- IKINCİ KISIM — Çar Nikola kendisine gelen şefaatcıya “ Hiç kimsenin adzm öldürmeğe hakkı yoktur.Maamafih buiki gencin cezasını tayin ederken insaflı davrınacağım. » dedi. ir takım dediko - amlık dost ve müşavir olarak tanıdiğı . Prens Yusu-/Crandük Aleksandrın bu sözlerini ba- bi *şındın sonuna kadar dikkat we ehem- miyetle dinledikten sonra: Sönrüli Ortâş dalekda Çilüyi pofu Rasputini, kı—ndı otom ne alarak sarayına götürdüğünü müşlerdi. Bunu görenler, ertesi gün (2) Nutkun, pek gü * Rasputinin katlini işitir. işitmez: zel. Gerek yeğenim Dimitrinin ve ge - — Hah.. Katlin sebebi, anlaşıldı. Fırk damadın Filiks'in hakkındaki mü- Raspatin, prans karıitidelanların'da çekyelinde.; Ülkinş ci- Prenses İrene sataştı. Yusupof ta bulnayet, cinayettir. Hiristiyan dini, ve tecavüze dayanamadı. Böyle bir cina-| mukaddes kilisemiz; cinayeti menet - e mecbur kaldı: Miştir. ... Bümu ee de takul ederdin ü İki; ister köyl isterse, Grendük Halbuki Raspatin katledildiği' od İvayalnd Prens sltun; 'hiç Kimsenin m- Prenses İren Yusupof, Kırımdaki sare-|ğam öldürmeye hakkı yöktar... Map . Ve oraya gideli de, bir haf- Wıııafl'ı bu iki gencin cezasını tâyin € - mişti... Fakat, bu katil hâdise-'derken, her halde insaflı davranacağı- her şey mı vaad ederim. evvel kocasını tebrik etmiş: Cevabını vermişti. Ve Çar Nikola, bu waadini de ifaet- andro!.. Yusupolun yet işlem Demiş! sun.. sini işilir işilmez gelmiş.. — Rusyayı kurtardın SON POSTA « Son Posta » nım Tariki Tefrikmm : 87 Sama demir 'bilekli bir erkekti. Azim we iradesi de bilekleri kadar kuvvetliydi. Yankutun sözleri onu işcilerle ve hayatla mücadeleden yıldırmamıştı. Sama şimdi he Suz sarayında, de Gudeanın mühteşem Ür sayliye - sinde yaşıyordu. O, Sirtellânın yakıcı İkubbesi altında ve şehir dışında iku — İzulan bambaşka ibir âlem içinde ibu — lunduğunu biliyordu. Sama için hayat çok çetindi.. Onun için, hayatı ve hayatın aztı » ne SÜMER YILDIZİ TUNÇCAN Yazan : Ocaklardaki hastalar da yavaş yavaş iyileşiyar, sarı benizli insanların renk- leri düzeliyor.. ve çalışma saati bitin- ce işciler şarkı eöyliyerek eğlenmeğe başlıyordu. Sama işi akşam güneşinin batmasın- dan bir #aat önce paydos ettiriyordu. İşciler ocaktan çıkar çikmaz dünyayı bir saat daha aydırilik ve güneşli gör- mek fırsatını buluyordu. Halbuki bun- dan Önce iş saati güneş batıncıya ka- dar sürüyordu. | Sabaliları da güneş doğduüktan iki raplarını yenmek gerekti. İsaat «onra iş başlıyordu. Halbuki bun- Samanın oturduğu evde neşeden ©- |dan evvel işe güneş doğar doğmaz baş- ser yoktu.. Bütün hizmetçileri zenci |lanırdı. İşciler sabahleyin güneş yü - âdi. )zü görmeden ocaklara dalarlar, akşam Dözülşükçer rek: Ve sonra babasına gide-| mişfi. İGrandüklerle de Salonda toplanmış olan diğer görüştükten sanra; — Kocam, Çarlığı büyük bir felâ -| başvekile bir emizmame göndermişti. ketten kurtar yük hizmetinden bahsediyor; tiliyor... Çar, bunu takdir etmeli; ko- camın hissiyatını rencide edecek bir tek söz bile söylememelidir... Fakat, Çariçenin teşiri altında, belki bir ak- silik zuhur edebilir. Onun için; rica e- derim derhal saraya gidiniz. Muhte - mel olan müessif bir hâdisenin önüne | geçiniz. Diye rica etmişti. İşte, bu rler altında saraya gi - den Grandük Aleksand yetin sebeb ve tesirleri; sonra: yapılan cina- izah ettikten Nikit. sak — AÂzizim, () londa bekliyorlar. Bunlar, sana arzı tâzimat ederlerken, belki bir takım ricalarda da buluna - caklardır... Ben, senden yalnız bir tek ricada bulunacağım... dım Prens Yuşupof'u, ve gerek Gran- dük Dimitriyi birer âdi câni gibi gör - me. Onları, vatanlarına hizmet yolun- da, yanlış bir iş görmüş birer vatan -| perver telâkki et, Demişti. Çar Nikola; çocukluğundan ve bil - hassa Çarlık ta erkânından çoğu, Hanedan | Gerek dama -| . Herkes unun bu bü-| Bu emirnamade; ve ona | meselesini tamamen her tarafta (milli kahraman) adı ve - olan Prens Yusupof ile j (1) Çar Nikolaya, bütün hanedan a- rasında (Niki) diye hitap edilirdi. riz. (Raputinin katli) üzerlerine almış Grandük Di - mitrinin şu suretle cezalandırılmaları- ni istemişti: IGrandük Dimitri Pavloviç; derhal bir vazife ile (İran) cephesine gönde- İrilecektir. (Prene Filie Yusupol ise, dezhal çiftliğine çekilecek.. bir menfi gibi, ©- İrvada ikamet edecektir. ) * Prens Yusupof ile arkadaşlarına ge- lince... Rasputin'in ölümü tehakkuk ettiği dakikada, Prens Yusupof arkadaşları- nı toplamış: — Maksadımız, hâsil oldu. Rusyayı, büyük bir tehlikeden kurtardık. Yalnız şu var ki; bu işi scssiz sadasız yapama- dık. Vâkiâ, efkârı umumiye, bu işden çok memnun olacaktır. Ancak şu var ki, hükümet de resmi vazifesini yap - muya mecbur kalacaktır... Doktor Lâ- zover, Poroçkeviç.. siz, derhal evleri- nize çekiliniz. Prenses Emma.. mjğ bey.. siz de, buralarda görünme - yiniz.., Cinayeti, Crandükle 'biz Üüze- rimüze alacağız, ve mes'uliyeti der'uh- a ayak bastığı da -|de edeceğiz. Çünkü biz; ağır bir ceza kikadan itibaren kendisine daima en)görmeden; bu işi kolayca © atlatabili - Hadi bakalım.. dağılmız. DeuuşLi. Bu suretle, hakikaten çek büyük bir (2) Granduk Aleksandırın küçük is-' , erdlik göstermiş olan Prens Yusu - mi de böyle söylenirdi. Bir Doktorun Günlük Notlarından n lrle e Hişni n nnn ni Mesane nezlesi Kadınlarda daha sık olmak üzere soğuk ve hararetli ramatıdarda sık gik görül - Cumartesi © ayakların soğuğa ve rütubete almasından tleri gelir. Çıplak a- ga veyahud rütubetli yerlere bas- vak'zlarda mesane lar ve sıcak ile kabildir. Göbek, karın Ö- zerine scak teneke veyahud kiremid ve- || davinin eşns Üstüste tek- ar nerlesi, — bilhasaa rostat yan! kestanenm zeldiği için ehemmi- yetildir. Onun için tedavide ve muayene- de ihmal gösterilmemelidir. ——— ' (©) Bu notları kesip saklayınız, yahut 1 bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkmtı zamanınızda bu notlar bir dokter görülen yaşlı imsetleri pof —arkadaşlarını. dağıtır dağıtmaz, de7 l Petersburg'dan hareket etmiş.. (Kurm) da bulunan zevcesi, (Prensea İren) in nezdine gitmişti Eğer Prens Yusupof, Petersburgda kalıp da, ertesi gün halk arasında gö- rünmüş olsa idi; hiç şüphesiz ki ahali- nin büyük bir kısmı, onu omuzları ü- zetine kalkdıracaklar; ve hakkında bü - Yük gösterişler icra edeceklerdi. Watanperverler, sohsuz bir sevinç i- çindelerdi. Rasputin tarafdarlarını ise, heyecanla karışan bir şaşkınlık istilâ etmişti... Nitekim; cinayet gecesi ga« 'baha kadar uyumamış elan Cemil, er- |tesi gün Öğle vaktine doğru derin bir puyku içinde iken (Köntes Olga) apar- tımana gelmiş.. Cemilin yatak odasına girip de onu henüz yatakta görür gör- mez: Ru, ne kayıtsızlık... Koca Petersbürg; hüpetünap;hop kali banor & büln li e0 barini basial at < yorsun... Kalk da olanları işit. Demişti. Cemil, hiç bir şeyden haberi yak - — Sevgiliml.. |muş gibi, sükünetle cevab vermişti: — Ne olmuş sevgilim?.. Rus ordu- Harı general Hindenburg'u esir mi et - miş?.. — Yok canım... Bu, mühim bir hâ- gibi imdadınıza yetişebilir. dise, (Arkası var) ve Co-| Sama, maden acakları içine girdiği | igündenberi güler yüzlü adam görmü- yordu. Herkes muztarip.. Herkes bas-| |ta.. Herkes ciliz we neşesizdi. | Sama, bu alil ve muztarip mahlük -| lar içinde - âz zamanda - kendisinin de| onlar -gibi olacağından korkuyordu. Sama ilk önce ada hizmetine ba kan zenci uşaklardan birini değiştir - kdi.. OOcağa gönderdi.. Ve ocakta has -| talığını bahane ederek çalışmak iste -| miyen Akadlı bir esiri yanma aldı. Uran.. Bu adam Sumer kralına kar- ga geliniş.. Akad savaşında Sametlile- ne esir düşerek Siztellâya gönderilmiş-| Hti. Uran Akad sarayında 'hâssa askeri idi. Maden ocaklarında çalışmağa bir türlü alışamamıstı. 'Sirtellâya ,geleli iki buçuk yıl olduğu halde gözünü hâlâ Akad sarayından çevirmiyor, kendini )sarayda yaşıyormuş gibi tallı hayal - lerle avutuyordu, Somâ Elk günü octklan 5' gererkei; gözüne kestirdiği kibar tavırlı ve te « Lmiz yürekli işçilerle birer birer konuş- muştu. Sama bir sabah Uran'a sordu: — Akad sarayında ne iş yapardın? — Haftada bir kere kral mabede gi- derken, ata biner, 'kralı takip ederdim. |Dönüşte de böyle. — Diğer günler..? — Sarayda zabitime hizmet eder - dim. — Âlâ. Gene ayni işi göreceksin, Uran! Fakat, ne burası Akad sarayı - Ne de ben Akad zabitiyim. 'Bana istediğim gibi- hizmet edersen; karşilı: ğıni görürsün! Beni memnun etme - diğin takdirde, ocaklarda bu işe talip bolanlar çok.. Bunu unutmal Uran ocaklarda kazma sallamaktan © kadar yılmıştı ki.. Samaya krala ta-| parçasına tapmağa ve ayaklarına sarı- lıp bastığı yeri öpmeğe başlamıştı. | |dır. bi hizmet etmeğe and içti.. geccleri Sa- ma odasına girdiği zaman maiyetin - deki zencilerin hiç birisi ocük muhafı- Zzının yanına giremiyordu. Sama bu imtiyazı yalnız Uran'a vermişti. Sama ocakları gözden — geçirdikten sonra, etraftaki denemeçli (Asu) lar- dan birimi buraya getirterek: — Bir kaç ay burada kalacaksın.. işciler arasında çok hasta var.. bunrları iyileştirecek ve ilâçlryacaksın! Dedi.. Asuyu zorla ocak mahalle - sinde alıkoydu. Sama bundan sonra işcilerin ekme - ğini de yoluna koymuştu. İşcilerden bir kısmı taş değirmende buğday öğüdüyorlar.. ekmekler çamur gibi bozuk çıkıyordu. Sama değirmenin taşlarını değiştirdi.. işcileri değiştirdi. Yeni çıkan ekmekler hem hâs, hem de gıdaca eskisinden farklıydı. İşciler ek - mek işinin düzeldiğine çok sevinmiş - lerdi. (karşı gittikce derinleşen bir sevgi ve -|da Samanın aleyhinde ıbir tek aöz söy- lasa, bütün işciler.binden Ü- | Uran efendisine sadik bir köpek gi-| güneş batıncıya kadar çalışırlardı. Sama çalışma işini bu suretle düzelt- tikten sonra, bütün işcilerde Samaya | saygı duyguları belirmeğe başlamıştı. Hiç kimse Sama'nın aleyhinde söz jsöyliyemez olmuştu. Birisi ağzını açıp lemeğe b: zerine iyerek : | — Nankör.. dürkü çektiklerini ne çaâbuk unuttun? Diye bağrışıp zorla sustururlardı. Samayı işciler çök 'kısa zamlan için- de sevmişlerdi. O ocakları delaşmağa | geldiği zaman, içlerinden hiç birisi o- na fena gözle bakamazdı. İşcilerin hep- si de: — Tamnrı seni bizim başımızdan a - yarmasın.. Diye dua ederler ve yanından ge - le riyasız sevgilerini açığa vurmaktan kendilerini alamazlardı. Sirtellâda « bir hapishane veya zindan yoktu. Sir- çerken, boyunlarını eğerek, bu suret- | Ur'da olduğu gibi - ayrı || Bütün işciler Samayı çok se hakkında kimseye söz söyletmiy? zincirli adamlaf ebbeden ölüme kat memleketif ğgundan - idam € da çalıştırilmak rilmişlerdi. Bu men hemen ma hwuyn tan s#onra, gulmexe bn:% ölüm mahkümla Jışma saafleri X" tan ümidini kestf y dinlenmenin nğb’ ğunu nnlaml-!h'a' ! Sirtellânın Lkalma bir kirab€ «Güneşi ;hakkak glerker di ler de muzaffer tellâda ağır suçluları da maden ocak - larında çalışmıya gönderirlerdi. İşciler arasında göze çarpan bir takım bacağı | 23 İkincikânun 937 Öğle neşriyatı: 12.40: Plâkla Türk musfkisi. 1250 Hava- dis, 1305: Plâkla baNIf müzik. 13.26: Muh » telif plük neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18.30: Plâkla dans müsikisi 19: Şahir ti- yatrosu komedi kısmı tarafından bir tem-ii SiL. 20: 'Türk müsiki hey'eli. 20:30: Ray Örmer İRiza tarafından Arapça havadis. 20Â5: Mü- | nür Nurettin ve arkadaşlâri tarafından Üürk muslkisi ve halk şarkıları. 2115: Saat rı, örkestra. 22: Ajans ve borsa habörler!. 30: Plükla sololar. BÜUKREŞ 16.8; Askeri müzik. 17: OÖrkestra. 1815: Şarkilar. 19.5: Cazband havaları, 2035; Or- kestra. 2135: Haberler. BUCAPEŞTE 1550: Konser, 173: Macar hülk şarkılatı, Çigan orkestrası. 18.10: Tiyatzo. 1930; Plük neşriyatı 20:75: İngiliz dans plâkları, 21.05. Opera orkestrası. PRAG 1645: Brnotdan nakll. 19.15: yatı. 2030 Tiyatı. 2235: Kazak örkestrası. VİYANA 465: Misır şarkiları. 156: Plük neşriyatı 1810: Adakale Tuna balıketları şarkıları. 16 35: Halk şarkıları 17:15: Viyana Öperetinden nakli. 19:20: Beethoven'den şarkilar, 20: Vi- | Plâk neşri - | Brno'dan nakil 2220. Plâk neş- | ÇAK Riza). Beyamddk £ (Citsnü Haydafh gümrükte: (AT Cemil). Sama' (Riğvan). Şebfil zadebaşımda * Heyoğlu ciheti Galatada : ( sim Ase0). KAT Metkez Nahiyedf Bişlide : NaT yana Mmüusikisi, 'YARŞOVA | 1445: Örkestra, 1580: Şarkilar, muhtelif bavalar. 1740: Şarkılar. 19:90: İtalyan musi- ikisi. 20.30: Eğlenceli neşriyat. 21: Dans plâk- | darı, monelyanl. Üsküdar - Büyükadada: suf). Kadıköy Modntta : ( şiboyumda