7 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Te Malümn SON POSTA Sayfa &© A | “Son Posta ,, nın resimli zabita İıikâyele;'i ÂNLARI KİM ÇALDI? ha müsaiddi, b A p ji —. Mühendis Sokolski nihayet emeline nail olmuştu. üzerinde çalıştığı eser nihayet meydana gelmişti. Sessiz, aynı za « manda seri bir tayyare makinesi icad etmişti. - Mesaisi neticelenince ihtira işlerinde büyük mikyasta çalışan Colson müessesesine bir mektubla müra- aat ederek icadından bahsetti. Gelen cevab mühendisin tahminindea da « Diğer iki ortağı da, geldiler. İh- tiraın, mavi kopye kâğıdı üze- Ön senedenberi ni, ve yepyeni bir hayatın eşiğinde bu « lunduğunu anlıyordu. Yiyecek, İçecek, 1s- tediği gibi eğlenecekti. Eski sefaleti uzak bir hatıra olarak kalacaktı. Böyle de ol- masi lâzımdı, Bu zekâsının ve sa'yinin en tabli mükâfatı idi, 6 Bundan sonra üç ortak bir kenara — çekilerek, : muhterie teklif edecekleri mebh « Mektubu okurken, on senelik se « falet ve ıztırabın artık sona erdiği- Cölson tmzalı mektupta görüş - mek üzere derhal şirket merkezi- ne gelmesi isteniyordu. Ertesi gün saat tam onda mühendis müessesede isbatı vücut etti, ve kartını Mister Colsonun hususl kâtibi genç kıza verdi Colson da bu ehemmiyetli ve kıymetli 1vüşte- riyi hiç bekletmedi. İhtiramın değerini lâyikile kes« 7 tiremiyen Sokolski, bu kurnaz diyor demektir. LM çeri alındı, Colson, lıin. muhterii hararetle tebrik . Ş €t o; ti ve o âna kadar böyle kıy- & B * =. aei n n." © — _' G n T -. — rine çekilmiş şeması üzerinde yapılan tetkikat mühendis Sokolski de da « hil olduğu halde tam bir buçuk saat sürdü. Üzerinde münakaşa ve müza- kerede bulundular. Sokolski, müesse- se sahiblerinin itiraz ettikleri, bir iki noktayı onların lehine olarak değiştir- di. /'Jâğı görüştüler, ve ihtirar hâriku- lâde bularak 60,000 lira verme- ği kararlaştırdılar. Doğruyu söy- lemek lâzım gelirse ihtira daha fazla ederdi, fakat muhterii bir denemek fena olmiyacaktı. Ertesi sabah Colson erkenden İş adamlarından 100,000 lira koparın- ca fazlasile memnun oldu. Onlardan üstelik, ileride bazı işler alabileceğini de öğrenmişti. Eh artık emeline ka « vuşmuş demekti. Konuşma : Tenkide dair vecizeler Nurullah Ataç Geçen hafta, aklımca, vecize ile a « lay etmiştim; fakat iştah dişin dibin - dedir derler, benim vecize söylemek hevesim de bir günde geçmedi. Kısa - casi size bugün de birkaç vecize tak - dim etmek istiyorum. Kim bilir? iç - lerinde belki hoşunuza gidecekler bu - lunur. Münekkid bir işin nasıl yapılması lâzım geldiğini bilen, fakat onu yapa- mıyan adamdır, derler. Hayır, mü - nekkid bir işin nasıl yapılmıyacağını bildiği iddiasındadır. Yani böyle ya - pıldığı için fena olmuş, der; şöyle ya- pılsaydı iyi olurdu, demez. 2 Şöyle yapmak lâzımdır, diyer mü - nekkidler vardır; fakat onlar birer na- zariyeci, birer bediiyatçı, birer cere - yan reisi (chefd'&cole) olabilir, biret münekkid değildir. 3 Münekkid mükemmeli istiyen a - damdır. Bunun içindir ki asıl beğen - diği zaman değil, beğenmediği zaman söyledikleri alâkaya değer sözlerdir. Beğendiği zaman bize güzel diye gös- terdiği şey, mevcut olan bir şeydir. O- nü görmemiz için münekkide ne ihti - Yacımız var?... Fakat beğenmediği za - man bize mevcud olandan başka bir güzellik teklif eder. * Münekkide münekkid diye inanan, yani bir eserin iyiliğini veya fenalığı- nı münekkidden öğrenmek istiyen a- damın, san'at bakımından, hiç bir kıy- meti yoktur, Zaten: «Ben kendi ken - dime hüküm vermiyorum, münekki - din verdiği hükümleri kabul ediyo - rum» demekle, san'at bakımından bir kıymeti olmadığını kendisi de itiraf e 5 Bizde münelfpkid yoktur diyorlar. «Münekkid» derken san'at eserleri hakkında bir takım mülâhazalar ser - deden, o eserler hakkındaki intibala - rını ifadeye çalışan adam demek isti - yorlarsa hiç şüphesiz iddiaları haksız, çünkü bizde de öyle muharrirler var. İyi veya kötü.. Fakat «münekkid» derken karilere sözünü geçiren, bazi eserlerin sürülmesine, bazılarının sü « rülmemesine sebeb olan adam demek istiyorlarsa hiç şüphesiz iddiaları hak- lıdır. Ama böyle bir adam bulunması için evvelâ bir kari zümresi bulunması lâzımdır. O manada tenkid, bir yol göstericiliktir; yol soran olmayan yer- de rehber bulunur mu? 6 Kati ve muayyen tenkid kaideleri bulunmasını istiyenler, işin kolayını arıyanlardır. San'at kaideye göre ol - saydı, herkes rahat rahat, kolay kolay şiirler yazar, resimler yapar, münek - kide de lüzum kalmazdı. Sapsarı olmuştu. He « yecanla kasaya koştu. l1 Üzerinde parmak izi olup ol - 9 ÂAynı gece — sabaha doğru müessesede bek lenilmyen bir hâdise vukü bul du. Esrarengiz bir el Colso - nun çalıştığı odanın kapısıni Müessese müdürü Colson, bir ları, kafa koyarak kapattığı plân - Besen | Ya yerleştirirken, «bu mües » seyi kurduğumuz tarihtenberi bu ka- k:r kâı—lı. !:rir iş yapmamıştık» dedi, ve di sayı kilitledi. Sonra ilâve etti: «Hay- ! arkadaşlar, şöyle bir çıkalım da bir 1 yazıhaneye geldi. Bu işde ken- 7 disine düşen payla, ortaklarının kârını bir an evvel hesab etmek emelinde idi. Bunu düşündükce sevinci fazlalaşıyor- du. İş hakikaten büyüktü. Fakat oda- sına girip de masasına bir göz atınca Her mesleğin adamları yaşlandıkça olgunlaşır; münekkidin ise genci ivi « dir. Çünkü yaşlandıkça kendisinde müsamaha, insaf gibi hisler uyanır; bu dünyada mükemmelin bulunamıyaca- <BRa K — madığını düşünmeden paro - 5 va lalı anahtarı çevirdi ve kor - AAR açtı. Bunu kasanın açılmaşı kunç hakikati bütün çıplaklığı AA kaç kadeh atalım!. Doğrusu değer!» Dü 12(:01'0“ tahmininde yanılma - mıştı. Plân fi bombostu. H zar omboş kî;:;îî' b:ıuda bulunan diğer kapalı ve eee ZI Zarfîarı—açtığı gibi plân zar- müteâk'ğmış ve plânları almıştı. Bunu P kı' zarfı.n üzerine «çok teşek « ” kelimelerini yazmıştı. tâkib etti, 13 Zarfın üzerindeki alay - h cümleyi de görünce hiddetten kan tepesine çıktı. He men polise telefon ederek hâ - diseyi anlattı. Bunu müteâkib heyecan içinde artaklarına da telefon etti. kendisinde sevinçten eser kalmadı. l 40rtaklan da vak'ayı haber a - lınca, Colson kadar şaşırdılar. Vaziyete göre, bu işi üçünden biri yapmıştı. Nihayet birisi «boşuna kafa- mızı yormıyalım, müfettiş gelmek ü- zeredir. Bakalım o ne söyliyecek!» de- di. ile gördü. . ı üfettiş, meseleyi etraflıca in- M celedi. Colsondan anladığı - na göre, kasanın açılış tarzını, pa- rolasını üç ortaktan başka kimse bilmiyordu. Yalnız Colson Biraz lâkayd adamdı. Bu itibarla hususi kâtibi genc kızın da kasa parola - sını bilmesi ihtimali vardı. Müfet - tiş diğer ortakları da sorguya çel- ti. Muhteri mühendisi dinledi. O - dada araştırma yaptı, ve o akşa - ma kadar hırsızı bulabileceğini kat'iyetle söyledi. İpuçlarını siz de bulabilirsiniz.. Bulamadınızsa 12 nci sahileye bakınız. ğinı anlıyarak yapılması mümkün o - fanla iktifa eder. Abdülhamidin Caınbaz- baş sı hayatını anlatıyor ( Baştarafı 8 inci sayfada ) reğin tepesinde yanan tek bir gaz lâm: basının ışığında idman yapardım. Nasıl yakalandım? Bir gece sabaha karşı gene ayakla - rimin ucuna basarak bahçeyi boylamış demirin üzerinde bildiğim bütün nu - maraları üstüste yapmış, dalarım da yakalanırım korkusile jimnastiğe doy- madan yere atlamıştım. Daha bir kaç #fim ya atmış, ya at - mamıştim ki kalın bir ses: — Talebe dur! diye bağırdı. Bir an kaçmalı mıyım, durmalı mı diye düşündüm, Fakat gerek evde, ge- rek mektepte çok itaatkâr bir terbiye almıştım. Ne olursa'olsun diyerek dur- dum. Yanıma üç kişi yaklaştı. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: