SON POSTA Ressamlar — Sen bu İmin resmini yap tn m) — Yaptim — Kendisine ben- Zedi mi> — Benzedi, hem © kadar benzedi ki.. ye gösterme- çirkin a Hizmetçiler gç Gcns kiz söyle- — Evlendiğim za- Tan bir çok hizmet- Kilerimiz olacak de- mi? Genç erkek ce- Yap verdi: — Evet amma bi- T gittikten sonra Ö- İ gelecek. * Nasıl isim — Adın ne çocu- n ) — Budala.. — Bu nasıl isim? — Babam e çağırır. B beni — Kalbinizde bir çarpıntı var.. ee A K Üzerinize alınmayın doktor, başkası için! — Deniden balık gelir diye mi bekliyorsun?. — Hayır, karadan bir alık gelir diye bekliyorun. a| Ne kızıyorsun Erkek kızmıştı: — Bu ne hbal, de- di, geçen ay yüz li- ra manto parası verdim. Bu ay sek- sen lira. — Ne kiziyorsun kocacığım.. Masraf- larım aydan aya ini- yor. ei Tavsiye — Berberde oluyordum, dükkâ- nın önünden otomo- bilimi çaldılar.. Bu ikinci defa başıma| geliyor. Bana ne tavsiye edersiniz? — Sakal bırakma- nızı! * Ev Avcı söyledi: — Son avımı bir hastaneye — gönder- dim. — Tavşan mıydı, geyik miydi? — Ne o, ne o, ko- — Resmini yaptırırken niye soyundun?.. — Şey, şey... Hava çok sıcaktı da.. KIRMIZI OTOMOBİL Gece gündüz ben senin, ismini anıyordum, Karşında tapıyordum, aşkınla yanı: Bu asırda ben yalnız sana inantyordum, Bütün düşüncem sensin kırmızı otomobil.. * Sararıp soluyordum sana kavuşsam diye, Aşkının hasretile benzedim bir deliye Gönül vermedim böyle ben hiç bir sevgiliye Sen gönlümde emelsin kırmızı otomobil!, > Piyankoda talihini denemi- Yar Musun?.. — Biy kere izdivaç piyangosun- ,_.:vnedim. pişman oldum. Artık Miyorum. Belilik Lonkantada listeyi gözden geçiri- yordu; Piliç: İki lira, Garsonu çağırdı: — Bu bir delilik, dedi, kıymeti bu kadar fazla olan bir hayvanın canına — Bu söylediklerin ne? — Her dikle evet demeyi öğreniyo- rum, Birisi bana varır mısın derse, hangi millettanse hernen cevap vere - Bir gün garajdan çıkıp kaçıp gelsen de bana, Bir hasretle atılsam manoken kollarına.. Asfalt yolda seninle biz başbaşa, yanyana, Bir tur yapsak ne dersin kırmızı otomobil!. Projektörlerine vurgunum mecnun gibi Ah.. bir kere çalsaydım motör denen kalbini Ey moderin sevgilim artık yalvartma beni Bu aşkın sonu gelsin kırmızı otomobil.. R. Karaca — Ah kaynanacığım; sen bana bu mevsimde bir tek kavun bulun, hayatımın on senesini veririm de- miştin.. Ben aradım aradım iki ta- ne bulup gelirdim. traş! Sayfa 7 Kardeş Finlandiyanın kıymetli Reisi 75 yaşında Finlandiyanın istiklâl tarihi ve Reisi Cumhur Svinhufvud'un istiklâl har ketlerinde oynadığı rol Bu ayın 15 inde Finlandiya Reisi- cumhuru Pehr Evind Svinhufvud'un 5 m doldurması dolayısile Çarlık 'a tahakkümünden kurtularak is- tiklâllerine sahip olan ırkdaş milletten ve kıymetli Reisi Svinhufvud'un haya- tından kısaca bahsetmeği faydalı bul- duk. Güreşçi olan bu millet kendini yal- nız spor sahasında değil, diğer bütün sahalarda da, ilmi irfaniyle, dürüstlük ve temizliğiyle bütün dünyaya tanıt - maıştır. Gregori Petrof'un Ali Haydar tarafından tercüme edilen «Beyaz zam baklar memleketinde» adındaki ve Şü- küfe Nihalim «Finlandiya» namındaki eserlerini okuyanlar bunu daha iyi bi- lir ve takdir ederler. Şimalde Sovyet Rusya ile İsveç ara- sında (Bingöl memleketi) dediğimiz ül |kede yaşayan bu millet istiklâli için muktedir bir relsin idaresinde cesaret ve metanetle mücadele etmiştir. Reis Svinhufvud'dur. Onun hayatının başlangıcı sükünet içinde geçti. Üniversitede hukuk tah- silini bitirdikten sonra intisap ettiği memuriyette muntazaman terfi etti ve nihayet istinaf mahkemesi reisi oldu. Daha genç yaşında Rusların hücum- larına karşı Finlandiyanın muhtariye- tini müdafaa edenler arasında bu- lunmasile nazarı dikkati celbetti. l Geçen asır sonlarında Fin tarihinde, tedafüi hareket namiyle tanınan ve ak- tif faaliyetle tam bir istiklâl elde edi- linceye kadar devam eden hareket baş lamıştı. Haricf siyasetten gayri her hususta müstaki| olup dahil nunlarının biz- zat tanzimi hakkına malik olan bu mil- let, Çarlık Rüsya tarafından yapılmak ta olan kanunların ülkelerinde hüküm süz addedilmesi ve bunların tatbikatı- na mâni olmak lüzumunu anlamıştı. Bu sebople Svinhufvud tedafüi hare- ket taraftarlarının reisi ve kararlarının icrasını temin edecek bir memur ol- du. Bu vaziyet karşısında, sarsılmıyan sebatı yüzünden son Rus Çarı İkinci Nikola onu Siberyaya sürdü. Vak'a şu suretle cereyan etmişti: Mütekaitleri boş Ve muattal Bırakmamalıyız! Son günlerde Ankarada ve İstan- k bir bulda kuvvetle deveran eden şayla anlaşıkm, bütün mütekaitle - ri alâka ile meşgu! etmekte berde - vamdır. Bu şayiayı bir müddet ev - vel gazetemizde mevzuu bahsetmiş- t. Üzerinde mütalealar yorulmuştu. Mesele, Mmütekaitlerin memleketin muhtelif işlerinde, meselâ köy mu- allimliklerinde, köy muhtarlıkların- da çalıştırılmasıdır. Eski bir mütekait olan Bay «Hü- seyin Lütfi» de bize yazdığı bir mektupta bu mesele ile şiddetle alâ- kadar olmuş, diyor ki: — Yurdun toprağı çok, fakat jin- sanı nisbeten azdır. Münevver sı - nıf ise hem mahdut, hem de böyle şehirlere münhasırdır. Buna muka- bik köylümüz okumağa henüz ka - vuşmamıştır. Bu vaziyet karşısında yapılabilecek en mühim iş, en e - hemmiyotsiz kıymetten azami isti- fade çarelerine baş vurmaktır. Halbuki adedi on binlere varan olgun, yetişkin bir sınıf, mütekait - let sınıfı, tamamen muattal bir hal- de, mühim bir kısmı da sıkıntı için- bir ziya sayılır. yunrdu mütekait bit zümre yetiştir mek için vaktile pek çok paralar Finlandiya Cümhurreisi Pehr Evind Svinhufvud Cihan harbi patlamıştı. Fin ordusu hâlâ Ruslardan mürekkepti. Bu sıra- larda yurtta bulunan Svinhufvud sulh zamanında olduğu gibi adaleti yerine getiriyordu. Rusların emirlerini dinle- mediğinden ve muntazaman öz kanun- larını tatbik ettiğinden vazifesinden azledildi. Buna da aldırmıyarak hâ - kimliğine devam etti. Bunun üzerine andarmaları tarafından adliye bi nasında yakalanarak hapsedildi, Pet- urga götürülerek oradan Sibiryaya ddü. Cesur refikası onu takip etti. Üç se- ne bütün istiraplara katlandı. Ancak 1917 ilkbaharında Rus ihtilâlinden son râ tekrar Finlandiyaya avdet edebildi. Burada onu büyük bir iş bekliyordu. Rus İmparatorluğu çökmek Üüzere idi. 'in halkının kendi idaresini artık eli- ne almasının sırasıydı. Svinhufvud fa- aliyele geçerek 1917 senesinin ikinci- teşrin ayı sonlarında ilk kabineyi kur- du ve hemen birincikânunun 6 sında Cumhuriyeti ilân etti. Bütün ordu Rus (Devamı 13 üncü sayfada) sarfetti. Bir jnsanın ancak kırk se - nede yetişmesine güöre, elde hazır, yetişmiş, ehemmiyetli bir unsur, yurt işlerine tamamen biğâne, dev- let hazinesine faydasız bir yük ola- rak kalıyor. Kültür Bakanlığının muallim yok sulluğu içinde kıvrandığı muhak - kak., İşte bu zümre içinde bu yok - sulluğu gidermek için ne kadar fay- dalı elemanlar vardır. Ayni şekilde İç Bakanlığı nahiye müdürlükleri, kaymakamlıklar için de ayni müşkülât ile karşılaşıyor. Muhakkak olan şu ki, ortada «mü- tekaitlerden iş beklenemez, çünkü yaşlıdırlar» diye dolaşan sözü, yok- etmek lâzımdır. Bugün memlekete en büyük hizmetleri görenler, gene bu yaşlı unsurlardır. Çünkü tam ve olgun bir çağda bulunmaktadırlar, Mütekaitleri köylerde — ikamete davet teklifi de üzerinde durulacak, çok büyük faydalar temin edilecek bir tekliftir. Meselâ beti havası, suyu bol ve temiz bir nahiye merkezinde oturu- rum. Burada bir hayli saygı görü - yorum. Nahiye halkını tenvire çalı- ayorum. Ağaç budadım, aşı yaptım, çiçek bahçeleri vücuda getirdim, fa- kat hiç bir netice çıkma Bunun sebebi de um seferberliği Bence mevı bir 1s ân edilmemesi t ve her sınıfa men- lunanlar seçilmek suretile mümleke- te faydalı unsurlar vermelidir..