Bir adam suç delilini imha İçin rüşvet verirken yakalandı Derhal muhakemeye sevkolundu ve tevkif edildi duruşmanın devamı cumaya kaldı Dün sabah saat sekizde Alemdar caddesinde sinema karşısındaki çeşme- hin önünde mühim bir rüşvet cürmü- meşhudu yapılmıştır. Hüdisenin başlangıcı ve sonu, çu şe- kikledir: Bir müddetten beri, İstanbul Asliye döndüncü cezada, bir sigorta do landırıcılığı davasına bakalıyor. Sağ kimseleri ölmüş gibi göstererek, «Ün- yons sigonla şirketinden Bunların ha- yat sigortası bedellerini çekmekten du Tuşma yapılanlandan biri de, On » niktir. Yaşlıca bir adem olan Onmik, yvaktiyle evinlde yapılan aramada ele geçen ve şimdi dava dosyasında suç değili olarak saklanan iki istidayi imha etmeği ve bunların yerine, kendi el ya zsüle imzası bulunmıyan başka iki isti- Gayı kaydunmağı tasarlıyor. Bu, ne gu- retle kabil olabilir? Onnik, en kestir-|' me hâl çaresinin, bu d.ıv:ı'nr zabıt k e mp ta kendisine verebilirse, memnuün edeceğirnli söylüyor. «Yerine de benim yvereceğim iki #stidayı koyacaksın. Kim se çakmıyacak, merakta olmayasın!» di yor. Onmüğin 100 hira ile 150 lira ârasın- Gda bir rüşvet vereceğini de öğrenen kötip Avni, bu işe sureta razı olmuş görünüyor. Fakat, işi biraz tehirle, gi- dip âmüirlerine haber veriyor. Bunun üzerTine cürmümeşhut yapılmak maksa Gile, tedbir ahnıyor. Ve dün sabah, sa- &t yedi buçukta Avnânin Cağaloğlunr daki evine gelen Onmik, orada biraz kal dıktan sonra, Avni ile beraber Yereba- | tan sarayına doğru yüzüyor. İkisi 'yan yana, yanan Adliye sarayının bulundu ğu yere doğru g'ıfl .u.ar sonra tek - i üyor ve Alemdar caddesin gıya doğru iniyorlar. Tam çeşmenin önüne gelince, Awvni, Onniğin istediği iki istidayı çıkarıyor. Onnük te iki ellilik banknot uzatıyor. Avni, bu sımada istidaları verip verme mek hususunda bir an tereddüt geçiri- yor. Onniğin bunları, tekrar elinden al mağa vakit kalmadan, imha ediverme | si ihitimalile geçirdiği bu bür anlık te- reddüt devresinde, Onnik, birdenbire ehni uzatıyor. İstidaları çekiyor. Bu çe kişle istidaların yarısı yırtılıyor ve Ön al cebinden köbrit çıkarıp, suç yakımak isterken, tarassutta bu İki çocuk Arasında ızlırap Adını yazmıya lüzum görmediğim bir okuyucum bana şöyle bir hikâye anlattı: — Düört yıl evvel karım ölmüş, be- ni bir yaşında bir çocukla yalnız bır rakmıştı. Karımın hatırasını unut - madım, Fakat hayat beni bunabitı, bir müddet sonra evime intizam ge- lecek düşüncestle tekrar evlendim. Evime intizam geldi, bir müddet sonra ikinci bir çocuk baba dum, Fakat mes'ut seviyorum, birinci çoc ikinci çocuğumu dg seviyorum,. ğim. ömncıye kadar bekâr mazdı. Evlenecekti. sonra da bu akibetle karşılaşmıya mabkümdu. totkike gelelim malı, kadın da tavsiyeli Hğinden gelmiş £ Ranan givil memurlar koşup at; .| Şaşıran Oncük, istidaları ve ki tusunu elinden düşürüyor. Kibritler et .| Pafa saçılıayor, kendisi sendeliyor, başı çöşmeye çarparak yere yuvarlanıyor. ]_(u_den kaldırıp,. kollarına gizerek, gö türüyorlar. Dosyaya koydurmak üzere lunduğu görülüyor. Aradaki tahkikat safhası öğleden | sonra Bitirilerek, akışama doğru dörtlün | cü cezaya yerilen Onnük, sol gözünün üstü ve etrafı 'siyahlanmış, yüzünün muhtelif yerleri bereli ve koluna bir memur girerek salona getirildi. Sorguya çekildi, rüşvet teklif ettiği, para vermek teşebbüsünde bul ı...dı.uı. Hoğru olmadığını söyledi, şöyle — Avni ile çöşmenin önül rşı- Jaşınca, selâm verdim. Bir, iki cümle konuşup konuşmamıştık ki, memurlar gelip beni yakaladılar, Bakın, ne bale | ; geldimi Kâtip Avni ile ikinei şube memur rından Osman, Cevat, Rıza, Eşrel şa- Hüt olarak dinlenildiler, hâdisenin, yu- karıda anlalılan şekilde olduğu yolun- da ifade verdiler. Önnik, muayenesini istiyordu. Heyet, adliye daktorluğunca muayenesinin ya pılmasına ve vaziyetin raporla tesbiti- ne karar verdi. Onnik, koridordaki sı- ra üstünde bir müddet dinlendikten sonra, mübaşir Ekremin koluna gire- Fek, ağır bir yürüyüşle, merdivenleri çıktı. Adliye doktorluğu odasında, Sa- lih Hâşim tarafından muayenesi yapıl ye kadar halline imkân bı.l,armıhgı kk.. ısındadır. İkinci de- kala - Evlendikten Şimdi ne yapacağını Karısının nazarı dikkatini celbet- mediğine iyi yapmıştır. Bundan son- ra da hiç bir şey söylememelidir. El- bette samimi aile dostlarından bir ır, bu vazifeyi ona bırak- rinj kendi gibi yapmalıdır. — Bana öyle geliyor ki üvey Ço- kat içimde öyle bir üzünt beni herap ediyor; bunun sebebi ka- mayınız, hayır. Fakat görmemezlik- ten geliyor, çocuğun vücudu ile a - tamamen mü rı dikkakini düşündüm, ra vazi - ün acılaşm ihtimali - z geçtim. Ne yapa- yım bilmiyorum.» * Bu okuyucum beşeriyetin şimdi- gi di b EEİNAZ L cuğuna lı.ırşı biraz lâkayt davran - maktasın. Belki yanalıyorum amma, göze çarpabilir. Bu taktirde saadeti- niz üzerinde bir leke teşkil edebilir. Şeklinde bir mütalearın faydaşsı olmamak mümkün değillir. Fakat bu fayda da nisbidir. Çocuğun yatı moktebine gidebileceği zamana ka - dar tahamenül edeceksin. * Şişlide Bayan Beyzaya: Ben olsaydım, saçlarımı kır bıra - kırdım. Boyadığınıza hata etmişsi - niz, kocanız haklıdır. TEYZE li üt İi illee eeti lı Define arayanlar İstanbulun otuz muhtelif yerinde de- fine var. Dediler. — Nafile, dedim, aramaeya değmez! — Niçin? — Üçyüz bin kişi bunların peşinde.. Adam başına ne düşecek ki... * — Alacaklı kapıma gelmişti. O da- kikada yer yarılsaydı, yere geçecele tim. — Yerin altında define bulup tekrar Üste çıkmak; o defineyle borcunu öde- mek için değil mi? * — Yerin kulağı vardır. Dediler; cevap verdim: — Kulağı oladağına keşke dili olsay- dı,da definelerin yerini söyleseydi. * Eskiden insanlara: — Yerin dibine geç! — Yerin dibine geç! sözü bedklua de- gü de dua oluyor, — Bir lira bülmak için evin altını üstüne getirdim. — Ben de bir defirme bulmak için, ev alftının altını üstüne getirdim. — Ama ben gene bulamadım. — Ben de bulamadım ama ümidimi | kaybetmedim. Yarın da üstünü altına getineceğim. İMSET dı, vaziyet raporla tesbit edildi ve tek- rar aşağıya gönderili. | Celise açılınca, müddeiumumi mua - vini Hikmet Üzdeş, esastan mütaleasıy ni söyliyerek, vak'ayı anlattıktan sön- râ, suçun sabit olkluğunu kaydetli ve ceza isteğinde bulundu: — Suçlunun sabit Bulunan hareketi, 'Türk ceza kanununun 220 inci madde- sine uyar. 223 üncü lenin de göz- önünlde kendisine ceza ke -| 4 numaralı kanunun | ü maddesine göre de derhal tev- Kilini isterim. Onnik, tmüdafaa şahitleri gösterece - , vekille görüşeceğini, on dört ya- ş—md..kı kazımı le kwk derece hara- | retle tifodan yattığını süylyerek, müh- let iüca eti. Heyet, tevkif kararı vere- rek, duruşmanın devamımı, yapılmak üzere, bu ayın on anxm sâ at ön dörde bıraktı. Bu mesele etrafında İstanbul Müd- delumumisi Hikmet Onat şunları söy- lemiştir: — Adlkiye memurlarının kendilerine karşa vüki olacak kanuna aykırı her ha reket ve teklifleri mafevklerine haber venmeği şiar ittihaz etmiş okklukları de- faatla görüldüğü gibi son hâdise de bu- nu teyit etmiştir. Havagazı şirketi aleyhine açılan dava Dişçi Ruhi Vamık tarafından, Bey- oğlu Sulh kukukta Havapazı Şirketi aleyhine açılan tazminat davasının du- rTuşmasına det am olu_ müuştur. — , Son celsede şirket vekili, bu abom- |den havagazı mıH atin kira parası Rul£ Vamık fa «saatin kira parasını ben şirkete götlürmüştüm. Hattü ya - tımda Peyami Safa vardı. Parayı gö- türmüş, fakat bir türlü kabul ettire - memiştim. Ben de Notere yatırdım. Şir ketin bu parayı oradan da almamış ol ması, suiniyetinden başka bürşey (em—m Ben, boarcumu vermemiş sa Havagazımı kesmiş olması, Buzdur.» demiştir. Hâkim, pa: n Noterliğine yatırı - hp yatırılmadığının seorulmasına karar vermişfir, Müteferrik : Dünkü hava vaziyeti Rasathanenin — verdiği malümata göre dün hava ısınır gibi olmuştur. A- zami sühunet 17 ye, asgari 10 a yük- İselmiştir. Rüzgâr lodostan — saatte 10 kilometre ile esmiştir. Önümüzdeki günlerde memleketi- mizde hava ekseriyetle'kapalı ve yar nup istikametinden orta kuvvette ese- cektir. eli Bışlı geçecek, rüzgârlar umumiyetle ce| Altmış milyo altın liralık bir define Japonlar Port Arthur'da Rus - Japon harbindenberi aradıkları definenin izini nihayet ele geçirdiler, iş€ Japon Başkuıııııdınlığı vazı'yed etti (Baştarafı 1 inci sayfuda) pon ordusu başkumandanfığı bu araş- tırmayı üzerine almıştır. Son günlerde Japon matbuatında görülen yam resmi e bir tebliğ şu mealdedir: Port Arthur'ün şimalinde bulunan Dragon dağının tamm merkezinde Japon zabitlerinden ve tekndeyenlerinden mü rekkep bür heyet 50,000,000 altın yeni aşan ibir hazineyi aramağa koyulmuş- tur. Bu hazine Port Arthur müstahkem mevkiinin hazinesi olup şehrin Gene-! ral Nogiye teslimd ânenda beş Rus za- bitt tarafından Dragon dağlarırın bir noktasına gömülmüştür. Harbiye Ne - zareti, bu araşlırmaları en son terakki- yata uygun bür suretle yapacaktar, Altı | aydan evvel hazinenin meydana çıka- tTıilması mukarrerdir.... Bu hâaber anmyıdı olduğu kudar diğer memlekellerde de büyük aldka uyandırmıştar. Araştırma işine Jâpon baş kumandanlığı tarafından el konma sı bazinenön mevcudiyetine kat'1 bür de Til sayalmaktadır. Bu hazinenin ne suretle gömüklüğü- ne dadr biraz malümat vorelim: * 1904 senesi son ayları... Rus orduü- harı biribiri andı sıra bozguna uğra - maktadırlar. Fakat Port Arthur hâlâ Mmukavemet etmektedir... Fakat Çarlık | Rusyasanın sancaklırı ancak iki kalenin üzerinde dalgalanmaktadır. Bunlar 4 ve 5 numarak kaleterdir... Muhasara altında bulunan şehirde zabitler iki grupa ayrılmışlardır. Kalenin âhtiyar ve kahraman kumandan; General Siw- ezsel ile yaver) Albay Reiss kale ve şeh (* ri teslim etmekten başka çare olmadı- Bina kanidirler. Genç zabitler teslim olmak istemiyotlar... Sonuna kadar baukavemet elmek toraftarıdınlar... * 1904 senesinin 31 Kânunuevyeli... arargâhi umumi) nin merkezi olan de General Sioessel yaverinin ra- porunu dinlemektedir... Rapor feci - | dir... Ruslar partiyi kaybettiler... |) Üncü hassa alayı tamamile imha edib miştir, Son kaleler de sukut etmiştir... Ançak birkaç süper ile (Kartal yuvesı) | denilen sahil istihkâmları mukavemet eydemektedirler. O da biürkaç saat için.. Cephane ve yiyecekten eser yok... Şe- hinde kolera da başgöstermişt'r. Tes- im olmaktan başka çare yoktur... Fakat Göneral Stoessel bir türlü ka- |. yar veremiyor... Tanyeri ağarıyor. Şe- hinde heyecan anbean &: yet teslim kararı verili de ik? Rus askerli ile bir kazak zabiti beyaz bayrak ile Japan hatlarına doğ- ru ilerlemektedirler... Japonlar galfip... Port Arthura anr cak 25,000 maktul ve 65000 yaralı mu ilinde sahip oldular... ylelikle 1904 senesi tarihte bü - yük bir ehemmiyet kazandı. ayar... Nöbeti teslim eden beş| #skerin yerine beş zabit geçiyor... Askerler uzaklaşır uzaklaşmaz bu bq zabit hemen kalenin kazmatlarına ini-| vorlar, Orada bulunan kasaları kırıyor. ların içinde bulunan hazihe-' gekmecelere yerleştimiyor » üyorlar ve kızaklara atbyâ rak Dragon dağına doğru yollanıyor - Jar.. Bir müddet sonra da elleri boş o- Jarak avdet ediyanlar. 3 Kânunusani 1905; General Nogi gehri işgal eyliyor... Japonlar kırılmış siğâhları, topları teslilm alıyonlar... El - lerine pek az mühimmat geçiyor... Fa- kat anüstahkem mevikln hazinesini bir türlü bulamıyorlar... Port Arthur âdeta pertavsız e ura- nıyor... Bu hezine hakkında neler söy lenmiyaor ki... Kimâ Ruslar tarafından denize döküldüğünü, kimi bir ecnebi ere venildiğini £ üyor, fa- 1n Hilç biri doğru çıkmıyor... 20 ':._rîmt 1908; Sen Petersburg diva- ni hbarbi General Cınmsell ırkm*a rmh Rus - Japon harbinden bir intibat Japon ordusunun bir Rus şehrine girişi gimiş... Çar İlkinci Nikola bu idami j zasanı ondu huüzüründa askerlikten '—5 di ve pn sene kalobemiliğe mahküm nus'u bir kırmandan olmi sı ıh layıslle sözüne ( ıl aral Stoeasel m'dudu vazife iyor, İhili As'af ediliyor... l «« Ve vazifesi başında vür y e Port Anthur kahramd panın Âkıbeti,.. * 1933 senesil.. Şanghayda bulunan # ki Rus ordusuna mensup bir zabit JW pon makamatına müracaat ediyor'” Hazineyi bulabileceğini söylüyor... Japonlar ona pek itimat. eumxorut', Az sonra Pariste işi arlık serseri döken Vir eski Rus zabiti | Kânumrusf ni 1905 gecesi Port Acihur hüzinesilii | gömenlerden biri alduğunu iddia yor ve Japonlarla görüşüyor... Fikat... Bu aralık, Japunhı' mıi* bh'ndmı lel la'üdxam guışıyot,iır Büu tahkikatın ne netice ver Yüm değikdir... İşte bu vaziyeti Jm" baş kumandanlığının tebliği takip cd ,yor ve altı aya kadar hazinerin nacağını bildiriyor. . Yaşayan görür, derler... Bakalım Af t ay sonre filvüki muazzam hafi meydana çıkacak mı?.. | İ Te Eski Sovyet Harbiye Kamiseri ’k" ki birkaç sene İstanbulda ynşsdny sonra Norveçe gitmiş, fakat bir © det sonra bu memleketö terke d edilmişti, Troçki bunun üzerine bi başka hükümetleri mPr:kJa—nıdâı f