12 Sala SON POSTA : SR İkincikânun 7 Mısırın yakışıklı |Bir san'atkâr kör olunca şöhret kaza prensi Amerikalı iğ A 7 sevgilisini bıraktı İ . .. i : d 7 Böyle düşmanlık olur mu? Prens Sait Halim: “ Sevgi AL rl RE ile evlenme ayrı, ayrı Suçlunun iddiasına göre muhtarlar garezkârlık yapıp şeylerdir , diyor alurına tütün saklamışlar ve kaçakçı diye haber vermişler) İngiliz gazeteleri Misir Prensi Sait Halim hakkında şu satırları yazmak» , Vi İhtisas mahkemesinde “duruşması |bir gün gizlice eve girerek ahırda'bu- Yapılan Ereğlinin Çaylak köyünden lunan tereklerin arasına bir teneke tü- ge be İl e molla geri tütün kaçakçılığı yap-Jtün eee rim a eN Di ruğun yeğeni Prens Sait Halim otuz| o Avusturyalı heykeltraşlardan Ord -,ten ve malzeme olarak kullandığı maktan suçludur. in iie iel si İN ETİ dört yaşlarmda ve bir çok genç kızla-|ner, birdenbire kör olunca, yepyeni bir |rinç ve bakır teller ile bir çok san iğ Mahkemede okunan evraka görel | «— Senin evinde kaçak tütün bu- san'at hamlesi göstermiş ve tel ile ye-İserleri meydana getirmiştir. Bunla! ni şâheserler. yaratmıya başlamış. Vi-|birinin resmini yukarıda görüyor yanadaki stüdyosunda, kıskaç, kerpe-|nuz. . amam aa m Eski bir avukat Kâtibinin hatıraları (Baştarafı 7 inci sayfada) sahibi içeri girdi. Köşeye gerili bir uyan küçük bir Rus köpeği. tiska perdeyi kaldırdı. İcra memuru ne gördüyse sür'ale| — Bakın, bakın, burada bir yazıyor. var, — Bir masa, hir karyola, bir ayna,| Yaklaştık. Sandığı açtılar. İçi bir dolap, üç iskemle, bir çalar saat, püskü çamaşırlarla dolu. Sandık ta İki tencere, bir mangal. zildi. Odada zaten başka bir şey yoktu. Ev| Kadın hâlâ kendine gelemiyor. emen ye e) İora snemuru asık bir suratla: kında gazetecilere şunları anlatmıştır:| Başka bir şey kalmadı ya? uMısırdaki yeknasak hayattan bik-| sordu! mış usanmıştım. Bir macera ariyor-| Mal sahibi dikkatle etrafına b dum. Bu maksatla Parise, Deovil'e,| yor. İçini çekerek: Monta Karlo'ya, velhasıl, bütün ta-| — Yok diyor, gidelim. j nınmış eğlence yerlerine gittim Bin-| O Dişârıda komşulara sıkı sıkı tef lerce lira harcadım ve çok eğlendim.| €tti: Benim için açılmadık gizli hiç bir zevk | — Kendisine söyfeyin, 15 gün mi z rın rüyasına girebilecek derecede yâ- ÜR Köyün iki muhtarı ve jandarma kara: |lanuyormuş. Aramağe gekliki diye'|y. xi, bir Pronatir. Avrupada bulun. İM kol kumandanı bir gün ansızın Molla rek yanlarındaki jandarma karakol © Ahmedin evini basarak ahırda bir te-|kumandanlarile evi aramışlar. Ben de Beke içinde saklı dört kilo kaçak tü-|evde idim, kendilerine | i tün bulmuşlar ve bir zabıt varakası Me Ben kaçakçılık, falan yapmı. Nitekim, son senelerde Avrupada yapmışlar. molla Ahmedi de yâkala-| Yorum. gelin arayın» dedim ve kapıyı | bulunduğu sıralarda iki yüz bin İngiliz Ea ılmak © üzere fe-Jastım Onlar doğruca tenekeyi saklar) iralık bir servetin üstünden girip, al- pe 1 tene Fakat Molla dıkları yere giderek tütünleri çıkardı- bl ki iğ Ah e enli kendisine isnat €- lar. Hiç ben kaçak tütün saklasaydım, Prens EM evvel, Avrupada ye Ni Ta rn onları evime sokar mıydım?» barla ayet güzel il imkir emi i Suçlunun bu ifadesi şayanı dik-|,, ve K 5 Şi Le > RL mi «— Zabıt varakasına imza koyan | atti, Fakat şahitlerin ne dediklerini) A, oöka orsa rastlamış, hemen ç bu iki muhtarla bir mesele yüzünden a Sie ielp Giyd ei ii çe pi ğ GERE Sri o aramız açıktır. Her ikisi bir olarak Bir kısım şahitlerin yazılı ifadele-| yl ve göni bsi z . er- bir gün beni kahvede sıkıştırdılar ve|ri gelmediğinden duruşma başka bir ce, & ELEĞİ a a la tan dövmeğe başladılar, bağırdımsa da| güne bırakıldı. Me anmağa kurtulamadım. Bunun üzerine dava| o Suçlu da Ereğliye gidecek vapurun ki, a ni Se k ettim. Mahkemede ikisi de mahküm İgününü öğrenmek üzere koşarak va- SEY Re 8 a e oldular. Bana garaz bağlayan bunlarpur acentesine doğru yollandı rar vermişler, Prens Sait Halim de bu MEME. i kararını etrafa yaymakta mahzur gör- duğu zamanlar uçarı bir hayat yaşa- yan Prens hesapsız paralar sarfetmiş- tir. . . memiştir. ri yı l Sigorta sahtekârlarının duruşmasına |"Şiks ba haber, Manra da ulaşınca, e emet Gİ ye " e aki d öthiş bü - imdi de, gördüğünüz gibi her şey| . dai 4 dün de devam edildi İS iinde Va Kel Gi Br bitti. Ailemle barışmış bulunuyorum. nz 55 am KAŞI ŞE Yakında askeri hayata ( atılacağım. Hat.. Mühim bir haber daha: Evleni- yorum.. Fakat Amerikalı sevgilimle de; O artık mazi oldu.. hânedan a- — İslâm dini âşikâr, kalbim sizl mıyor desem yalan ...Ve lâkin a€! ğa da gelmez ha... Gördünüz ya, şirret olduğunu, diyor, bir evlenmeğe aslâ muvafakat etmedi- ğini bildirmiştir. Sarayın bu mümaneatı karşı: aciz kalan genç Prens selâmeti, gü; Dirileri ölü göstererek sigorta şir-| mukavele tanzim ettik. Vermiş oldu- ketlerini dolandıran Önnik İyem m sigorta primlerinin mecmuu 120 doktor Asaf, Voçino, Dimitri, İzmaro, İlira idi. Yüzde elli fazlasile | 180 lira doktor Armarak Hanciyan, Karabet,Jediyordu. Bu paranın yüzde yirmisini i ii ii ilesinden bir Prensesle düğünümüz ©- Şemseddin, ve Didarın muhakemele-|Onniğe vermeği mukavele ettik. e <yünder 5“ lacak. Akrabalar arıyorlar... Ve buk| “lie gelince 5 da Amerikaya Fine devam olunmuştur. Reis Onniğe sordu: — Niçin ismi müştür dular, belki.. necek, ben de bir iki ay için oraya Suçlulardan Şemseddin isticvabın-İni yanlış verdin. i Me Cullock ile aramızda artık hiç!deceğim. Amma, Misi görecek da kendisinin Ünyon sigorta şirketine (o Onnik: — Ermenice Onnik ve O- Ee A a bir şey kalmamıştır. sevgi ile evlenme! liml... A bin İngiliz lirasına sigortalı olduğu-|hannes arasında fark yoktur. yı başka bir güne bırakmıştır. ayrı ayrı şeylerdir. Babamın yegâne Prens Sait Halimin babası mu, Yüksekkaldırımda pul müdüriye-| o Hâkim — Sen ilk tahkikatta Şem-| Karfal Malfepesinde |oğluyum. Babam hariçte yaşamamı is-| en zengin prenslerinden biri tinde memur bulunduğunu, ve bir günİseddinin ismini Mustafa diye söyle- Bir hız temedi. Hele Amerikalı sevgilim ile| şöhret bulmuştur. Daha suçlulardan Onnik'in kendisini ziya-|mişsin. Kaçırma hâdisesi evlenirsem, bana müthiş surette kırı-|dört milyon Türk lirası bir mirasa rete geldiğini söyledikten sonra sözle-| — O zaman ehemmiyet vermedim. lacağını bildirdi. Babamı kıramazdım. | ha konmuştur. rings şu şekilde devam etmiştir; Ne yazarsanız yazın dedim. "Kartal Maltepesinde oturan ONüş-| e «— Ben bu adamı evvelden tan-| (o Şemseddinin karısı Didar da: retli mübadillerinden İzzet (oğlu Sas BESTEKÂR ENVER AYAS'ın Rirsen, bilinmezki bu aşk, Yaz akşamları, Leylâ v€ SEVGİLİYE adlı eserleri bir albüm halinde çıkmıştır. i- Ş. İskender Kudmani Satıs verleri e dık aldatmaz mazdım. O gün bana kendisini ko-| — Onnikle beraber doktor Asafa|it o civarda oturan Mehmedin Hatçe misyoncu Ohannes diye takdim etti. | gittik. Ondan rapor aldık. Okumam | Safiye isminde 15 yaşındaki kızını ka- Ve şunları söyledi: yazmam olmadığı için bu raporun i-|çırmış ve bu işde o civarda oturan — Sen sigortah ( imişsin. Vermiş |çinde ne yazılı olduğunu bilmiyordum, | Kadriye ve Fatma isminde iki kadın- olduğun parayı yüzde elli faizle ben!demiş, sigorta şirketine Didar tarafın-İdan da yardım görmüştür. sana alacağım. Yalnız bu iş için se-İdan verilmiş olan istidalardaki imzası) O Meltepe jandarması derhal faaliye- nin ve karının, çocuklarının nüfusnın da kendisi tarafından atılmadığını|te geçmiş ve kızı Saidin evinden ala- cüzdanlarını görmeliyim. o Bu iş için söylemiştir. rak babasına teslim etmiştir. bana ne verirsin? Mahkeme bu cihetin * ehli * bubre Üsküdar müddeiumumiliği o hâdi- Kendisine münasip bir şey verece-| vasıtasile tahkikine, gelmeyen şahitle-İsenin tahkikatına başlamıştır. Said, Bimi söyledim. Ertesi gün noterde bir'rin celbine karar vermiş, ve duruşma | Kadriye ve Fatma yakalanmışlardır. .. .. 3 ö g ülümsi dB i İ Son F kası: yor. Fakat beni sık sık sokağa çıkara «Jşaşırdı. Sonra gülümsiyerek şapkasını| o Doktor: «Bekleyin beraber inel » Posta, nn Edebi Tefrikası: 14 cak bahaneler bulmakta gene devam e çıkardı: «Doktoru bir dakika görebilir |diye, elindeki defteri masanın vE ie diyor. miyim hanımefendi.» dedi. İçeri gir -| kilitledi ve çıkmak için benimle bers ik 2 AÇ a MR mm Geçenlerde onun en samimi bir ar-İmesini rica ederek salona aldım. Sırrı| yürüdü. gi” Bi 5 > kadaşı ile tanıştım. Bir gün evvel dok-İNihadı çağırmak için yukarı çıktım. ©-| Biz salona girince, genç misafir tor balo biletleri getirmiş, ertesi güne|dasına yaklaştığım zaman hafif bir te-|rinden sür'atle fırladı, Onlari bir Yazan: Peride Celâl | hazırlanmamı söylemişti. Ertesi akşam | reddüd geçirdim. Şimdiye kadar girmes| kucak kucağa gördüm, Biraz Benim aylardanberi sokağa çıkmadığı. JuBirkaç güç içinde gene bir uğrasanız, erken geldi. Her halde benim hazır o-|diğim bu odanın kapısina yaklaşmak |ddöktor onu bana takdim etti, Selim mi görerek yalnız kalmamak için deldoktor dedi. Sezayı fazla zayıf görü - lup olmadığımı anlamak için olacak. beni âdeta sıktı. Yavaşca kapıyı vu -İci isminde bir doktormuş, Anadol! yanına bu arkadaşını katmış, bu su-İyorum, bir de muayene edersiniz.» Öyle tuhaf, çocuğuna emreden bir ba- runca içerden doktor «gir» diye Wi bulunduğu müddetce Sırı Nihadla retle itiraz edemiyeceğimi düşünmüş-| Doktor «hay hay» diyerek ellerimizi sı-| ba tavrı ile söz söyleyişi var ki., hiç iti.)lendi. Her halde evde hizmetcilerin ol: | raber çalışmışlar. Onların bu berabet tü kip ayrıldı. Biz de bir otomobile atla -|raz edemiyorum. Yemekten sonra ha-|madığını unutmuş, kapıda benim ol -İesnasında çok kaynaştıkları belli *; O gece aylardanberi ilk defâ itina | yıp, eve döndük. Otomobilde Sırrı Ni. | Zırlanmak için odama çıktım. Doktor|duğumu tahmin etmemişti, İlk defa | Sırrı Nihadı ilk defa bu kadar ile giyindim, üstüme başıma dikkat|hada, alâkasma teşekkür ederek, hiç da giyinmek için odasına girdi. İşim-|elim onun odasmın topuzuna değiyor-| görüyordum. Bir müddet haresetlği eitim ve ne tuhaf! İstirabın yüzümü)|bir rahatsızlık hissetmediğim, dokto-|de tuhaf bir heyecan vardı. Zaten o -|du. Muhterzi bir hareketle kapıyı bie muştular, Selim Naci Anadoluda © kadar hırpalamasına rağmen tiyat-ra lüzum görmediğimi | söyledim, Onunla harice karşı böyle karı koca o -İladım. Arkası bana doğru dönüktü. |maktan bıktığını, artık İstanbula : ü keserek, kisaca: «Bir kere Yupu oynamak, halka beraber görün - Küçük bir masanm başında, eğilmiş)leştiğini, hususi bir hastanede Ral mek bende 'garib bir teessür yapıyor.!bir vaziyette duruyor, görmediğim bir) lik bulduğunu söyledi. Çok men «Hanım efendi halkı piyesten ziyade) — Bir kaç gün sonra Şevki bey geldi. Onun yanında beni her zamankinden |şeyle masaya asabi darbeler vuruyorsdu; Tunç renkli esmer yüzünde © Slakadar ediyor, dikkat et.» diye, ta-|Beni muayene ettikten sonra'en çok) iyi görmelerini de istiyorum. Giyinişi:|du: Yavaşca: «Sizi aşağıda bibekiziduğu saadetin verdiği işik yani kıldı. Aylardanberi aynaya bakmaya sinirlerimi zayıf bularak takviye ede “|ne çok dikkat ettim. Senin çok sevdi-| yen var doktor.» diye, seslendim. Bir-| Doğrusu biraz bu saadeti kısks ğin renklerden açık eflâtun bir tuvalet |denbire geri döndü. O zaman elinde|O bir aralık doktorun evlendiğine © ken gayri ihtiyari boy aynasında ken-| yeye çıkmamızı, açık havanın âsâbıma | giydim. Omuzlarım filân epey açıktı.Jmasaşa vurduğu şeyi gördüm, Bu kah|memnun olduğunu söyledi. Bant Ear ir Çektiğim istirap- sükünek velecğiei söyledi, "9 İlk defa böyle dekolte bir elbise giyi -İve rengi meşin kaplı küçük bir defter: |bir kaç kompliman esirgemedi. Bir hin olacak gözlerim büsbütün iriler| © Zaten bahar geçi bile Göçle; çok, |Yordum. Saçlarımı uzattığımı biliyor “İdi: Sarı Nihad. beklemediğin zada |eaak oturduk. Sant on bir olmuştu miş, zayıf, fakat hatları düzgün birİtan başladı. Şimdi Sırrı Nihad Suadi-) SU” onları iyice tarıyarak, ördüm, ba-|beni karşısında görünce şaşırır gibi ol-|lim Naci birdenbire o bol neş'esi ile şımın etrafına sardım. Mantomu omu- he e defteri acele bir hareketle |rinden sıçrıyarak müsaade istedi... i Degil 4 A zuma alarak salona girdiğim zaman, İkmak ister gibi yaptı: «Ben de şim-| 5 Bana dönerek: «Sizi de gides ig nemli di e leş lara ağına içre adar doktor daha odasından inmemişti. Bir-|di geliyordum, dedi.. kim imiş bu ge -| yerden alıkoydüm, dedi. Gelel ii Ee a e iç Bir kaç gün ved babamdan mek *| denbire kapı çalındı. Hizmetciler o gün len?» Dışarı çıkmıya davranarak ce -İolüyor. Fakat ancak bu akşam mağ vurmuş gibi kızıl bir pırıltı | tub aldığını söylüyordu. Bilmem ki ba- izinliydi. Kendim açmak için salondan | vab verdim: kalabildim. Sonra da Nihadın İs yanıyor. Aynada bu muztarib ba -|bam ona ne yazdı. Mektubu aldığını çıktım: Kapıyı açınca semer, gür siyah| — Sizi her halde çok seven bir adam İğini bilmiyorum. Bekâr bir adam! kışlı kadın başını beğenmedim dersem | söylediği gündenberi benimle daha 4-İkaşlarının altında iri kahve rengi göz-| olacak. Sizi sorarken gözlerinin içi par-| vakti rahatsız etmenin o kadar yalan söylemiş olacağım Feride. lâkadar görünüyor. Bu alâkaları ile va-İleri sevimli bir ışıkla yanan genç lıyordu. Hizmetciler izinli olduğu için Gere tiyatrodan çıktıktan sonra Şev zifesini yapmak istediği belli, Benimle | adamla karşılaştım. O, benim karşı -| yukarı çıkıp haber vermiye ben mecbur | müştüm. Beni affediniz.» ki beyden ayrılırken, Sırrı Nihad ona: jgene her zamanki gibi çok az konuşu-İsına çıkacağımı beklemiyormuş gibi)oldum. (Arkası € Toda bir çok başlar bizim tarafa dön- dü. Şevki Bey bile bir aralık doktora: /gi bile ihmal etmiştim. Tiyatrodan çıkar-| cek bir kaç ilâç'yerdi ve hemen sayfi- vücudün üzerinde yükselen başım şim-| ye de bir köşk aratıyor, Bulunamazsa