12 Sayfa < SPOREA Topkapı klübünün Mahrumiyet içinde fedakârlıkla çalışan Topkapılılar, kendi yetiştirdikleri oyuncuları ayartmalarını doğru bulmuyorlar Topkapı Spor ktübü Umumi Kâtipliğin- fakat mâanevi ve şerefli bir maziye sahip olan bir semtin spor klübünün işlerini tedvir eden hey'etimiz aşağıdaki teb- DBt bütün samimiyetle lân etmeyi kendine bir vazife bilir: Klübümüz bir semt çocuğunu — muhitine, Mensup olduğu cemiyele, yurduna ahi | bir unsur haline getirmek — ve kısa tabirile mmen bir sporcu haline koymak için se- nelerce cesurane emek — verir, Bu emeğin mahsulü olan spörtmeni kendi — evlâdı. gibi telâkki ve himaye etmekle mükellef olduğu- nu da müdriktir. Bon zamanlarda bugün ismini tacr'he lü- zum görmediğimiz birinci sınıf bir klüp ida- retileri vasıtasile — futbol — kısmında — te- Mayüz etmiş çocuklarımızdan — bazları ile hususi temaslar yaptığı ve gençleri cazip görünen vaidlerile ana klübünden ayırıp kendi klüplerine almaya çalıştıklarını kaber Aldık. İşin mahiyetin! tahkik ve tamik et- gik. Filvaki işin doğru olduğunu ve hattâ a. ciklı safhaları bulunduğunu yakinen Öğren- dik. ceni Parasız, yardımşız, pek noksan vesnitle | İve fakat hakiki sportmenlik — ruhile meştu 'olarak çalışan ve muhitini bu uğurda hazır- idaremiz kendi çocuklarını büyük ve 'zengin görünen Ve en kuvvetli maddi vesalt ve malyemeye malik bulunan herhangi bir klübün tamah, ve gıpta nazarını çekecek de- bulması ea — büyük — mefküre v protestosu büyük — klüplerin receye çıkarmış görmekle cidden iftihar ve şeref duymuştur. Çevremizden yetiştirdiğimiz gençleri ma- nen ve maddelen yüksşelmiş ve memleket | sporunun amatör teşkilâtimisin — Neri aalla- | tinda yer almış görmekle eldden sevinecek ve iftihar duyacak bir klübüz. Bu gibi hödi- selerde gençlerlmizin giyeceği formanın ren- gi bizlim için pek tâli derecede kalır. Bunun içindir ki bol vesait ve malsemeye yüksek ve kudretli idareye rağmen biysat İdmancı yetişlirmeyip de biz ve bizim gibi Teragatle çalışan camlaları kendileri için ö- tedenberi birer depo ve fidanlık telâkki eden klüp idarelerinin tüzumunda en kısa yoldan İSTİL EŞYA AMATÖRLERİNE 15 İkinci Kânün 1937 den itibaren İstiklâl caddesinde 479 No, (Eski Hayden ma- gazasında) teşhir etmekte olduğumuz eşyaları kat'i su rette elden çıkarmak - ve mezkür mahalli kapataca « ğımızdan sayın müşteri . lerimizin nazarı dikkatleri- ni celbederiz. DİREKTÖRLÜK Fevkalâde Fırsat Arsa Müzayedesi Nişantaşında Rumeli caddesinde 2 ilâ 16 sayılı elyevm Tenis mahallinin Beyoğlu Sulh Hükimliğince şuyuun iza doğrudan doğruya klübümüz idaresina baş vurmalarının hem kendi klüpleri hem birlin klüplerimiz ve hem de betahsis sportif ah- lâk ve karakterleri henüz taazzuv ve tekâ- mül devresinde olan genç sporcular için ha- yırlı olacağını beyan eder ve bu müracaalla- rın tamamile hüsnü kabul göreceğini şimdi- den ilâve eyleriz Aksi şekilde hareket yani tahakkuk ede- cek veya edemiyecek bir takım menafi vo mevald ile — tabiri mahsusla — sporcu a- yartmak takipel ve talipler için uzun zahmet ve yorgunlukları icap ettireceği gibi kayna- Bi amatörlük olan ve başımızın bağlı bulun- duğu Türk Spor Kurumunun manen dayan- dığı ana prensipleri sarsar. Gençlikte kuvvet lesi zımınında açık artırmaya konulmuş olduğundan 25/1/1937 tarihine müsa- dif Pazartesi günü saat 14-16 ya kadar Beyoğlu Sulh Mahkemesi Başkâtipliği marifetile satılacaktır. İşbu fırsattfan istifade etmek veya fazla malümat al- mak isteyenler Beyoğlunda Tokatliyan arkasında Topçular sokağında Sulh Mahkemeleri Başkâtipliğine müracaat eylemeleri ilân g_l_ggı_ıı_ı_,__ telâkki edilen — sevgi, — birlik, — düzenlik, inklbat ve — disiplin hislerini — saafa — uğ- ratir. Diğer taraftan bir klübü habersiyoe kendi elemanlarından mahrum birakmak gi- bi cihetlerin ebemmiyeti ise yukarıdaki anâ hatlar yanında solda sıfır kalır. Alâkadarla- olurak “Ta derin saygılar. NEZLE ve ÖKSÜRÜK Ş 1 - PASTiL ANTiSEPTiK KANZUK İNGİLİZ. KANZUK ECZANESİ : 'îmdâ Tefrikası : 29 " Boğaz ve PASTİLLERİ Akciğer nahiyelerini temizler. Ses kısıklığını açar. Teneffüs yolu ile geçen bütün hastalıklardan korur. Yeşil pastillerdir. 2 -. renkli PASTIL LEON KANZUK Kodein ve öksürük pastilleridir. Lezzeti lâtif ve tesiri 'Tolü Balsamı ile hazırlanmş katidir. Penbe renkli pastillerdir. KANZUK markasına dikkat BEYOĞLU - İSTANBUL “SATIŞ İLÂ! | gayrimenkul gene *muhammen kıymetinin 99 75 ni P İ" kanun hükümlerine tevfikan satışı geri bırakılacakti” / 4 |vye tanzifat l sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve & İstanbul Dördüncü İcra — gel Memurlu$*, İ 23039 İkraz numarasile Tevfik tarafından W:.# f mukabilinde Vakıf Paralar idaresine birinci de! tamamma yeminli üç ehli vukuf tarafından (8100) ei K, edilmiş olan Kadıköyünde İbrahimağa mahallesinde Ti yeni Alibaba sokağında eski dört kere 1 mükerr*f v K, numaralarla murakkam sağ ve sol tarafı Halime B * j y merhum Mehmet B. vereseleri arazisi ve Şakir Ef. # M'kad Ef. vereseleri köşkü, cephesi Alibaba yoluyle # Bab,, bap ahır ve iki bap hanenin tamamı açık arttırmaya —— Evsafı Umumiyesi : b 4 No.lu Ev: Zemin kat: Merdivenden ÇlkM g rinde iki oda, zemini kırmızı çini bir kiler, karosimaf — bir helâ altı bodrum. #' , Birinci kat: Bir sofa üzerinde biri yüklü üç 5i ibarettir. Bina kârgirdir. ö 2No.luev: Karosintan papuçluk, bir korider " bir mutbak, bir helâ. J" Birinci kat! Ayrı bir kapıile kullanılır ve w',, camekân bölme dört oda, bir hamam mahalli, bir " — İkinci kat: Bir çatı arası, bir balkon. 3 Elektrik tesisatı her iki binada vardır. Su vardi” gi Müştemilât : Üç ahır bir buzağ ahırı, iki yılll"ı ğ eelasiz çI kuyusu, tulumbalı kuyu, aşılı muhtelif meyva & *ö sair meyva ağaçları vardır. g Umum Mesahası: Yapılan mesaha ile 5260 w" Bundan 85 metre murabbar 2 No.lu hane, 85 metrt hane, 25 metre murabbaı 2 No, lu hane ittisalinde M" murabbat ahır ve müştemilâtı olan mezkür maz y hanenin tamamı açık arttırmaya konmuş olup şar*” öglet tarihinden itibaren dairemizde herkes tarafından ' 15/3/937 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 14 İ Ş EŞEŞİ ELRSİLERLSER. dairemizde açık arttırma ile satılacaktır. MU”_';. S bi kıymetinin yüzde yetmiş beşini bulmadığı takdi. W taahhüdü baki kalmak üzere 30/3/937 tarihine Üi gi saat 14 den 16 ya kadar dairemizde yapılacak olan YA en son arttırana ihale edilecek ve bulmadığı takd hammen kıymetinin yözde yedi buçuğu nisbeh'ndl:ıı v / Milli bir Bankanın teminat mektubunu hâmil bu! yeyt ; Müterakim vergiler ile vakıf icaresi ve CA ( rüsumu — satış bedelinden tenzil ü bedeli müşteriye aittir. 2004 numaralı ıa[:k:l bi (126) ncı maddesinin dördüncü fıkrasına tev * üzerinde ipotekli alacaklılar ile diğer alâkadaranı. 4 harımı, ilân tarihinden itibaren (20) yirmi gün içinde 4| lerile bildirmeleri, aksi halde hakları tapu .mıııığ:# | satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları ınj ) | işbu maddenin mezkür fıkrasma göre hareket eti e malümat almak isteyenlerin 934/2367 dosya nun l ) | Ğ , | ilân olunur. — (424) #i SÖNENDA Peride — Ne bileyim ben, dedi. Az kaldı|sıktı. O bu dakikayı mahsus hazırla - Ayşenin size «baba» demesine kızdığı- | mış, her şeyi anlamak için bu bahsi aç- nızı zannedecektim. Hem benim ne güzel bir fikrim var biliyor musunuz? Sırrı Nihat birdenbire canlanmıştı. Selim Nacinin dudaklarında garip bir gülümseme belirerek uzattığı tabaka - dan bir sigara alarak sordu: — Nedir ö bakalım?. Seza balkonun kapısından ayrılmış gene gelip eski yerine oturmuştu. Kaş- ları düşünceli bir mana ile belirsizce çatıldı. Gülmiye çalışarak: — Ayşeyi evlât edinsek diyorum, dedi. Fakat böyle lütfen alınmış bir evlâtlik vaziyetinden kurtarıp vYesmi muarnelelerde de kendimize bağlasak.. Siz ona hakiki bir baba olsanız.. O sözünü bitirince Sırrı Nihadla Se« lim Naci - birbirlerine şaşkın, şüpheli gözlerle bakıştılar. Seza kocasının asa- biyetle dudağını ısırdığını, Selim Na - «cinin hayretle gözlerinin büyüdüğünü gördü. Ve bir an için aklından Sırrı Ni hadın yakasına yapışıp «Söyle o se - nin Je:zen: mi?» diye, bağırmak geçti, Vake! sonra oturduğu koltuğun ı'"_": 'larına parmaklarını geçirerek dişlerini mıştı. Ve içindeki şüphe iki erkeğin al- dığı şüpheli tavır yüzünden büsbütün kökleşmiş fakat gene de tam bir ka » rar verememişti. Bu her şeyi tamamile anlıyamamazlık onu bitiriyor, içinde kırıcı, bütün sinirlerini yay gibi geren Bir fırtına yaratıyordu. Göğsünden fer yad mı, kahkaha mi ne olduğunu anlı- yamadığı bir seyler vardı ki onu boğu- üordu ve haykırmak, bir deli gibi hay- kırmak istiyordu. Nihayet başını ar - İkaya doğru atarak boynunu asabi İra'şelerle titreten ince, tiz kahkaha - larla gülmeye başladı. Bu kahkahalar - |da feryada, imdad isteyen acı çığlık - İlara benziyen öyle bir mana vardı ki, Sırrı Nihadla, Selim Naci sarardılar. 'Sonra Sırrı Nihad ayağa kalkıp onun yanına doğru ilerledi ve yavaşca omuz- larından tutup sertliğini örtemediği bir sesle sordu: | — Sende bu gece bir şey var Sezal Hasta misın, nedir?. Fakat omuzlarından tuttuğu bu vü- cud, parmaklarının arasında — şiddetli bir titreyişe tutulmuş gibi - sarsıhyor, renç kadın başını arkaya atmış, siyah göz bebekleri keskin iki çizgi gibi kay- bolarak, gözleri yarım atalık, durma - dan asabi, tiz kahkahalarla gülüyor - du. Selim Naci de ayağa kalkmış, Sır- rı Nihadın yüzü birdenbire değişmişti. Gözleri korkulu bir mana alarak genç kadına «Seza, Sezan diye, seslendi. Fakat onun vücudünün — birdenbire gevşiyerek koltuğa gömüldüğünü, kah kahalarının kesilip, başının omuzuna düştüğünü görünce, yüzü heyecandan kızararak: «Al.. Bayıldı, bayıldı..» di. ye, bağırdı. * Seza kendine geldiği zaman karyola. sında bulunduğunu gördü. Şaşkın şaş- kin etrafına bakındı ve üzerine eğilen erkek başını görünce yüzünden nefre- te benziyen bir mana geçti. Gözlerini kapadı. Fakat saçlarında bir elin dolaş. tığını hissediyordu. Bu el Sırrı Nihadın eli idi. Ürperdi. Birdenbire gene göz - lerini açtı ve inler gibi bağırdı: — Birakın, saçlarımı, bırakın.. Sırrı Nihad gözlerinde derin bir şef- kat titriyerek ona baktı ve elini yavaş- ca çekerek sordu; — Fakat ne oldu sana, yavrucu - ğum, nen var? - Bana niçin böyle bir düşman gibi bakıyorsun?. Sezanın dudakları titredi, dişlerininlıkla Sezanın kulaklarına dolarak yas arasından cevab verdi; — Çünkü senden nefret ediyorum.. | yatağın içinde bükülen vücudü gevşe-| mak elde değil SAC Sırrı Nihadın dudaklarında acı bir|miye başlıyarak hali tabüsine avdet e- —— -- —— -' ae tebessüm kıvrılmıştı. Ellerini genç ka- | diyordu. Nı!ıni*f" r dinin yastıklarına dayıyarak onun ü- gibi derin P-'nf "fm zerine doğru eğildi, yavaşca sordu: — |baktı. Hafif ışığ halisi, * — Fakat bu nefret niçin? çük toparlaklar oi ı Seza boğuk bir sesle: düşen göz yaşlar! y — Niçin mi? dedi.. niçin mi, bunu ile alarak yıv::;_” çi bana mı soruyorsun.. çekil, çekil ya -| — Beni affed .B g az, nımdan.. ları size ıoylemky' A, Z Pelik Seti. kim da yok biliyefiİğ ys Genç kadın, onun gözlerinin içine ::âıy: ;:::'NT”J ” bek:"k arka arkaya söylemeye başla- mak istiyorum " X Ş Sırrı Nihad ya' — Sus, sus.. sen bir yalancısın. Kü-| , — — vi goğrulr çük kızı niçin getirdin?. Ondan evvel :îî;î;?do':; Selim Naci ile gizli gizli konuştukların gibi bir hareket Yi ne idi? Hep gizli şeyler değil mi? Hep » . üzerine eğildi gizli şeyler.. laştırdı. Genç k†Sarrı Nihad kendine hâkim olmıya ça |turarak «çekil, * fa lışıyordu. Gene genç kadının saçlarını İi tavır aldığınt? — okşamıya başlamıştı: gibi fısıldadı: — Beni dinle, Seza, Senin sözlerin| — Belki e: n,gu çi evham, Beni dinle ve inan. Ortada bir|yu idi Seza.. halbE g sır filân yok, büyültme kafanda her şeyi. Küçük kızı sen de seviyordun.. şimdi niçin ondan böyle bahsediyor - sun?. Onda nasıl bir sır olabilir? Za- vallı bir öksüz, işte bu kadar. Senin himayene, sevgine sığınmış zavallı bir| kat beni affet Seziilü n çocuk, Biraz dürdü: YYT Yavaş yavaş konuşuyordu ve o söy-| ti: ledikce ses, teskin edici bir yumuşak- 1 t tıma karışman, * » yor. Bana kızıyo' ve bütün bunlar * hayret ettiğim b“# i tiyon Belki sanâ * g — Bilsen 6 #Y celer içinde idim: Ç avş yavaş onu yatiştiriyor, asabiyetle|dar kızsan, hak&'” ”