- ları az de- ,.( k İİMİI'İ ceye kadar yenilerini yollamayınız i 3 'Teyzenizin anketi ümit ve tasavvu- Benim hayâlim - |oun fevkinde bir rağbet gördü: Bu| — kalbimde ya - Yeki 'ı:îı( ü tipi İ ğakikada elimizde binlerce birikmiş| — attığım kadın ti. yie 0l Jdır! N ş p z7 Ö)Vücudıi: Orta gevap vardır. Bunların neşri aylara pi şudur: XA İdeal erkek tipinin şart- DA Beğendiğiniz kadın ve erkek tipleri hangileridir? Teyze okuyucularından| rica ediyor: Biriken mektupların neşrini bitirin- Kadın - evlen- meden kusur- larını erkeğö SON POS Sulh, ancak geniş hudutlu Ve çok taraflı Dostluklarla temin edilir (Baştaralı 2 inci sayfada) Be meraklı olan bir millet değildir. Bi- zim sevdiğimiz tek bir şey var; Sulh. Sulhü sevmek demek, bizce, milletler arasındaki dostluklar sahasını daralt - mak değil, genişletmek demektir. Bir fazla dost, bir fazla emniyet ve bir faz- la sulh kuvveti demektir. Bizce dost« luklar, tecavüz maksadile yapılan bir harp dostluğu değil, milletler arasında Rüzel geçinmeyi temin eden sulh va- sıtalarıdır. Kurduğumuz yeni dostluk- ların hepsinin de gayesi budur. Bu ga- yeyi ise, herkesten ziyade inkılâp Rus- yasının iyi anlaması ve herkesten ziya- de onun takdir etmesi lâzım gelir. yaptırılması 'Türkiye - İran transit yolunun ihraç is- kelesi ölan Trabzon limanının esaslı surette aslahı kararlaşlırılarak İstanbul Liman U- müm Müdürlüğüne- bağlanması üzerine Li- man Umüum Müdürü Rawfi Manyasi bugün- lerde Trabzona gidecektir. — Raufi Manyasi, Trabzonün yeni limamı hakkında tetkikler yapacaktır. Yeni Trabaon llmamı tamamile asri olacak ve bir an evvel İnşasına başla- nacaktır. İnşaatın, İstanbul Ilmanmı yapa- cak olan İngiliz şirketine verilmesi çok muh- temeldir. Trabron ltmanında evvelce Ruslar tarafın- dan yapılmış bam tesisat raevcutlur. Bir dal- düşünülüyor men şikâyet yapıldığını ve kooperatif birinci ellere mal verip tergâh sahipleri 100 kuruş faslasile bu iplikleri ikinci ellerden aldığını hayretle okudum. (Yavuz hırsız ev sahibinl bastırır) kabi - Hnden olan bu mesele kooperatif bu gibi şa- hıslara iplik vermediğinden dolayı Vekâlete ve Ticaret odasına kooperatife yolsuzluk vardır diye bir haftadanberi tahkikat ya - pildi ve görüldü ki bizim hesaplarımızda doğruluktan başka bir şey yoktur ve bunu gören müfetliş kooperatif âleyhinde iİmza verenleri Ticaret odasına celbelmiş ve sizin yazınızda tahkikat esnasımda kooperatif ta- mütevakkıf bulunmaktadır. Şimdilik yalnız bu cevapları neşretmekle ikti- fa edeceğiz. Bilâhara ve tekrar iste- yenlerin cevap yollamalarını istiyece- Biz. Ankele cevap yazmış olanların sa- bırlarını suistimal etmemek içindir ki okuyucularımızdan artık anket için yazı yollamamalarını rica ediyoruz. Vaziyet müsait olur olmaz, sizleri, Selvi şişman, boyda ve yaşadı- ğt müddetçe her yaşta hayatın bü- tün maddi ve mâ nevi yorgunlukla rına, iztıraplarına Ve sevinçlerine ta hammül edebile- cek, sportmen, da dcudü:|na bir şeydir. İnsanlar arasında fena- yıf, | kançlıklar ne kadar merdut bir şeyse, müdevver yüzlü, | mi niş hudutlu ve çok taraflı dostluklarla : İlk| daha iyi temin edilir. Mademki, hepimi şart çok titiz Ve si| zin maksadı da ayvni gakıran vardır. Bir vapur yanaşabilecek bir Hman yapılmıştır. Gene İlman İnşasına alt büyük kesme taşlar bulunmaktadır. Yeni li- marun İnşasına bunlardan ne şekilde istifa- de edileceği tesbil olunacaklır. Bu tetkik- lerden sonra limanın taşası için plân hazır- lanacaktır. Tahran - Trabzon transit yolu- gün bir kısmının İnşası bitmiş olduğundan Trabzon lilmanının Çabuk yapılmasına büyük ehemmiyet verilmektedir. Türk Fransız ticareti y Dostlukta ve sevgide kıskançlık fe- ler &rdsında da kıskançlık ayni, ir. Cihan sulhü, dar budutlu dost- vdir, şu halde nıklı, çevik ve edece; nirli olmamak, ha | Pravdanın yazısı ıüzu;vı'vuı olmaz mı?| 13 İkincikânun 1937 de feshi ihbar edilmiş ıyn'ü:enı'ıip olmak. ebenr. — “yatın acı ve tatlı Muhittin Birgen o:: 'nîn: - Hnnıı; xuıanıı ;'ı:ıaı ı'ı:h'ı kle- y ai ö a Ş ring anlaşmasının 13 Nisan len İtibaren — Güzelliği: Kusursuz ve ârızasız ol -| günlerine. katlanmak, ciddi d;'lm'ğ “Son Posta,, nın 2 ay müddetle uzatılması takarrür etmiştir. — Ması kâfidir. evine bağlı bulunmak, aile saadetini Müsabakası: Bu anlaşmanın ana hatları şünlardır: Pran- Tabiati: Hayatın tabil akışlarına gö- — — genormal bir şekilde uysal, mumnis, teh- — like anlarında himayekâr, koruyucu, —< fam mânasile müşfik, mültefit, muhi- — tinde renk ve âhenk bırakan, sözü ve sohbetinden haşlanılan, muhitini sık- mıiyan bir tablate malik. Tahsili: Medeni bir insan olabilme- Si için bir lise tahsilile beraber mut- — Üşk bir ecnebi lisanı bilmiş olması lâ - Hir, ğim. Yaradılışı: Şuh, hayali zengin, mu- İsite âşina, görgüsü ve düşüncesi derin — ve hassas, tutumu sever, söylediğini bi Karakteri: Tam mânasile bir yuva hâ ikimi ve babası, yani tamamile gönlü- nÜ yuvasına , yazifesine, vatanına ve- Ten mert bir şahsiyet, düşüncesi temiz, tavırları ağır, giyimi ve oturuşu vekar- — |i, yabancı mühitlerde iz bırakacak, sa- — San'ati:; Şahsi yaşamasile herhangi| Karakteri: Doğrulusu sever, müte - — mimi, uysal, kanı sıcak bir erkek. zacak en ufak harekâttan içtinap et- mek, (Baştarafı 3 üncü sayfada) 3 — Bilgi derecesi; Ev idaresini bil-| Şimdi müsabakanın esasını anlata - mek, tahsili ne olursa olsun kendisin- |lım, 40 tane tanınmış simanın fotoğ- de anlamak kabiliyeti bulunmak, bi-|rafını aldık. Her fotoğrafı üçer parça- naenaleyh gene okur yazar, ve ayni|ya böldük. Bunları birbirlerile karış- zamanda okuduğunu anlamk Ve Mmera-| tırdık. Bu parçalardan her gün İâalet- mını yazmak. Evlenmek için ikinci şart: Biribirle-| bitince elimizdeki tesim parçaları da rile görüşüp anlaşmak, bütün kusurla-| bitmiş olacaktır. - Sizlerden bu resim rını önceden biribirine anlatmak. parçalarının her üç tanesini bir araya Zile; R.S. yapıştırarak bir fotoğraf vücude getir- (Sarih isim ve adresinin neşrini istememiştir.) gibi bu üç resim parçası ile beraber Erk.k, mnşfğk’ ılmenıp ve — |ayrıca parçaladığımız resimlerin asılla- rını da neşrediyoruz. vatansever olmalll Parçaların yanında hergün tanınmış En çok beğendiğim erkek tipi şudur:| bir simanın fotoğrafını bulacaksınız. Sarışın veya esmer almasının ehem-| Parçalardan biri bu resim, diğerleri | hmiyeti yok. Vasat derecede güzel ve| daha evvel çıkmış veya daha sonra çı- sıhhatli olması kâfidir. kacak resimlere ait olabilir. Yapılacak iş şu: Bu restm parçalarını — bir kadını vasat derecede yaşatabile -| $ebbis, çalışkan, evine merbut olmalı-| kesip saklamak, yanlarındaki modelle- cek bir san'at sahibi olması, san'atinde | dT İstikbal araması, ve bu uğurda yüksel- ri de kesip ayrıca hıfzetmek, resim neş- Tahsil ve zekâ derecesi: Aile, saadet|ri bittikten sonra modellere bakarak mekten, çalışmaktan yorulmaması esaş Ve istikbalini düşünerek hayatını ona| her üç resim parçasından bir fotoğraf tir. —— Medent insanlığı: Pürüzsüz, noksan- — — Biz ve olgun olması, ğ “ — Umümi meziyetleri: TTemiz, tamami- | der, âlicenap ve herkesten sevgi toplar | yollıyacaksınız. İşte müsabakamızın e- le mert, asil ve tam mârasile erkek. va dd a — Kadın kıskanç olmamalı | Beğendiğim kadın tipi: Ailevi vaziyeti orta halli, namuslu, eşine karşı hakiki bir sevgi besleyen, ciddi, büyüklerine hürmetkâr, ve idareli, kıskanç olmıyan, en az ilk tahsili olup konuşmasını bilen, vücu- ştir. temiz | kanaatkâr.. göre tanzim edecek kadar olmalıdır. | meydana getirmek. Evinde olduğu kadar iş başında da| — Bu süretle elinizde BO0 resim olacak, muhitine karşı şefakatle muamele e-| bunları sarih isim ve adresinizle bize olmalıdır, Nihayet vatansever olması da şart - sası bundan ibarettir. Resimlerih gönderme müddeti gaze- tede resim neşr! müddeti bittikten son- Kadıköy: Dürrünisa ra üç haftadır. Bunü müteakıp netice (Barih adresinin neşrini istememiştir.) | ilân edilecektir. du mütenasip, teni açık esmer, gözleri| Birinciye bir beşibiryerde altın, ikin. tazip, Çehresinde hafif bir tebessüm | €iYe 2/5 liralık bir altın, 3 k;qıyezhire_r eksik olmiyan, tutumlu, Mmütevazi ve| altın, 10 kişiye yarımşar altın, 20 ki. ; şiye çeyrek allın ve diğer 165 okuyu- Unkapanı caddesi No. 77 de Tevfik| cuya hoşlarına gidecek hediyeler vere- vasıtasile Tahsin Önal ceğiz. sa Türkiyeye ziral ve sınol olmak üzere iki sınıf köntenlan ayırmıştır. Pranzaya konten. Jan verilmemiştir. Fransa münhasıran #hal rejimimizden istifade etmektedir. Fransada kontenjank tâbi tutulmıyan Türk menşeli | Mallarla Pransız mepseli mallar arasında hu SUSİ takas müuameleleri yapılmaktadır. İhra- catımızın yüzde otuz beşine muadil lehimiz- tayin üç tanesini neşredeceğiz. 40 gün | Te bir serbesi döriz marjı vardır. Dokumacılar kooperatifinin bir mektubu *21 nisan 937 tarihinde ekonoml kısmında menizi istiyoruz. Bu iş sizin için hiç te| (Yazma, Dokuma Kooperatifi müdürü — ve könrrese —— EDEBİYAT | (Baştarafı 8 inci sayfada) kümleri taayyün etmiş olan eserlerini gmırasile dilimize çevirerek bu seriye Kkoymalıdır. Bunun düşünüldüğünü de zannediyoruz. Netice olarak şunu tek- rar edelim ki bugün bu tercüme eser- ler yolile çok iyi bir çığır açılmış bu- lunuyor. Ayni zamanda Ankaradaki U- lus tercüme külliyatı da bu tercüme e- senler adedini gittikçe zenginleştir. - mektedir. Hâsılı bu üç dört kollu neş - riyat, şimdiden yüzümüzü güldürecek bir mahiyet almıştır denebilir. Hele bana öyle geliyor ki edebiyatın en ge- niş manası bizde de ası) bundan sönr ra anlaşılacak ve bilhassa yarının genç edebiyatçı nesli her dilden lisanımıza çevrilecek yüksek eserleri okuya oku- ya dünkü nesillerden çok daha iyi ye - tişecektir. Bunların telif olarak vücu- da getirecekleri eserler de hiç şüphesiz kâ Türk edebiyatında bilhassa roman vadisinde yeni bir ufkun açılışı olacak- tır. Her şeyde olduğu gibi san'at eser- lerinde de çok nümüne ve iyi nümune.. Son Posta'nın Tefrikası : 13 t Hiç hassas olmıyan kalbinde çarpıntıya — yorum, diyecektim... ü :.ınofuörü diyeçektik ama birinci sınıf avukatlardan desek daha yerinde ola- cak... — — BSeviyorum, diye ağzımdan na -|laca uzadı.. — gilsa bir lâf kaçırdım da onun için mi böyle söylüyorsunuz?. Boş bulunup da bunu hemen şimdiden ifşa edivere- cek olsam belki sırnaşıklık gibi görü - nür. Vâkia gizli olan, tanınmıyan şey- lerin daha ziyade sevileceğini demin - denberi uzun uzun anlattım. Hele be- mim bundan ne kadar hoşlandığımı siz bile öğrendiniz. Fakat ne de olsa, in- san ilk gördüğü bir genç kıza da, bir- denbire, seni seviyorum, diyemez ya... — Dese de ne dinliyen bulunur, ne de inananl.. Bo n LENBİKo — Sizi babama tanıtırken felsefe sadüf; bunu şimdiden söyletmiş ola - İi- Herkes gibi.. ne çok üşürüm, ne Neye sordunuz?, — Ben soğuğa pek aldırmam. Fa - kat ateşe sokulmaktan da pek korka- tım. Neden biliyor musunuz?.. Bir ke- Yeksa: Kemal Ragıp p y f re sıcağa alıştım mı, içime bir gevşek- — © da doğru... Ben de söyliye - hiç istidad bulunmıyan bir insan be -İmem, siz de inanmazsınız. Fakat ile- lik çöker; artık oradan ayrılmayı bir — ğenilmez ya... Onun için b!n_de sizi|ride, kim bilir, günün birinde #öylen- B aE y biraz tanımıya başladıkca, inkisara Uğ-|mesi belki de mukadder olan, belki de kacak olursam pek üşürüm; âdeta da- /— Tamak şöyle dursun, daha ziyade se -|alınlarımıza yazılmış olan bir sözü, viyorum... Ah, af buyurunuz; sevini-|bugün nasılsa boş bulunmuş, ağzım - türlü istemem. Hele tekrar soğuğa ç- yanamam, hasta olurum. Yeşil gözlü, esmer kız karşısındaki- nin ne demek istediğini hâlâ anlaya - mıyormuş gibi, yüzüne baktı. O aralık müzika da susmuştu. Dans edenler, çifter çifter yerlerine dönüyorlardı. Turhan, başını önüne eğmiş: — Galiba, dedi, bu akşam ateşe bi- raz fazlaca sokuldum. Hiç alışık ol - madığım kadar ısındım. Şimdi buradan çıkınca, anlıyorum ki, birdenbire çok üşüyeceğim!.. Yalnız kalınca, şimdiki Bu sefer, genç kız söze başladı: — |*tcaklığı pek arıyacağım!.. Demin ne Yoruldunuz, galiba... kadar neş'em vardı. Ne kadar iyi bir — Mümkün mü?. Keşki bu gece -|8g€ce geçirdim, diye seviniyordum, Fa> nin hiç sabahı olmasa... Bu dans hiç at şimdi, bütün neş'em kırıldı.. bitmese,.. — Neden, ne oldunuz?.. — Blimem, biraz düşünceli görünü-| — Siz kırdınız bütün neş'emi... yorsunuz da.. t — Şey.. siz soğuktan korkar mısı -|tınıza diyecek yok, doğrusu... nız?, Çok üşür müsünüz?, l Z dan kaçırmış olamaz mıyım?.. Bir te- maz mı?,. — Bu bahsi artık burada kapatsak fena olmiyacak, sanınım... Biraz faz- — Doğru... Turhan bir aralık sustu. Gözleri zaklara dalmış, derinden derine dü; nüyor gibiydi. ayrılacağımız sırada ne kadar tatlı söz- —— —— de buzlar arasında yağamasını isterim!.|bancı da olsa, üstüste bir Per bulup söylüyorsunuz. İnsan, ya - kere dans ettiği bir katdına teşekkür için, hiç ol- mazsa âdet yerini bulsun, diye bir kaç söz söyler. — Bunları düşünecek hal kaldı mı bende?.. Bütün gecemi zehirlediniz, diyorum size,.. Bütün gecemi; değil, belki bütün hayştımı... Dedim ya, şimdiye kadar hiç bilmediğim, hiç a- lışmadığım bir sıcaklığa, bir ateşe bu gece birdenbire yaklaşmış bulundum; bu geceye kadar soğuk, kimsesiz ge * çen hayatımı unutacak kadar kendim- de tatlı bir uyuşukluk duydum, Şimdi bu sıcaklıktan ayrılmak, o soğuk ha - yata tekrar dönmek?... Pek kolay mı olacak sanıyorsunuz?.. Şey... Kimsi- niz, Allah aşkına?.. Kimin nesisiniz?.. Genç kız ayrılmıya hazırlanıyordu; kıvrak bir gülüşle: — Kim olduğumu biliyorsunuz ya, dedi: Tanımadığınız bir kadın, işte... Hem ben size soruyor muyum kimsi - niz diye,.. Unuttunuz mu, böyle hiç tanışmamak, hayali seven ruhlar için daha câzib olur, demiyor muydunuz?.. — Ben mi?, Ben mi kırdım?, İltifa-|Şimdi, neden kim olduğumu soruyor- Tam|sunuz?.. Beni tanımak, o hayalden ni-| liyeceklerim şaka değil... çin ayrılmak istiyorsunuz?.. |rafından müfettişe verilmiştir. Kooperatif bugüne kadar çok namuskâ- rane hareket etmiş ve 250 lira ile işe giren bugün 15,000 lira ile iş yapanı ve çok fevkin- de âzasına yardım yapan bu teşekkül cemi- yet âzasına da yardım yapmaktadır. Ve ip- İlklerin! temin için her dakika het yere baş |vuran ve kooperatifin böyle çalışmasını çe- |kemiyen bir takım menfaal sahipleri koo- peratifi dağıtmak ve dokumacıların bir ço- ğunun okuyup yazması olmadığı halde bir takım başka desise ile hmza toplayanlara bugün sual açılmıştır. Ve sizin gazelenize de bu suretle mektup yazan ve yahut imzası e- lanların bize verilmesin! kendilerine koope- ratif mukavelename muctbince haklarında lâzım gelen munmele yapılacağı gibi gaze - tenizin aynl sütununda bu yazınımı tekdp etmenizi bu Türk teşekkülü namına rica & der, sönsüz saygılarımı sunarım, Kooperatif müdür ve Dokumacılar Cemiyeti relsi» (SON POSTA) — Bu mektup tek kelime- rTağmen “matbuat kanununun bir ieabı ola- rak aynen neşri zarüreti hüsil olmuştur. mata Jstinat etmektedir. zor olmiyacaktır. Çünkü gördüğünüz Dokumacılar Cemiyeti reisi hakkında res- |edince tahkikat neticesi de yazılacaktır. TAKVIM işte gayemiz budur ve bunun içindi kâ bu tercime cereyanımı büyük bir memmuniyetle Varşılıyoruz, yeter ki bep böyle aksamadan devam etsin, Halid Fahri Ozansoy Bülend, demindenberi uzaktan on - lara bakıyor; hiç durmadan konuştuk- Jarını, gördükce: — Olur şey değil.... Demek ister gibi başını- sallıyordu. Dans bitip de Turhanla o yeşil göz- lü, yanık gibi kızıl saçlı genç kız yer- lerine geldikleri zaman onu karşıların- da buldular. Kumbaracı Arif paşanın avukatı, genç kıza sokuldu: — Turhanla tanışıyor muydunuz?.. Diye sordu. O da güldü: — Hem, pek yakından... Sonra başını eğdi;. yavaşca onları selâmladı. Ayrıldı; kalabalığa karıştı. Bülendin kaşları kalkmış, alt duda- ği uzamış: — Mapallab, diyordu) vaktinizi hiç de boşuna geçirmiyorsunuz!. Pasta, sandaviç,şekerleme, viaki derken.... üstüne bir de tatlı macera, öyle mi?.. Turhan, pek neşesiz görünüyordu: — Alayı bırak, şimdi.. Keşki ye » diğimizle, içtiğimizle kalsaydım, ne iyi olacaktı?.. — Ne var, bir şey mi oldu?.. — Dinle beni.. Amma bu sefer söy- (Afi——_r), K | | î l j î : * & ; : ) j | | | !