dbr .&L.S Bt 6 Sayfa “Beyanat yasağı,,ekseriya yanlış tefsir ediliyor Bir arkadaşımızın başından geçenler Belediyede bir dostumu ziyarete gitmiştim. Kapıcı kim olduğumu öğre - nince: «Olmaz, dedi, memurlar gazetecilerle — konuşmaz» — Dostu - mu resmi değil, hususi mahiyette bile ziyaret edemedim Memurların gazetelere — «beyanat» vermeleri memnudur. Bu memnulye - tin, hangi tecrübelerden alınan ders -| ler neticesinde konulduğunu hatırlıya- miyorum. Fakat bazı boşboğaz me - murların, her hâdisede, salâhiyetle - rinin hudutlarından dışarı çıkarak u- Tu orta konuşmal, kâ mıyan bu memnuiyeti, çok yerinde bulanlardanım. çok yerinde bu)dı."n'n y daha alkışlamak maksadile girmiyb - rüm. Ve anlaşılmaktadır ki, bu mem- | £ nuiyetin, bizleri hiç te memnun et - miyen bir ciheti var. Eğer bu yasağın bizi memnun etmiyen ciheti tez günde ortadan kaldırılmazsa, cümlemiz, dil - sizler arasında kalmış biçareler kadar acınacak hale düşeceğiz. Bu memnuiyetin çıkarılışından son- ra, memurların ağızlarını bıçaklar aç. maz oldu. Onlar ağız açma rata varmca, mizah mecm tılar agıku'mı, yumdulz: "tılcr ni, doğan guıımçıukım ince çizgilerle ifa- deleştiren karikatürlere hayli kahka- ba attık. güldürücü nüktel bugün birer ağ - latıcı hakikat halini almıştır. Bunu isbat için, başımdan geçen bir kaç hâdisenin nakli yetecektir sanı - rım. Geçenlerde, Şehir tiyatrosunun gize memurile konuşmıya niyetlenecek o! dum., Maksadım sadece, tiyatro gişesin. de çalışan bir memurun başından ge - Serseri bir Delikanlının Acıklı romanı Çok defa, zengin bir muhayyele mabhsulü olabilecek bir macera «roman gibi» tabirini kullanı ş- te, önümde altı sahifelik bir mek - tup ki, şimdiye kadar bana - gelen mektupların en acıklısı, en uzunu ve en meraklısı.. Ba: sona kadar «roman gibi» bir hayat.. H. A, H. insiyalini taşıyan bu mektubun kah- ramamı annesini, babasını hiç hatır- lamıyan, büyük annesinin — elinde büyüyen bir delikal Orta mek - tebi bitirdiği sene iht kadını da müddet gazete satıyor. Son: lata rıhtımlarında, vapur ist rinde hamallık y sinin bavulunu zaman, — karşısır hocalarından şüp bayılıyor. Hocası, irini görüyor bü e anlatıyor. Genç adamın zt L;.ığı mMüessesenin zengin,-a hibinin kaza olduğun! © NL AA ee d e 5 çebilecek garip ve hoş vak'acıkları din- lemekti. Fakat memüur olduğunu söyliyen zat, beyanat veremiyeceğini bildir- |di | «Nasil güldürüyorlar?»anketini İmset, Şehir tiyatrosu san'a! de konuşabilmek için Muhiddin Üs tündağdan izin almak mecburiyeti .ıdc kaldı. Geçenlerde, belediyede bir dostumu rete gitmiştim. Kapısında bekliyen odacı kim olduğumu sordu. Mesleğimi öğrenince, sağ elini faşist selâm: kaldırdı: — Olmaz! dedi. Memurlar, gazete - cilerle konuşmaz! Ve ben abi, ba - zan âmirlerine bile dinletemedi meramımı, bir odacıya anlatabilmek imkânını bulamadım. Gazeteci pldu - ğumu söylemek gafletini gösterdiğim |- çin, memur do<'u'nu resmi değil, hu- susi mahiyette bile ziyaret edemed Dün, şehircilik mü sı Pri bir mülâkat yapacak oldum. Ve anla- düm ki, beyanat yasağının yanlış tefsiri, ona bile iyice telkin edilmiş. Meslekdaşlarımın «beyanattır!. pan diye sorulan s$o - .Hş.annmr » diye, eski dos:larile merhabayı kesen memurlar çokmuş. Evvelki akşam, radyonun yeni ka - dın spikerile konuşmak — istedim. | Mes'ut Cemil gibi, münevver tamdı - ğim bir vatandaş bile karşıma dikilip te: — Beyanat veremez! Memnudur! ce- vabını bastırdı. (Devamı 12 inci sayfada) binin bı* ün acısını yenere başka bi sevdiğini, a lâzım geldiğini - söyfüyor. soğuk- ve kaba davranıyor kız bile buna inanıyor, Ayr )uzum— şor. Bittabi saadetleri devam ede - cek değil mi? Hayır.. Kızın babası, kızınan hnyle seviştiğini haber alı - gün deli anlmın hocası onu karşı- sına çağırıyor. — Benim büyük bir müş xır. diyar. Senin çalıştığın müesse- n sahibi ile aramızda çok eski daşlık mevcut, Onun bir kı zı, benim bir oğlum var. Biz onları daha küçükten nişanlamıştık. H bını bu kız bir genci seviyormuş. um bunu haber alınca yataklara du<uı Sevdiği ;,vı.-nç l.e kimmiş bili - Evlâdım, bana büyü k et, bu kızdan vaz geç! kanlı ;çî k:ın ağı ak ” ları O karlar ki, renç ırlar » Tuhsuz, serseri!. Me - gibi imişsin. Yazık, bir eriye gönül kaplırmışım!. —dive elini, or ve çıkıp gidiyor. kanlı şimdi ber şı in ni çekmiştir. İşini, Mmektebini, birakmış, sokaklara — di Bi anları her an değiş.iren, şe - olduğundan başka gösteren; aynalara benzer, TEYZE sın »| baz numnar söylediklerine | / göstermekten / çekinen — bekçiler eĞ |Dünkü Güneş Süleymaniye 'Maçı yarıda kaldı Hakem Ahmet Âdemin sahayı terkedişi halk tarafından protesto edildi Güneş - Süleymaniye arasındaki maç hakem Ahmet Ademin idaresinde baş- ladı. Genç Süleymaniye takımı çok e- Oynamasına rağ- sıfıra karşı iki gol | iyetle olmasına rağ- di şaf eden bir Süleymaniye | akınını favile defedebilen Güneşliler ç saniye sonra bir de penaltı yap- aziyet 2 - | oldu. Genç Süleyma niye muhacimleri birinci sınıf olduğu iddia edilen Güneş müdafaasını 10 - 15 dakika âdetâ sıkı bir çember içine al- dılar. Güneşlilerin arada bir yaptığı akın, Güneş muhacimlerinin kale ö - nünde hakikaten şayanı bhayret cam- rile neticesiz kalıyor. Bu sırada Güneş aleyhine gene 18 çizgisi içinde bir penaltı oldu. Fakat ha |kem görmedi. Bu sırada Süleymaniye kaleci. ktı, Ve sıçradı. Güneş soliçi yere . Yuvarlanma, sahadan çıka Hakem penal- jmekte olan Güneş soliçi hemen yerin- den fırlıyarak güle güle sahaya tu. Usta bir hakem olan Ahmet Ademin bu gibi rollere nağıl kandığına herkes hayret ederken, penaltı gol oldu. Ş Teymaniyeli oyuncu hakeme bir söz söy ledi. Zaten bütün seyirciler hakemi protesto ediyorlardı. Ahmet Adem hayı terketti, oyun yarıda kalmış oldu. #oliçinin, ne de penaltı atıldıktan son- ra hakeme itiraz eden Süleymaniyeli oyuncunun hareketini doğru bulmadık. | K. T, Dün yapılan maçlar Dün İstanbulun üç muhtelif stadın- i,da lik maçlarına devam edilmiş, spt gmeraklıları vapıımı;u: » Galata Gençler Birliği a- gasında olmuştur. ve heyecanlı geçen karşılaşma neticesinde | . 0 Bey lerbeyi kazanmıştır. Davutpaşa - Fe neryılmaz arasın- da — yapılan bu maç birinci devre - © beraberlikle bitti. İkinci dev- 4ı“dL güzel bir fırsattan istifade edebi- Davutpaşa : 1 F. Yılmaz 10 7 len Davutpaşa bir gol |Dav vutpaşalıların gel lbn 1 . Altınordu - Ka ' ' Altınordu sımpaşa arasında- pışı l ki maçta birinci devrede galip va Ziyetle olan Kasımpaşa, ikinci devrede Altınordunun üstünlüğü karşısında 2-1 Ale mağlüp olarak oyunu bitirmiştir. Bu maç birinci devrede çok heye ©anlı — olmuştur. Topkapılılar bir - açırmalarına mukabil Be gol atmışlardır. İkinci devrede dört gol daha atan siyah - be- yazlılar 3 - O Topkapıyı yenmişlerdir. Çok hızlı başlı- yan oyun Beykoz Mmüdafaasımın sert oyunu ile tatsız Boşiktaş : Topkapı 1 Vafa Beykoz : o o bir hal aldı. Bu sebepten Vefahların iyi| yunu | . ş-| Oyun da burada kaldı. Galiba bir Sü| Yazan : Galasaray - İstanbulspor | | ' İ başladı. Omuzla | cül | Dün Taksim stadyomunda yarım ka- lan Güneş - Süleymaniye maçını sey- Tettim. anbulun en mükemmel yennde lüp binası, iyi bir antrenör, ve mü- sait şartlar içinde çalışan Güneş futbol ön İakir ve bakımsız Süleyma- niyeli gençler karşısında birinci sınıf tı verince müthiş bir çırpınma geçir- | profesyonel hilelere baş vurmaları hay li garip ve acı idi. Bir tarafta sendeleyen her oyuncu- ya amtrenör, eczacı, masajcı ve gayret ta burnuna şüt yiyen ye kâlecisi oyunun durdur rulmasından İstifade ederek saha kenarına kadar l r, ağzını bir yudum su ile çal- p yerine dönüyordu. Güneş takımının dün Süleymaniye karşısındaki vaziyetini görünce futbo- Biz bü maçta;ne hakem, üe Gün?şılumnıün hakâkaten acınacak bir du - rumda okduğunu bir daha anladım. Topu tutmak içim ayaklarını yerden keserek havalanmış kalecinin kasdi tek | |mesini yemiş gibi yaparak yerlerde yu; | varlanan ve hakemi kandırıp penaltıyı | alınca zıplaya zıplaya sahaya koşan ve| etrafına «nasıl? penaltıyı kazandım yal» der gibi caka satan bir futbolcü: nün seyri herhalde insana spor zevki| ü vermiyor. Hele oyunu hakem kızıp ta tatll ederse. * Yarım kalan bu maçtan sonra gayri federe kulüplerden Arnavutköy - Kur | tuluş maçı vardı. Onu da baştan sonu- na kadar seyrettim. İlk maçtaki nazlı maçta yoktu. Topu şimşek süratile sağdan sola, sol dan sağa geçiren, bir an bile ayakta tut futbol asları bu Beşiktaş bir netice alabilecekleri beraberlikle bitti. Eyüp ve Hilâl &rasında olan bu maç birinci dev- resinde 0 - O bera berlikle bitmiştir. İkinci devrede güzel bir fırsatı iyi kullanan Eyüplüler ©- 0 kazanmışlardır. Bir buçuk saatlik çetin bir maçı kavgasız, gürültüsüz, başaran, ve müthiş bir sür'atle devam eden maçın son dakikalarında bilt sık sık sür'at koşuları yapan çakı gibi bu 22 futbolcuya dikkat etmeliyiz. Dün yirmi iki usta futbolcu keşfettim hakeme itirazsif Tahir maçından bir intıba mıyan, pasları daima, ileri, dalma, rin veren gayrifedene fublocüler, na hakiki bir futbol maçının bütün miz heyecanını verdiler. Adama değil, topa sert oynamak, © kabazlık, gözbağcılık, rol kesmel ve tenezzül etmeyip & manlardan dığımıza hayret Bir buçuk maçın son a sür'at ve çeı ımıklo devam ettiren göf| 1 uzun uzun alği in içinde yaşayıp l nlı.p ta bu # inya müvacehesinde mağlübiyetlere uğramamak içintâ nup ÂAmerikasından futbolcü ge Biz, federe ve gayrifedere diye dığımız bir sahada ve gözümü? muvaffakıyet — göstere gençlerden istif, edemiyoruz. de memlekette nasılsa mevcut * alâkasını, türlü hokkabazlık, gözbül lığı, ve hünerverlikle körletmeye raşan zenaatkârları bir tarafa bıri rak, spor sahalarımıza bütün gayn bir sporcu centilmenliğiyle harcayâ#$| gençleri alsak ve bunların federe yahut gayrifedere olduklarına pek dırmasak... K. Tahif * Topkapı m açından bir gürünüş # oyun O . ol n bu maç ? zevkli olmuştur. İstanbulspor 'k!( devrede daha üstün bir oyun "ıiî, mişse de bir netice alamamıştır. G t tasarayın attığı bir golle oyun Güİ7 rayın | - O galibiyetiyle netice)ei?