Tarihten sayjalar : ——— hıristiyan oldu? * * * Karlı dağlarda ve fırtmada yolunu kaybetmişti. Akşam da oluyordu. Bu sırada uzakta bir kulübe ve kulübenin önünde kara entarili yalınayak bir papaz gördüler. Papaz : “Sana yol ü eririni, Fakat bir dedi | Tuğrul han niçin ve nasıl Oğ—î%x Siyasi tetkikler Filistin meselesi gün geçtikçe sarpa sarıyor İngilterenin tahkikîtîââerdiği hey'et azaları “ Biz meselenin bu kadar vahim olduğunu tahmin etmemiştik ,, diyorlar Balkan oyunları hazırlığı başlıyor Mevsimin ilk atletizm — bareketi cumartesi günü Taksim stadında yapılacak , Meveimin #ik atdetizm hareketi önü- müzdeki cumartesi günü Taksım sta - Ldarkda yapılacaktır. Yedinci Balkan 0- yyumlarından sonna a#letlerimizin her biri birer köşeye çekiğmiş, pir kısmı da İstarbuldan büsbütün uzaklaşmıştır. Bu suretle İstanbul pistlerinin alıştığı atletlerden de mahrum kalmış bulunu- yoruz. 100 metironun en seri koşucusu Se- mih Pariste, gülle çemberinin en kuv- vetii atıcısı İrfan Lockfrada, sırıkla at- kamada çitarı en fazla aşan Fethi Lon drada, cinidi en uzak yerlere saplayan Karakaş Amerikada, yüksek atkama Havuzunun yı. atlayıcılarından folri o » lan Sedat Belçikada, yüz metre mesür fenün tam olgundaşmağa başlamış olan afloti Fikret Berlinde, disk atma çem- berinin en eski emekdarı Naili Şika- Yazanı Turan Câan layırı emeki vertimlş olan bu atletlerimi zün atletinm sahasında binden bire b rakmış oldukları boşluk, şöyle böyle ,bir gayretle dolacak kadar küçük de- ildür. Türkiye atletizm âleminde iyi kötü birer rekor yapmış veya ona yaklaş - gmaş olan bu atiletlerin hemen hemen Sanki azarlıyordu. Tuğrul Hanın yanındakilerden biri S“P bayırlarda, uçurum kenarla - Ttkla durmadan gidiyordu. Atını ba - önde | diğerine döndü: Zah hızlı, bazan yavaş sürüyor; kılâvuza dikkatle bakıyordu. — Bir papaz!.. Bunlara hıristiyan di- Yanında beş atlı daha vardı. yorlar. Hepsi de böyle yokluk içinde, Hepsinin de gözleri dört açılmıştı. | kendilerine eziyet ederek yaşarlar. n*i de buralardan çıkmak, obaları -| Doğru söylüyordu. Ta dönmek için yol arıyorlari 1170 senelerinde geçen bu vak'a sı- Fakat bulamadıkları anlaşılıyı rasında hıristiyan papazları 'Orta Âs - Tuğrul Han en sonra sabırsızlandı. ya, Tibet ve Çine gidiyorlar; bura - /— Hey! Nereye gidiyorsun? Gittif larda bin türlü yokluk ve cefa içinde — "HİZ yeri biliyar musun? Beni nereye | yaşıyorlar; (hıristiyan sürüsüne yeni ürüyorsun? koyunlar ilâve etmek uğrunda) çalı -| | Diye haykırdı. şıyorlardı — Kılavuz geri döndü. Yüzü bembeyaz| - Tuğrul Han kızdı: | S Olmüştu. Burnu, Kulaklârı soğuktan| — Ben Kerayitler Hanı Tuğrulum. BOnmuş gibiydi. Çabuk yol göster. — Umarım ki şuradan doğru yola| — Papazın ölü sanılan gözlerinde pa - * biraz daha inanmanızı yalva- | rutular çaktı. Han! — Tuğrul Han mı? Diye titrek bir sesle cevap verdi. — Evet... 'Tuğrul Han başını salladı: — Size yol gösteririm. Hem de-pek — Haydi bakalım, yürü öyleyse!. | kolay verpek çabuk çıkacaksınız. Fakat Yeniden yollarına devam ettiler.. | bir şartla! p Her tarafı kaplıyan beyaz kar göz - —k_îeisîemmveririnı.sçniıuıyı— _hmqu.nyvıdu Yağmakta devam | ma götüreyim. Sana koyun sürüleri &diyor; bir türlü kesilmek bilmiyordu. | vereyim. “Rüzgör hızlanınca karları savurmağa | — Hayır... Ben böyle şeyler istemem. h'hdl. Dar geçitler, buz tutmuş dere-| Ben gavet küçük ve yalnız sizin ya - lerden geçiyorlardı. Kılavuzun şaşır -| Pacağınız bir şey istiyeceğim. Hem de maş olduğuna, arkadan gelenlerin de bu sizin için çok hayırlı olacaktır. 'ı:ç bir yo) bulamadıklarına arlık şüp-| — Nedir? a sazfediletekte olan emekderi hayli Yoktu. — Hiristiyan olunuz! İsayı peygam-| S yamış üstelik artalıkta büyük bir 'Tuğrul Han üç dört yüz Orta | ber biliniz! Bu, yeni bir dindic. En bü- busukihusule gelmedine sebep dmuş A'.Yınıı bu yalçın ve karlı dağlarında yük dindir bu... Hıristiyan sürüsünün b lhva çıkmış; av peşinde kaşarken adam- bir kn_v?mu olunuz!.. Henuz yerlerini dodkdurmağa ne va- Ti kaybetmiş, altı kişı ile birlikte| —— İYi bir şeyse olurum. Anlat! kit me de imlkân olan bu atletlerden ge hh'lrâ düşmüştü. Karlar bütün yol>| | — Uzun sürer, Şartla kahule de razı riye kalmış olanları meydana çıkara - Ve izleri kapadığı için kılavuz bile | değilim. Eğer şartsız kabul eder ve söz | (X yen; müsabakaler işte bu bakım” Tağamışa, Neredeyse akşam glacak;| Verirseniz ben de bemen yolu göste -| öşm husust bir Ghemmiyeti haizdir. karanlık çökecek, gittikçe artan kar ve | Tirim. Yoksa sizi görmemiş sayarım. —| — Eiş ayağı tutan bütün atetlere açık olan Balktan oyumları hazırlık müsa> — — Beni öldürürüm. Çabuk bana yol bakaları bize yeni kadromuzu tanıta » | . bA En kuvyvetli gülle wtıcımız Ürfan Ü "'“hadı kurt sürülerinin hücumlarına Ç B — Süyacak, kim bilir ne olacaktı? Böster: Papazın yüzünde tek çizgi bile oy -! ğ :l Han gittikçe ümüsızliğe dü- Te k Bankl a sözü deyatabağlr ğ:şc;—.: ı::ı;:::bı biz de merak ve F '*İh ileriye, sağa, sola sürüyor; fa -| hT“!—"'î' Han Ovntu?ülgürebıliı—di. Fa - b Ömer Besim * © l ğ Yi nö t at ne kazanacaklı? y ı X| | aassarsenuncecaceAçAAELAAAMANAREĞAR A rELSekcesELAREsERAşREmAA. ; Nıd;'ı?î;î?': ç ,:r',:;ğîcm 2FA " yararı vazdı BÜD SÜ pağa göstermeğe başladı. Ayni za - z Yanındaki atlıları şuraya buraya sa-| — Papaz kulübeye girmek üzereydi. — | manda Horasat * KSS DEROABCre Ki burtardın 'da bi tayökr ot -| — Zorladılar, dövdüler: Fayda etmedi | metrepolidini OBEÜL. Ondan 'da I - 3 Müyordu. : Nihayet Tuğrul Han söz vermeğe mec- | Zun gelen itahatı aklıktan sonra şun - İarı söyledi: Ağaçların dallarında biriken kar kü-| PUT oldu. B — Hep iyi.. < 'r'“ Tüzgüârdan savruluyor; yamaç - Papaz onun önüne düştü ve yarım ada birik Si? zen) | Saat kadar sonra dağlardan çıkı Ki iriken yığı & doğ: lağlardan çıkardı. O- z ğ K — Büvartanarak ğğ alloi yi Ba .| basına gönderdi. — * bizâm bütün yiyeceğimiz el ve süttür. — a kocaman bir tepe kadar büyüyen * Hüi isarla Ö Tlk Belafma, kasurea; ” F ":h“tığl ğ lar altında ka mak ve ölmek iş - ö z : h îılıbu değildi. iş Tuğrul Han, verdiği sözü tutan bir | B lacaklır. O sırada Bağdadda Jak ar adamdı. Memnlekete gelen hirisliyan ta- * * _.b:“ sırada yanındak! atlı'ardan biri | ö Yamacı gösterdi ve bağırdı: — Orada bir kulübe var... erden bir kaçını çağındı. kendisin$ mden kurtaran adama olduğu kadar © adamın dinine de borçlu olduğunu repolidin sorgusuna Şü cevahı verdi: — O hükümdara mukadaâes vazolar- la birlikte iki papâz gönder, Onları vaf- — Büsbütü T söyledi. tiz etsinler, Hıristiyanlık ekideler hi p itün açıkta knlmîısıimsa oraya| — Hiristiyanlığın esasları nedir? — | öğrensinler. Perhiz zamatmında et ye - ğ ük her halde daha iy! ölacaktı. Diye sordu. mek yasak olsun, fakat mademki | pgpastan yapılmış olan alçek kulübe- düri kopısı açıklı ve uzun kara bir en- ç h:rnq glan, 'haşînd:_ı kara bir tak-| öğrendi, vaftizin mutlaka palrik veya B n —j"nn yalınayak bir adam çıktı. | papa tarafından bu işe memur edilen Bi aa d.fl Han hemen afını oraya döğ-| papaz vasıtasile ve mukaddes su ile ya- 'u. K-1 pıldığıma da ona anlattılar. Halbuki ! KerayiLerin obasına nereden | memlekette böyle bir papaz ve su yok- tur Şimdilik tacirlerin bizinden bir incil aldı ve bu kitaba her gün hürmet va - Anlattılar ve yaftiz edilmeksizin hı-| ristiyan olmanın mümkün vlmadığını ka yiyecekleri yokunuş, süt içebi Hanla - kabilesi devam etti Fakat Türkierim düşü ve hislerine müslümanlık kadar uy - diği, yahut bunda mecburen verilmöş bir söz yüzünden olduğu için bir türlü arlmadı. Turan Can . & Bi e — Ridilir> —. e yapacaksın? Bu havada ve bu “ihda ne arıyorsun burada? ir a ğ N nız et az iki yüz bin kişi hıtistiyan o - Gında bir Nâstüri patriği vandı. Met -| Sayfa 7 Bugün İngiltere için büyük gailelere sebebiyet verecek gibi görünen Filistim kat'asile komşusu (Maveraâ Erdün)ün heyeti umumiyesini ve budutla- Fikstin meselesi, İngilizler için baş- hepsinin kısa bir müddet içinde ara-| h başına bir gaile mahiyetini alacak gi- 4mmh.n uzaklaşmış olmaları bu seahi- ea ü bi görünüyor. Bu mesele mahud Lord (Balfur) un 1917 de Yahudilere vu: ku bulan davetinden zuhur etmiştir. O tarihte (Loyd Coc) un kabine - sinde hariciye nezaretini işgal eden bu zat, harpten sonra (Filistin) de Ya - hudilere bir yurd temin edeceğini söy- lemiş ve hattâ bunu bir mukavele ile de teyid eylemişti. Umumi Harp bittikten sonra, Lord (Balfur) un bu fuzult bol keseden vaadini İngiltere hükümeti infaz etti ve bugün evvelâ (Filistin) Arabları- nn başına büyük bir belâ kesilmiş o- llııı. sâniyen de gene İngilizler için bü- yük bir gaile teşkil edecek gibi görü- nen Yahudi yurdu meydana gelmiş bulundu. Filistin Araplarının âdeta kalbgâh- larında Yahudiler gibi faal ve gözü a- çık bir unsurun yerleşmesinden kat"- iyyen memnun olmadıkları ve bu yüz- den nihayet şahidi olduğumuz kanlı vukuâtı çıkardıkları malümdur. İngiltere hükümeti bu kanlı hâdise- lerin devamı üzerine (Filistin )e Lord (Pecl) in riyaseti altında bir tahkikat komisyonu göndermişti. Bu komisyon iki ay süren tahkika> tını bitirdikten sonra geçen kânunu - sânide Londraya avdet etmiş ve rapor İrunu hazırlamakta bulunmuştur. | Bu münasebetle geçenlerde gazete- lerde komisyonun vereceği raporda (Fi listin) in ikiye ayrılarak sahil kısmı - nın Yahudilere, dahil kısmının da A - rablara tahsisini iltizam edeceği, hak- kında bir haber çıkmıştı. Komisyonun hakikaten böyle bir karar verip vermiyeceği henüz kat'i surette malüm değilse de Lord (Peel) ile arkadaşları (Taymis) gazetesine | | Fı'kn: bizim için per- | vuku bulan beyanatlarında «Biz tah - (nüfusu 50,000), — Nablus hizin yapılmasına imkân yoktur. Zira |kikata başlamadan evvel vaziyetin bu| 17,000) dir. kadar vahim olduğunu hiç bilmiyor - dukv “demişlerdir ki — İngilizlerin söz söylerken daima tecnni iltizam ettik- leri düşünülürse, bu yolda itirafatta bulunmaları, (Filistin) işinin İngilizler için cidden bir gaile olmak safhasına girdiğine inanmak lâzımdır. (Filistin) kat'ası 1517 tarihinden itibaren 1918 tarihinde İngiliz istilâ- -İsına uğrayıncıya kadar dört asır müd- -| detle Türk idaresinde bulunmuştur. 1918 de Lord (Allenbi) oraları is - Ki tilâ ettikten sonra (Filistin) de askeri İ 'hir idare teşekkül etmiş ve 1920 de İngiltere, mandası altına verilmiş olan bu topraklara sivil bir valiumum? tar yin eylemiştir. Bu suretle Filistin iki sene bir kül olarak idare edilmiş ve 1922 de İngil-: tere hükümeti (Filistin) in şarkında bir de kendilerinin (Trans-Jordan) de- dikleri memleket teşkil eyliyerek bunu (Filistin) den ayırmıştır. İngilterenin bunu yapmaktan maksadı, mâhud Hi- caz kralı, yani sabık Hicaz Emiri (Hü- seyin) in oğullarına bir iş bulmak idi, nitekim — bu yeni * (Hüseyi) — in küçük oğlu Abdullah Emir tâyin edik miştir. Bu memlekete araplar (Maveralişşe* ria) veya (Maverayi Erdün) ünvanını vermektedirler. Bunun da sebebi Emir Abdullahın memleketi, asıl ismi (Er “dün) olan ve şimdi (Şiria) tesmiye or lunan nehrin şarkında bulunmasıdır. Bizim gazeteler bu (Erdün) ve (Şeria) isimlerini daima yanlış yazı » yorlar ve hele (Erdün) nehrini galiba eski yazile (Erden) telâffuz ederek o suretle gazeteye geçiriyorlar. İngilterenin bu yeni taksimatına göre iki kıt'anın mesahai sathiyesi ve a halisi hakkında aşağıda malümat ver- diğimiz gibi o havalinin bir de harita- sını dercediyoruz. Bu haritada gösterilen hududlar en son İngiliz haritalarından alınmış o - lup başka lisanlardaki haritalarda gös terilen hududlar bep yanlıştır. (Filistin) in mesahai sathiyesi (10,000) mil murabbaı olup nüfusu 1931 tahririnde (1,035,154) idi. Ge- ne ©o tahrire nazaran bu nüfusun (759,000) i Arab, (175,000) i Yahur di ve (90,000) i Hıristiyan idi. Fakat o vakittenberi Yahudilerin mikdarı çok artmış ve şimdi dört yüz bine çıktığı tahmin edilmekte bulunmuştur. | | (Filistin) in merkezi idaresi (Ku - düs) olup nüfusu (90) bindir. Diğer başlıca şehirleri Yafa (nüfusu 51.000), Tel Aviv (nüfusu 84,000), . Hayfa (nüfusu Maverai Erdün Bu kıt'anın başında, yukrıda söyle- diğimiz üzere (Hüseyin) in oğlu Emir Abdullah bulunmaktadır. Kıt'anın mesahai sathiyesi (16,000) mil murabbadır. Nüfusu (300,000) kadar tahmin edilmekte olup bunun | (260,000) i Müslüman Arab, (30 b> ni Hıristiyan Arap 10 bini) Çerkestir. Merkezi idaresi (Maan) olup diğer şehirleri (Akaba) ile (Tebuk) tur. (Maverai Erdün) ün iktısadi ve mali kuvveti yok gibidir. Arazisinin kısmı azimi çöldür. O cihetle İngiltere hükümeti, gerek Emir Abdullaha, ge- rek onun hükümetine her sene nakdi tahsisat vermekte olup bu tahsisat son senelerde (70,000) İngiliz lirası kadar tutmaktadır. b l 4