DA uat «Donanma geliyore filminden bir görü nüş TmrTaNm ae | * Sakarya , sineması . Donanma geliyor... Oynıyanlar: Rubi Keler — Dik Po - vel Mevzuu: Amiral Rişar Melvilin oğ- lu Dik bahriye mektebinde talebedir. Amiral oğlunun da bahriyeli olmasını &rzu ediyor ise de Dik hiç te bu arzu - da değildir. Donanma (Nevyork) li Manına geldiği zaman Dik, çok güzel Ve kıvrak bir kız olan June ile tanı - Şiyor ve ona âşık oluyor. Bol şöhret ve paraya sahip olan Dik Şamnartılmış ise de aile gururu onu faz- la münasebetsizlik yapmaktan mene - diyor, Babası imtihanlara girmek ce - Saretinden mahrum olduğunu ve bun- dan çok , teessür duyduğunu - söylediği Vakit hiç düşünmeden imlihanlara gi- Tiyor've muvaffak oluyor. Fakat gene bahriye mesleğinde karar kılmak ni- Yetinde - değildir. Mektepte, ne yapa- Cüğmı, ne yaptığını bilmez bit halde herkesten uzak ve münzevi bir halde şamaktadır. Dik mektebin son sınıfında iken do- hanma büyük manevraya çıkıyor. Ma- Devra esnasında makine — dairesinde| Vukua gelen şiddetli bir infilâk neti - Ctesinde arkadaşı Foks yaralanıyor ve baı,v;;ın bir halde yere düşüyor. Dik bunu görünce arkadaşını kucaklıya - Tak hemen güverteye götürüyor, Kaza Dikte vazife, vatan sevgilerini Uyandırıyor. Artık Dik herkes tarafın- dan sevilen, filonun hakikt bir kahra- Manı oluyor. Ve güzel June ile tatlı bir aşk hayatı yaşamağa başlıyorlar. “Ölüm tacirleri ,, Silâh fabrikalarının faaliyeti günün &n mühim meselesidir. Silâh ticaretha- helerine dair çıkarılan gazeteler, mec- Mualar, röportajlar, anketler kapışıl- TMaktadır. *Büyük - bir Amerikan film kun İr büyük bir film hazırlamıştır. *Ölüm tacirleri» namını taşıyan bu İm muazzam bir eserdir. Film muh- İslif memleketlerde zuhur eden ihtilâl Erin, kargaşalıkların, hattâ harplerin bu fabrikatörlerin eserleri olduğu hu göstermektedir. *Ölüm tacirleri» filmi teknik noktai hazarından bir şaheser sayılmaktadır. Pilmin prodüktörü olan Sechaff Mau- Toe silâh tacirlerinin müthiş kârlarını bit eylemek arzüsile bu filmi vücu-| * getirmiştir. Bu flmde: İngilteredeki Vikers - Tmstroug, Fransadaki Sehnelder, Cre a t, Çekaslovakyadaki Skoda, Alman- d Tik h:ı min mevzuu ciddi olmakla bera - a T çok mikdarda Amerikan propaga &81 karıştırılm: talım: -Avrupanın letleri harıl harıl harp hazır rmektedirler. Muhtelif dev - anda harp şiddetli vam etmektedir. Amerikan Reisi- | anyası bu pek mühim mevzua da | daki Krupp, Japonyadaki Mitsui fab | > siyasetini tasvip eylemektedi Cta'B | “Melek,, sineması Parisli Şantöz... Oynıyanlar: Marta Egert — Jorj A- üy: Harbi umum! esnasında al- iz zabiti Ypresde bir şatoda be- raber oturuyorlar. Boş vakitlerini gramofon çalmakla geçirmektedirler. Gramofonun bir tek plâğı vârdır. Bu plâk Fransız şarkıcısı Gloria Dölo - mar'ındır. Zabitlerin altısı da tanı - madıkları bu şantöze gönül vermişler- dir, En fazla âşık olan yüzbaşı Vins - bürydür. Bir müddet aonra harp hitâm bul - | muştur. Yüzbaşı Vinsbüry ölü sanıl - mıştır. Bazı ailevi esbap dolayısile ken- dini ölü bildirmiştir. Yüzbaşının şan - töze karşı olan aşkı günden güne art - maktadır. Zabitlerin bulunduğu mın - takada büyük bir konser vermeğe ge- len Matmazel (Gloria) yüzbaşı tara - fından Ypre& şatosuna davet ediliyor. Yüzbaşı, kadına kendi ismini söyler. (Glorla) onun yüzbaşı Vinsbüry'ol - duğunu hemen anlamıştır. Her ikisi birbirlerini büyük bir aşkla sevmeğe başlarlar. Bir çok vak'alardan sonra yüzbaşı ailesi ile barışır ve Gloria lle beraber yaşarlar. SÖON POSTA «İşte Bahriyeliler» den güzel bir sahne | “Türk,, sineması İşte Baiı;î)ı—eliler... | Oynuyanlar: Cems Kagpey ile Glo- ria Stüart. Mevzuu: Çesti adında sivil bir işci bir harp gemisinde çalışmakta iken Bif isminde bir zabit ile kavgaya tu - tuşur. Zabit vazife halinde bulundu - ğundan Mukabelede bulunmuyor. O alkışam bir baloda buluşuyorlar. Çesti dostu Gladis ile dans ederken Bif geli- yor ve kızı dansa davet ediyor. İki düşman sokağa kavga etmeğe çıkıyor- lar. Bu sırada (Gladis) (Çesti) yi dan- sa çağırıyor. Fakat zabitlen mükem - mel bir yumruk yiyen (Çesti) davete icabet edemiyor. Onun yerine Bif ko - nuyor. Kızla dans ediyor ve müsa - bakayı kazanıyor. Kız (Çesti) ile alay ediyor. (Çesti) intikam almak heve - sile bahriyeye yazılıyor. Tesadüf onu Bifin evine emirber neferi yapıyor. (Çesti) gemide bulunduğu sırada Do- roti adında güzel bir kızla tanışıyor. E- ve davet ediyor. Bu sırada Bif geliyor. (Çesti) kaçmağa kâarar veriyor. Bif ile kavga ediyor. Ve ağır bir hapis ceza - sı giyiyor. (Çesti) artık önüne çıkan ile kavga eylemektedir. Günün birin - de her nasılsa ateş alan bir barut yı - ğının üzerine atılıyor ve ateşi söndü - rüyor. Madalye alıyor “ve bir kabili cumhuru tam bir bitaraflık taraftarı- | dır. Amerikan halkı Cumhurreisinin dir. Faka! o. radı ta bulunan bankerler, politil zeteciler Amerikanın dahi harbe katıl masını arzu etmektedirler. Bunlara (Kurşuni gömlekli alamlar) denülmek tedir. Bu oğiniyet azaları ““ nhurrei- sini kaçırıyorlar. Birçok — vakalardan sonra Cumhurreisi yeniden ortaya çı- kıyor ve memleketin harbe atılmasına mâni oluyor. İ sevk balöna naklediliyor. Orada -iyi vazife görmeğe başlıyor, Bir manevra- ğ adamlardan birinin Bif olduğunu görünce şaşırıyor. Nihayet barışıyor - lar ve Bifin kız kardeşi güzel' Doroti ile evleniyor. Kaza yapmıyan Şoförlere sinema Bileti veriyorlar Amerika müttehit cumhuriyeti bu - dutları dahilinde bulunan Milvaukee eyaleti valisi şoförlenin belediye niza- matına günden güne daha fazla ria - yetsizlik göstermekte olduklarını ve cezalar tertibi ile bunun önüne geçile- miyeceğini anlıyarak yepyeni bir usu! ihdas eylemiştir. Bu usule nazaran bir hafta zarfında seyrüsefer nizamatına tamamile riayet eylemiş olan şoförlere iki sinema bileti verilmektedir, Valinin bu hareketi şoförlerin pek zâyade haşlarına gitmiştir. Sinema bi- letlerini almak için cumartesi günleri belediyenin önünde sifa bekliyen şo - förlerin sayısı haftadan haftaya art - makta imiş!. Haftanın sinema programları Bayram Haftası İşte bahriyeliler... Aşk serabı. * Kızıl Korsan, 3: Parisli Şantöz. : Çölde bir Türk genci, :Bay Tekin Meçhul Dünyalarda. Sakarya : Donanma Türk Yıldız Saray Melek İpek Sümer liyor. ı “ Son Posta ,,nın resimli za Elmas hırsızı Transer Meştrur elmas hırsızlarından Tran- ser çok sıcak bir temmuz akşamının saat yedisinde Kitinin kapısını çaldı. Genç kadın kapıyı açtı. Transeri içeri alırken- «geç kaldın, değil mi?.. Nasıl herşey yolunda .ya...» dedi. Sonra gü- lerek ilâve etti: «Bunlar da zahmetin mükâfatı, demek?» * 'Transer, «Evet, mükâfat!» diye cevap verdi. Ve alnında toplanan terleri sil- di. — Ama da sıcak ha! Çok yoruldum. Ver oradan soğuk birşey de içeyim ba- ril» Kiti Transerin çaldığı şeyleri, kayıt- sız bir tavırla ceplerine tıkarken: — Kolay! dedi. Sen sakın eldivenleri ni çıkarma. Müfettişin buraya da par- mak izi arayacağım diye burnunu sok- Masına hiç te razı olamam. Hatırlarsın ya.. Geçen hafta buralarda dolaşıyor- du, domuz.. * Transer, bir iskemleye çöktü. Bugün öğleden sonra heyli çalışmıştı!. Stagor da Leydi Notvanın apartımamına, su borularından tırmanarak çıkmış; Ley- di, misafirleri ile yemeğe ininceye ka- dar, yüzü koyun bir köşede ginerek beklemiş, sonra yavaş yavaş yatak o- dasına girerek dünyaca meşhur Noko- B ,Vat elmaslarını çalmış, gene ayni yol- /dün ölüm tehlikesini göze alarak inip gıvışmıştı. Bu arada hararetin gölgede 40 olduğunu da söylemeyi unutm:ya- hm. TP * Kiti elinde bir tepsi, tepsinin içinde|" da -balona tayfalar - asılı- kalıyorlar. | cin, turunç şerbeti, soda ve İrijiderden | Bu sualin cevabını veremezseniz 13 ün (Çesti)'bunları kurtarıyor. Kurtardı -| henüz alınmış buz parçaları olduğu hali ci sayfamıza bakınız! Fakir ç Dün Kızılayın giydir diği yavrular Kızılay Beyazıt nahiye şubesi dün öğleden sonra 150 yoksul çocuğu giy- dirmiştir. Çarşı Kızılay nahiye şubesi de 600 çift ayakkabıyı 3 üncü mektep, Has- köy Musevi mektebi, Balat Müsevi mektebi, Gedikpaşa Ermeni mekte' Anadoluhisarı ilk mektebi, Samat, (Rum mektebi, 17 inci mektep, 26 ıncı mektep, 28 inci mektep, mektep talebeleri arasında — bulunan fakir çocuklara dağıtmıştır. Sayfa bılta hikâyesi de odaya girdi. Transer me tavırla gülümsedi. Eldivenli e! dağını havaya kaldırdı.. «Şerefine gü- zelim!» diye haykırdı. «Bu ikramın cihana bedel'e Suüç ortağının bardağına kendi bar- dağını dokundurarak, müukabele eden Kiti: — Şimdi beni dinle! dedi. seni takip etmesi ihtimali abıtanın de yüz! Hattâ benim peşime de düşeceklerine yemin edebilirim. Ben iki yalancı şahit buldum. İcap ederse saât sekize kadar başka yerde olduğuma şahadet cdocek ler. O'zamana kadar da şu cicili i çıkmışlardı. Çünkü onlahdan beş daki ka sonra polis müfettişi elindeki may muncuklarla Kitinin apartıman: riyordu. Müfettiş derhal taha koyuldu. Masadaki bardakları görünce gevrek gevrek - güldü, ve üzerlerinde parmak izlerini aradı. Kitinin tedbü leri fayda vermişti.. Bardakların üstün da kadının panmak izlerinden baska iz bulamadı. Mademki ne müfettiş, ne de muavi leri Kitiyi apartımana girerken veya oradan çıkarken görmemişlerdi. Nasıl oldu da onun o saatlerde başka bir yer de bulunduğunu şahitlerle isbat ermesi ne rağmen faka basmadılar da hak!ki bırsız ile beraber suç ortağını da y TJadılar ve mücevherleri ele geçirdiler; bir arada ve 24 üncü|' Yurttaş: Yerli malı kullanmak — Türk || | i ekoönemisine karşı borcumuzdur.