29 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

29 Ocak 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

maçlar Ankara 26 (Hususi) — Hasılatı ta mamen Adana felâketzedelerine ai ol- mak üzere tertip edilen futbol turnu - vası bu pazar her iki bi sahada birden tadı. Çekilen kur'a neticesinde, Mu- sında Altınordu Genç- kkale Güvençspor, An- karagücü, Demirsporla Muhafızgücü, karşılaşacakt Muhafızgücü s4hasında ilk oyun Kı- rikkale ile Güvençspor arasında, ha » mıya başladı ve bunun neticesi ola' devrede Güvençsporlular biraz yorgun ve isteksiz bir oyun tutturdular, buna ziyet değişmedi, oyun 2-1 Kırıkkalenin galibiyetile sona erdi. Ayri sahada ikinci oyun Gençler Birliği ve Altınor- du arasında oynandı. Hakem Beşik - teksiz bir oyun oynadılar ve neticeyi Gençler Birliği (6-1) kazandı. Halbuki iki takım arasında bu kadar fark yok- tur. Bu kadar farkın sebebini Altınor- dunun son zamanlarda geçirdiği dahi- Hi sarsıntılarda aramalıyız. Ankaragücü sahasında birinci kar - şılaşma Demirspor ve Çankaya arasın- da yapılacaktı ve herkes bu maçı me- rakla bekliyordu, çünkü enerjik Çan- Çankayanın maça gelmediği anlaşıldı. Onlar sahanın çamurlu olduğunu dü- şünerek oyunun yapılamıyacağını zan- netmişler ve kendi sahalarında arala- Yarı şaka yarı ciddi: “Banyo, duş yapılmadığından şik. İstanbulda «Türk Dağcılık, Yürüyü-| sülük, Kış sporları klübünü bilmiyen, adını işitmiyen yoktur. Yalnız, faali-| yetini, çalışma tarzlarını hemen, he 2 men içimizde bilen pek azdır. İ Bundan bir kaç gün evvel keme ri olmuş, epeyce de gürültülü geçmiş. Pek merak ettim, derhal tanıdığım dağ-| cı bir bayanı buldum. Anlattı; «Ben şimdiye kadar kongreye hiç gitmemiş idim. Keşki gitmez olaydım. | e Di Kırıkkale Güvençsporu 2-1, Gençlerbirliği Altınorduyu 6-1, Mu'a - fizgücü Ankaragücünü 2-0 mağlâp ettiler."çankaya, Demirspor ma- çında da Çankaya sahaya gelmediği için Demirspor galip ilân edildi ilk devreyi iki sıfır galip bitirdi. İkinci! f rağmen bir gol alarak oyunu 2-1 vazi-|f; Pİ ş yete getirdiler, fakat bundan sonra va-| taşlı Nuri idi. Altınordulular pek is -|1 kaya karşısında kuvvetlenen Demir - sporun ne netice alacağı merakla bek-| haklı olarak maçı tatil ederek Muha » leniyordu. Herkes böyle düşünürken! evine gitsin kulüp hamam değil a... Yürüyüşlere de kimse iştirak etmiyormuş, tabii iştirak etmez, havaların bu seneki kadar yağmurlu, karlı gittiği görülmemiştir? Ankarada <por faaliyeti Adana felâketzedeleri menfaatine müteaddit yapıldı Beklenilmedik bir oyunla mağl üp olan Altınordu takımı l rında ekzersiz yapmuşlarmış. Bittabi Demirspor hükmen galip a dedildi, Ayni sahada ikinci ve en mü - him maç Muhafızgücü ve Ankaragü- cü arasında, gene hakem Nurinin ida- resinde yapıldı Muhafizgücü takımında ufak bir değişiklik yapmıştı. Ankara * gücü takımında Semih yoktu, ilk za » manlar oyun tarafların birbirini dene- e geçti, bundan sonra Muhafızın r basmıya başladığı görüldü. Nite- beşinci dakikada Rıza ilk sayıyı Ankaragüci i toplamıya va- kit bulmadan Muhafızdan Rıza avuta gideceği zanolunan topu büyük bir ustalıkla göle çevirdi. 2-0 galip vaziyette oynıyan Muha - i a r yapıyordu. Bu akin aille çarpışan An - Osman yaralanarak devre 2-0 Mu - ağı ki mon ların birinde İ karagücü kalecisi oyundan çıktı. Ve i hafızın lehinde bitti, İkinci devrede Ankaragüçlüler açı lır gibi oldular ve dördüncü dakikada Muhafız kalecisinin bariz bir hatasın- İdan istifade ederek bir gol kaydettiler. Bu sırada Muhafızgücünden Naim Rızadan aldığı bir pası göle tahvil et- mesile vaziyet (3-1) Muhafızın lehine döndü. Ankaragücü sol muavini Naz- mi hakemin ihtarlarına daima karşı geliyordu, gene bir favul yaptığı 81 - rada hakem tarafından sahadan çık - ması kendisine ihtar edildi, lâkin Naz- mi sahadan çıkmadı. Hakem de pek fızgücünü galip ilân etti. Bu pazar da gene her pazar olduğu gibi Dikmen ,Elmadağ VW sırtlarmda kayak sporları yapılmıştır. Selim Tezcan Dağcılık kulübünün kongresinde bulunan bir bayan neler anlatıyor ? âyet ediyorlar, yıkanmak isteyen Aman ne can sıkicı şeymiş. Çenesi dü- şük bir çok adamlar kalkip kalkıp söz söylediler... Hem sözlerinden bir ma - na çıksa... Bilmem, briç salonu için 700 lira harcedilmiş de, duşlar yapıl - mamış? Bu dalâf mı?. Banyo, duş yapmak istiyen evinde yapsın, klüp hamam değil ya! Kayak sporları faaliyeti yapılmıyor - muş?.. Böyle haksız isnat olur mu? Ge- (Devamı 12 i“-i sayfada) J Çankaya! : , Tekirdağlı -Dinarlı " KE güreşi İçin , . bir teklif hay————, Ankara Temyiz mahkemesinden Şevket Arasel her iki pehlivana hitap ederek diyorki: “ Aranız- daki kozu paylaşmak ve benimle beraber Adana felâketzedelerine yardım etmek istiyorsanız orga- nizatörünüz olacağım *ve sizi Ankarada karşılaştıracağım ,, | | l Dinarlının İstanbulda bulunmadığı bir sırada yapılan Türkiye baş. pehli- müsabakalarında o Tekirdağlı Hüseyin birinci olmuştu. Dinarlı bilâ- hara İstanbula gelmiş ve Tekirdağlıya meydan okumuştu. Tekirdağlı da gazetemizde bu mey dan okumaya cevap vererek karş mayı kabul etmişti. Ancak bu müsa- bakayı kimin tertip edeceği malüm de- öildi. Ankaradan aldığımız bir mektup bu müşkülü de halletmişe (benziyor. Müsabakayı Adana felâketzedeleri na- mına tertip etmek isteyen Temyiz ü- çüncü hukuktan Bay Şevket Arasel'in mektubunu aynen dercediyoruz: Profesyonel güreşçilerin müsabakaları ve birbirlerine durmadan meydan okumaları gazetelerden hiç eksilmez. İşte şu lâfımı te- yit eden en İyi bir misal; evvelce Eminör# vanlığı be Tekirdağlı Hüseyin o Dinarı Mehmet Halkevi Spor Komltesinin tertip ettiği gü- teş müsabakalarından sonra Dinarlının or- taya çıkıp Tekirdağlı Hüseyinin arkasından atıp tutması ve bu defa da Tekirdağlının Dinarlı Mehmede (ne zaman Ve nerede İs- terse hazırım) demesidir. Bu söylemeler ben- 6* bir makara iplikten çekilen uca benzer, Be biter ne de tükenir. Çünkü; bu işi mer- Bum Kizileikli Mahmudun zamanında Eski- #ehirde bir daha tecrübe etilm. O zamanlar- da gene böyle atıp tutanlâr ve bu sahada balon uçuranlar pek çok oldu. Bu pehlivanla- rın isimlerini burada sırssile yazacak deği- ilim. Onlar şimdi ağzımdan çıkarmak istedi- ğim baklayı bilirler. Suriyeli Yusuf Borsa ve Rusyalı İzlâviç i- çin Eskişehirde ve Eskişehirliler tafafıncan tertip edilen müsabakalarda 0 günün güreş- gileri gene tıpkı şimdiki Kibi yüzyüze gel- meden birbirlerinin oerkasından «tıp tutu- yorlardı. Fakat sonradan okendileri küçük İ düştüler. Karşı karşıya elense ettikleri sıra- da kimin kimden üstün olduğu anlaşıldı, bir samanlar Mülâyim ve Dinarlı Karşılaşması gün'in âdeta dedikodusu olmuştu. Eskişehir- deki tutuşmalarından sonra Taksim alanın- da bir daha kavraşmaları atip tutanların mahiyetini ve üstü; mü Çene tebarüz ettirmişti. Atalarımız: (Büyük lokma yeme- 1, büyük lâf söylememel!) derler. Keşke bun- lar da öyle yapabilseler Bu kısaca tarihçeye nafaran ünlü pehi- SON POSTA İ /Bu kazıkların yan tarafları kara ve ka- İ İn keçelerle kuşatılmıştı. Fakat üstler Tarihten sayfalar: Türkler bir sihirbaz YE Mogollarla harbe tutuşMek., * * İİ vi ğ pi Hastanın çenesi titredi, vücudu ü'perdi v8 mumundan farksız bir hale geldi. O zaman ayni rengi aldı, dışarı fıvladı, atıa atlarığı Yazan: Turan Cen 1140 seneleriydi. Mogol hükümda- İrr Kabil Han büyük avdan dönmüş, laskerlerini çadırlarına yollamış, atları İni çayıra salmıştı. Kısa kalpaklı, esmer ve çıkık yanak- lı, cin gibi Mogollar artık dinleniyo: lardı. Kadınlar ve çocuklarda büyük bir sevinç vardı, Erkekler gibi giyinmiş olan genç kızlar atların üstünde sürü- leri güdüyorlar, kendi yaşlarında deli- kanlılârla yarış ediyorlardı. Kabil Hanın kıldan ve büyük ça- dırının ilerisinde bir çadır daha vardı. O kadar büyük değildi, fakat halkın İ çadırlarından epeyce farklıydı. O sabah © çadırdan bir kadın çık- tı, Bağıra bağıra ağlamağa başladı. Etraftan koşuştular, çadıra girenler (Sayın Tekin) i yatakta hasta buldu- İnt. Sayın Tekin, Mogol hükümdarı i Kabil Hanın karısının kardeşiydi. Ce- İsur, usta bir atlıydı. Herkes tarafından | seviliyordu. İ o Çadıra girenler hemen çıktılar ve kapıya bir mızrak diktiler. Bu mızrak etrafı büsbütün telâşa vermişti: Şimdi en yakında ( olanlar biraz uzak bulunanlara sesleniyorlar- dı: re gelecek zamanlar diriyorlar! Derlerdi. i Bunların yim mekte, kimisi, ak fi de kurban ber”. vi X Jlarına bakal ber vermekte Hânların, yel ği darlarının sarayı”. ii dan bir çoğu in Sayın Tek asi için gelen #ihi imi Şimdi herkesin ani /J — Sayın Tekin hastadır. ah: hasti b — Sayın Tekin'in vücuduna cinler Sin zi i “ id nu ateşler İÇ! ti la Kabil Hân İY wi gi — Tanrı Sayın Tekinin vücuduna giren einleri kaçırsın! | Mogol çadırları dört köşe şeklinde içakılmış olan kazıklardan yapılmıştı. — Göreyim rırsan senin İStSİ olmak istiyordu” Başındaki vE sırtındaki geni heybet veriyord ği küçük bir davi pi yor; bağıra yi Yy sesler çıkarıyor” anki dığı bu sesler * bildikleri bir SE Sihirbaz hi$ iyor; haykırıy0”i. ve soluk soluğt O kadar si olduğu yere Yi. di hemen kaldırdık” bir çadıra taşi Şimdi Sayı” * liyorlardı. i kle Fakat um İri tamamile açıktı. Her birinin orta - sında yanan ateşin dumanları havaya yükseliyordu. Bir kaç dakika içinde odayı doldu- ran binlerce çadırın kilimden kapıları açılıyor ve kadın, erkek, çocuk dışarı fırlıyorlardı. Bunların çoğu Sayın Tekin'in ça- dırının önündeki mızrağı görünce bir şey sormuyorlardı. Çünkü her hasta için böyle yapılırdı ve iyi oluncaya ka- dar onun yanına hastaya bakan kim- seden başka hiç kimse giremezdi. Kabil Hanla karıları ve çocukları da çadırdan çıkmışlardı. Biraz önceye kadar davul ve zurna seslerile, harp ve aşk şarkılarile coşan beki Kırçıl ovada korkunç bir sessizlik var- dı. aş n Sayın Tekini kurtarmak için e yap), BE ei ye ş mi uni Plbar eden ve mak lâzimgeldiğini hiç kimse birdenbi- Hân o gün dü! re kestiremiyordu. Her zaman olduğu gibi bir sihirbaz getirtmeliydi. Çünkü hastanın vücuduna giren kötü ruhları ancak onlar dışarı çıkarabilirlerdi. Kabil Han da buna karar verdi: — Bir sihirbaz getirtmeliyiz. En us- ta sihirbaz kimdir ve nerededir? le Bütün komşu memleketleri her yıl kki ” kasıp kavuran Mogol breeze imi — Ve evli * e ira i m2) kat bu sefer Mai birer isim söylediler ve nihayet bu isim- Kerhülle vi , coşmuştu: — Sahiden ! yi De ğaranl” > Diye bağır” Sihirbaz bir yordu. Başka ” gi İbir kısmı iyi er gi vanların meselâ; Mülâyim, Dinarlı, Adsl K. Cema), Samsunlu Namız, Kara All ve ö- len Kızıleikl Mahmudun â2 çok vağiyetie- rini ve hususi hallerini bilirim. Bundan ötü- rü bigâne olmadığım şi işde hem iki pehli- vanın birbirlerine atıp tutmasına artık bir #on vermek ve hem de onlara organizatör. ik ederek Adanada felâkete duçar olan kardeşlerime ödevimi yapmak İstiyorum. Tekirdağlı ve Dinarlı her ikinize hitap e- diyorum: Aranızdaki kozu paylaşmak ve be- nimle felâkete düşen yurddaşlarımıza © yar- dım etmek İstiyorsanız organizatörünüz ben olacağım. Bana tezelden isteklerinizi yazm. Her ikinizi (Ankarada) tutuşturayım. Bu tekliime rai değilseniz aranızdaki lddisyı kısa kesin Ti Ankara Temyiz Mahkemesi $ üncü Hukukta ML Şevket Arasel lerden birinin üzerinde durdular. -— Ruhlar y Hemen o saatte en hızlı giden Mo-| pm . ,. defa daha Ye! gör gol atlılarından bir kaçı atlarına bindi-| Diyerek bif ler ve Çin Türkistanına doğru sirdü- idil vE — ler; Bunların her birinin yanlarında ü- İalimildi çer beşer at vardı. Bindikleri at yoru- Lâki ; bir lunca diğerine biniyorlar; (o böylelikle Ü, eg de pek hızlı gidiyorlardı. —. ve diği İki gün sonra sihirbaz yetişti. gemin nkü donakaldı. Çü Bu adam memleketinde pek sevil- mişti ve Türkler onu Mogollarla bir- e diz likte gönderirken sıkı sıkıya tenbih et-) | Dikkat #Ü. mişlerdi; Şimdi de gi — Ona iyi bakın. Sakın fenalık yap|”£ yüzünü w mayın. Yoksa sizin için hayırlı olmaz. |51Z bir hale adli Mogollar arasında sihirbazların de-|da yüzü ayn! af ğeri pek büyüktü. Bu adamlar: fa titreyerek , — Ruhlar bize, geçmiş, gelmiş ve (Devami j

Bu sayıdan diğer sayfalar: