiklâl mrâşının hep bir ağızdan oku- Beyoğlu Halkevi başkanı! Ekrem Törün özlü , canlı, ve zengin mânalı hitabesini tamamlayışından son Yavrular Taksime giderlerken Bunları okurken düşünüyorum: — Temiz hava kolay, Hürmet kolay Sevgi kolay. Şefakat: Amenna! Azar « lanmamak isteyişlerine de bir diyece- gim yok. Fakat yalnız yatmak isleyiş- lerinin hikmetine bir türlü akıl erdi- remedim. Yavrucaklar, daha şimdiden evliliğe tövbe mi ettiler dersiniz? Sineklerden kurtarılmak isteyişlerine gelince, onu sude onlar değil, hepimiz istiyoruz. Fakat bu tatmin edilemiye » cek gibi görünen bedbaht arzuyu ifade leştiren beyaz yaftayı, bir bayram gü- nünde, kara bir matem bayrağı gibi ta $iyıp ta, yaralarımızı deşmeseydiniz ol maz mıydı a çocuklar ? * Eğlenen, oynayan, gülen, gezen, ko şan gürbüz, şi ve milletin âlisi ka- dar aydınlık yüzlü yavruların bayram ları, eksilmeyen bi ederken gözüme uzun uzun düşün ren, on iki, on üç yaşlarında, ve kendi bayramından habersiz bir yavruydu. Vücüdünün dörtte fiçü çıplaktı. Ve 4 - 5 yaşındaki kardeşini sırtında, mu kaddes bir yük gibi taşıyor ve onu kimi nereye götürüyordu? Küçük siyah gözlerinde, körpe idra- kinin daracık hacmi içine nasıl sığdığıs na şaştığım engin bir şefakat vardı. O, boyu, posu, yü ın çizgilerile bir ço- cuk, fakat sırtındaki kardeşine sımsıkı sarılan küçücük ellerile ve sadece na zik yükünü incitmek korkusile düşmek ra söz alan küçük Sadi Özkondu bana, Sezar devrini bir hatip gibi gi Sesini tam zamanında iktısat ve israf etmesini, jestlerini sözlerinin mânala nhi cdibane tasvirlerle ifadeleştirme - sini bir artist mehâretile başaran küçük Sadi; I2 yaşında bir çocuk hüviyeti ne ne engin cevherler sığabileceğini, dinleyenleri şaşırta şaşırta isbat etli! Ve yavrular, Atatürke aşağıdaki tel- grafın çekilmesini, ağız, kafa, yürek ve inanç birliğiyle kararlaştırdıktan sonra dağıldılar. — «Atati i Anıtının dibinde toplandık, Bi ğın emaneti du- yan, bilen, tanıyan bir imanla, sıkı sıkı tutacağımızı biribirimize tazeledik. Sö zümüz özümüzdür. Sizi burada bulsay dık, mutlaka etrafınızı alacak, kana ka na ellerinizden öpecektik. Yüreğimiz - deki sıcak sevgimizi bu telgrafımız $i- ze ulaştıracaktır!» * Taksimden kendilerine bedava gös- terilecek olan tiyatrolara, yollanan çocuklar alayının arasındaki mekteplerden birisi nazarı dikkatimi celbediyor: Hemen bülün çocukların ellerinde birer levha var. Beyaz levhalarda şuj” kırmızı yazılar okunuyor: — Temiz hi gıda isteriz! — Yalnız yatmak isteriz! — Hürmet isteriz. — Sevgi isteriz, — Azarlanmamak isteriz! i ebe isteriz. — Şefakat isteriz. — Sineklerden kurtarılmak isteriz! * ten korkan müşfik gözlerile bir babay dı Ona bakarken, harcı âlem olmuş bir vecizeyi hatırladı! — Bugünün küçükleri yarının bü - yükleridir! Ve: — Neden, dedim, yarının <büyüks leri, bugünün «küçük» leri oluyorlar? Şu 12 yaşındaki küçücük babaya «bü- k» sıfatını vermek içın yarını bekle- * e lü var mı? Eğer büyüklüğü yla ölçmüyorsak, onlar bugünür lerinden sayılmazlar mı? Naci Sadullah Şişlide Dün sabah saat onda bütün Şişli ve Nişantaşı civarındaki ilk okullara gi- den 3000 talebe Şişli Halkevi ve Part! binası önünde toplanmışlardır, Şişli Çocuk esirgeme kurumu ile Şiş li Halkevi ve Feriköy hayır cemiyeti- nin müşterek elbirliği İle yaptırılan 115 takım elbise, ayakkabı, çorap, ön- tük, vesâire dağıtılmış, bundan sonra merasime başlanmıştır. Bando İstiklâl marşını çaldıktan son ra Halkevi başkanı Ahmet Halit Ya- şaroğlu bir hitabe ile milli hâkimiyet ve çocuk bayramını anlatmış, Çöcük esirgeme kurumunun hizmetlerini say ır. Bundan sonra her okuldan bir çocuk manzumele; okumuşlar, me rasime bir geçit resmi ile son verilmiş» tır. Heybeliadada Başta Yavuz olmak üzere Heybelia- da önünde duran kahraman donanma» mız ve her adanın her tarafı bayraklar la donanmıştır. Heybelıadada bütün (Devamı 10 uncu sayfada)