Aurupada—l;üyı;k bir Demokrasi hamlesi Yazan: Muhittin Birgen aa & spanyada harbeden ı sında ne bir tarafın, ne de öteki ta- rafın lehine kat'i bir muvaffakıyet hâ- Sil olamıyarak — aylardan beri devam eden ikilik bertaraf edilemeyince, Mad it mahallelerinde kuvvetler iki sınıf ara- rl Bu yardım, her şekilde yapıldı. Sıhhi- ye malzemesi, harp vasıtaları ve niha- r. Bu hal, Avrupada biribirine h- pun, İspanya toprakları üs irlerile çarpışmaya başla- , Ve bundan bir İngiltere ile Frans rak evvelâ İspany etmemek, sonra d. şan İspanyolları durdurup meseleyi halkın reyine müracaat yoliyle hallet- mek gayesini güden bir program hazır- ladılar ve bunu alâkadar devletlere tebliğ ettiler. Bu fikri reddetmek güç olduğu için bugüne kadar bir kısmı ka- bul etti, bir kısmı da reddedemedi. Fa- kat, henüz İspanyadaki alâkadarlar kat'i birşey söylemediler. İşte bu teklif, Avrupada sulh iste- yen devletlerin yaptıkları bir hamle- dir. Öyle bir hamle ki ayni zamanda buna demokrasinin de bir hamlesi di- yebiliriz. Çünkü hareket demokrasi memleketlerinden geliyor ve şimdi de- mokrat memleketlerle müttehiden ha- reket etmekte olan Aamele diktatörası da buna iltihak ediyor. Bakahm, bu hamle, de, ne tesirler yapac: * Fakat, bu demokrasi hamlesi bun- dan ibaret le değildir. Amerikada, bü- tün Amerika milletlerini bir araya top- lamak, bunlar arasında derece derece demokratik müşterek bir Amerikalılık rabıtası kurmak ve bu suretle hattâ Avrupa işlerine sulh lehinde müdaha- le etmeğe kadar g düşünen bir fikir vardır. Bu fikir yeniden Amerika Cumhurreisi olan Mister Ruxvelt'ten çıkıyor. İhtiyar Avrupada çalkanan ih- Mraslardan dünya için yeni bir âfet çı- kacağını hisseden Amerika, demokra- tik bir ruh ile, harp aleyhinde cephe al- aralarında anlaşa- şlerine müdahale iribirlerle çarpı- panya işlerin- Mak temayülü gösteriyor. Bu Ame- rika hareketi nereye kadar gidebile- cektir? Bunu bilmiyoruz. Fakat, şu Ha- beşistan meselesi münasebetile Millet- ler Cemiyeti içtimamda Amerika mil- letleri murahhaslarının sözlerini dinle- diğim sıralarda, daha geçen temmuz ip tidalarında, böyle bir Amerikan hare- keti gelmekte olduğunu hissediyor dum. Eğer bu hareket kuvvetlenecek olursa bu da demokrasinin, sulh le- | hinde başka bir hamlesini teşkil ede- cektir. * Demokrasi hamlesi bununla da kal- muyor. Dünya maliyecileri arasında da bir kaynaşma var. Paralar arasında dostlük yapmak, devletler arasında mevcut muallâk hesapları tasfiye et- mek hususunda konuşmalar — ve hattâ anlaşmalar ve hattâ anlaşmaların tat- bikatlarını görüyoruz. İngiltere ve Fransa maliyeleri arasında bilhassa kuvvetli ve mütesanit bir çalışma var- dır. Ayni zamanda şuna da dikkat edi- yoruz ki büyük bir kısmında buhran yenilmiş olduğu muhakkak bulunan bu memleketler, milletler arasında mü badele meselesini daha kolay yollara dökmek fikrini kuvvetle istemekte ve hattâ birtakım neticelere de varmak ü- zeredirler. İşte, bu da demokrasinin Maliye ve ticaret sahasında yapmakta olduğu ye- ni bir hamledir. Bv:ı hamleler karşısında, dünyanın bugünkü vaziyetinden gayri memnımn memleketler, bu memnuniyetsizliğin Sererin ee aet 2 Resimli Makale: I İnsanlar giriştikleri bir işte mu - vaffak olamadılar mı, bunun sebe bini harici bir tesire atfetmiye çok mütemayildirler. Lomdrada koltuk Değneği ile gezen Talihli köpek Çi Londralı miralaylardan biri dehşet- li köpek meraklısıdır. Evinde bir dü- zine köpek besler. Hepsile alâkadar o- lur, O kadar ki, her birisinin aymı ayrı şeceresini çıkarmış, yiyeceklerini tan- zim etmiştir. İşte bu talihli köpeklerden biri, bir ayağı sakat doğmuş, miralay da, canı gibi sevdiği köpeğinin bu firaklı hali- ne duyanamıyarak ona bir koltuk değ- neği yaptırmış.. En iyi-çay müsabakası İngilterenin bir şehrinde son gün- lerde en iyi çay için bir müsabaka a- çılmıştır. Altı kişiden ibaret olan ha- kem hey'etine 155 türlü çay getiri- miştir. Hakem hey'etinin reisi M C. Kuk 52 senedenberi çayın cinsini tayin etmekle mütehassıs sayılmakta- dır. Bir günde 400 fincan çay tecrübe ettiği görülmüştür. Kü İeler karşısında boş duracağını, hamle- ye hamle ile mukabele etmiyeceğini farz ve ümit edebilir mi; İ silâhları vardır. Bu mücadele silâhla- yını dolduran barut, dünyanın harp so- nu taksimatının fena yapılmış olma- sından mütevellit beynelmilel bir hu- zursuzluktur. Eğer bugün — kendisini her sahada kuvvetle hissettiren demok rasi hamlesi bu huzursuzluğu izale ede cek bir hududa kadar gidebilirse O z8- man bütün bu gayretlerin müsbet ne- peryalist vasfını muhafaza edip bü- dirde, yani dünyada demokrasi em- peryalist vaziyelini muhafaza edip bü- yük ve küçük milletlerin haklı iddia- larını kabul hususunda kasdi ve hod- gâm ihmalkârlığında devam eyledik ben bu yeni demakrasi hamlesinin müs bet netice vereceğine kani değilim. Bu günkü hamle, mukadder ve muhakkak olan bir dünya karışmasını ancak tehir edebilir. Demokrasi, radikal kararlar ve tedbirlerle bugünkünden daha insa- ni beynelmilel bir demokrasi ruh ve teşkilâtı yaratamadığı müddetçe bur- dan devamlı ve umum? faydalar vere- — SÜN FOSTA Bazıları lihsizlikten, — ba: mukabil t ilt gördüğ: den, bazıları da hatır ve hayale göl- miyen sebeplerden bahsederler, (SöÖZz ARASINDA ) * HERGÜN BİR. FIKRA Sabık bende Eski Jon Türklerden, Kudüs mu- tasarrıflığından mazul bir Reşat Paşa vardı. Bu zat derin bir müzayaka içe - risinde yaşardı. Abdülhamit ken « disini sureta aâffetmiş gibi görü - .' nürse de, âdeta zarurete mahküm i eylemişti. Reşat Paşa, pek cüz'i olan mazu- Hiyet maaşını Mmunlazaman alama - dığı için, maliye nazırı Nazif Paşa: ya mütemadiyen arizeler yağdırır, altıma «bendei ahkarları..» diye im- za attığı bu arizelere de nadiren ce- yap alırdı. Günün birinde Nazif Paşa usan- dı. Bu muacciz adamın talebini wnf ile reddetti. Bunun üzerine Reşat Paşa, gayet müteazzimane bir tezkere daha gönderdi ve bunun altına: «Sabık .hendeladı diye imza koydu. Portatif fıçı Milyoneri e Avrupada bilhassa İngilterede kok- teyl partileri alhp yürümüştür. Kalif Oklof çayları artık tarihe karışmakta ve yerini, saat altıda başlayan kokteyl eğlencelerine bırakmaktadır. Bunu düşünen açık göz bir tüccar, ufacık ve zarif bir çantaya sığacak bar- dakları, sehpası ile birlikte içki fıçıcık- ları yapmış ve satılığa çıkarmıştır. Ve bu yeni «icado ımdan binlerce satarak milyoner olmuştur. Kendisine «porta- tif fıçi milyoneri» denilmektedir. cek neticeler çıkacağını zanne! rum, Meselâ, şu bizim Sancak davamı- zın Milletler Cemiyetinde mütalea ve tetkik tarzı da bu bakımdan cihan de- mokrasisi için bir imtihandır. Bu ım- tihandan sonra bugünkü hamle hak- kında daha sarih bir fikir edinebilece- giz. Bakalım, âyinel devran ne gösterir! Muhittin Birgen “|İtaklı vagonlarda yeni bir usul tatbik asından bilmedikçe e müteakip işte de muvaf - dalmi bir muvaffakıyı ümdur. Tül modası dJapon kadınlarını da İstilâ etti Japon kadınları süse pek meraklı- sırlar. GCarplı hemşirelerinden bir an i in bile olsun kıl kadar geri kalmak istemezler. Onun için de Avrupadan gelen moda mecmualarını — tehalükle karıştırır ve en yeni örnekleri seçerek hemen terzilerine koşarlar. Bu sene Avrupada tül modası var- dir. İapoa'tAdlim 'da G & derek, zarif, muhtelif renklerle bezeli | kimonalarile, muhtelif tüllü bereler giymeğe başlamışlardır. Papaz ile Hahamın derdi! İngilterede resmi bir ziyalette Ha- ham ile piskopos yanyana oturuyorlar- miş. Ortaya domuz eti ile pişmiş ke- reviz gelmiş. Piskopos Hahamın do- muz eti yemediğini bildiği için onun- la alay etmek sevdasına düşmüş : — Haham hazretleri, demiş, Domuz yemez misiniz? Haham istikrahla elini sofradan çe-| kince piskopos gülmüş: | — Azizim demiş, ne büyük bir haz ve zevk kaybediyorsunuz? Sonra da domuz etile pişmiş kere- “izi ağzını şapırdata şapırdala yeme- ge başlamış. Bu tavizi yutmak isteme- yen Haham ziyafetten ayrılırken pisko- posun elini sıkmış: — Refikanıza da arzı hürmet eyle- Tim demiş, Piskopos şaşırmış: — Biz evli değiliz. dinimiz evlen- meğe müsaade etmez deyince Haham gülmüş: — Azizim demiş, ne büyük bir haz ve zevk kaybediyorsunuz!.. Yastıktan musiki dinleniyor| Birleşik Amerika hükümetleri ara-| isi dahilinde işleyen trenlerdeki ya- edilmektedir. Bu vagonlarda yolculuk yapan musiki meraklıları her istedik- leri zaman, diğer yolcuları rabatsız et- meden musiki dinleyebilmektedirler. Yolcular yeni icad edilen küçük yastıklara başlarını koyduktan sonra bir düğmeye basarak demiryolları rad- yosunun parçalarını dinlemektedirler. —a ' RİSTER «Çöpçüler çöp tenekelerini çöp arabalarına boşalt - masını bilmiyorlar, yerden kaplıkları gibi çöp arabası- nin içine boca ediyorlar, Binaenaleyh çöpcülere çöp tenekelerini, çöp arabala- mektep açılmalıdır. İNAN İSTER İNANMA! rına nasıl boşaltmak lâzım geldiğini öğretmek üzere bir Yukanda gördüğünüz satırlar İstanbul gazetelerinin birinden iktibas edilmiştir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Bfnnfıfeşrm 14 B Luigi Pirandello E. Talu vvelisi gün Romada ölen ır İtalyan tiyatro müellifi Lu lo, fevkalâde orijinal bir &« üzerir fatlarını tevz bundan iki yıl « atını ona vermiş -. eserlerir miş ve Nobel mül mur olan kal edebiyat mük, aha birçok piyet vehleten saçma hiss.nı Vi enteresan ve Se yanın meşhur Şi Bibi insanı kat'iyyen na: «Acaba timarh miyim? Kı ndaki divane mid'y” dirtmez. Ben, «Altı şahıs muharririni & mn türkçe tercümesini bizlim Şel ilk defa seyrettiğii bun orijir sine ayrı bir çeşni ilâve ediyordı Yazık ki Pirandellonun açtığı umulduğu kadar tilmiz bulamaz kendisi bu vadide âdeta münfer mıştır. Halbuki, onun tarzı, yirminci musikisi, mi z san'atlar telâk mekteyd retsizliği yüzündendir ki Luigi dellonun açtığ? orijinal çığıra, kendi beraber rahmet okuma buriyetind ğ Biliyor musunuz ? 1 — Meşhur Fransız muharriri Şalö” briyan herede ölmüştür? 2 — Fransada ormanların yeküf? ne kadar hektar tutar? 3 — «Camma meylin var ise hük * : meyle teslim ı_—_v.ı-yim" «Şan sensin, ben senin bir beni fermanın! mısraları kimindir? (Cevabları petşembeye) * Dünkü Suallerin Cevapları: | — Türkçede iki manaya kelimeleri sayabilir kurum, sara ve sair 2 — «Değilmiş kasdi hançer vrkfn': ol sermesti tennazi «Hemen ağuş açıp zerrini kı göstermek isteri mısraları şalr Nedimindir, 3 — «Karakter sahibi olan bir insifi dalma kötüdür» — sö selisil kendi rak Klemanso A Dudak boyalarını erkekli de kullanacaklarmış Brükselli bir kimyager kadıntlll kullandıkları rujların sarfiyatını wtt” | mak ve bunu erkeklerin de kullanım? sını temin etmek için bir çare bulmüf Rujlara muhtelif içkilerin tadını 'J: yormuş. Meselâ kokteyl merak'ısı ? | lanlar, ağızlarında bu boyalar Iıul_l" duğu müddetce daima kokteyi iç” Tarmış gibi oluyormuş. W Rujların şampanya tadımı veret!” daha pahal imiş, viskili rujların sarfiyatı fazla imiş. .;dj j Bu haberi veren bir Belçika ç» bu boyaların yavaş yavaş erke' l0f Öj