i İ ğm söylemiştir. TELGRAF HABERLERİ Amerikadan da İspanyaya mühimmat gönderiliyor Madridin en kalabalık bir mahallesini âsiler şiddetli bir topçu ateşine tuttular, İngiliz sefarethanesi Valans'a naklediliyor rinden) — cından beri Şik defa olarak, Amerikan hükümeti bugün büyük mikdarda mü himmat ve harp malzemesinin İspan- yaya gönderilmesine Mmüsaade e'mi: tir. Bu natın Kabalero hükü- metine ait olduğu anlaşılmıştır. Alman gemisini kurtarmak için Nevyork, 28 (Ünited Pres muhabi- rinden) — İspanyol hükümet gemileri tarafından zaptedilen Palos isimli Al- mâan gemisini kurtanmak için, 6000 ton luk bir Alman harp gemisi Bilbaoya et emri almıştır. Bu gemi yalnız utta bulunacak ve Palos'u kur- tarmak için cebir vasıtalarına müraca- at etmiyecektir. york, 28 (Ünited - Pres muhabi-fİyi malümat almakta olan mahafil, İspanya harbinin başlangı- | Führerin memleketini İberik yarıma- dasında askeri bir hareket icrası yolu- na sevketmekte tereddüt etmekte ol- masına rağmen, kendisinin General Frankonun davasına müzaheret etmek ten vazgeçmiş olduğuna dair ortada bir günâ emare mevcut bulunmadığı- ni beyan etmektedir. Madrit önünde Madrit, 28 — Dünkü muharebe, pa- | yit yitahtan —muhasarasından beri vukua gelmiş olan rmuharebelerin en-şiddetli- si olmuştur. Altı tank ile Manzanares'i geçmeğe teşebbüs etmiş olan âsi kuvvetler, mi- Hisler tarafından Casa del Campoya ka Berlin, 28 — Havas muhabirinden:'dar sürülmüşlerdir. Asilerin ricati 0s- Yeni Ziraat Bankası lâyihas liraat Encümeninde tasvip edildi Çiftçiye kredi verilirken zirai istihsalin şart koşulması esası kabul edildi Ankara, 28 (Husust muhabirimiz- |hilinde teşkilâtlanması ve bir devlet den) — Yeni Ziraat bankası kanun | müessesesi haline konulmak suretile lâyihası bugün Meclis Ziraat Encüme-| sahiplendirilmesi Encümende tasvip e- ninde görüşülmüş ve tasvip edilmiştir. | dilmiştir. Lâyihanın müzakeresinde İktısat WVekili Calâl Bayar ve Banka Umum Tardır. 'e Çiftçilere kredi verilmesi, satış ko- operatiflerinin kurulması, Ziraat ban- kasınm bu teşebbüslerin şna bankası haline getirilmesi ve yeni esaslar da- Banka sermayesinin tedricen arttı- Falklüa CAĞys'trodi veriirlke şabil Müdürü Kemal Zaim hazır bulunmuş-| ve maddi teminat esas tutulmayıp zi- raf istihsalin şart koşulması, müesse- senin küçük çiftçi ve köylünün fay- dalı bir hale getirilmesi gibi esasları en- cümende çok yerinde ve isabetli bu- Tunmuştur. K Bitaraf müşahitler Sancağa vardı t (Baştaralı 1 inci sayfada) Yarın akşam Başvekil Büyük Britanya otelinde Tevfik Rüş- tü Arasın şerefine bir ziyafet verile- cektir. Türkiye Hariciye Vekili çarşamba - ya kadar burada kalacak ve o gün İs- tanbula hareket eden Romanya vapu- Yile yola çıkacaktır. t Atinada akisler Atina, 28 (Hususi) — Türkiye Ha- riciye Vekil Tevfik Rüştü Arasın Pa- risten avdette yolunu değiştirerek bu- raya gelmesine ve Yunan ricalile res- mi temaslarda bulunmasına buranın &i yasi mahfelterinde büyük ehemmiyet verilmektedir. ç Bir Yunan gazetesinin mülaleası Atimada çıkan Proiya gazetesi yaz- dığı bir başmakalede Sancak meseleasi yüzünden Türkiye ile Fransa arasında çıkan Ihtilâfın bir tarihçesini yaptık- tan sonra Başvekil İsmet İnönünün sözlerini mevzuu bahsederek Türkiye min bü meselede ric'at etmesine imkân bulunmadığını yazmaktadır. Gazete makalesine şu süretle nihayet veriyor: «Türkiye efkârı umumiyesini heye- cana veren mesele budur. Bu mesele- vân hallindeki zotluk Fransanın eski- den mandateri bulunduğu Arapları gücendirmek isltememesinden ileri ge- liyor.» Selânikten geçerken Selânik, 28 (ALA.) — Paristen gelen ve çarşamba gününe kadar Atinada Kalacak olan Rüştü Aras bugün Selâ- niğe vâsıl olmuştur. Rüştü Aras, güti- lük meselcleri ve 1937 şubatında Ati- nada toplanacak olan Balkan Antantı konseyi bazırlıkları hakkkında Yunan hükümeti ile müzakerelende bulunaca BB aŞ KA öi . Adana, 28 (Hususi muhabirimiz- tarafından | den) — Suriye Meclisinde beyanatta bulunan reis Cemil, Suriyenin Türki- ye ve Fransa ile dostluğundan bahset- miştir. Suriye - Fransa muahedesinin mu- saddak müshaları yüksek komiser Kont dö Martelle Suriye hükümeti arasında teati edilmiştir. İsveç ve Fenlandiya Hariciye Nazırları Moskovaya gidiyorlar Varşova 28 (A.A.) — İyi bir mem- badan öğren''diğine göre Finlündiya ve İsveç hariciye nazırları, kânunusani ayında Moskovayı resmen ziyaret e- deceklerdir. Varşovanın siyast mahafili, bu zi- yaretlerin Baltık denizi sahillerindeki memleketlerle Sovyet Rusya arasında- ki münesebetlerin normalleştirmek ba- kımından büyük bir ehemmiyeti ola- cağını beyan etmektedir. Yugoslavya Başvekili Romanyadan döndü Belgrad, 28 (Hususi) — Başvekil Stayadinoviç, Romanyanın — Resiça mevkiinde Rumen Başvekili Tatareş- nasında tanklar nehre düşmüştür. Bombardıman Madrit, 28 — Dün sabah saat 3 den 10,30 a kadar âsi topçusu Madridin en eğlenceli ve en güzel yeri olan Lâlati- na mahallesini bombardıman etmiştir. İngiliz sefarethanesi Valans'a naklediliyor Londra, 28 (Hususi) — Hükümet, Madritteki İngiliz maslahatgüzarına sefaretinin tamamen tahliyesi için e- vermiştir. Sefaret erkânı ile bina- ya iltica eden İngiliz tebeası, İspanyol hükümetinin şimdi bulunduğu Valans şehrine nakledilecektir. Bu suretle Ka balero hükümetile temas daha kolay o- lacak Ve sefaretin iaşe ihtiyacı deniz yolu He dâaha suhuletle temin edilebi- lecektir. Çocuk daha Kaçırıldı Bu defa kaçırılan milyoner çocuğu 10 yaşındadır . Nevyork 28 (A.A.) — Vaşington hükümeti dahilinde kâin Facama'dan maskeli bir haydut, elinde revolver ol- duğu halde ve hizmetçileri tehdit et- mek suretile Milyoner Willam Matt- son'un şatosuna girerek milyonerin 10 İyaşındaki oğlunu alıp bir Kano otomo- İbilile kaçmıştır. Haydüt, bahçede br raktığı bir kâğidda 18.000 dolar fidyei necat istemekte olduğunu bildirmek- tedir. İngiliz- İtalyan AÂkdeniz Anlaşması Belgrad 28 (Hususi) — İngiliz ha- riciye nezaretinden sızan haberlere gö- re, Akdeniz hakkındaki İngiliz - İtal- yan anlaşması yakında ilân edilecek- tir. «Ankara Parti kongresinin yurdu- ve Yugoslavyanın — menfaatlerini te- keffül eden hususf bir madde bulun- maktadır. Almanyanın iktısadi Menafii hangi şartlarla Temin edilecek Paris 28 (A-A.) — Salâhiyettar mahafil, Almanyaya temin edilmesi ta- savvur edilen iktısadi menafiin Fran- sızlarla İngilizlerin Almanya tarafın- dan İspanyaya gönüllü gönderilmesi hakkındaki teşebbüsüne Alman hükü- metinin vereceği cevabın mukabilini teşkil etmiyerek ancak Avrupanın va- ziyeti hakkımdaki müzakerelerin son merhalesini teşkil eyliyeceğini beyan etmektedirler. Mecliste kabul Edilen kanunlar Aykara, 28 — B. M. Meclisi bugün Fikret Sılayın reisliğinde toplanmış ve $ Temmuz 1934 tarih ve 2580 sayılı ka ko tarafından şerefine tertip edilen av| nunla Sümer Bank sermayesine ilâve partisinde hazır bulunduktan sonra, bugün Belgrada dönmüştür. Stoyadinoviçin Rumen ricalile ko- nuşmaları çok samimi olmuştur. St olunan 42 milyon liraya 3,500,000 li- ra daha ilâvesine ve Tahranda yapıla- cak sefaret binasiyle tefrişatına ait ka- nun Çâyihalarınm ikinci müzakereleri yadinoviç Fransız maslahatgüzarı i& EEL;".':'.L'.’!.—*'E'J._““'“".'.;____._ giz; Bükreşteki İngiliz elçisile de görüş-| Başvekilinin bu ziyareti esnasında ya- müştür. Bütün Rumen gazeteleri, Yugoslav İyet atfetmektedirler ——— v S G Ka K ü pilan konuşmalara büyük bir ehemmi- SIRASI GELDİKÇE: Aman susalım ! «Türkler Fransa ile yardım paktı yapmak istediler, muvaffak olamayın- ca Sancak davasını ortaya attılar.» di- yen, Fransızların Türklere büyük iyi- lkteri dokunduğunu, Anâdolu-sahille- budala Pransız muharriri Sen Bris me- ğer Türk dostu imiş, Bir İstanbul gazetesinin muharriri bu garip ve gülünç iddiayı ortaya at- Uktan sonra: «Aman susalım, diyor. Hakaret ettiğimiz bu adamın gazetesi bir halimiz ne olur?» Evet, aman susalım! Bir Amerikan gazetesi siyasetimize hücum ediyor: — Süküt! Amerikan gazetesi bir bu- çuk milyon satıyor! Bir Japon gazetesi Türklüğe haka- vet ediyor: — Sakın ağzımızı açmaya teşebbüs etmiyelim. Bu gazete iki milyon satı- yor. Susalım, aman susalım, Allah aşkı- na susalım, Müyonluk, milyarlık gazeteler bize elbette istediklerini söylerler. Bir milyon satan Fransız gazetesine susahmn, bir buçuk milyon satan Ame- rikan gazetesine susalım, iki milyon satan Japon gazetesine susalım. Fakat Türk matbuatına yakışmıyan bu garip öğüdü verenlere ağzımızı açmakta da ;) tehlike yok ya... Çünkü bu İstanbul ga- I Amerikada bir zetesi 200 nüsha satıyor. Eğer ağzımızı açtığımız zaman söy- Kyeceğimiz söz «<aman susalım!» ola- caksa hakikaten aman susalımi! C.F. Amerikada okuyan Gençlerimiz alâka Uyandırdılar Şikago, 27 (Hususi) — Şikagodan 20 mil mesafede bulunan meşhur İllis nois üniversitesinde tahsil gören Türk gençleri aldıkları iyi derecelerle üniver- site muhitinde büyük bir alâka uyan- dırmışlardır. Muvaffakiyet gösteren gençler şun- Tardır: Nejad Enüstün, Erol Yaltkaya (İs- tanbul), Mahmot Karasapan (İzmir), Necdet Ariım (Ankara). İsmet İnönünün Ankara Parti kongresine cevabı . Ankara 28 — C, H. Partisi Anka- ra Vilâyet kongresi başkanı tarafından kongrenin saygılarmı — bildirmek için çekilen telgrafa Başbakan İsmet İnö- nü verdiği cevapta: Ankara Parti kongresinin yurdu- muz ve ulusumuz için verimli ve çok ş & Tahtlarda sallantı var. © Alman - Japon Komü- nizm mücadelesi z © ngiliz Krahı Sekizinci Edvardın, kendi dileği veçhile bir aile kur- * mak maksadile taç ve tahtından fera» gat göstermesi, hükümdarlıkla idare olunan memlieketlerde, çok derin bir akis bıraktı. Esasen, dünya kumldıı4 kurufalı, hükümdarların evlenmeleri işi, daima, hikmeti hükümetle tev'ern olmak lâzım gelen bir kaziyedir. Eğer hükümdarın alacağı kadının allesi, 0 hükümdarın memleketine bir parça — menfazt, bir mikdar kuvvet getinmi- yecek olursa, o izdivaç yapılamazdı. Bambaşka sebeplerden naşi, olmakla beraber İngiliz Kralı ve Hindistan İm- paratoru Sekizindi Edvardın izdivacı da, asrım yirmincisinde bulunmamıza rağmen yapılamadı. Şimdi, bu nevi bir buhranın Belçikada da başgöstermek üzere bulunduğu haber alhnıyor. Ma- Kim olduğu üzere Belçika Kralı Üçün- cü Leopold, bundan bir müddet uweLv idare ettiği otomobil ile bir kazaya se- bebiyet verdi. Bu kaza neticesinde zevcesi Kraliçe Astrid vefat etti. Elin- de olmıyan bir maniin hülülile karısı- nın ölümüne sebep olduğundan ötürü, genç Belçika Krahnın hayatı, devamlı bir azap haline gelmiştir. Günleri, ka- — za mahalline gitmek ve zevcesinin başı çarparak kanlar içerisinde yere yıkıl masına sebebiyot veren ağacın karşısı na dikilmek ve bu katil ağaca fasılasız bir surette saatlerce bakmakla geçiyor. Kralın bu teessürü herkese dokunmak- tadır. Onun bu teessürünü belki tadil eder ümidiyle ve ayni zamanda Belçi- kanın Orta Avrupa ile daha yakın tema sına medar olur düşüncesile Belçika hü kümeti, Kral Leopoldün, Macar tahtte - gun namzedi Ottonun hemşiresiPrenses — Adelayd ile evlenme teşebbüslerine gi- rişmiştir. Bunun üzerine Belçika Kra» h, kendisini kendisine rağmen eğlen. dirmek isteyen hükümetinin elinden yakayı kurtarmak için, faç ve tahtını — oğlu Prens Bodvan'a bırakmak ve bir kenara çekilmek arzusunu göstermeye başlamıştır. Denitebilir ki 1936 senesi sonu, Avrupa hükümdar aileleri için, hiç te iyi gelmiyen bir âkıbete müne — cer oluyor, demektir. * 2 Bugünkü Japon askeri hareketinin — ileri gelenlerinden biri olan General Araki Komünizm — ye dünyanın istik — bali hakkında ü- tmumiyetle Japon Erkâmı harbiyesi- değerli çalışmasını dikkatle takib et-| nin fikirlerini neşrediyor. General Ara tim» demiştir. I Sabahtan Sabıhı ı B güklâl marşı sahibi şair Meh - met Akif öldü. Medrese edebiyatı üstadının son ayları pek hazindi. Onu ilk ve son defa geçen yaz Alemdağında, Prens Halimin çiftliğinde görmüştüm, Kendini iyi hissetmediği için ömr rünün son günlerini memleketinin sırdan gelen büyük şair Alemdağı - nın asırlar seyreden engin çınarları altında, açık havada ormanın musi- küsini dinliyordu. Onu tabiatin yeşil koynunda bı - rakıp dönerken içimde derin bir te- essür vardı. Bu teessür Safahat şairinin ıstı- rabına şahit olmaktan ziyade İstik - Vâl enarşı güftegârının ejim âkıbetini gönmekten doğmuştu. Çünkü şair de olsa, âlim de olsa © da bir fani insandı. Mukadder âki- betlere gözyaşı dökmenin ne kiy - meti olur. Fakat eseri ile bir cemi- yetin varlığına karışmış fanilere karşı o cemiyetin bigâneliği yaşı - yanları daha çok muztarip eder. Mehmet Akifin edebi mesleğine inanmış değilim, Hattâ daha mek - (Devamı 12 inci sayfada) Hatır ve gönül fikir düellosunu heyecanla takip e- — derken Akifi! başında burma burma — sarığı ile haşin ve inatçı bir medrese soltası gibi görürdüm. Fikretin ö in: ce, fakat hançer gibi batıcı, ateş gi- bi yakıcı cevaplarını harıl harıl ez- berlerken şahsım tanımadığım Fa - — tih kürsüsünde şairine karşı derin — bir husumet duyduğumu da unut - müyorum. Fakat 1914 den bugüne kadar 'Türk edebiyatında cıvık — ve cırlak san'at İiddialarile çırpınıp duran — şairlerimizin millt marşa mevzu 0- Tacak iki satırlık bir nazım çıkara. madıklarını gördükten sonra Safa- hat şairine karşı duyduğum o ma « sum düşmanlıktan utandım. Bu samimti hicap ile onu sen gün- — lerinde olsun ziyaret etmek, elini öpmek için Alemdağına kadar gitti- ğim zaman gördüğüm manzara be- ni bir kat daha mahçup etti. Çünkü — milli marşımızın adı tarihe geçecek şairi orada milli ve resmi alâka şefakatlerden uzak, tesellisiz, sevgi - siz, hasretini çektiği yurdunun ha - vasını kokltya koklıya hayata göz - — ferini kapamıya çalışıyordu. ç el e nn — Bürhan Cuhit — 1