—T 10 Sayfa *Son Postasnın tefrikas * 2 K gün biraz daha k Dünkü kısmın hülâsası İspanya Kralı Rod - rikin sarayımın geniş den Kralı tokatladık - tan sonra hiddetle çı- kiyoc, altı berberinin taşıdığı sedyeye bine - rek uzaklaşıyor. — Kral Rodrik biddesten âde- ta çıldıracak gibi ol - muştur. Matmazel Flo rindanın arkasında ko gup onu — hançerlemek isterken önüne Kraliçe Ejilona çıkiyor ve Kra h bu çılgın hareketin- den vaz geçirlyor: Ne yapıyorsunuz, Bayatınız! ve tahtırı- zi kendi elinizle mah- vetmek mi istiyorsu - nuz? ğida Florinda nn Lerberileri - düya- ceak olurlarsa... diyor. Kai büsbütün köpt rüyor : Ejilona, kızdırma beni:. Şimdi çıkar 0 a- | damları da hançerlerim!.. - diye bağırıyor. — Evet, haşmetmeâbi.. Bunu da yapabilirsiniz... Fakat korkuyorum her gün tekrar eden bu hareketlerini le; İspanya tarihine çok acıklı bir say- fa ilâve edeceksiniz. — Ben mi?.. — Evet, haşmetmeâb, bizzat siz!.. — Niçin?.. — Şunün için ki; halk arasına bol bol saçtığınız çasusların her gün ver - dikleri raporlara rağmen, a hâlâ halkın ne düşündüğünden, ne söyledi- ğinden haberdar değilsiniz. Kral Rodrik, ötünden geçtiği al - tın kakma işlemeli fi dişi iskemleye bir tekme attı. Bir anda parçalanan san- dalye ,uzaklara yuvarlandı. Kudur - muş bir bhayvan gibi dolaşmakta de - vam eden Rodrik, dudakları köpü köpüre söylenmiye başladı: — Marak' oe vmlin: ol7i bar yayi biliyorum. Her şeyi işitiyorüm!.. Fa * kat ben; halk denilen idrâksiz bir gü- ruhun sözlerine ehemmiyet verecek kadar zayıf kalbli bir hükümdar deği - lim, ve.. böyle olmayı da hiç bir za - man aklımdan geçirmiyeceğim. in haşmetmeâbi... Şunu iyi biliniz ki..... — Rica ederim, Madam.. gene hal - kın avukatlığına başlamayınız. Siz, bu bahsi açtıkca, karşımda bir Yahudi ha- bamı bulunduğunu zannediyorum ve sizden tiksiniyorum. — Zarar yok haşmetpenah,. ben - den tiksininiz! Hattâ, benden tiksindi- ğiniz için, başka kadınların, başka kız- ların huzurlarına ihtiyaç göateriniz... Fakat hiç olmazsa, bu kızlardan tokat yemeyiniz ve,. halkın nefret ve husu- meti karşısında, şerefli mevkünizi her gün biraz daha küçültmeyiniz. — Madam!.. Bana nefret ve husu- Tüet besliyen Budalaların kimler oldu - ğunu biliyorum. Bunlar, vergi ver - mek istemiyen bir takım hasislerle, Al- lahın oğlunu çarmıha geren Yahudi - lerdir. Pekâlâ.. bunlara karşı ne su - retle hareket etmemi — istiyorsunuz?. Bu “renç mahlükların, her gün çene- kerini mi okşayım, sırtlarını mı sıva - yım; hepsini sarayıma doldurayım da, «Buyurun, efendiler.. ahbabca yiye - ,ciçelim.. dostca eğlenelim.» diye girayım?.. Madaml.. Hiç şüphe niz ki, halk denilen gürühu ben çok iyi tanırım. . her yer- de, dünyanın her köşesinde, garip bir marazla hastadır: Nankörlük... Bu *hastalığın bir tek tedavisi vardır: Kılıç... Kılıcın soğuk demirini boy- nunda hisseden halk, derhal sükün kesbeder. Fakat, bu demir bir karış yu- karı kalktı mı; hastalığın buhranları hazırdır. Muhaverenin bu mecraya dökül - mesi, krala Florindayı unutturmuştu. Ölkesi de biraz sükün bulmuştu. Ken- dini geniş bir koltuğa atmıştı. Koltu - ğün yanında duran masanın üstündeki küçük altın vazodan kan damlası ren- ginde küçük bir şekerleme alarak çiğ- nemeye başlamıştı. Kisliçi, yüvağ yavğı ae Şoklaj * mişti. Koltuğun yanındaki küçük bir iskemleye oturarak kollarını, kanepe- nin kenarına dayamıştı. — Haşmetmeâbi.. Görü yavaş yavaş sükünet kesbedivorsunuz. Siz ne kadar sakin olursanız, sizinle o kadar iyi konuşulur. Sabredeceğim. | |Tamamile sükünete avdet etmenizi |bekliyeceğim. Ondan sonra, size beş | on çift lâkırdı söyliyeceğim. — Neye dair?.. — Ooao, Korkmayınız.. sizi uzun uzadıya fikirler ve nasihatlerle yoracak değilim... Artık; her şeye, ve her ha- |karete alıştığım için, bana ihanet kil eden zevklerinizden de şikâyet et- miyeceğim. — Ya?.. |ceğim... Gözünüzü açınız, haşmetme- | âbi.. Ü, süren Vizigotların saltanatı, artık gö-| çüyor... Bu inhidam, her şeyden ve herkesten evvel sizi ezecek... Ölme -| nizden korkmuyorum. Fakat; yaban-| « memleketlerde, bütün şeref ve hay-| siyetlerden mahrum bir halde, sürün - mek ihtimallerini düşündükce tiril tiril | titriyorum... Halkı, hiçe sayıyorsu -| nuz. Pekâlâ!.. Sayınız!.. Halka acımı- yorsunuz! Pekâlâl.. Acımayınız!.. Lâ- kin, hiç olmazsa bana, bana olmazsa | bile kendinize acıyınız... Rodrik, gürültülü bir kahkaha ko - pardı: — Madam!.. Kötü bir falcısınız. Fa- kat, insanı güldürmesini çok iyi bili - yorsunuz. ç asırdanberi haşmetle hüküm | Diye bağırdı ve sonra birdenbire yat tığı yerden dirsekleri üzerine doğrula - rak: — Sizden, sadece bir şey rica ede -| . İk a Madamt.. Kilise tamamile elim -| Endülüs Şövalyesi A, Kraliçe sinirlenmişti, kocasına: “Kızlardan tokat yeyip şerefinizi her üçültmeyiniz. ,, dedi de... Bir elimde haç, bir elimde kılıç... Bu iki silâh bende oldukca, halk daima mağlübiyete mahkümdür. Veyl mağ - lâblara!.. Diye miriklahdı, * Kont (Belensiya) nın konağında Küçük bir saray kadar muhteşem ©- lan bu konağın önünde, sedye durdu. Bir kaç kapıcı, hep birden sedyeye ko- şuştu. Biri, sedyenin sırma işlemeli kırmızı meşin perdesini kaldırdı, Mad- mazel Florinda, çevik bir hareketle ge- ülş binel: taşına mçradi.'Yerlere'kadar eğilen kapıcılar ve uşaklar arkasından sür'atle geçerek, mermer merdiveni hızlı hızlı çıkmıya başladı. 1 kapının önünde dev ar birzemel öad Karşıladı. Bİleridi yu; karı kaldırarak: — Niçin bu kadar telâşlısınız, mad mazel. Renginiz de o kadar değiş B Yoka, yolda çapkınların tecayür- lerine mi uğradınız. Eğer sedyeciler sizi iyice müdafaa edemedilerse, şimdi hepsini kırbaçtan geçireceğim. Diye bağırdı. Madmazel Florinde, bu sö: e memiş gibi davrandı. Öfkeli bir sesle: — Dayım nerede?.. Diye mırıldandı. İhtiyar zenci, büsbütün şaşırarak: — Dayınız, muhterem Kont hazret- leri; şimdi büyük salona indiler. Papa- ğganlarina ay çiçeği yediriyorlar. (Arkası var) b BANKA - KOMERÇİYALA iTALYANA Sermayesi Liret 700,000,000 fhtiyat akçosi Linet 145,769,054,50 Merkezi İdare: MİLANO İtalyanın başlıca şehirlerinde ŞUBELERİ İngiltere, İsviçre, Avusturya, Maca- ristan, *Yagoslavya, Romanya, Bul- garistan, Mısır, Amerika Cemahiri Müttehidesi, Brezilya, Şili, Uruguay, Arjantin, Peru, Ekvatör ve Kolumbiyada Afllyasyonlar İSTANBUL ŞUBE MERKEZİ Calata Voyvoda caddesi Kuraköy Palas (Telef. 44841 /2/3/4/8) Şehir dahilindeki acenteler : İstanbulda : Alâlemciyan hanında Telef. 22000 AVIL12/I5 Beyoğ » lunda: İstiklâl caddesi Telef. 41046 İZMİRDE ŞUBE Kahrâaman Türk Ordusu dün 1700 Yedek sübay daha kazandı 1 inci sayfada) okul medhalindeki Atatürk heykelinin açı- hş törenini yapmışlar, ve bunu müteakıp diplomalarını alarak vatan ve Cumhuriye- te kahramanca hizmet — edeceklerine and içmişlerdir. Sabah dokuzda başlayıp akşam 16 da biten bu büyük törenin bütün — safhalarını sırasile yazıyoruz: Abideye çelenk konuluyor Sabah saat 9 dan itibaren Taksimde Cumhuriyet âbidesinin etrafı sübay olan oğullarını görmeğe gelmiş bulunan — yaşlı anneler, ablalar, babalarla dolmuştu. 9,5- da bir atlı polis müfrezesi gelerek âbide etrafında intizamı temin etmiş ve tramvay seferleri durmuştur. On beş dakika sonra önde müzika olduğu halde yedek sübay o- kulunun genç sübayları mangâ — kolunda ve önde bölük bölük, sert ve muntazam bir yürüyüşle gelerek ve halkın ulkışları a- rasında gelerek âbidenin etrafında daire şeklinde mevki almışlardır. Üzerinde çi - geklerle (Yedek sübay okulu 9 uncu dev- re) yazılmış olan güzel ve büyük bir çelen- gi 5genç sübay âbidenin Öönüne getirip yerleştirmişlerdir. Bunu mütcakıp 1700 genç sübay hep bir ağızdan istiklâl marşını söylerken bay- rak direğine şanlı bayrağımız çekilmiş ve istiklâl marşını müteakıp yedek sübay Sa- İlâhattin Savcı mikrofonun önüne geçerek İkendi yazdığı ateşli bir şiri okumuştur. |Bunu müteakıp yedek sübay Doçent Fe tidun Kurt kürsüye çıkmış ve çok alkışla- nan bir sâ v vermiştir. Bundan sönra da mektep kumandamı Behzat Köker tarafın- dan âbidenin hatıra defterine şu satırlar ya zılmıştiri (Yedek sübay okulu 9 uncu mezunları 1700 yedek sübay — namına.) | Ve bunun altı kumandan Behzat Köker ve Havsa tarafın- devre yedek sübaylardan Emin İdan 1700 genç sübay namına imza edil - miştir. Kumandan Behzat rasiminin bittiğini mikrofondan çelenk koyma me- söylemiş | ve bölükler önde müzika olmak üzere ha- | yekete göçerek İstiklâl caddesinden Gala- tasaraya ve oradan İngiliz konsoloshane - si yanından Tarlabaşı caddesinden Harbi- yeye dönmüşlerdir. Yolda genç — sübaylar İhalkın hararetli tezahüratile ve alkışlarile selâmlanmışlar, mektebin önüne geldikle- ri zaman yüzleri okula müteveccih olmak üzere eaddede mevki almışlardır. Atatürk'ün heykeli önünde ihtiram Fahrettin, Vali | 'Muhittin Üstündağ. Üniversite Rektörü Ce 4, General Salih Zeki, Ali Fuat oku | la gelmiş! türk heğkelinin açılış törenine başlanmıştır. |İstiklâl marşı söylenirken Örgeneral Fahret İtin heykelin kordelâsını kesmiş ve Atatür- Bu sırada Örgeneral ler, saat 11 de istiklâl marşile Ata- ün Mareşal üniformasını lübis çok güzel| heykeli bütün heybetile ve binlerce halkın alkışları arasında meydana çıkmıştır İstiklâl marşından sonra okul komuta- inı Behzat Köker davelilere ve balka bir İsöylev vererek bu heykelin yedek sübay o- heykelin İnasıl ve kimler tarafından yapıldığını an- latmış, asübaylık tahsilini bu binada gör- kulunda yapılmasının mânasını, müş olan Atatürk'ün her yerden evvel bu binada bir anıtımın yapılması lâzımdı.» de- miştir. Kumandandan sonra Salâhattin Savcı İve Nafiz birer şür akumuşlar ve büylece merasimin ikinci kısmı bitmiştir. t Büyük ziyafet Davetlilere okulun büyük yemekhane- sinde 1700 genç sübayla birlikte bir öğle ziyaleti verilmiş, yemekte Vali, Örgeneral Fahrettin ve diğer generallar, Roktör ha- zit bulunmuştur. Diploma tevzül merasimi eder. Siz bu mesleğin kahraman çocukları: sınız, öyle kahramanlaraınız ki büyümek, yüksek makam sahibi olmak gayesini gi meyen kahramanlarsınız. Siz yarın Meh * metcikle beraber omuz omuza — düşmanla boğuşacak, gırtlak gırtlağa dövüşeceksiniz. Büyüklüğünüz bundandır. » Örgeneral genç sübaylara muvaffaki- yetler diledikten sonra her bölükten birin- ci ve ikinci çıkan sübaylar çağırılmış top: makineli tüfek, kılıçtan ibaret bir - ordu timsalinin etrafında tabur kumandanı kut- may binbaşı H n kelime kelime söyliyerek gençlere S ordunun tariht ye tekrar ettirmiştir. Bundan sonra Örgeneral Fahrettin bü- lük birincisi ve olan Ahmet Faruk, Ziyâeddin Kazan, Sabri, Far Fazıl, Hik met Galip, Mehmet Ayetullah, Salâhattin ismindeki genç sübaylara yaldızlı diploma- larını bizzai vermiş ve kendilerini tebrik e- derek ellerini sıkmış! Diplomalar tevzit bittikten sonra me vasime nihayet verilmiştir. Yeni sübaylar kıt'alarına gidiyorlar Yeni yedek sübaylar altışar ay kıt'alar yında sübay olarak hizmet ettikten sonra terhis edileceklerdir. Sübaylar harcirahları- vt almışlar, bir kısmı da daha dün akçam kıt'alarına hareket etmişlerdir. Son Pozta genç sübaylara asli ve sivil hizmetlerinde olduğu gibi orduda da muvaffakiyet diler ve hepsini tebrik eder, Çocuklar yurdun Her tarafında Bayram yaptılar (Baştarafı Sinci sayfada) mektepliler ve halk iskele meydanında toplanarak 23 Nisan Hâkimiyeti Milli- ye ve Çocuk bayramını kutlulamıştı! Bayram çok güzel geçmiştir. Üsküdarda Halkevinin hazırladığı program da inde ilk ve orta mektepler talebe kele meydanında toplanmıştır. Alay buradan hareket ederek Halkevi önüne gelinmiştir. Burada Halkevi bandosu İstiklâl marşını çalmıştır. Parti Başka- nt Macit Oktar, Halkevi namına da mü allim Reşat Kaynar birer nutuk söyle mişlerdir. Bundan sonra Halkevi salonunda 10 Inkılâp piyesi ve gece de Milli kahra: n ik tezahüratla tes it edilmiştir. Talebeler ve halk ist. yon meydanında toplanmıştır. Bando İstiklâl marşı çalmış, nutuklar söylen: miştir. Vilâyetin Çatalca, Sarıyer, Kadıköy Kartal, Şile, Silivri, Büyükada kazala- rında da bayram büyük merasimle kuf lulanmıştır. Çocukların ziyafeti Dün Çocuk kütüphanesinde, çocuk üyüklere bir çay ziyafeti vermiş> lerdir. Davetliler çaydan evvel çocuk korosu tarafından söylenen şarkıları dinlediler. Bizzat çocuklar tarafından yazılıp gene çocuklar tarafından oku” ban nutuklar çok alkışlandı. Davetliler arasında bulu! bul valisi Bay Muhittin Üs cuklara ayrı ayrı iltifatta bulundu. Çocuk Esirgeme Kurumu nahiye met kezi bayram münasebetile 78 çocuğa, Küçükpazar şubesi de 31 çocuğa elbise ayakkabı, çorap ve kasket tevzi etmiş" lerdir. Bugün saat 14 de Turan tiyatrosun” da çocuklara bir konser verilecekt Ve şehrin muhtelif semtlerinde müs: Yemekten sonra yedek sübaylar bölük |bölük mektebin arka bahçesinde — toplan- mış ve hazırlanan masalara sübayların dip- lomaları getirilerek diploma tevzü mera- simine başlanmıştır. Evvelâ Komutan Beh- “at bir söylev vererek yorucu bir çalışma- nın sonunda ihraz ettikâri şerefli rütbe - den dolayı gençleri tebrik etmiş, bu tebri- ke karşı 1700 genç sühayın bir ağızdan söyledikleri asağ ollo cevabı bir top tra- kası gibi, geniş bahçeyi çınlatnıştır. Bundan sonra hepinizi Cumhuriyet or- |dusu namına selâmlarım diye söze baş İyan Orgeneral Fahret İyodek sübayın i&llnaşını' ve şerofi İy.ıklü,—zıinu anlatmıştı merelr, çocuk baloları yapılacaktır. İzmit, 23 (Hususi) — 23 Nisan Milli Hâkimiyt ve Çocuk bayramı Atatürk anıtının bulunduğu Cumhuriyet mey” danında parlak bir şekilde kutli mıştır. Vali Hâmit Oskay bir söyle” vermiş, General Abdürrahman Naft Amiral Mehmet Ali, İbrahim, Mustâ* fa Kemal müzesinde hazır bulunmuf lardır. Geçit resmi çok güze! olmuştur. G€ ce Ulu Gazi mektebinde çocuk balesi eğlenceler tertip edilmiştir. H verilmiş, Lüleburg;