e A K i EaRCE TC NRE a Samema 23 /1/ 1937 ULUS Einamo, GÜNEŞ - DiL METODIIiI Dinamik, Dinamit... Grupu üzerine bir etüd tecrübesi Şimdi, artık, türk lehçelerinde ya- gıyan mümessillerin tanıklığı ile, Gü- Türkçede "t gekitlek rinde olarak aynı temin temsil edildi. #ini görüyoruz; bunu haiz olan sözle- rin analizini yaptığımız sörlerle manâ- ca yakınlıkları hayret verecek dercce. dedir. İşte başlıcaları: 1) Radlofta (cile IIL) Altay, ker- giz ve daha bazı şimal lehçelerinde kul- Janılan tınğ sözünü: kavi ” “solide", kuvetli “fort”, canir manâlariyle bulur yoruz. Kırgızca trnğ at — canlı, kuvet- H attır; altayca tınğ ürü ise semantik kaymette tıpkı fransızca “fort maladı terkibine muadildir. 2) Altayca tını bar; “canlı, küvetli, gevik..”, timr yok: “cansız, küvetsiz, takatsiz,, demektir. Uygurcada da a iki” manâsiyi “can” ve tanlık iki manasiyle - “canlı demektir. Bu tanıklar bize anlatıyor insanda, atta ve başka hayvanlarda çe vik hareketlerle kendisini gösteren tidar, kuvet, takat”: “tın — can” sözü ile ifade olunmuştur. Böylece “kuvet”in en arkaik telâkki. derinden birine erişmiş - bulunuyoruz. Güneşten kuvet, kudret anlamını kaza- 'nan ve ana kökle ifade eden insan, güne- ğin yerine kendisini getirince, arâlarınn mürekkep anlam: a) () () ğt ittm e tn formüliyle inkişafını — gösterebildiği. miz fonetik işaretle ifadesini bulmuş- 'tur. Az yukarda “din-” teminin gördüğümüz gibi, “tm” ı manâsı, “din” ile birdir; (1) eğ- anakökü güneşten Kuvet, küdret anlamını ifade eder; (2) tt dinamik unsuru o anlamı yapı- çılıkla temsil eder; (3) n unsuru da “ego,, da ve ona en yakın sahada tecel- disini ifade eder; bu süretle tın: kuvet 've kudretin egoda ve ona en yakm sa- hada tecellisi olur (can da bundan baş- ka bir şey değildir). Türkçede, az yukarda, aynı sözün “tnt ve “emg” gekillerini gördük; bunlardan “tın” ego'nun kuvet ve kur Tet izharı, takat ve mecal kabiliyetidi “unğ” ise o kuvet ve kudret kabiliye- 'tinin bir süje veya objeye teallükunu ifade eder; o halde “tmg., da gördüği müz “g” başlı başına semantik bir un. Sürdür; gerçekten, bazı türk lehçeler Tinde bu nusuru müstakil bir vokal ile buluyoruz: Tobul Tehçesinde tmak “lüzım gelen kabiliyeti haiz,, demektir. Aynır söz: tınik (Kırım),“tınnığ — (Sa- Kay, Koybal), tınıç (Kazan) şekilleri. İ almaktadır; işte, kontraksiyonla, so. Borlaşma ve fonetik zayıflama ile emğ (Altay), dinc (osmanlı) şekilleri çıkı mıştır. O halde bunların hepsinde gö- Tülen son tamamlayıcı ak, ak, ğ 8 “Ç, -Ç unsurunun ancak bir menşei o. dabili Lehçemizdeki “dinç, manâca ileri bir proses gösterir, grekçedeki barzr mümasillerine daha çok — yaklaşır. Şe- kilce de türkçe trnak/tmık/tınığ grek- ge dinos “— korku ve hayret telkin e- den” sözünün şekliyle identiktir; türk- ge isimlendirici ak, <ık, <ığ, <uğ unsu. Tu grekçe o6 İle birleşir (Iâtincede bu. 'nun mukabili us, sanakritçede -ah, <ih' tir). Altayca tınduğ “— canlı, kuvvetli” / Sözü ise şekilce grekçe “dinatos, ile aynı türüm üzerinedir. Altalta yazdı miz etimolojik formüllerinden bu iden- *ti daha ziyade göze çarpmaktadı () (2) (3) (4) (5) Altayca tınduğ: iğ-tit-bin-tıdtuğ Grekeç dinatos: iğ-Hid-bin-kat Hos (oğ) Bu şekilden lamdaizm ile çıkmış o- Jan uygurca “tınliğ,, sözü de, tabil ola- rak, bunlarla identiktir. n Ahmet Cevat EMRE duğ,, ile semantik kıymetçe de son de- rece yakındır: gerçek, Altaylıların çe Tiğe bile “tnduğ molat, — dediklerini görüyoruz ki, burada “tınduğ,, artık cant olan demek değildir; —metanetli demektir. Yaraları iyi eden bazı otlara Altay- kların “tınduğ,. —demesi de (Rad. IIL) Greklerin bu gibi ilâç otlara aynı tem- den isim vermelerine benzer ki, bu hâ- diseden her iki aile dillerinin müşte- Tek ve uzun bir inkişaf devresi yaşa- miş olduğu açıkaç anlaşılmaktadır. Sa- gaycada rasgeldiğimiz tınar “— lâzım gelen tesiri gösteren, müessir” sözü de “tın., teminin türk lehçelerinde dahi bir semantik inkişafa varmış duğunu gösterir; bu lehçede tın- de müessir olmak, itsenilen tesiri yap- mak manâsına gelir: “kılısın tımnaza toğus adır. çıda tınar — kiltem tesir etmezse dokuz uçlu mızrak tesir eder,. Yakutçada aynr temin — semantikçe de çok yakm mümessillerine rasgeliyo- Duon (ve tuon) “— ebliyet, liya- kat”: (meselâ bir köle hakkında) “du- 'ona suoh — liyakati, ehliyeti yok” den- mektedir. Vokalin diftonk olması yakutçanın lehçe karakteristiğidir. (*0t - “ut” steş” dendi- Yakutçann “seigneur, maltre, gou- verncur, reprösentant de Tautorite” ma- nâsiyle kullandığı “toyon, sözü de ay- nt gruptandır. Bundan toyonyut “— hâkim” ve toyot miyet mümessili, teşkil edil grekçe dinast ve dinat ile de identik- a İÇ HABERLERİMİ Sinopta büyük bir fırtına Sinob, 22 (A.A.) — Dün akşam batı rüzgâriyle başlayan fırtına - gece yarısı bir kasırga halini almış ve sabaha kadar devam etmiştir. Fırtmanın şiddetinden 'bir çok evlerin bacaları uçmuş, sıvaları dökülmüş ve büyük ağaçlar devrilmiştir. Civar iskelelerde bulunan - vapurlar li- mana iltica etmişlerdir. İstanbula doğru hareket eden Vatan vapuru yoluna de- 'vam edemiyerek limanımıza dönmüştür. Tren saatleri Hangi kısımlarda değişiklik yapıldı Dünkü gazetemizin ikinci sayfasın. da Devlet”“Demiryolları idaresinin bü. tün tren saatlerinde büyük bir değişik- lik yapıldığı bakkında bir haber vardı. Değişiklik bütün hatlarda değil, ba- ZE yolcu ve mühtelit katarlarda yapı mıştır. Dündenberi tatbik mevküne gi- ren bu. tadilat Ankara-Kayseri-Ulukiş. dazAdana; Çangırı-Çatalağzı; Eskişehir. Kütahya - Balıkesir; Afyon-İzmir; Es kişehir-Afyon-Aydın kısımları üzerinde. dir. Keyfiyeti tavzih ederiz. Madenler işletme ve taharri müdürlüğü Açık bulunan madenler umum mü- dürlüğü, madenler işletme ve taharri müdürlüğüne maden mübendislerimiz- den iymakamların tayin listeleri hazırlandı İç bakanlığınn bazı kaymakamların yerlerinin değiştirilmesi ve açıklara ye- niden bazı tayinler yapılması için hazır Jadığı kararname başbakanlığa takdim edilmişi ettiği halde Güneşme Dil — teorisi bu sözler grapunun Monetlk ve semantik inkişafının kendi prensipleriyle tam bir mutabakat balinde olduğunu vuzuh ile meydana koyuyor, ve orijinal men- Doktörlar — arasında, 'Trabzon belediye Dru B. Dündar İs- tanbul sıhhi müzeler müdür muavinliğine, Bursa mıntakası sıtma mücadelesi labo- Tatuvarı şefi Dr. Nazmi Bunsa labora- tuvar şefliğine, Samsun mıntakası Sıt ma mücadele reisi Dr. Seyfettin, İstan- bul mıntakasr sıtma mücadelesi reisli- ğine, Tekirdağ merkez hükümet dok- toru B. Cavid İstanbul merkez - hükü- Met doktorluğuna, M. Kemalpaşa mer- kez hükümet doktoru B. Muhlis İzmir yaerkez hükümet doktorluğuna, Zon- guldak frengi — mücadele doktoru B. Abdurrahman Ayancık frengi mücade- lesi baş doktorluğuna, İzmir memleket hastahanesi asabiye mütehassısı Dr. Cevad Nüzhet Erzurum nümune basta- nesi asabiye mütehassıslığma, Konya Mıntakası sıtma mücadelesi doktoru B. Niyazi İstanbul mıntakası sıtma mü- calelesi doktorluğuna nakil - suretiyle tayin edilmişlerdir. Kayseri Halkevinde çalışmalar Keyseri, 22 (A.A.) — Halkevimiz #imdiye kadar sinema görmemiş veya Sinemaya gitmek için malf gücü olmu- 'yan kadımlarımıza on beş günde bir pa- Tasız sinema gösterilmeğe başlamıştır. İlk parti 300 kişilik kafileye parasız 'nema gösterilmiştir. Bu münasebetle halkevi başkanı kadınlara bir de konfe- Tans vermiştir. sanAAAAALACALAAAAEDE Yeni tefrikamız Ulus okurlarının bu sayfa- larda zevkle takib etmiş olduk- ları “Yüzbaşmın kızı,, romanı müellil PUŞKİN imünün yüzüncü yıldö- nümü dolayısile yapılacak olan neşriyata başlangıç olarak Maça Kızı pein - bu misalde de - türk dili oldu. Kunu muhtelif türk leheçlerinde yaşa- makta olan birçok sözlerin şehadetiyle ispat ediyor. adındaki romanını Pazartesi günü tefrikaya başlıyoruz. Stöphan Smith, yüz yıl yaşamak is- tiyenler için bir “on emir” neşretmiş- di — Hemen hemen hiç et yeme. — Bol süt iç. — Öğle ve akşam yemekleri ara- sında 10-15 dakika kadar uyu. — Günde on saat uyu. — Hava müsaid olduğu zaman pencereni açarak uyu. — Tütün içme. — Alkol ve diğer münebbihlerden vaz geç. — Tenbellik etmemeğe gayret et: — Aziz'dostum, cenuba gitmek hak- kandaki düşünrenizi biç yerinde bulma- Grekçedeki “dinatos, altayca “tın- yorum. TF Yarıkıtarnw çalışmamak mezara doğru atılan ilk adımdır. — Ahlak kaidelerine riayet et. — Hele ... hiç hiddetlenme. Sabahki ve akşamki boyumuz liyor musunuz ki sabahki ve ak- şamki boylarımız arasında, çok az, fakat gene fark vardır. Bunun sebe- bini âlimler şöyle izah ediyorlar: Belkemiğimiz birçok fıkralardan rekkebtir ve bunların arasında dar- beleri hafifleten kıkırdaklar vardır. Bunlar, gündüz uzun zaman ayakta durduğumuz. için, az çok ezilir ve incelirler. Bu ezilme ve incelme nis- betinde de boyumuz kısalır. Gece dinleniriz. Bunlar eski hallerini alır- lar ve boyumuz da bir sabah evelki uzunluğunu bulur. En çok mektup yazanlar Dünyada en çok mektub yazan memleketler hangileridir? Bunu da istatistiklerden öğreniyoruz. En çok mektub yazanlar ingilizler ve denil- diğine bakılırsa posta — idaresini: muntazam olduğu memleket de İn- ilteredir. Her ingiliz yılda, orta he sabla. 78 mektub yazmaktadır. A- merikalılar 67, Yeni Zelandalılar 66, İsviçreliler 59, almanlar 5S, Dani markalılar 41, Avusturyalılar 38, Hollandalılar 31, Belçikalılar 29, ls viçreliler 26.4, fran) sızlar 26.2, İspan- yollar, — italyanlar portekizliler 20 ilh.. Acaba bu rakamlar, mektublaş- a itiyadının bir ifadesi midir, yok- a iş hacminin mi, yahut okuyup yaz- ma bilenler nisbetinin mi? En fenü hastâlik Samrmı idinz ki hastalıkların en teh- likelisi romatizma olsun! Almanya, İs- viçre, İskandinavya, Avusturya - ista- tistiklerine göre bu bastalık cemiyete, maddi ve manevi bakımdan, diğer en korkunç hastalıklardan pahalıya mal ol- maktadır. Daha fazla öldürmekte, daha çok masrafı nucib olmaktadır. Diz bağı nişanı İngiltere kıralı altıncı Jorj, karaliçe Elizabet'e dizbağı nişanmı - vermiştir. Bu nişan, isminin de delâlet ettiği gi- bi, dizin biraz aşağısma takılır. Kadın- Jarın da bunları kollarına takmaları â- det olmuştur. Fakat bu nişanın bir bikâyesi var. dır: Kıral üçüncü Edvard zamanında, sarayda / verilen bir baloda, bir kadın, dizbağını düşürmüş ve bunu yerden a- lan kıral: “Bunda kötülük gören utan- 4m” sözleriyle bacağına takmış ve bu süretle de, gösterdiği nezaketi yanlış tefsir edebilecek olanlara bir ders ver- mnek istemiştir. B. Hayrettini kaybettik Cumhuriyet Merkez Bankası Umum Müdür muavini B. Hayrettin, birkaç zamandanberi muztarib olduğu hasta. Jıktan kurtulamıyarak, dün sabah do- kuzda ölmüştür. İyi kalbli, değerli bir vatandaş olan B. Hayrettin'in genç yaşında ölümü, türk bankacılığı için büyük bir kayiptiz. Yakınlarının ve dostlarının acılarını paylaşır, başsağı dileriz. Hatay haberleri (Başı 1. inci sayfada) Hatay davasına karşı koymak mak- sadiyle Suriye'nin muhtelif mıntakaların. da iransızlar tarafından gönüllü çete teğ. kilâtı yapılmaktadır. Hududlarımıza — yakın - bölgelerde #ransızlar kendi adamları addettikleri ve itimad eyledikleri kimselere ve bu me- yanda Aneze aşiretine de dört günden beri silâh dağıtılmaktdırlar. Kırkhan'da taşnak / ermenilerinden Ador Leonyan kumandasında 300 kişie lik silâhir bir ermeni çetesi teşkil edil- diği ve bu kadronun ihtiyaca göre geniş- detileceği haberini size daha evelçe bildirmiştim. -Gerçekten kadronun ge- nişletilmesine teşebbüs edilmiştir.” İdari kararlarla tevkifler Humus, 22 (Hususi) — Sancakta türk münevverlerini faaliyetten alıkoy- mak için ber gün türlü türlü sebebler - cad olunmaktadır. Son zamanlarda idari kararlarla tevkifler başlamıştır. Bu mak- #adla Antakyada ve köylerde evler basıl-, maktadır. Çeteler köyleri basıyorlar Lâzkiye, 22 (Hususi) teşkil ettiği sekiz onar kişilik çeteler A« muk ovasındaki türk köylerini basarak halkın eşyalarını ve hayvanlarını almış- lardır. Nitekim bu ayın on beşinde sex kiz kişilik bir,arab çetesi dmuk oyasın- daki Hürriyet köyünü basarak Hüseyte v min eşyalarını ve hayvanlarını gasbet mişlerdir. Hüseyinin hükümete vaki olar müracaati dikkate almmamıştır. Tazyik devam ediyor Hama, 22 (Hususi) — Reyhaniyede dükkânlarını açmıyan türkler terkif e- dilmişlerdir. Tazyik devam etmektedir. Şam, 22 (Huşusi) — Reyhaniyedeki tahkikati idare etmesi — iktiza eden İs- kenderun mustantigi sırf türk olduğu i- gin fransızlar tarafından vazifesinden a- hanrak yerine türk düşmanı suriyeli biz. arab tayin edilmiştir. Emniyet teşkilâtı kanunu projesi Dahiliye encümeni yeni emniyet teş- kilâti kanunu projesi üzerindeki müza: kerelerine devam etmektedir. İkamet terkeresi kanunu projesi maliye encüme- nine gelmiştir. Doğum Gazetemiz muharrirlerinden Müm- 'taz Faik'in dün gece bir oğlu olmuş tur. Arkadaşımızı ve — Bayan Mümtazı kutlar, yavruya uzun ve mesud bir ö : ı_,__g kurumun!ı tertib ettiği seri konferansların | dokuzuncumu İstanbul Huluk Par kültesi profesörlerinden i B. ALİ FUAD BAŞKİL 23-1-1937 cumartesi günü saat on | beşte Ankara Halkevinde verecek. MEVZU: İ Klasik ferdi haklar ve muasır | devletçilik prensipleri. İ