2 _S:.yf.ı 5 KA amaki Hergün Resimli Makale: Sancak meselesi " Karşısında Suriye ve Türkiye Yazan: Mühittin Birgen Güzcj suları, mümbit ovaları yüksek servet hazineleri ile bü- yük bir iktısadi kül teşkil eden Suriye Ve Suriyelilerle Türkler arasında bü - tün tarihte dostluktan başka bir he - tıra yoktur; uzak zamanları bir tarafa bırakalım, yakın tarihte, Osmanlı im -| paratorluğunun bütün tarihinde Su - iye ve Suriyelilerin Türklerden çok kâyetleri olmasa gerektir. Osmanlı imparatorluğunun — tazyikından belki onlar da biraz mütleessir olmuşlardır. Halbuki biz Türklerin bu impara- torluktan onlardan fazla şikâyete hak- kımız vardır. Buna mukabil, Suriyeli - lerin Türklerden bir davaları yoktur ve olamaz. Bilâkis, Türkler, Osmanlı imparatorluğu camiası içinde, Suriye- yi uzun zaman müstemlekeci emper - yalistlere karşı şiddetle müdafaa et - mişlerdir. Osmanlı — imparatorluğu, 'Türklere dayanarak, Suriyeyi ve Su - tiyelileri oldukları gibi muhafaza etti: Ne dinlerine, ne dillerine, ne de ser - vetlerine karışmadı. Suriye ve Suri - yeli imparatorluk içinde âdeta geniş bir muhtariyet, belki de bir isliklâl sa- bibi oldu. Suriye, belki de impara - torluğun bir iki vilâyeti şeklinde gö - ründü; fakat, imparatorluk oraya an cak bir kaç memür gönderdi ve Suri - yeliler de kolayca bu memurları e€i - lerine alarak, onları kendi memurları haline getirmenin usulünü bildiler. Za- hirde Suriye Osmanlı imp nun bir parçası idi luk Suriyede ev sahibi ve gitti. Eğer Osmanlı imparat dayanmamış. Suriye de bir iki asır ev- vej bir müstemleke olmuş bulunsaydı hiç şüphesiz bugün bir Suriye olarak ! kalamazdı. * Osmanlı imparatorluğu modern bir Süriyeli için rahat ve mes'ut bir ev ol- masını hakikaten gönülden zimle onlar arasında ekser le itibarile bir din kardı akrabalığı, bir tanışma a hassa ayni tarih devi rafya sahası içinde yaşamaktan doğ bir menfaat birliği vardır. neden dolayı Sanı riye nasyonalistleri em rTuh ile hareket ediyorlar? Ne layı Türk olan bir toprağın hâki hakkını, onun üzerinde yaşıyan Ti için mukaddes bir hak olarak tanıma - / |san'atnı deği Tarihin ilk devirlerinde yaşıyan insanlar için «yarın» mefhumu yok- tu. Günü gününe rızklarını tedarik ederlerdi, günü gününe yaşarlardı, yeni gün, yeni rızk derlerdi. Medeniyetin ve bilginin ilerlemiş olmasına rağmen bugün de ayni şe - kilde yaşıyan, bugün kazandıklarını bugün bitinen adamlar vardır. Bu a- damların iptidat insanlardan hiç bir farkları yoktür. İhtiyarlık günlerinde bizzat kendi- dimizin sefalete düşmesini istemez- sek bizden gsonra çocuklarımızın muhtaç kalmalarına razı olmazsak (yarın) 1 mutlaka düşünmeliyiz. (SÖZ ARASINDA ) Churchille Göre Nikbinliğin tarifi Londrada bir mecliste nikbinliğin -| çok iyi bir şgey olduğundan bahsediyor- - |lar, fakat nikbinliğin ne olduğunu da bir türlü doğru dürüst tarif edemiyor- aranla Mecliste hazır bulunan Winston -|Churehill gülmüş: — Bunu bilmiyecek ne var, demiş, “|nikbin öyle bir insandır ki başına ge- ; lecek olan felâketle, başına gelinceye kadar alay eder, Gandi ilâçsız doktorluğa başladı ! Son zamanlarda ismi unutulmağa başlanan Candi kendine mahsus bir te- yıp ta bu hakka el uzatmak sevdasına düşüyorlar? ğ ını bulmak ıx.pvk Suriyede yüksa « alist sesi, nin ha- kiki nasyonalist sesi değildir. Bu, Su - riye-ile Türkiye arasında dostluğu jih * lâl etmekte alâkadar olanların, Suri - yelilerle Türkler arasında mıyan meseleleri var gibi £ râya nifak sokmakta menfa lunanlarm yaptıkları tahrik dir. Suriyenin hakiki nasyon nin bu noktayı iyi bilmeleri v re hareket etmeleri, Suriyenin Istik - bali ve refahı için çok faydalıdır. 'Türklerin bir darbı meselleri vardı ki bunu Suriyeliler de çok iyi bilirler: «Sel gider, kum kalır!» Sancak mese « lesinde Suriye de, Türkiye de birer kumdur. Şarktan çok sel geçmiş, bu topraklar üzerinden çok siyaset dalgası yuvarlanmış, fakat kumlar yerlerini, hattâ değiştirmemişlerdir. Süriye Tür- kün hakkına el sürmemeği bir ana si- yaset bilirse Suriyelinin hakkına hür- met etmeği siyaset edinen Türke karşı ancak doğru bir mukabeleden ibaret olacaktır. Buna da müstakbel müna - ;ı—hıl itibarile çok şiddetle lüzum var- ir, tleri bu - tın sesi - . |ret kazanmağa başlamıştır. davi usulü bularak, yakınlarını o yol- da iyi etmeğe başlamıştır. İşe ilk defa kâtibi hususisi olan Madlen Slad'den başlamış ve kızı iyi etmiştir. Gandi kat'iyyen ilâç kullan- mamaktadır. Hastalarına pehriz tavsi- ye ettikten sonra bazı otları yedirmek- tedir. Gandi şimdi doktorluğu ile şöh- arasında hiç bir pürüz bulunmaması lâzımdır. Biz bunu kendimiz için ol - “|duğu kadar Suriye için de böyle isti- yoruz ve bunu temine çalışıyoruz. Su- riye nasyonalistleri hakikaten Suri » yenin nasyonalistleri ve Suriyenin müdafileri iseler, onlar da bu davada bizimle beraber olmalıdırlar. Ancak bu sayededir ki Suriye yeni İstiklâl haya tına huzur ve emniyetle girobilir. Eğer aramıza nifak koymak istiyenlerin «hâ kim olmak istersen, ayır!» siyasetine kapılıp giderlerse bu Suriyenin istik- bal menfaatlerine karşı bir hiyanetten başka bir şey olmiyacaktır! Muhittin Birgen TTRAGON BIR FIKRA Kölelik «Gülistan» şairi Şeyh Sadi bir gün bir kervan yolculuğu yaparken bir başladı. Mütemadiyen kavga çıka- İrıyor, söyleniyor, bağırıp çağırıyor, nihayet fazla ileri giderek: — Benim sayemde kölelikten kur- tuldun!.. diyordu. Bu ihtar şairi her gün bir parça aha yaralıyordu. Nihayet karısı gene bir gün ayni benimle evlendir- İmekle beni kölelikten kurtardı ama, min öldürücü esaretine attı!.. dedi. x— — —— &x 30 senedenberi İnsan eti Yemiyen yamyam —) Tagiliz misyoner teşkilâtı memurla « “İtına henüz doğmakta bulunan Suriyeli rından nüfuzlu bir şahsiyet Londraya dönmüş ve Yani Kine adasındaki yam Yam kabilelerinden birisinin reisi olan Goaribari ile olan mülâkatını şöyle an - latmıştır: 90 yaşında olan Goaribari beni güle- rek karşıladı. — Demek eskiden insan eti yerdiniz öyle mi? dedim. Reis: x| 2000 türlü ses Veren org Londradaki Sen Jorj Holde radyo merkezinde 2000 ses veren bir org var- dır. Bu orgla vehşilerin tam-tam se - sinden vapur düdüğüne kadar her sesi çıkarmak mümkündür. Fakat bu yeni bir icad değildir. Üç yüz sene evvel Almanların yaptıkları orglarda da bu kadar fazla ses verenler vardı. İngiltere ile Amerika Arasında hava postaları İngiliz gazetelerinin yazdıklarına göre önümüzdeki hafta İngiltere ile Amerika arasında muntazam hava pos- taları tesisi için tecrübeler yapılacaktır. Bu teerübelerden alınan neticeye gö- re Atlantik denizinde hava postaları tertib edilecektir. Bu tecrübeleri yapacak olan tayya- relerden Kalidonya tayyaresi üç mo - törlüdür ve 2500 millik mesafeyi kate- debilecek benzini hâmil bulunmakta - dır .Bu tayyare Londradan kalkıp İr - landada Kilkori'ye uğradıktan — sonra Amerikaya ve oradan da Nevyorka gi- decektir. Tayyarenin katedeceği yeni mesafe 1600 mil olduğuna gere bu yo lu kolaycacık katedebileceği tahmin e dilmektedir. Tayyarenin içinde iki pilot ile iki telgrafcı bulunacaktır. Bir İrlandalının kehaneti Louis Hamon isminde bit İrlanda h 1927 senesinde bir kitap neşrederek şu kehanette bulunuyor. «Prens dö Gall bir aşk yüzünden mevki ve nüfuzunu kaybedecektir.» 1931 de yazdığı bir mektupta ise York dükasından bahsediyor: «York Dükası Alberin nüfuzu git- tikçe artacak ve tıpkı babası gibi hâne- dan içinde silik bir şahsiyet iken nü- fuz sahibi olacaktır.» Louis Haman Sekizinci Edvardın 69 — Evet, dedi, 30 senedenberi yemi-| yaşında öleceğini de haber vermekte- yorum, sebze ile geçiniyorum. — Peki şimdi niye artık yemiyor - sun? Goaribari sırıttı: İSTER İNAN İSTER İNANMA! dir. — İnsan eti sert oluyor, dedi, ısıra « cak dişim kalmadı. Jriyeli herkesten iyi bilir, İstiklâi hak - İstanbulun ticaret âleminde herkesi alâkadar edebile- cek yeni bir fikir ortaya atıldı, resmi dairelerde olduğu gibi bütün hususi müessese ve dükkânlarda da öğle ü- zeri iki saatlik bir öğle tatili yapılsın, bu müddet zar- fında alış veriş edilmesin, bütün muamele dursun de- nildi. 9 Teklif kabul edilip te günün birinde tatbiki mecburi bir hale gelir mi gelmez mi bilmiyoruz, fakat pazar ta - tilini dahi elân hazmetmiyen ve akşamları 7 de dükkân- larını kapatmayı da zorla yapan bir kısım esnafı mem- nun edeceğine biz inanmıyoruz, fakat ey okuyucu bu teklifin hoşa gideceğine sen: İSTER İNAN İSTER İNANMA! - ; * 'Türkün, hakkını müdafaa hususun- ds çok çetin bir mah!ük olduğunu Su- kım ne bir Milletler Cemiyetinden, ne de bir mandadan almıyan, tarihteki bü tün varlığım yalmız dişine ve borçlu bulunan Türk ile iatiklâl haya - —Ş'İnıendlfeı: Siyasetimizin Yeni bir zaferi Şark Demiryollarının satın alınmdı sı için hükümetle şirket arasında ce* reyan eden müzakerelerin - neticeleri« mesi üzerine mevcut inalzemenin te* sellüm muamelesine bugün başlana« caktır. Bu maksatla Devlet Demiryole ları umum müdür — muavini Hidayet Cemilin Ttiyaseti altında bir hey'et dün şehrimize gelmiştir. Hey'et bus günden itibaren çalışmağa başlayacall ve mevcut malzemeyi - tesellüm ede“ cektir. Bu iş bir hafta içinde tamamermt bitmiş olacaktır. ğ Şark Demiryollarının Avrupa ve4 'Trakya trenleri on gün sonra, yani kânünusani 1937 de Devlet Demiryolk ları idaresi altında işletilmeğe başlana* caktır. . Yeni idareye Devlet Demiryollari Avrupa hattı işletici idaresi ismi verik miştir. Şirketin imalâthaneleri, demirhanes leri, mevcut bütün tesisat ve demir yollarına ait bilcümle malzeme ve kar tarları teşkil eden vagonlar ve Tokos — motiflerin birer listesi Nafia Vekâletir ne verilmiştir. Tesellüm muamelesi bu liste üzerinden yapılmaktadır. Nafia Vekâleti Devlet Demiryollar teşkilâtını idare ettiği sistem dahili: | de Şark Demiryollarının - da idaresi İ*, çin bir proje hazırlamıştır. — Yılbaşın” dan itibaren tatbika başlanacak - olari bu projeye göre memur — ve müstahi” — demler yerlerinde — kalacaklar, yalnız yabancı tabiiyetinde bulunan memur- - lar çıkarılacaklardır. Tesellüm muamelesini idare ederi komisyon bu işi yaparken işletme pro* — jesini hazırlayan harcket ve işletme h daresi de trenlerin intizamını kaybet* | memesi için seyrüsefer ve nakliye iş” — lerini tanzim edecektir. Mukavele Projesi Ankara 20 — Hükümetle Şark De* miryolları şirketi arasında işletme inv tiyazının satın alınması hakkında der vam eden müzakereler neticesinde te“ karrür eden esaslara göre ihzar olunari mukavele projesi hükümetin tasvibin arzolunmak üzeredir. şirmn srrmeğensierii Dünyadaki hava hatlarının uzunluğu ne kadardır? Son çıkan bir istatistiğe göre bütüd — dünyadaki hava hatlarının uzunluğu * nun mecmuu hattı üstüvadan yedi defa — daha fazla imiş, 86.000 kilometre il İngiltere en uzun hava hatlarına sahili bulunuyormuş. İngiltereden sonrü 85.000 ile Amerika, 38,000 ile Framt sa, 34,000 ile Almanya ve 20.000 ki* lometre ile de Felemenk gelmekte i * mişler. y İngiltere hava postaları vasıtasilt gönderilen mektuplar senede 30 mil * yon adedini kolayca dolduruyormuş: Dünyanın en lezzetli balığı Londranın balıkcıları geçen gün 250 kilodan fazla ağıtlıkta büyük bir tonot balığı avlamışlar ve bu balığı piıinnd’ Negüsün Adisababa'daki İngiliz ah s1 Sabar'a havale etmişlerdir. Sabar hi susi bir tepsi yaptırdıktan sonra lııllâ temizleyip tepsiye yerleştirmiş ve elektrik fırınına koymuştur. Balık birlikte tepsiye on kilo domates, on " kilo soğan, 32 şişe beyaz şarab, kilo siyah zeytin de ilâve etmiştir. Ber lık pişerken on beş kilo yağ çıkarmı!” tır. Piştikten sonra üzerine incecik ”; silmiş bir kilo da maydanaz tan sonra sofraya getirmiştir. J Bu balığı yiyenler ömürlerinde W.' le lezzetli balık yemediklerini söylem? lerdir K * ğ