14 Aralık 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ . ON YEDİNCİ YIL. NO: 5527 ULUS ADIMIZ, ANDIMIZDIR 14 BİRİNCİKÂNUN 1936 PAZARTESİ Son haberlerimiz üçüncü sayfadadır HER YERDE 5 KURUŞ Başbetke BAŞBAKANIN NUTKU Falih Rıfkı ATAY Sancak hakkındaki türk -fran- sız anlaşmazlığı konseyde görü- $ülmek üzere iken, sayın Başba- kanımızın arttırım - ve yerli malı haftasını açmak fırsatından isti- fade ederek, nutkunda bu mesele- ye ayırmış olduğu kısım, hiç şüp- esiz, bütün alâkalı olanlar tara- findan ehemiyetle mütalea edil- Miştir. Bu fıkralar, bir vuzuh şah- eseridir ve davamız etrafındaki, er türlü parçalama ve iğlak ha- reketlerine karşı, soğuk kanlı ol- duğu kadar, kati bir önleme hük- Mündedir. Bu nutkun nasıl bir telkin hava- $1 içinde söylenmiş olduğunu tes- bit edelim: Fransa'nın insani reh- berliği ile Suriye'de müstakil bir arab devleti doğuyor. Bu devlet, tam kurtuluş hazırlığında iken, ürkiye'nin, âdeta, onun birliği- ne ve bütünlüğüne kasdetmek te- şebbüsünde bulunduğunu görüyo- ruz. Demek ki ortaya bir türk - arab lüşmanlığı âmili çıkıyor. Da- hası var: sancaklılar Suriye'ye bağlıdırlar. Sükün içinde mebus- ını seçerken, türk gazeteleri ve tahrikçileri, bunlar arasına ihtilaf sokmağa çalışıyor. Manda devle- tinin inzibat kuvvetleri olmasa, belki Sancak unsurlarını biribirle- Tine boğazlatacaklar ! Hakikat bu mudur, diye sormı- yacağız. Tam yerinde olan sual başkadır: hakikat tam bunun ak- si değil midir? -İsmet İnönü'nün nutkunun arab dostlarımız tarafından dikkatle okunmasmı isteriz. Kemalist Tür- kiyenin arab komşuları hakkında- ki fikir ve hisleri, bu nutuktaki deliller, yeniden, harfi harfine tekrar edilmedikçe tam ifade edil- miş olmaz. Başbakan bir daha tasrih etmiştir ki Sancak meselesi, asla, bir Suriye - Türkiye mesele- si değildir: Sancak meselesi, doğ- rüdan doğruya, bir türk bölgesi- nin taliine tallük eden ve karşılık- h bir ahdin hükümleri üzerinde, ve sadece, Türkiye ile Fransa ara- sında bir anlaşmazlık meselesidir. Bu meselenin halli, o kadar itina ile ehemiyet verdiğimiz fransız - türk dostluğunu takviye edecek, We esasen aralarında hiç bir türlü tezad olmıyan Suriye - Türkiye dostluğunu bulandırabilir hiç bir vesile ve fırsat mevzuu kalmama- B temin edecektir. — Bugüne kadar Sancak münaka- Şasına aid basit havadisleri bile nakletmiyen fransız neşriyat âle- Mmi, son günlerde, birdenbire, ajansları, gazeteleri ve radyosu ile, meseleyi kendi hakikatinden uzaklaştırmak, ve ona şekil ve Mmahiyet değiştirtmek maksadı gü- derek, âdeta seferber olmuştur. Konseyde murahhaslarımızla ko- nuşmağa gelen fransız başdelege- Binin evelki akşam radyoda ver- Mmiş olduğu garib beyanatı, eğer bu beyanat telgraflarla tekrar e- dilmiş olsaydı, —doktor Tevfik Rüştü Aras'ın Türkiye'den ayrı- hrken söyledikleri ile karşılaştır- Mmak isterdik. Kasdi telkinler öy- le garib bir hal almıştır ki- İsmet İnönü'nün — cumartesi nutkunu, kendine has mantık, vuzuh ve tahlil kuvvetlerini kullanarak söy- lemesine gerçekten İüzum vardı. Baştanbaşa herkesin havadisine aaçmakta olduğumuz gazetelerimi- Zzin asil bitaraflığına, bu nutkun fransız gazeteleri tarafından ka- bül edilmek nezaketi ile mukabe- le olunmasını ne kadar arzu eder- dik. (Sonu 5. inci sayfada) Yedinci yerli malt ve arttırım haftası Dün Ulus meydanında büyük bir toplantı yapıldı Yedinci yerlimalı ve arttırma hafta- sının ikinci günü her yıl olduğu gibi, her yıl olduğundan daha coşkun bir toplantı, Samanpazarından gelen alaya katışan kalabalıkla Ulus meydanını dol- duran geniş bir halk kitlesi huzuriyle yapıldı. İstiklâl marşı hürmet ve heye- canla dinlendikten sonra, halkevı adına söz alan Bay Bahadir Dülgen, haftaya mevzuunu veren davayı belirtmeden önce türk milletinin tarih içindeki bü- yüklüğünü, essizliğini, mücadele kabi- liyetini ve zafer iktidarını göz önüne koydu ve dedi ki: “— Hayat hangi mevzuu önümüze atarsa atsın, mukadderi değiştiremiye- cektir. Düşmarı şu veya bu olabilic; şa- resizlik son haddine varabilir. Her çe- kişmede türk milletinin nasibi tektir:; zafer. Bu sefer düşmanımız gizlidir, sinsidir. Bizimle erkekçe döğüşmiye- cektir. Biz” arkadan vurmıya, kzleyi içinden zapietmiye çalışacaktır. Koku olacaktır, renk olacaktır, bizi teshire uğraşacaktır; aldanmıyalım arkadaşlar! Biz ilerisi için, yeni Türkiyeyi dünya- nın en ileri memleketi yapmak için ya- şamak istiyoruz. Omuzlarına bu kadar büyük bir vazife yükünü almış olan bu günkü türk nesli düşmanına kanmıya- caktır, yenilmiyecektir. Ve her zamın- ki gibi bu mücadeleden de alnının a- kiyle çıkmasını hilecektir.” Ulusal ekonomi ve arttırma kurumu adına söz alan Behçet Kemal Çağlar, yerlimalı kullanmanın lüzum ve zaru- retini tok ve sarih cümlelerle anlatma- sını bilmiş; milli servete biriktirme ve yerlimaliı küullanmadaki bütün mükem- mel şartlarını anlattıktan sonra; şöyle haykırmıştır: 1 “— Fakat arkadaşlar, niçin halâ ec- nebi malr kullanırken yüzümüz kızar- elimiz- titremiyor? Nasıl halâ ferah ferah, güle güle bu işe teşebbüs edebiliyoruz; Niçin bir ayıp ki bunu saklamadan uzağız? Niçin halâ herhan- gi bir tanıdığımız Avrupaya giderken ona bir şapka, bir kumaş 1ısmarlamak- tan vazgeçemiyoruz? Ve niçin bu ri- mıyor, cada bulunduğumuz dışlı adam, bana hırsızlık mi teklif ediyorsunuz? Diye bizi paylamıyor? Miskin, mürai idarei maslahatlarını bırakmak zamanı geldi, geçiyor. Bazı ihtiyaçlarımızı tedarik için dahilde harcryabileceğimiz para- mızı kaptırmanın çocuğumuzu başka orduya asker vermekten farksız oldu- ğunu bilelim! Türklüğümüz, sade pa- saportumuzdan ve nüfus tezkeremiz- den değil, yiyeceğimizden ve giyeceği- mizden de belli olsun. Bu aziz hafta- nın havası içinde ve bu haftayı hazırlı- yan kurumun devamlı telkinleriyle şu- urumuzdaki bir ecnebi mata', bir diken (Sonu 5. inci sayfada) OEGEUPE T OK RRELER AAA Dün akşam, Ankara radyo- sunda, arttırım ve yerli malı haftası münasebetile sıyasal bil- giler okulu müdürü B. Mehmed Emin tarafından verilen konfe- ransı, ikinci sayfamızda okuyu- nuz. Adanada—l;i Sıhiye müsteşariyle vali ve belediye reisi su baskını sel sahasında tetkiklerde bulundular Bir adamcağız bütün ailesini ölü ve yıkılan evinin ocağı içinde yedi gündenberi barınan dört yaşındaki çocuğunu da hayatta buldu. Su altındaki Adana so kaklarından bir görünüş Adana, 13 (A.A.) — Sıhiye müsteşa- ar Hüsamettin, vali, belediye reisi ve mebuslarımız ve gazetecilerden mürek- kep bir heyet dün atlarla şehir civarın- HATAY HABERLERİ Antakyada türklere karşı tazyik bitmiş değildir İstanbul gazetelerine gelen ve oradaki arkadaşımız - tarafından telefonla bildirilen şu haberler, Sancak için yapılan tahriklerin mahiyetini göstleriyor. Ankara, 13 (A.A.) — Memleket gazeteleri Sancak hak- kında yeniden mühim haberler neşret- mektedirler. Bu haberlerden birisinrde mebus seçiminde hasıl olan ihtilaf yü- zünden kürtlerle vatanilerin arası açıl- mış ve kürt dağında arablarla kürtler arasında bir takım hâdiseler cereyan etmiştir. Antakya'da birincikânunun birinden itibaren tatbikine başlanan örft idare bütün şiddetiyle devam etmektedir. Yalnız Sancaktaki unsurların arasını açmak, tefrika sokmak için şehrin ale- vi mahalleleri kısmen serbest hayata kavuşturulmuştur. Fakat aleviler de türklere gösterilen zulümlerden çok müteessirdirler. Türk mahallelerinde üzerinde en ufak çakı bile bulunan kimseler derhal yakalanarak kışlalara sevkedilmekte ve bu halka kışlalarda dayak atılmaktadır. Bundan başka tev- kif edilenler soğuk ve yağmurlu hava- da çırçıplak sokaklarda dolaştırılmak- tadır. (Sonu 2. inci sayfada) da suların kapladığı ve tahrib yaptığı yerleri gezdi. Gezinti üç buçuk saat de- vam etti. Görülen feci sahnelerden, se- lin yaptığı büyük tahribler analşılryor- du. Şimdiye kadar selden yıkılan ve be« lediye tarafından şehirde yıktırılan ev- lerin sayısı iki bini geçti. Bütün yurd köşesinden, belediyeler- den Adana seylabzedelerine yardımlar devam ediyor. Ölü sayısı şehirde elli- ye çıktı. Bu mikdar bugüne kadar ceset- leri ele geçebilenlerdir. Yıkıntılar al- tında ve su içinde daha birçok ölü ol- duğu muhakkaktır. Gün geçtikçe sel fe- lâketinin çok acıklı sahneleri, elemli ve iç sızlatan birer sürpriz halinde karşı- mıza çıkmaktadır. Dün de yeni bir facia, felâket bilan- çosunu biraz daha kabarttr. Şehirde sel- lerin yıktığı bir evde yeniden beş ölü çıkmıştır. Su gediği mahallesinden Ma- raş mebusu Kemal Kusunun odacısr Âh- med, sel bastığı zaman köyde bulundu- ğundan ancak dün gelebilmiştir. Kar- şısında evini harab bir halde bulan Ah- med, hemen yıkıntıların içine dalmış ve ailesinin sular içinde ve yıkıntılar al- (Sonu 2. inci sayfada) Sonbahar At yarışları Onbirinci hafta da güzel geçti Sonbahar at yarışlarının on birinci- si dün yapıldı. Havanın soğuk olması- na rağmen gene epice kalabalık vardı. Müşterek ve çifğe bahisler üzerinde a- lâka fazla idi. Koşular muntazam oldu ve heyecanla takib edildi, Birinci koşu: Üç yaşındaki yerli yarım kan ingi- liz erkek ve dişi taylara mahsustu. İk- ramiyesi 300 lira idi. Birinciye 225, i- knciye 55, üçüncüye 20 lira verild. 1009 metrelik bu koşuya Mareşal Dünkü at yarışlarında, varış noktasına yaklaşan iki Fevzi Çakmak'ın Bayburdu (binici: Fi- lips, kilo: 58), B. Atânın Montaniko'su (B. Yakub, K. 58), B. Behçet'in Bor- light'i (B. Sandor, K. 56.5), B, Said Halimin Teho'su (B. Horvat, K, 56.5), B. Yusufun Andranbudin'i (B, Gula, K. 56.5), B. Salih Temelin Gülzar'ı (B. Davud, K. 56.5), gene B. S, Temel'in Mahmuresi (B. Bayram, K. 56.5), B. Kâzımın Kontes'i (B. İhsan, K, 56.5) girdiler. (Sonu 5. inci sayfada) at Dünkü futbol maçı Ankara Gücü: 1 Çeki Karlin: 1 Ankara Gücü muhacimleri biraz daha dikkatli davranabilselerdi “takımları dünkü maçı galip - olarak bitirebilirdi ra gücü ile yaptı ve bu maruf çek takı- mı çok çalışmasına rağmen şampiyonu- muüzu yenemedi. Daha doğrusu Ankara gücü kendilerine bu fırsatı vermedi. İki takım birer sayı ile barebere kaldılar. Ankara gücü sahası birinci güne nis- .betle daha kalabalıktı. Hava soğuktu. Fa. kat seyirciler Ankara gücünün güzel ©- yununun heyecaniyle maçın sonuna ka. dar beklediler ve sahadan kazanamadı- ğımız için üzülerek ayrıldılar, Maçın hakemi beşiktaşlı Nuri idi. O« yunu, her zaman olduğu gibi, güzel idare etti. Çekler dünkü takımlariyle sahaya çıktılar. Yalnız birinci golümüz olunca sağ haflarını değiştirdiler. Ankara gücü şöyle bir takım çıkarmıştı: Natık - Saffet, Ali Rıza - Musa, Se- (Sonu 6. ıncı sayfada) KŞ SUU K, ea DDi

Bu sayıdan diğer sayfalar: