SON POSTA İttihat ve Terakkide on sene 14 üncü kısın No, İTTİHAT 2 Talât, Enver ve Cemal nasıl kaçtılar, nasıl öldüler ? arriri Muhittin Birgen Enver, Talât ve Cemal paşalar nereye gidiyorlardı, ne yapacaklardı ve nereye sığınacakl Yazan: Eski Tanin Başmuh İ Enver paşa Talât paşa ğ'”'*! geçmişti. Buna delâlet eden de| isitmbota, ondan da bir torpidoya bi - we £ Paşa idi. Öleceğinden bir günnerek Boğazdan Karadenize açılmış - “veline kadar İzzet paşa, daima, har-|lardı. Harehetlerinden evvel, Talât ile Hy' Nazırı olarak Enver paşaya güzel| Enver sadrazam İzzet paşaya ayrı ay- T ordu bırakmış ve gene - harbiyelri birer mektup yazmışlar ve bu mek- L"'"ı olarak Sondan perişan bir|tupta, onun göstermiş olduğu dürüs &9_ kıt'a tesellüm — etmiş - olduğunu ) tiye ve dostluğa teşekkür ettikten son- Söliyerek kendisine kızardı. Bu -|ra, kendisine muvaffakiyetler dilemiş- Unla beraber, son dakikada, — işler|lerdi. L"'.*'âhâı zaman, İzzet paşa hislerini) Osmanlı imparatorlüğuünu inkıraz - ü tarafa bırakmayı, mert ve âlicenap W ve siyasi adam olarak, ahlâki|rin bu sevk ve idare sehpası, bu İtti « ;"'l—nm çok yükselten bir hâdise -|hat ve Terakki triumvirası, yanların" yi da bir iki arkadaşlarile, böyle, düşma- ımll::anbulu terketmeğe karar — veren |nın İstanbula girmek üzere bulunduğu t ve Terakki başları için İzzet Y9 gibi bitaraf bir insan ile istişare L"Iek ve ondan hattâ — izin *ndilerini tarih karşısında bir dere-| sizın memleketi terkedip giderlerken __uYe kadat tebrie de etmiş oluyor. Bu|ne yapmak istiyorlardı? tle, hükümet reisinin nver ve Cemal Paşaların LÜ füreket ütrsiş. olmaları; önler Enve hîîalls ri M ": açak sayılmamalarını da temine Bo'î" p ni Bu sunli” beli bir çok » dola- 'kendi Yazdan Karadenize doğru firar| kendime sormuş olduğum gibi, on - en, İzzet paşanın bu işten haber -|lardan veyahut pek yakın dostların - gördüğüm günlerde, bir gece yarısı, yalnız İzzet iaşbdarve'pek yakin'bir kağtdösüle © malümatı di olduğunu sonradan - öğrendim.|dan, sonradan bazılarına Lu'l?u.ı Şükrü beyin daha ©o zaman|da sormaktan hali kalmadım. Vasıl lı_"&"" malümatı olsa gerekti. Fakat, | olduğum kanaat şudur ki hiç birinde a bir şey söylemedi; sebebi de,| muayyen bir plân yoktu. Yalnız Enver Nnedersem, İzzet paşanın mevkiini| ve Cemal paşalarda bir takım müp - Üşkülleştirmemek içi şayi|hem ve hesaptan ziyade hayale isti - "Dasım istememekti. |nat eden bir takım mukavemet fikir- açanlar arasında doktor Nezımla, | leri vardı. Tahmin ediyorum ki, onları çt? Bahaettin Şakirin bulunmalar| kaçmıya sevkeden en büyük âmil, bü- in sebebi , bunların da en sekter ko- tabit bir iteci olarak tanınmış ve bu bakım -| nefsin muhafazası duygusu idi. ©. Üzerlerine çok husumet gdavet et-| Yaradılışlı Talât paşanım, 4 olmalarıydı. Ermeni tehcirindeki| kat :[ğiî hareketlerde bu iki zatın tesir-| dü M 'üyük olduğu hakkında bir de te- T vardı. ,_:;ınun için; — İttihatçılar — aleyhine _Ma-c-k herhangi bir hareket esna- bq.ı €n evvel hücuma uğmyacaklannı L'Cıi::ihda bunların bulundukları şüp- bu işin tün insanlarda yaşayan en bu ka olarak vermezden evvel bir hayli ünmüş ve nefsi ile mücadele etmiş olduğu muhakkaktı. Osmanlı imparatorluğu için kur mak istedikleri yeni ve büyük binanın hiç beklemedikleri bir zamanda, bü - tün çatısı ile birden çöküvermiş olma- sı, onları şaşırtmıştı. Bu şaşkınlık i - tidi, çinde, artık perişan bir muhakemenin ttihat ve Terakkinin beş, hattâ altı | Ve sarsılmış bir idarenin, onların ha- ı'ılıd,_. umumi kâtipliğini yapan M;._.;xckckîcr:nc hâkim olması ihtimali yok- & Şükrü bey hakkında da iyi şeyler| tu. Bunun için, muayyen bir fikirle de- T:j Miyacağı muhakkak olduğu için, | Gil, sevkitabiilerile hareket ediyorlar - ât oi 'uhı—m,ğ ve arh.dglın kendis Lünş. ? gitmeği teklif etmişlerse de o, | *öylemiş olduğu gibi, bunu kabul ! &mişti, | ine de d Nereye gidiyorlardı? Ne yapacak - rdı? Paraları var ydı? nabilecek bir yer | bulabilecekler miydi? Enver Paşanın 45bin lirası Bütü ğ n Avrupa ası üzerinde Bece, saat onda bütün kaçacak ı a n kaçacak o* ı'*nL—_, bütün kaçı Ter k;, ü ter Enver paşanın Kuruüçeşmec yi A alısında toplanmışlar, oradan bir sıkı bir mahremiyet içinde, | istemek, (rından başka kimseitin haberi olmak-| tu. Mert| “|balk şarkı n bu sualler için o sırada sarih | v ardı? Cemal paşa cevaplar bulmaya imkân yoktu. Talât paşa Karasodan, Enver paşanın da şimdi kim olduğunu iyi hatırlayamar dığım bir harp zengininden biraz para almış oldukları söyleniyordu. Zannö- dersem biri 3000, diğeri de 2500 lira almışlardı. Diğerleri: hakkında malâ » matım yoktur. Fakat, neden sonra, bu işlere ya - kından vakıf olan bir döstumün hikâ - dan kurtarmak ona eski şan ve şevke- | yesile öğrendim ki Enver paşa, ayrıca ayı bilmiştir. Bu, onun, insan o »| tini iade etmek için ayaklanmış bir dev- | kırk beş bin lira kadar- bir para daha almıştır. Bu paranın hikâyesi şöyledir: Rusyanın yıkılması ve bir çok yer” istilâsını — müteakıp I manlarla —anlaşarak — Kırımda — bir |Türk - Tatar hükümeti kurulmuş Kırım Hânlığını — yeniden landırmak — maksadile kurulmuş lan bu hükümetin arada sırada para - İ ya ihtiyacı oluyor ve bu parayı da Türk hükümeti veriyordu. Bu nevi paralar Harbiye Nezaretinin emrinde bulunan mestur tahsisaltan verilirdi. Henüz Bulgar ve Alman cepheleri yıkılma - dan evvel, Kırım hükümeti para iste- miş, Harbiye Nezareti de yüz bin lira (Arkası var) lerinin can- y Bu günkü Program 13 Nisan 837 : Salı İSTANBUL Öğle neşriyatı 1230: Plihkla Türk müslkisi, 12,50: Hava- | dis. 13,05: Muhtelif plâk neşriyatı, Akşam neşriya' 18,30: Plâkla dans müsikisi, 19,30: Konfe- |rans: Eminönü Halkevi neşriyat kolu na - mına Nusret Sefa (Yeni neşriyat), 20: Belma |ve arkada arafından Türk musikisi ve 20,30: Ömer Tuza tarafından arapça söylev, 2045: Cemal Kâmil ve ar - kadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları: Saat AYAM, 21,15: Şehir Uyatrosu dram kısmı: (Pleas ve Melizandın), 22,15: Ajans ve börsha haberleri. Yarınki Program 14 Nisan 937 : Çarşamba İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12,30: Plâkla Türk musikisi, 1250: Ha - vadis, 19,05: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18,30: Plükla dans musikt arkada: dan mandol I, 202 Ni arkadaşları tarafından Türk İ musikisi ve halk şarkı | taraf a pça Beck ve Ömer Riza Bümen Şen müsikisi ve | n orkestra -| VE TERAKKİNİN SONU | Yazan: Karel Çapek bahın saat dördünde Jitnaya cadkdesin- den son sür'atle geçen bir otomobil sarhoş ve ihtiyar bir dilenci karısını çiğnemiş, hiç bir iz vermeden gitmişti. Genç bir polis komiseri işin tahkikile meşgüldü. Her şeyden evvel otomabilin kime ait olduğunu tesbit etmek lâzımldı. Komiser Mayzlik bu işe büyük bir ehemmi veriyordu. 141 numaralhı polise hitap ederek: — Demek ki siz, üç yüz adımlık bir mesafeden sür'atle geçen bir otomobil gördünüz! Yerde de bir kadın yı du. Peki, bu vaziyet karşısında ne yap- tınız?. — Yardım etmek üzere yende yata- na koştum. Komiser, kalemile başını kaşıyarak: — Benim kanaatimce, siz evvelâ o - tomaobile dikkat edecektiniz!.. Sonra da yerde yatan kadınla —uğraşar Sizin yerinizde ben olsaydım, reket ederdim., Neyse.., Demek ki oto- mobilin numarasına dikkat etmedin Öyle mi?. Peki, hiç olmazsa otomobilin diğer alâmetli farikalarını görebildiniz miz. — Yanılmıyorsam, otomobil koyu renkte idi. Galiba mavi ve yahut kı mazı. Fakat dumandan sarih olarak gör- mek kabil değildi Komiser can sıkıntısile mırıldandı: — Bu söylenenlerden ge! de mtomae- bilin kime ait olduğunu keşfet baka hm. Teker teker bütün şoförleri do şarak #ihtiyar bir kadın çiğnediniz mi?» Ne yapmalı şimı ak bir şey olmadıjğfına e omuzlarını kal- Bu, alelâde bir zabıta vak'ası idi: S-rı diye soru! Polis, yapıla delâlet eder bir su: dırıp indirdi — arıda bir şahit var amma, o da bir şeyler görmi e Komiser, boş bir k eline alarak seslend — Onu hemen burs Komiser, şahidin mağa lüzum görmeksizin mihaniki bir süretle acı tla bir kalem fen fakültesinde tale — Bu sabı dü. Çünkü cadde teniha idi. Şoför dört yol ağzında biraz yavaşlasaydı... Komiser, şahidin sözünü keserek sordu: — Siz uzakta mı idi: Takriben on adım ötede, Bir ahba - bırnı geçiriyordum. Şey.. Kahveden geliyorduk. Jitnaya caddesine geldiği * miz zaman... Komiser, tekrar şahidin sözünü kes- — Ahbabınız kimdir?, O burada yös- rurla cevap verdi: bım, şair Yaroslave Nerad- h onun size her hangi bir işte. Ma - vukua gekliği za- | ı çocuk gibi ağlamağa başladı. Ve . Neyse.. — İşte böylece - biz Rusçadan çeviren: Alaz Jitmaya caddesir yanımızdan yıldı göoçti. e geldiğimiz ım gibi b zaman tomobil ncak oto « mobilin deli gibi ko; dikkat et « miştim. Bir de bak': bu nasıl vap verdi Dahili motör, Maamafj rından pek anlamam, otomobi kin ı şkın şaşkın iyorum. Galiba siy r otomobildi. İyice dikkat edemedim. Çünkü kaza vukua geldiği zaman ben arkadaşıma: «Bak keratalara, adam çiğ- rüyorlar da durmuyorlar bilel.» söz « lerini söylemekle me: Komiser, biraz can sıkımtısile ilâve etti: — Bu, hiç şüphe yok güzel bir lâki tezahür. Fakat otomobilin nu: rasına dikkat etseydiniz ben daha mem- nun olurdum. İnsanın dikkı ne fenal. Neyse, teşekkür ederim Bay Krahik, daha fazla alakoymıyay Bir saat sonra 141 numaralı polis, lav Nerad>» n kap: evde idi. Fak h - siz olması yım. hat yaptı. Maamafit k nu da biliyor Bunu edi: k gitmek r sordu. Her du arakolda kom, şâir Nerad Ya: ğil mi?, Sabahleyür mı bilin mü? bir kadını çiğne Şair, içini çekerek cevap verdi Evet! — Lütfen bana söyliyebilir m z Bu nasıl bir otomobildi?. Açık mi idi, palı mı idi? Rengi nasıldı? İçinde kim vardı?. Numarası ne id;?, Şair, uzun uzun düşündükten sonra cevap verdi: — Bilmiyorum, dikkat etmedim, Komiser tokrar etti: — Bize hiç bir tafsilât veremez mi « sini — Ne gezer! Ben es biç bir şeysine di Komiser, tokrar sordu; Öyle ise orada siz niye dikkal et- otomobilın ir, gayri muayyen bir cevap ver- - Umumi va: şününüz bir kere: ikkat ettim. Dü- Bortnboş bir cadde.. mlığında r ha yyun r. Ortada bi din yat ÇArkası var)