Birincikânun HODİRİ. Kimi “ ya Allah ,,, kimi “ Mondiyö ,, diyerek okları hede Ş$imdi Müzeyyen - kal - yonlar, ağır ağır Sâ dâbâda yaklaşacak- lar. Çağlayan ihya edilecek... Seyyah - lar buradan Okmey danma çıkacaklar.. Gözümün — önünde iyle bir manzara  canlandı. Bir Eylöl BŞ akşamı, Bir gün ev vel yağmur yağdı. ğandan Halicin sula ŞŞğĞŞ f sapsarıdır. Önün e motörlü festival salı. Üstünde zama- ŞD Hin meşhür şarkıcı» ç ları, Bayan Safiye, Bayan Eftalya, Bay Münir Nurettin, H fız Sadettin. Yanla- rında utlar, kemanlar, etrafta Bahriye müzesindeki tezgühlarından — indiril- miş, müzeyyen, işlemeli, şehneşinli kal yonlar. Bu kalyonların içinde, koloniyal şap- kalı, dişlek Amerikalı seyyahlar sıra sıra oturmuşlar. Ellerinde dürbünler, etrafı seyrediyorlar. Alay (Hey! hey!) tempasuyla ağır aksak ilerliyor. Bir yandan Nedimin meşhur bir ga- zeli bu garip alayı iyiden iyiye yadır- gamış, kakavan Amerikalı hatunlara doğru: Eyvah! Şu üç çifte kayık aldı kararım Şarkı okuyup geçti bir âfet var içinde! Diye feryat ediyor. Diğer yanda Yahya Kemalin gene meşhur şarkısı düyülüyor: Dün bezminizin bir ezeli nişvesi vardı | Saz sesleri tâ fecre kadar körfezi sardı Vaktâ ki sular, şarkılar inlerken ağardı Bendim geçen ey sevgili sandalla de- mizden... Ve tâ gerilerde bir Deka gramofo- nunun, salapuryaya — oturtulmaktan mütevellit dehşetli azabı düyuluyör: Pari jö temöl!... İşte bu alay dolmak üzere olan Ha- liçte yer yer karaya oturarak nihayet salimen Sâdâbâda varacak. * — Okmeydanında büyük bir saha- yı eski oyunlara mahsus bir meydan haline getirmeği düşünüyoruz. Burada zaten eski kirişçilerin ok attıkları ma- haller olduğu gibi duruyor. Vaktiyle öyle zorbazu sahibi cengâverler var- mış ki bir (Ya Allah) diyişte oku 1200 kulaca savururlarmış. Mesclâ (Tozko- paran Dede) bunlardan biri imiş. İç!e- tinde öyleleri varmış ki hedefe oku a- tar, hedefin arkasındaki tunç çıngıza- ğt delerlermiş. İşte bu eski sporu ihya edip Ökmey- danını da ele aldık mı, keyfimiz te- mamdiır. Seyyahları müzeyyan - kalyon larla Sâdâbâda getirip oradan meyda- ha taşırız. Herkes yerli yerine oturur. Gelsin, tirandazlık müsabakası! * Gözümün önünde bir başkâ manzara canlanıyor. Kalın paltosunun her bir öomuzuna Üçyüz gram pamuk doldurulmuş, saç- ları ensesinde top top, kıvır kıvır, Duğ las bıyıklı delikanlılar ortaya çıkıyor- lar, Spor '&âki spor olduğundan, nizama- ti da eski olâcak. Sporcular (Şa şa) di ye bağırmıyacaklar. Birinci mevki ça- dırların bir tarafına dönüp yere da- kuzar kere diz vurduktan sonra soyun mağa gidiyorlar. İşte yeni atletler, omuzlarında ok da lu sadaklar, ellerinde kirişlerle görün- düler. İşte ayağını laban tuşına daya- yan, tek gözünü kapayıp kemaneyi ha- Zırliyor, ve sonra kimi. (Ya Allah), ki- Mi (Ya Hak!) kimi (Mon diyö!)- diye- rek okları fırlatıyor, Okmeydanı, etki ok oyunlarına mahsus bir meydan haline getir'liyor. Vaktiyle öyle cengâverler varmış ki, bir «YaAllah!n diyi- şinde oku 1200 kılaca savururlarmış. «Tozkoparan dedev bunların başlarında gelirmiş. MEYDAN — fe fırlatıyor Eski silâhlardan bir kısmı | Galatasarayın meşhur okçusu Bay Atar, 120 metrede yeni Türkiye reko- ru tesis ediyor. Arkasında ezeli rakibi Fenerbahçeli Bay Çakarın ökuyle 110 buçuk metrede ikinci ve sonra sırasile Güneş, Beşiktaş, İstanbülspor, Vefa ilâh.. Etraftan haykırışmalar, müzik de- kora, dekor oyuna uysun diye, çadırla- rın önüne sıralanan Mehterler en bü- yük küslerini gümbürdetiyorlar. Bu sayede İstanbul halkının kâffesi küs dinlemiş olduğundan gayri davula kulak asan kalmıyor. * — Ok spor dedikse sade öokçulukla vakit geçirilmiyedcek, ne kadar eski o- yunlar varsa ihya edileçek, Bunun için işten anlıyan eski oyunları tetkik eden zevat bize listesini verecekler. - Cirit, | kılıç, kalkan oyunları da yapılacak. Ben gene düşünüyorum: Sipahi ocağının meşhur şık süvari bayanları, hafif İngiliz Gdört naliyle meydana geliyorlar. Ellerinde son mo |'da cirit sopaları. Başlıyorlar cirit oyna mağa, Cirit oynamak diyip te geçmiyelim, karşısındakinin kafasına yer- leştirmek. Üstüne:bindiği hayvanı ya- rım sağ ederek hücumdan vazgeçmiş gibi davranıp sonra tekrar perlav ey- lemek. Hepsi usulü dairesinde seyre- diliyor. Bayanlar bu işi o kadar iyi be- ceriyorlar ki meşhur (Ali Cengiz) o- yunu bile yanında solda sıfır kalıyor. * — Ökmeydanında bir de yaptırmağa teşebbüs edece; Ynüsalttir. Sade oradaki böst, dirmak gerek, Hem bostanlar da artık kaldırılmalı Bayıyn. Bostanlar biraz da ha dururlarsa Alimallah Okmeydanı- nın bütün toprağı bir çamür cumudi- yesi halinde bir koldan Halice, bir kol- dan Kasımpaşaya akıp ikisini de çamu- Ta boğacak. Bunu duyar duymaz hay- di bende 'yeni hayal âlemi: Ökmeydanı poligonuna koşan koşa- na. Dededen kalma kara Martin, Yu- nan harbinden yadigâr kırma gara tü- fengi, altı kaval üstü şişhane filinta, çiftenin çeşidi, Barabellüm, Golt, Ka- radağ, Brovning, Mavzer tabancaları. Ve boy sırası olmuş binlerce atıcı, Meydanı bulan artık atmağa başlı- yor. Öylesine kurşun ça miyor ki İs- tanbulda atıcı olmuyan adam kalmıyar. Cümlemiz, göğsümüzü gere gere: « senden daha b ğünüp geziyoruz. * Kasımpaaşda birkaç hayir sahibinin gayreti ve Evkafın himmetile bir te- şebbüs yapılmış, eski oyunları ihya et- mek maksadiyle bir de (Okspor) adlı klüp kurulmesiı düşünülmüş. Ben bu yazıyı işte bu klübün mü- essislerinden bi e konuşluktlan sör ra yazdım. İşine gelen âza olsun. Ho- | poligon n k o alıcıyım!l» diye ©- İ Kemal Tahir SON POSTA Okuyucularımızın baz ları soruyorlar Bebek R. K, S. rümzile mektup yol- hyan bayana: Belinizin inceleşmesi için eğilme bareketleri yapmalısınız. Sağa sola, öne, arkaya doğru mümkün - olduğu yere daha fazla eğilmesine bu hareket- lere birer defadan başlıyarak tedricen arttırır ve her sabah (Ö) zer delaya kadar çoğaltırsınız. Madem ki belinizin fazla kalmlığından şikâyetçisiniz. Şu halde ilk defada fazla eğilmeniz zah- metli ve muzır olabilir. Birdenbire zorla eğilebilmek için 1srar etmeyiniz. Yavaş yavaş her gün eğilmeyi biraz arttırırsınız. Az zamanda meselâ: Ö - ne doğru eğildiğiniz zaman kollarınızı yere uzatarak avuçlarınızı yere do - kunduracak kadar eğilebilirsiniz. İste- nilen şey de bundan ibarettir.. * (Kadıköy Bayan 8. N.) Besleyici krem sabahleyin yüz tu : valetinden sonra temiz cilt üzerine sü- rülür. Eğer hemen sokağa çıkmak mecburiyetinde iseniz akşamleyin yü- zünüzü yıkadıktan sonra da sürebilir- siniz. Fakat yatmadan evvel ince bir tülbentle silmeyi — unutmamalısınız. Çünkü yüzde geceleyin krem bulun - durmak cildin nefes almasına mâni ©o- ur. endiniz Dikebilirsiniz Kendi kendi - nize Gdikebilece - giniz sade ve gü- zel bir elbise | ebisenin şıklı - Bıhı arttıran ko « lay bir yaka. Robuün önde ve $eW arkada ufak bir robası var. Yakanın altından başlıyan kup önde gittikçe birbirlerinden uzak- laşıp yan dikişlerde nihayetleniyorlar. Arka düzdür. Koli Yaka gtek tül çebilirsiniz. , . Kollar dar ve düz. Eteğin yalnız önün üzerine metal kakmalıdır. Bluz siyah raftan küçük, gri düğmelerle açılıyor. yyör, Yakanın ve ceplerin kenarına astrakan geçirilmiştir. de bir plikaşe var. Sentür siyah deri yünlü kumaştan. Yakası dik. Sağ ta « Çocuk Bakımı Küçük bebeklere susadıkları zaman susuzluklarını giderecek kadar fazla su verilemez. Bunun için yav- rüu mütemadiyen susuzluk — duyar, ağlar, rahatsız o- lur, Halbuki ço - cuğu rahatsız er- meden susuzlü « ğunu giderma nin çaresi çok basittir. Bir kah- ve kaşığının içi- ne iki veya üç damla Jimon suyu sıkı- nız. Bunu yavaşça susıyan beheğin ağ- zına akıtınız. Bu suretle onu hem su - suzluktan kurtarmış olursunuz, hem de ona sıhhat verici bir gıda olan vi - tamin vermiş olursunuz. Çocuğun sıhhatini koruyacak bu ne- vi basit çareleri gazetemizin bu sütun- larında zaman zaman neşrederek genç annelere ufak bir yardımda bulunmi - ya çalışacağız. Güzel bir Kol ağızları ile e « tekteki band bir ters - bir yüz lâstik örgüdür. İlk sıra nihayetine ka- dar böyle örüldükten sonra her sırada ters ilmiklerin üzerine ters, yüz ilmiklerin ü- zerine yüz yapılacak- tır. Süveterin — esas ör- güsü zikzak örgüdür. Bunun için ilk sıra ni- hayete kadar 2 ters - | yüz - 2 ters - | yüz örülür, Sonra her sı - rada bir tane sola ka- yılır. Yani şiki tane *arsin üzerine evvelâ yüz, sonra bir ters yâa- pılır. Yüz iğnenin ü - zerine de bir ters iğ - ne, ondan sonraki iki ters ilmikten birinci « sinin üzerine — yüz, ikincisinin üzerine ters ilmik örülür, Son ra hep iki ters, bir yüz devam edilir. Üçüncü, dördüncü sıralar da nihayete kadar hep Mevsimlik . Bir manto [ Mevsimlik sade ve pratik bir manto Yaka, — bildiği - miz devrik ya - kadır. Fakat biraz Bgenişçe. Kollar düz, yal - nız bileklerde yuvarlak bir yırtmaç, bu yırt- macın bittiği yer de birer düğme var. Belin biraz a - şağısında, — ku - maş yarılarak iki cep — yapılmıştır. Mantonun — ar - kası — robalıdır. Robanın — ortası sivri olarak e - peyce — aşağıya kadar bir plikaşe var. yün ceket iki ters, bir yüz ilmik yapılacaktır. Fakat zikzak olması için dalma- tersleri rihe dil d ve yüzleri bir sıra evvelkine nazaran bir ilmik soldan erine dikilmiş ince | Ön sırayı bu şekilde ördükten sonra bu başlamak — lâzımdır. defa evvelkinin aksine her sırada bir biyelerden yapılmıştır. Bu hiyeler be-|tane sağa doğru kayılır. Yani ters ve yüz ilmikler bir evvelki sıraya nazaran yaz bir ipeklidendir. bir tane sağdan başlanır,