6 Sayfa SON POSTA Ziraat bahisleri: . | “Kombina,, kelimesi fn EF Db pP p IY A 7 * * » m yi Son api sık tekrar edilen bu kelime, işlerini hep kei Ş .. . . klı h li | Başaran idarecikler, yani uköy bliklerin demektir. Köylünün bildiği “ sar Yİ ma. İRİ ör iş nşr slm lrımızın acıklı hall Yazan: Halit Fi Hele ikinci ” lık kan) daki (8) tahammül € i genç şairleri henksizlikleri lar. Netice her rarlarına larda sesi en gök mı verilmiş Ş8f, han ve İstiklâl şetle çatan büyük iddialan mısraları vak. tırmak uzun il a Yoprake n mısra Hasret... Hükümetin son günler zarfında e-|rektir. Yerinden sökülüp pazara geti- şaslarını kararlaştırdığı «zirai kalk'n-'rilen fidanların kökleti, uzun boylu a-! O (908 inkilâbından sonra Selânikte ma plân» dolay si:, gazetelerde sk ç kta durmıya tahammül etmez Kök- | Genç Kalemler mecmuasile başlayıp leri soğuktan donmuş, zedelenmiş £-| 32 e lb ein dala danlar ise dikildikleri yerde tutmaz -| ve Türkçülük cereyanınm en kuvvetli iar. Bir taraftan behçenizin irili ufakt, Şebrelerinden biri sayılan Ömer Sey- kald ğına, bir taraftan da masrafa Yar! ee yaptığına Mandi ve ben içedir iz Herhalde aldığınız fide ıların | ki çık sık genç şairlere şöyle söylerdi: e lerinden henüz çıkarılmış oldukları- «Yazın bre cancağızım!,, Roman - zua dair dinlediğim münakaşa, beni şulna inanmak, ondan sonra da dikim | cı ve hikâyeciler renk ve ahengi sizden ufak izahatı vermeğe mecbur etti: ceye kadar toprağa gömmek lâzımdır. | alsınlar!» Evvelâ bildireyim ki; kombina ke- p i | Aradan yülar ve yıllar geçti. Fakat İmes fransızcadaki (Combinde - Corm-| ii e ür Şuvek | zahmetli bugün de sağ olsaydı eminim binerj den türemiş ve bugün bir çok!©. v“şore Ve güzel ambalâjlar önce bu yeni şiir ve şair bolluğuna şa- dilere mal olmuş bir kelimedir. Uzun | enler piyasaya çıkarmakla m r, sonra Çeşit Çeşit mecmualardaki il uk düzen mısralara bakar ve mu - boylu karşılığını araştırmayıp da zirai iseler de banaz pek bekem olnıyat: HE r e SEM ği seli olmazsan mevsimlik birer kum sandığı | hakkuk şöyle haykırırdı: tarafını bulmak istersek denebilir ki: Hemi: EE | hir in lerle iyaptırmaları o ve fidanları pazar ye -| — «Susun bre cancağızım! Buna da ombina; heç hangi bir işin derlenip). 2. bu kum sandıklarında saklama -/ puslayı şaşırttınız!e toplanmasına ve tek bir iş gibi idare “İtarı töz değil midir? H ” | ya z N lunmasına verilen isimdir. arı #özim değil midir) Elem fidanlar! Lâlife bir tarafa, Hakikaten yeni e Türk köylüsünün pek iyi bildiği **01mazs8 korunmuş olur, hem alan-| debiyatımızın şiir cephesinde bugün ı li eğ ii esli ke (lar müşteri olurlar. Fidan alış verişinde" böyle bir zevksizlik hüküm sürmekte- eee : Li a tag sl di İ taraf için mühi molan bu nok- dir ve bu da pek tabiidir. Zira ortada poan Sir wiş bera deriiğin ilede GdOTel pa aden uzak tutmayınız. münekkit yok, yahut iyi kötü mevcut İmecede nasıl ki köylünün - bilfarz - kaç münekkidin de bilgisine, gö orak zamanı karşılıklı bir yardımlaş- rüşüne ve bilhassa sam'miyetine ina - ma ile, bütün ekinleri birlikte biçilirse nanlar yok. Bazıları için münekkii ka- : «Kombina lar halindeki idarede del Bana kalırsa, ihtiyacınız olan yonca tohu.| (31 taşla ezilecek bir yılan, içi kin ve işler böylece bir beraberlik gösterir. munu, Ziraat Vekiletinin Kayseri Yonca iş. | kasetle dolu bir canavar, bazıları için Tarla sürülmesi, tohum #açılması, €- lasyonundan getirtiniz. En iyisini, en temi. de acınacak bir mahlüktur, Onlar sus- kin biçilmesi, harman dövülmesi gibi |x121 ancak orada bulacaksınız. ç p iz. Ölekiler, eser sahipleri türlü zireat işleri hep birden başarılır. | dedi e yalnız onlar söyle- $ yi ükat ne $ z Şu kadar var ki, İmecede bu isleri! o Ziraat müşküllerinizi, öğrenmek bitedikle- | ortaya eser diye he heycan bir düzene koyan bulunmadığı gibi or-| rinizi bize yazınır.. size cevab verelim. z ta malt olan İüzumlu vas: ük gözümüze ça:pan: «komkin3 mesini bir çoklarının anlıysmedığı bu yüzden de işin can noktasım kavri- Yartadıkllnmı görüyerüm Gapel yi kalabalık bir köylü hanı önünde du - rs rurken kenardaki kahved-n, bu mev - Ömer Seyfettin ya doğru bir kaç mısra daha okuyalım: Taliine bir isyan, Allahına bir kin - dir. Gece uykusuz kalır, gündüz yanar güneşte, Bir cehenhem bulursun sen gönlünü bir eşte.. Sayılmıyor saçının genç yaşında ak» ları, Kuru bir tarla gibi yarılmış ayakları. Yarılan çobanın ayakları değil, ta - Tİ banları olsa gerek.. Maamafih bu ka - . N YÜ İdarı yeter. Aşağısını bırakıyorum. De - ie ann mm > çe tepe mi, yoksa dipsiz bir kuyu mu? İnek ki bu çoban bir çift yeni çarık | mısraı insana si a r k- Bunu kim kontrol edecek.. İşte bura-| syairdiniz mi, derdi geçecek, içi gün| yor! Hele öle$i tur. Halbuki kombinada k n Tekirdağ Halkevinde canlılık da akar sular duruyor. İ gibi ferahlıyacak ve dağları, bâyırları | üstün. eltafi ii vE işleri, bilgili kimseler idar Mei İ mek i Mümlesks göten ği aman giler ; c : liç kimseyi incitmek, hiç bir genei nbaşka görecektir. Meğer ne yi Bu misal dır. Ve orta malı olan traktör, harman, | | Tekirdağ (Hususi) — Halkevi ye- çil » varmış . zavallının! İşte ro -İbir mecmuâ N DE , .| edebiyat y »daki geyretini küçük) li kalbur, orak, çayır makineleri gibi tu-|vi bir faaliyet sahasına geçmiştir, Yeni tizmden kaçan şairin dönüp dola-| ralarla da çağ i Miknatisi Demir gibi demir lamasına acımı. dığı şu «ah» ni berbat et her il Çiftci Mehmet Çavuşai okuduktan 50 Kapusunda ar da y > . görmek rivetinde Maksadım ! ma veli Sakıp Beygon gelir gelmez Halk- © dece bu çeti b öne agi ö rada şilrde 8k , i şu kadar İşte hükümetin yurdumuzda meyds. e, er esme ir İ senelik bir emektarı sıfatile yeni : iki 5 — 7 o Komi Yöylee lerin bep biker Gençlik valinin tecrübele- başaran idaretikler, van eköy HE rinden istifade etmek suretile Halke- ii lerin demektir. Filhakika uzaklıkları Vini canlandırmaktadır. Halkevi okur | samimi anlam © ebe win ii di azet Tum nanmıyanlar bir aç ay evvelki pek fazla olmıyan, ri güçleri birbi- am mer em sike GE arketlerde olduğu gibi libek isterse rine benziyen köyler, bir «Birlik» ole-| k Lİ. İle © gene ağız dolusu küfürler savurur'lar, cak ve bunlar kendilerine verilecek her| pyoyszeman. okunmaktadır. İlbayın çe türlü makine, şu ve bu ile bir akombi- | fa/kevine gösterdiği yakın alâka ora- a hükmen ye devam edenlerin adedini derhal ço- Artık işleri böyle bol vasıtalarla, ye | #ltMisUr. hep birlikte görmenin ne mühim ol - duğunu ise şüphesiz köylü okuyucular rım pek iyi takdir ederler. Onun için (kombine) ların iyiliklerini saymıya Girişmiyorum. sirgeme Kurumu ilk ve orta mektep- Fidan alırken dikkat ediniz! lerdeki kimsefz çocuklara elbise, iç Bu mevsimde satışa çıkanları fi -)çamasın, ayakkabı ve şapka verccek- danları alırken dikkatli davranmak ge tir. Bunlar hazırlanmaktadır. f —— e mar — ———. zumlu vasıtalarla görülür. üştüğü daha koyu romantiz- öşesi... Perdenin arkasında da | sunu yapacık sen buna lüzü p Jere, hel nız bu gerç şir - lerde görebildiğim bazı hatalı nokta- ları kabarıp belirtmektir. İtirazlarım ime bağı n. Ovalar kuru yanık, kayalar hep yo - Sunsuz, Sürüler aç kahyor, çobanın derdi SONSUZ. çerek san'si larını bir ağaDe 5 Nasıl ki üs vermeden bir etiketsiz & İyi amma kuzum, bütün yurdu bes «| “* “İliyen koyunlarla kuzular nerede olu-|* “| ruyorlar, avuç içi kadar kemirecek otu, İ yosunu nerede bulüyorlar? Dağda, kır- venlere | da deği) de havada mı? Hâsıl; işle ne Mağa - Temennim, bu| çobanları, ne sürüleri, ne çobanların! mazi bid'atinin, bu ruhi tereddinin de! di arı dağları, yamaçları görme-| bir çok yıkılan eskilikler gibi a U “İden, kulaktan kapma Yikırdılarla yazı- | mütulmasıdır. “Aksi, medeni bir költür| yan, çoban şiirleri bunlardır. İlk sami topluluğuna yakışmıyor. miyetsizlik bu gibi mevzulardan baş * lıyor. Aşk şiirlerinde de bunların yüz şekilde gülünç çeşitlerine raslıyoruz. Son yıllar zarfında moda olan ede - & biyat anketlerinde hemen. daima şu sorgu ile karşılaşıyoruz: Miht edebiyat iii kıymeti ne ile Merzifonda y ksul çocuklara yardım Merzifon (Hususi) — Çocuk E- na kimse inan* sun, hikâyesi “ dg sebepten, gele mesi İden daha fas gyği İ sını vermeğe b9 nutmamak On” oyan Bütün büyük 1 ie Iübaliliğe hi€ # | eş noksanıni pi Fakat mevzular üstünde fazla dur - mak istemem. Bu bahsi şimdilik bura- da kesiyor ve bu yazımda asıl söyle - Bence bunu soranlar) mek istediğim noktaya geliyorum; A-İ yanlış cevap verenler | henk meselesine... j “| Nah işte masamın üstünde Varlık! derler. İşte o ği mecmuasının son nüşhalarıntlan biri, | vaa: aradan çok -İ Çok ateşli ve değerli gençlerin yazıları ya unutur, v8 çıkan bu mecmuadal bile bazan öyle i sakat şiirlerle karşılaşıyoruz ki şaş g mamak kabil değil. Bilhassa ahenk /simli makalele De bakımından hemen hemen ritmsiz ibs yaptığımın yebileceğimiz çok zayıf mısralar.. Alın |dım. Hakikat er € size bir misal dir. Bunların disi ! Artık tırtılları beslemiyor, a ya A a me de Yâkub Oktay Rifat —— —— »—— — © CÖNÜLİŞLERİ! genç kızla evlenerek mes'ut bir yu- va kurmaktır. Fökat bu genç kız be Bi şaşırtan bir karaktere maliktir. Kendisini mutat üzere çok neşeli bu- İurum, fakat arasıra birdenbire de - gişir, soğuyuverir, buz kesilir, e za- man düşünürüm, fakat sebebini ta - yinden dâima âciz kalırım.» * ize yeni bir ses, ve duyuş tarzı getir İzmirden gelen İki mektup İzmirden bir mektup aldım, Sam- Ta isminde bir genç bana İki sual s0- rTuyor: I — Aşkta hile caiz midir? 2 — Bir şairimizin dediği gibi aşk gıdasını kandan mı alır? kuru lâflan ibarettir. Bu hakikati bir kere daha batırlattık tan sonra hemen teessüfle şunu kay - Gedeyim ki çok defa samimiyetsizlik, görenek ve özenti ile bir sürü yazı a - henkli, yahut baştan aşağı ahenksiz kadın kahra: Diyor, galiba maksadı, hem evet, hem hayır, şeklinde bir cevap aj - mak olacak. Gerçekten meseleyi kı- saca kestirip atmak mümkün di dir. Sualin birincisi için «aşkı yaşat - mak mevzuu bahsolursa evet» de - nilebilir amma, bu da m rı mucip olabilecek bir hükü; İkinci suale gelince, hangi yerde ve ne maksatla kullanılmış olduğu- Bu genç okuyucum darılmazsa, kendisine takip ettiği gayeye vara Luyacağmı söyliyeceğim: -aşında bir genç; tahsilini bi - tirmeden, hayatını kazanma yoluna girmeden önce hir aşk macerasına 4- tılacak olursa hayat o mücadelesine daha girmeden mağlüp olacağını bil- melidir. «Aşktan kuvvet aldım, © kuvvetle çalıştım» diyenlere inan - Mmayınız, eşk hele bir mektep çocu- | İzun bir çoban portresi çizerler; mısralar sıralamak arzusu bugün bir çok gençlerin en fazla göze çarpan ha- tasıdır. Meselâ çobandan bahsedecek -' er değil mi? Ya şövle romantik, mah- Gönlünde köydeki güzel Ayşesi, Bir dal gölgesinde uyuyor çoban. A, Cemil Miroğlu Yahut meselâ, Ülkü mecmuasının 44 üncü sayısında Mehmet Türkmen oğlunun aözımdan bu ân'anevi roman- Bu tırtıllar galiba mısraların ötesini berisini kemirmişler! Bana öyle geli - yor ki türkçede bundan dabâ delik de- şik, bundan daha dikenli bir beyit ya- zılmamıştır. Şimdi bu mecmuanın ayni nüshasın- dan «Nal sesleri» isimli ve Nurettin Artan imzalı şiirin şu ilk beytini de o- kuyalım: Hafif hafif duyuyordum nal sesleri| ye doktorluğu” uzaklardan, | 800 hasta mü değil, Nigör : bucakta fırsat meğe kal yim de beyhude Biga (Hi ari, Siyad | Ra ri a z izm belik Bili i ' ) hası i VR tn cevabını veremiye- e vela yeme e şii tik çobana “şöyle itiraz savururlar: Kokuyordu ortalık kan, seriliydi yer: |davi edilen bu * nu çalışmaktan alakor, nihayet fe - Onun iç çekişleri sanma Ayşe için- de vatan. | belediyece i «İzmirliv imzasinı kullanan diğer ( lâketine sebep olur. dir. ük sazı şairi Mehmet Ersinin: Bu hast ir” bir genç te daha maddi bir vazive - li kız birdenbire neye deği - Dikkat ettiniz ya, Tükmen Oğlunun | » Bir tarlada geziyordum, ayağıma ka- nakkale tn çıkar yolunu öğrenmek iş Söylediği şudur: «19 yaşındayım, bir gene kızı se wiyorum. Gavem bir taraftan mek- tebimi bitirmek, öle teraftar da bu şir? Yavrum bu sualin cevabını miya biç çalışma! Bu yıl bakalor « yayı nasıl geçeceğim düşüncesi daha faydalıdır. mez | çobanı da iç çekiyor. Yarabbi! Bir kere de derisiz bir çoban şu bizim şiirleri - mize giremiyecek mi?'Dağların ve-kır-| radını Ve takırdılı sesini tekrar eden) rafından 11 © ların çocuğu şehirli şairler için mutlaka | bu beyitte ahenk namına, yani şiirinjlenme me ta bir şey kakıldı|t0r- Misraindaki dörtlü durakların itti - Gene bu yıl İS mu ızlırabın sembolü müdür? Hele aşağı) ÖZ cevheri olan kıymete dair ne vardır? nikâh kıyılmış.