ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5564 ADIMIZ, ANDIMIZDIR. 23 SONKÂNUN 1937 CUMARTESİ HER YERDE 5 KURUŞ Cenevrede Sancak meselesi hakkında hususi temaslar devam ediyor Meselemiz, Konsey ruznamesinin Aşiretler - silâhlandırıl- sonlarındadır ve önümüzdeki salıdan| Makta, her türlü tazyika devam olunmaktadır inlamışa benziyorlar. Basbetke AYNI VAZİYET Falih Rıfkı ATAY Eğer bir herb tebliği olsaydı, cep- helerde kayda değer bir vaka olma- dığını yazarak, vaziyeti iki satırda öğtetmiş olurduk. Fakat fransız ga- zetelerinin neşriyatı, bize yeniden hiç olmazsa söylediklerimizi - tekrar etmek fırsatmı vermektedirler. Türkiye'nin dostluğu bazı - feda- kârlıklara değer olduğunu / işaret e- den parisli arkadaşımıza, bizim Fran- sa'dan, yalnız şimdi değil, 16 sene- denberi dürüstlükten , gayri bir şey Fransa ile komşuluk etti ş- dudda birkaç gün geçirmiş olmaları. ı ne kadar arzu ederdik. Onlar, ora- da, dostluğu için bazı fedakârlıklara değer olduğu zannolunan bir Türki- ye'nin smırları üstünde - bulunduk- İarma aslâ inanmıyacaklardı. Onlar serbest bir Sancak mevcudiyetinin, yalnız, eski ahidleri ve onların yeni icablarını yerine getirmek değil, Fransa - Türkiye dostluğuna —mani olmak mukadder olan şartları orta- dan kaldırmak bakımından da zaru- Fi olduğuna iman getireceklerdi. Fransız gazetelerinden biri kimin soruyor: Türkiye Fransa mı, Cenevre mi? Bir başkası eğer biz Suriyece kabul olunabilir garantileri kâfi görmezsek, anlaşma imkânı olmadığını kaydediyor. ayrı haber, arab ve müslüman — düş- manı ve herkesin - vasıtası ve âleti emir Sekip Arslanım reisliği altında #uriyeli bir hevetin Sancak davasmı gütmek rektiren, ne de Suriyeye taallük eden bir mesele vardır. Ortada Sı ile değil, Milletler Cemiyeti sadece Fransa ile, ve o da, bir ahdin we onun yeni icablarınm zaruri — kıl- dığı münakaşayı yapmakta olan biz varız. Ortada türk olduğu tama- men sabit ve kati olan bir bölgenin talüni ve emniyetini tanzim ve te- min etmek vardır. Ortada, on binle- rin hayat ve emniyet ve seref dava- & vardır. ümid etmekten — vaz geçi diğimiz hayirli neticeyi görünce 'ye kadar, hiç bir oyun karşısında adım ve istikamet saşırmıyarak, mantığımızı ve — soğukkanlılığımızı muhafaza edeceğiz. Biz sinirlerimi. olduğumuz kad: başka- da, sağduyularını, muhake- melerini idareden menetmekte daha fazla ısrar göstermemelerini temenni ünüyorlar. İstiklâl tezini kuvvetle mü: lafaa ediyorlar. Delbos ile Vieno Tü İ ye ile devamlı bir mukarenet zaruretini Türklerin Suriye'deki nüfuzu da bizi | Cenevre, 22 ÇA.A.) jansının husust muhabi Anadolu A- bildiriyor: Bugün gene muhtelif murahhas he- yetleri arasında meselemiz hakkında hususi temaslar devam etmiştir. -Aras bu sabah Amerika elçisini - kabul et- miştir. Meselemiz konseyin — ruzname- sinin sonlarındadır. Salıdan evel konu- şulacağı tahmin olunamaz. Esasen hay- li çetin müzakereleri istilzam eden bu meselede - herhangi bir hal şekline va- rabilmek için hususi temasların — daha birkaç gün devamma ihtiyaç görülüyor. Konsey bugünkü toplantısında muh- telif cari meseleleri görüşmüştür. Fransız gazetelerinin mülâyimli, Cenevre, 22 (ALA.) — Anadolu A- İansının husüst muhabiri bi Sabahki P beyetinin taleb ve iddialarına ve bura daki tavır ve vaziyetine karşı mülâyim görünmektedirler. Lö Jur, dünkü konuşmaların netice- siz kaldığını ve milletler cemiyetinin bir imtihan daha geçireceğini yazarak: Türki “Kim baş eğecel sa mi, Cenevre mi; h Senbris Jurnal'da cemiyetten çeki- lip çekilmiyeceğimizi sorarak, — Rusya ve İngiltere ile dostluğumuzdan bahse- diyor ve bundan dolayı buna — ihtimal vermiyerek diyor ki: “— Milletler - Cemiyeti - karariyle ancak Suriyeye karşı son teahhüdümüz- den sıyrılabiliriz. Türkler Suriyece mi, Fran- uysallığa sevkedecek mahiyettedir. Hatır- lamalı ki ateşli genç Türkiyenin dostluğu bazı fedakârlıklara değer. kabule değer garantilerle iktifa etmez. lerse anlaşma imkânsızdı Akşam gazetelerine göre Akşam gazeteleri konuşmaların u- mulan neticeyi vermediğini yazıyorlar. Entransijan diyor ki: “Türkler gerilememeğe çok azmet- (Sonu 4. üncü sayfada) Hatay haberleri Halep, 22 (Hususi) — Türkiye hu- dudları üzerinde fransızlar - tarafından müphem bazı hareketler yapıldığı ta- bakküuk etmektedir. Asker göndermek, türkten gayrı şahıslara silâh dağıtmak, aşiretleri silâhlandırmak çeteler teşkil etmek gi iseler gittikçe dikkati celbedecek bir hal almaktar bazılarını bildiriyorum: Güzel Hatay: Ası nehrinde akşam *Sancak havalisine gönderilmiş olan çerkes bölükleri efradına birer fazla si- Tâh verilmiştir. Maksad, türkler aleyhi- ne çalışacak çetelere iltihak edecek ya- husları silâhlandırmaktır. Fransızların ve mahalli hükümet me- murlarının Sancak dışında bir takım a- rabları celbedip silâhlandırarak türk mıntakalarına birer tehdid unsuru ola- Türkiye - İtalya münasebetleri Romadan gelen haberlerde bir Aras -Cia.:0 Dış Bakanımızla görüşeceği bildirilen İtalya dış bakanı B. Ciano Roma, 22 (A.A.) — Havas ajansı bil- diriyor İtalya ile Türkiye arasında mahsüs bir siyasi faaliyet hüküm sürmektedir. 'Türkiyenin Roma büyük elçisi B. Hüse- 'yin Rağıb, İtalyanın Montrö mukavele- namelerine iştiraki hakkında dış işleri bakanı B. Ciano ile bir çok görüşmeler- de bulunmuştür. İtalyanın bu iştiraki mühtemel addolunmaktadır. Gazeteler, kont Ciano'nun B. Rüştü Aras ile görü- geceğini haber vermektedir. Roma, 22 (A.A.) — Havas ajansi bildiriyor. İyi haber alan mahfillerin söyledi- ğine göre, elyevm diplomatik yollarla 'Türkiye ile İtalya arasında görüşmeler cereyan etmektedir. Bu müz: Habeşistan harbr sırasında doğmuş olan türk - italyan anlaşmazlığının giderilme- der, görüşmesinin yakın olduğu bildiriliyor Si maksadına matuftur. Rüştü Aras'ın Cenevre dönüşünde İtalya'da tavakkuf etmesi ihtimal dışında görünmemekte- dir. (Sonu 4. üncü sayfada) Iskenderun'da Petrol Bulundu Kudüs, 22 (A.A.) — Alman Ajan- S1 bildiriy Berut'tan bildirildiğine göre, İsken- derun Sancuğında Irak - İngiliz petrol girketiyle ortak olan fransız şirketine bir petrol imtiyazı ve: tecrübeler neticesinde İskenderun san- cağında zengin petrol — madenleri bu- Yunduğu sabit olmuştur. ir. Yapılan | rak salıverdiği tesbit edilmiştir. Halep ve civarında 1500 arabın tes- Tih edildiği ve bunların Reyhaniye'yi başmak için emre âmâde oldukları mu- bükkaktır. Halep'deki ermeniler fransızlar tara- findan çok gizli olarak silâhlandırılmalıe tadır. (Sonu 4. üncü sayfada) Fıkra Ihtısas Bizde kiminle görüşürseniz müte ha s s1 $ Jüzumundan bahseder. Fakat imar, ressamımız ressam, , bekimimiz bekim, ocamız profesör ise yardır : siz başkar ziraatçımız cerrahımız cer temez.O kend sına bakınız ! Şimdiye kadar gazetelerimizin güzel sanatlar akademisindeki resim seviyesi ile meşgul olduğunu görüyormr idiniz? Hayır ! Gazetelerimizi meşgul etmek için bir mütehassıs getirmeli idiniz. O zaman onlar ağızlarına gelen demago - jiyi üfürüp süfüreceklerdir. Biz sergi seyircilerine gelince, gene sadece birde vasat bir resim seviyesi bile olmadığını bilmekteyiz. Bir ressam dostum : fasıl ? diye bağı bir memlekette çalışıyoruz. — Atfedersiniz benim sevgili dos - tum, dedim. Bunu bir romancı, daha doğrusu, belki bir şair söylese baklı olabilir. Türkçe gibi dar bir lisanda ve şiir anlamıyanlar arasında mahpis kal- dığından şikâyet edebilir. Fakat siz? Sizler, ressamlar, mimarlar, heykeltraş- Jar, musikiciler, sizler, dünyanın anlar makta olduğu cihanşümul bir dille ko Tütfen Biz nankör Buşuyorsunuz. — Biz nankörsek, kendinizi Bulgaristan sınırlarından iti. Baren cenüb Amerikasına kadar, kâül- hata tanrtınız. Herhalde bizden yer- Timalr davasint güzel sanatlara teşe mil etmekliğimizi istemiyorsunuz. Yere di turp gibi, yerli heykel! — Fatay