29 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

29 Ocak 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eroR KŞ SON POSTA . Hergün Hatay zaferinin Büyük manaları Yazan: Muhittin Birgen (Baştarafı 1 inci sayfada) tediğimiz gibi halledilecektire fikrinin bu suretle hakikat haline geçmiş ol - ması bizi bir çok bakımdan memnun eder, Bir kere Atatürke ve onun ilham- larile hareket eden Türk hükümetine karşı içimizde yaşıyan hudutsuz iti - madın sebepsiz olmadığını bu vesile İle bir kere daha görüyoruz. Sade bu| * müşahede, bizim, istikbale doğru yü - rürken tanımamız lâzım gelen manevi kuvvet bakımından pek büyük bir şey- dir ve bence bu davada en biüyük ka- z da budur, derecede, şunu görmek bizim için büyük bir sevinç kaynağı olur: On ş ü ve yorgun bir memleket olan Türkiyenin bugün Fransa ölçüsünde bir devletle karşı karşıya gelip, milletler huzurunda dip- lomatik bir mücadele açması ve niha - yet bu mücadeleden istediğinin yüzde doksan beşini alarak — çıkı , yeni Türkiye tarihinin büyük hâdiselerin - den biridir. Montrö zaferini daha baş-| ka bir şekilde, daha çetin bir dava sa - hasında teyit eden bu hâdise, yeni ta - rihimizde bir dönüm noktası teşkil e - decek kadar büyüktür. t Üçüncü derecede Sancaktaki kar «' deşlerimizin haklarını tanıtmak, on ; ları, lâyık oldukları daha iyi bir haya- ta doğru götürecek yeni «»bir kuvvetle techiz etmek bizi elbet çok sevindire - cek bir hâdisedir. Bütün bunları bir a-. | raya topladığımız zaman görürüz ki Türkiyenin Büyük Şefinin bu büyük mücadeleyi mütemadi bir dikkat ve heyecan ile takip etmesi sebepsiz de - ğildi. Elde edilecek netice, Türkiye için çok mühimdi; netice elde edilmiş ve bütün emekler, en güzel mahsulü vermiştir. .. * Muzafferiyetin yüksek manalarını tetkik ederken şunu da görmeliyiz: Türkiye devleti, bugünkü dünyanın en büyük kuvvetlerinden biri olan Fransa ile mücadele etmekten korkma- dı. Niçin? Çünkü, yapmak istediği şey, medeni bir mücadele idi; hak istiyordu; hakkı müdafaa ediyordu ve bunu zorla değil, dostlukla tahakkuk ettirmek az- minde idi. Bunun için, Fransa ile dost- ça bir mücadele yapmaktan çekinmedi. Bu mücadeledeki ruhun ve rayenin manasını Fransanm da, bütün dünya - nın da anlaması lâzımdı; Türkiye, bu- günkü dünyanın artık bu gibi manaları anlama kabiliyetinde — bulunduğuna fnanmış olduğu için, korkusuz ve te - reddütsüzce ileri atıldı. Fransa ile, ha- yır Fransa ile değil, Fransız müstem - lekecilerle dünya huzurunda medeni bir maç yaptık; Türkiye bu maçtan muzaffer çıktı. Fransa ile dostça dövüş tük ve dostça anlaştık.. Bu arada şunu gördük ki, bu maçta hakemlik &- denler, eskiden olduğu gibi, yalnız bir Resimli Makale: Almanyada sokağın bir tarafından öbür tarafına geçebilmek için orta yerde seyrü seferi idare eden polisin otomobilleri durdurmasını beklemek Jdâzımdır. |o Hindistanda Burma yerlilerinin ken- |dilerine mahsus bir dansları vardır. Ze- |birleri alınmamış Kobra yılanlarını ter- |biye eden profesyonel rakkaseler, (ö- Tüm dansı) ismini taktıkları rakısları- na başlıyacakları zaman, yılanın ö - nönde davul ve zurnanın refakatile vücutlarının her tarafını eğerek, bü - |kerek, dans ederler. hayvanı kızıştı - |rırlar, arkalarından sürünmeye mecbur lederler, sonra da resimde gördüğünüz gibi, dansı bir «öpücük» ile bitirirler. Kalbi iki memesinin ortasında olan kız Amerikada Saint Loius eyâletinde bir kız dünyaya gelmiş ve bir gün yaşa- ıdığl bhalde ailesine 7500 dolar servet te-| min ederek ölmüştür. Hâdise şöyle ol- muştur: Kız doğar doğmaz, kalbinin berkes | gibi sol tarafında ve göğsünün içinde değil, iki memeşinin ortasında ve de . irinin altında bulunduğu görülmüştür. |Orası bir şiş halinde imiş ve kalbinin İvuruşları da görünüyormuş. tarafın hakemleri değildir; hak dava -| — Babası uzun yaşamıyacağını tahmin sında, dünyada esmeğe başlıyan yeni ettiği bu ucübei hilkatten istifade etme- bir hava vardır; hakkmı istiyen, iste -| ği düşünmüş ve derhal halka teşhir e- mesini ve almasını bildiği zaman a -|derek 7500 dolar para kazanmıştır. daletle hüküm verecek hakemler de | peyda olmuştur. Bu suretle, Türkiye, | Gemiler artık siste yollarını milletler arasında adâlet fikrinin bir gün gelip muzaffer olacağına inanan- şaşırmıyacak!ar Deniz nakliyatı — ilmi araştırmalar ların imanlarını kuvvetlendirmek gibi büyük ve insanf bir işe de hizmet et -| Enstitüsü, sisli ve karanlık havalarda miş oluyor. İkinci defadır ki Milletler| gemilerin yollarını şaşırmalarına mâ- Cemiyeti, Türkiyenin istediği bir şeyi|ni olabilecek bir hususi makine vücu- kabul etti; demek oluyor ki bu cemi -|da getirmiştir. yet, büsbütün manasız değildir; onun Bu makine, yakınlarda bulunan bazı haller ve şartlar içinde, müsbet ve|kerhangi bir cisimden FF İA makul işler çıkarma kabiliyeti de var-| , p, . | magnetik dalgaların zaptedil- dır. Bunu görmek, dünyanın şu karan- E ş | lık devrinde insanlara biraz olsun te- B ibine dayanmaktadır. Gömi, selli verir. Türkiye bu teselliye vasıta Medent bir mücadele, bir davanın | Medeni müdafaası ne demektir? Tür kiye bu suale cevap verdi vo misal gös- terdi: Eğer bir millet, bir davada haklı olur, hakkını ister ve bunu almak için elinde mevcut olan bütün kuvyet ve vasıtalara müracaat edi kademe | kademe, sonuna kadar yürümeğe az -| metmiş bulunduğunu açık, sarih ve sa-| mimt bir şekilde dünyaya anlatırsa ve| gizli yoldan gitmez, dolaşık usullere müracaat etmez, söylemesini, anlatma- (Devamı 10 uncu sayfada) turan bir arkadaşımız anlattı: — Benim tanıdıklarım arasında B *|| Istanbula yakın, büyükçe kasabalarımızdan birinde e- «Sahipleri arasında bir kaç tane de doktor bulunan ba- taklık bir çiftlik vardı, kurutup istifade edilecek bir ha- le getirilmesi düşünüldü. Sahiplerinden biri: vardır. Çağıralım, bir defa keşfetsin, dedi. Fakat diğerle- ri bu mühim işin belki tecrübesiz bir gence verilmesini 1İSTER B Garp memleketlerinde görülenler.. l Polis gelip geçen otomobilleri dur- durmak için bekleme yerinde on, on beş kişinin birikip birikmediğine ba kar, işaretini sonra verir. tek çocuk varsa, on, onbeş kişinin bi rikmesini beklemez. Çünkü medeni âlemde çocuğun ehemmiyeti herşe- yin fevkindedir. SÖZ ARASINDA Zehirli yılanları Öpen rakkaseler —— *| Sümüklü böcek ile ERGÜN - BİR FIKRA Kabahat kimin? Meşhur hasislerden biri epey kanlı canlı idi, Bir hastaya kan ver- mek icap etti. Bu hasise müraeaat ettiler: — Kanını verir misin? Diye sordular.. —— Paurasile olduktan sonra, dedi, miye vermiyeyim!.. Hasta basise hbeş yüz lira verdi, Beş sene geçti., Adam gene hasta- landı, gene hasise müracaat ettiler.. — Hay bhay, dedi, veririm. İngilterede zengin bir İngiliz sü - müklüböcek İle yarış etmeğe kalkmış- tır. Vak'a şöyle olmuştur: Bir sümük- lüböcek yetmiş beş santimlik, üstüne şeker dökülmüş düz bir taşta yürü - yünceye kadar İngiliz de atla elli kilo- metre mesafeyi koşabileceğini iddia et- | miştir. Ortaya büyük bir para konmuş. İngiliz atma binmiş, Sümüklüböceği taşa bırakmışlar. Ve nihayet atla ko - şan İngiliz elli kilometreyi, sümüklü- | böcek yetmiş beş santimlik yeri geç -| meden koşup bahsi kazanmıştır. — Aman ne yapıyorsun, geçen se- fer beş yüz lira vermiştin. — Kabahat bende değil, sende.. Beş senedenberi damarlarımda se - nin kanını taşıyorum, * Haberi olmadığı Halde 1917 denberi Evli bulunan adam Nüfus işlerini muntazam — yü - rütmek için he — Horozlar tavuk, tavuklar horoz oluyor Japon gazetelerinin — yazdıklarına mf“'dth“ bü « nazaran Japonya ziraat — nezaretinde yük — zorluklarIş vazife sahibi olan profesör Kroyschi kar şıla şıl mak Masiu, yeni bir usul keşfederek ho- tadır. Fransız ga rozları, tavuk ve tavukları da horoz 2f:lfkrmdeı bi « yapmak imkânını bulduğunu ilân et- rinin !uklcm'ı lmiştir. Ayni hayvanı bir sene zarfında ::l:hh';n::x |bir kaç kere horoz ve bir kaç kere de tavuk yapabilecekmiş. Profesör Masiu ayni usulü tatbik ettiği takdirde erkek- leri kadın ve kadınları da erkek yapa- bileceğini söylemiş.. ilim adamları için olmaz olmazmış. da bozuk olduğunu anlatmaktadır: Bekâr ve ömründe hiç evlenmemiş olan Grare isminde bir adam nüfus kâ- Bıdını tebdil etmek için Pariste kendi yazılı bulunduğu nüfus dairesine gidi- yor. Bir de orada ne baksın, kaydında| Macar kadınları müteessir 1917 denberi evli olduğunu - görüyor. Karısınım da isminin Augustine oldu - ğunu okuyor. manlarda kadınların avukat olamıya - aBu işi ben yapmadımı diye itiraz|cakları hakkındaki kanun lâyihasını ediyor, kıyameti kopariyor, kimse e -| kabul etmiştir. Kadınlar bu kanunun hemmiyet vermiyor. Nihayet bu tanı-|çıkmasından fevkalâde mütcessir ol- madığı kadından kurtulmak için bir bo-|muşlar ve kadın muharrirlerden biri şanma davası açıyor. Gazetelerin ver - gazetelerin birinde yazdığı bir maka - dikleri malümata bakılırsa —adamca -|lede şu şiddetli kelimeleri kullanmış - ğız: «Bu başıma gelen nedir, evlenme- | tır: den boşanılır mıw diye hâlâ feryad e-| — «Erkekler bize karşı âciz olduklarını diyormuş. yaptıkları zulm ile itiraf etmişlerdir. Bu hak kadınlara dünyanın her tara - bu suretle sis içinde yoluna devam e-|fında verilmiştir. Macar kadınları top- derken, bir gemiye, bir kayaya ve ya-|lanınız, size zulüm yapan kocalarınızı hut sudan yükselen herhangi bir ma-|bizar ediniz ve siz ey meb'usların karı- niaya yaklaşırsa, bu makine harekete|ları, geceleri kocanızı eve almayınız, gelmekte ve gemiye yolunu değiştir-| gidip mahkemelerde, meclis koridor - mesi lüzumunu bildirmektedir. larında uyusunlar.» Macar meb'usan meclisi son za « ena ea eeleane BamEEamaa; BKaETA ç Ş TTT D YOT PS AR T İSTER İNAN İSTER İNANMA! doğru bulmadılar, 25 bin lira sarfederek Holandadan bir hey'et getirdiler. Şimdi işitiyorum — ki bu hey'etin yaptığı plânı ait olduğu makam kusurlu bularak geri çevirmiş, bunun üzerine ilk konuşmada adı geçen Türk genci çağırılmış ve o da 160 lira mukabilinde yeni bir plân yapmış, bu plân da muvafık görülerek tasdik e- dilmiş..» İ bir su mühendisi İNAN İSTER İNANMA!.: * Siz, bu mü ra» serlevhalı bir M tım: ç Yazdığımı ıif"”_ ö rak hülâsa edeyilli «Bu memleketldi kaya, daha muntlazaman İğh'u sas yapmak içiN Bi yeni değildir, Of V) gi seneden beri lğ!”" İ hepsi dönmüştürlek © yaşıyorlar.» B Bunu dediktef | _? tim: w a Ü «İşi izam etmiğ” tünde oynamıy! , çirecek olsak bile | hassıs getirmek ruz. Peki ama ÂV aA Ai ya tahsil için, stâİ * için gitmiş insanların ).cpiln#ı " Yazıyı burada g l'x. mıştım. Cevap DET T bekledim. Kendi — Bakalım, © ğım şu sual KAPF girecek? Matbaada beni yollarını bekledir ceklerin me';î:ll’" PU nafile yere W d mışım, Ne gelef J gönderen!.. LA Bir hafta müdw ş al kapısından İçE! medi.. Mademki &TÜ de hakkımdır: KePTE Ey Avrup&y?. ı*; için, staj için ihtSTĞ miş olanlar, sükütüt l daki hükmü ken€ musunuz? y CY 4 muğ/ | Biliyor Beethavenin | n 3 — Büyük RUSEgRR, de doğmus ve K8£ 7 | * Dünkü Suallerif * | — İspanya W e ratoru Şarlken 58 y 2 — Fransa Wg 1515 de, 21 yaşındit nin yerine kral OÇ 3 — Büyük OS? larından olan BRA? fusu 458,000 dir- Fi j Las Palmas ve "g İ larda yetişen eli 4 Korkunç V Amerika gaz€ haberlere göre İYT Amerikada qimdî” lerle kıyas kabul fazla otomabil i£ sene zarfında d uğrayan insanlarif p dan fazladır ve bY müştür. * Kânumusaninif yeni yılın ilk gün zaya kurban gitmi” A bu vaziyetten m& Çünkü buhranın PU kânunusanisinin W kaza olmamıştı. —— Bu satırları gazetesi şu malüf tedir: 4 «Amerikada bif neticesi ölenlerin © man - Fransız yalnız & kere d

Bu sayıdan diğer sayfalar: