Sınemanın en gü izel sesli yıldızı Gras Mur eskiden bir opera artisli idi. Kocasının hatırı Gras Mur Bir Aşk Sinema yıldızlarının içinde mükem- Mel sese malik olanlar pek azdır.. O kadar azdır ki, bütün stüdyolar haki- katen müstesna sese malik ve rol ya -I Babilecek kabiliyeti haiz genç ve gü -| 2€l kadınlar arayıp durmakit Güzel sesli sinema yıldızlarının s: Zzannedersek beş altıyı geçmez... Müttehit Amerika cumhuriyeti hu- dutları içinde Tennesce valiliği vardı Bu vilâyetin en büyük merkezlerin - den biri Jellikodur. Bu şehrin civarın- | da Cumberland dağları vardır. Bura- | ar ları çok münbit yerlerdir. Ayni zaman- | m maktadır. | ileri da kıymetli madenler çıka Mösyö Mur (Jelliko) şehrinin Belenlerindendir. Zengin bir banker - dir. Madenleri ve büyük pamuk tar- lalarını işletmektedir. Mösyö Mur beş| Çocük — babası En büyükleri Gras ismindedir. Pamuk tarlalarının civa - Tındaki bağlarda çalışan (Napoli) |i İtalyan köylüleri hep şarkı söyliyerek Çalıştıklarından Gras bunlardan daha küçük iken şarkılar öğrenmiş. Pazar günleri kiliseye gider, orada kasideler Okurmuş. Tahsilini Vard Belmond kol- dejinde ikmal eylemiştir. Henüz 16 ya- Şında iken ön kişi onunla ev , lenmek istemişler.. Bu — sıralarda Naşvilde bir konser vermekte olan Meşhur müganniye Mary Gardeni ten Gras mektebini, izdivaç için pe Şinde koşanları bırakmağa karar ve: r. Chevy Chasedeki şan mektebine gi rer. Fevkalâde terakki eylediğinden 1918 sgenesinde meşhur İtalyan tenörü Ciovani Martinelli ile teganniye baş- lar, Fakat konserde muvaffak olamaz.. Bir münekkit o sırada şöyle bir yazı Yazar: Konser salonunda asların sesi yanında bir sıçan cıyaklaması iş dildi...» Kendisinin sıçaha benzetil - diğine fevkalâde sinirlenen (Gras) he- Mmen (Nevyorka) gider. Babasını din- lemez. Ailesini terkeder ve pâra ka' - Zanmak için küçük Grinviç şehrinde (Kara Kedi) barında şarkı söylemeğe başlar. - (Bir Aşk gecesi) filmin Da ima edilmişti zaten - k Şarkı söyliyi ye altı ay sr îıv; bir lârenjite tutulur ve se Ö Kendigşini tedavi ettirmek için on pa- Tası bulunmıyan (Gras) şundan bur- dünç para alır ve he Üa kısı - Sen Lavrens River civarındaki küçük adaya gider ve orada altı br... için sinemaya girdi gecesi filminde ha berrak, dahâ billüri olarak... Ya - vaş yavaş çalışmağa başlar. 1922 se - nesinde işe yeniden koyulur... Opori de, — revülerde, — konser- lerde si r.. Nihayet muradına nail lar. | olur... 7 şubat 1928 tarihinde Nevyorkta meşhur Metropoliten operasında «La Bohem>» i söyliyecektir. Herkes bu ye- uganniyeyi dinlemek arzusunda - Te » le ge- Tanı, hep hususi trenler i abılar için bir izzeti nefs eselesi mevzuubahstır.., er hepsi melez idiler... yüzde yüz Amerika Operada müthiş bir- muvaff kazanıyor.. Amerikada ve Avrup e çıkıyor. Pariste (O) Ko- e (Luiz) eserini söyliyeceği va meşhur ntie örkestrayı biz idare etmiştir. Locasına tebrik için gelen gelene, La Duseden, Mussoliniden; Alberden; - İs Alfons) tan; Huv tebrikler almıştır,.. Nihayet,.. Âşk ta ayaklarına gelmiş tir... Fransaya gelirken vapurda Va- lanten Parera adında genç bir İspanyol törü ile tamışıyor... Sevişiyorlar... Ve bir kaç ay sonra Kan şehrinde ev « leniyorlar Mes'ut oluyorlar... (on üçüncü Ruzveltten Dört senedenberi Şimdiye ka- | £ ) I_Sıııı'ma haberleri [ ua kitabını niçin okumak istiyorlarmış ? Şakacı bir delikanlının kitabına attığı imza mesele îıkardı Sinema san'atkârlarına karşı halk a rasında çılgınca merak beslenmekte - dir. Kimi san'atkârların kullanmış ol - dukları mall lun elde eylemeğe uğra - ; inı toplar; kimi fo - İstanbulda bile sinema un — resimlerin toplıyan binlerce ve binlerce meraklılar var - dı: 04 eden o._.—ı..m. Beyazit; Bu- da sinema rını satın kakan gençlerin sayısı hayl tirt.. Bu merakın hiç umulmadık bir su - rette tecellisi ziyadesile şayanı dik - kattir: Vak'a hakikidir ve (Roma) nın en k kiliselerinden birinde geçmiş- almak üzere lnrb hi - iten yüksek- tir: Bu büyük kilisenin gayet kıymc-ıhi bir dua kitabı varmış. Herkes bu dua kitabından bir kaç satır okuyabilmek için birbirini ezermiş ...Bundan bir aş kadar evvel bu izdiham son haddini bulmuştur. Kilisenin başpapazı hal - kın birdenbire dini akidelere kar yük bir inhimak göstermekte olduğu - nu görmekle bu..ı.ar hangi yazıya kar- | şı bu alâkanın izhar edildiğini anla - mak ister... Sahifeyi gözden — geçi: fevkalâdelik gürmez.., Ni nin altında: Klerk Gebi Hollivud İmzası nazarı dikkatini celi Bir kaç gün sonra isi paz büsbütün hayrete düşer... Duaları okumağa ge- r, fakat bir hayet sahife- sonTa taa imı ve ikten ındıkla lerini görür. tır al Ki tetkik eder ve görür ki Klerk Gel n yerinde yeller esiyor... tabın o sahifesini oldu- p Halbuki zayı atan Klerk Gebi olmayıp bir delikanlı imiş... Mesele (Vatikan) da Papaya aske!- miş... Ve ıl"ıpaı halkın bu saygısız - â yevmi ile resmen l'in Me - bu aralarından hiç su sızmı; Sırf kocasının hatırı ( deki muvaffakiyeti opera - lardaki muvaffakiyetlerinden hiç te a- şağı kalmamaktadır, Geçen sene (Bir Aşk gecesi) filminde gördüğ san'atkârı bu sene (Macaristan gece- leri) ve (Margarita) filimlerinde doya doya seyreyliyeceğiz. O Tuğrul ı | miş, Dü ünyanın mahlüku en vefalı fil imiş! İngılterede bir cambazhane fili kendisini iyi eden eczacıya üç sene sonra rastlayınca önünde diz çöktü ve hareketlerile iyiliğini unutmadığını anlattı Londrada çıkan Lendon Opin- yon yazıyor. Hayvanların bir çoklarının ha- fızaları hayli kuvvetlidir, bir çok- ları da kendilerine yapılan iyiliği kat'iyyen unutmaz- I'ı" ve minnetlerini fırsatta ödeme - ge kalkarlar. 1874 geçen bir v. nu pek güzel etmektedir. O tarihlerde halk bütün eğlence yer - Jerinden — fazla at cambazlarına ra bet — gösteriyordu. Dünyada git gide a- zalan cambazhane - ler o zamanlar et raflarına — binlerce insan topluyordu. İşte bu nevi at cambazı kumpan - yalarından biri İn - gilterede — Tenburi Vorsda temsiller vermeğe başlamış- tı. Kumpanyadaki fillerden kın bilhassa hoşuna gidiy: yan zeki gözlerile seyirci er aldıkça, onu herkes seviyor, ve tığı numaraları alkışlıyordu. Bir gün bu hayvancağız birdenbire amaz oldu. O koca e avakıa duram biri, hal- y | hasi nin mı_duru, bir lı.ı ar aradı. Ak,ı bi Tenburi Vorsdaki baytar izinli git- için kimseyi bulamadı. Civardan afla getirtilen bir başka baytar; — Ben ömrümde hiç fil tedavi etme- dim, bunun nesi olduğu anlaşılmıyor, | k başını aldı gitti. Uuıun şehir halkı file âcıyor, hay - .| vanı ziyaret ediyordu. O sırada Ten - sı da hasta Til nasıl oldu diye Zavallı hayv inleyip toprağı eşi Eczacı cambazhanenin müdürüne — Bu hayvana ne oldu? diye sordu. Müdür nevmidane başını salladı. Ve: Başım cam Ne olduğunu bilir miyim, dedi. uıza büyük bir felâket geldi. At hanesi demek bu hayvan .O ölürse ne yapacağız. Hayv: derdini anlıyacak tek bir insan mekt nin , dedi. Eğer hayvandan ü - midini kesmi: son bir tecrübeyi ben yapmak istiyorum. Ben doktör deği - Jim, eczacıyım. Bak düşün taşın, razı olursan hemen tertip odip getirece - ğim ilâcı verelim — Müdür derhal bu işe razı oldu. Fe zacı da gitti ve ne olduğunu bilmedi gimiz bir ilâcı hazırlıyarak geti: Fil ağzına huni ile akıtılan ilâcı hor- tumunu oynatarak zor ile içti ve son - ra da mahzun ve hasta bir çocuk gibi gene başını samanların üzeri: Ertesi gün filin halinde biraz sali 4h gözüktü. . Ayni Hayvan ü ü düncü günü biraz yeşillik ve şeker ye- di. Nihayet beşinci ve altıncı gün - ler tamamile iylileşerek gene temsille- rine devam etmeğe başladı. Sirk, filin hastalanıp leşmesi yü - zünden iki, kat meşhur aolduktan son - ixa, Tenburi Vorsı terkederek gi Aradan üç sene geçti, Sirk, ve diğer hayvan- i de sattı. Tesadü- eni bir sirk, tekrar lTenb.ıri Vorsa geldi. Müşteri celbetmek için reklâm yap - mak üzere bütün artistler önde ban do olduğu halde şehri dolaşma Jadılar. | Kafilenin etrafını kesif bir kalaba |lik sardı. O sırada gayet- garip bir dise oldu. Alay eczanenin: önünden | baş- ge- İçende Karacabey harasından Bir fil ve yavrusu herkesin gözü önünde sırasını bıraktı. Eezanenin önüne geldi ve cambazha - nede öğrendiği usul dairesinde ecza « cının önünde eğilerek kendisini selâm- ladıktan sonra kalktı. ın hayretle açılan gö: u - muünu başının üzerin, ezdirdi. Ve sonra da önüne sokı upuzun yat- tır. O dakikaya kadar ne olduğunu a I ı ve şaşkına dönen eczacı hay- rdenbire ta ne evvel iyi ettiği hayvan olduğun gördü, ve derhal üzerine çıkarak, hay- vanın yüzünü gözünü öpmeğe başladı: Tenburi V. yi t ve adamcı ri önünde hor ',ı'.a.n.ısllk bahsedilme man hep o fil hatıra gel endiğ ve ni — Bir (ıl kadar iyilikten anlamıyor- sun denilir. Bigada eîifnğlğri Köylüye boğa dağıtıldı, fidanlık yapıldı, tohumlar bedava temizleniyor Biga (Hususi) — Ziraat Vekâleti tarafından buraya gönderilen ve mo- törle işleyen Selektör makinesi, renç- beri en fazla olan Dimetoka nahiye merkezine konmuştur. Köylünün buğ- daylarını meccanen eleyecek olan bu makine, saatta bir ton buğday temiz- lemektedir. Civar köylüler bu makinenin gelme- sinden çok memnun kalmışlardır. Ce- Plevne cinsinden 15 boğa getirilmiş, ve hay- van yetiştirmek için ayrılan örnek köy- lerine verilmiştir. Bu yıl bağ yetiştirmek için Biga ci- varında halka 500 dönüm bağ yeri meccanen tevzi olunmuştur. Emeşe ve tertip tekrar edildi.|Hacılar köyü ormanlarındaki çitemik- lere aşilanmak üzere 500 tane de An- tep fıstığı aşısı celbedilmiştir. Biga ' ve Karabiga ile Dimetokada ayrıca örnek fidanlıkları ihdas edilmiş |ve bunlara badem, dut, çitemik tohum- ları ekilmiştir. Bu fidanlıklara Antep fıstığı tobumları dahi ekilecek ve tilmeğe çalışılacaktır. Burada göğüs hastalıkları için sigara içinde içilen ve yaprağından fenni si- gara yapılan tatala, ( Datorostramcn- yom) istihsaline dahi önem verilmeğe başlanmıştır. Kimyada dı!urınlıamoyom otu, Biga topr. güzel yetişmekte kullanılar bu ve ada boyunca uzayıp dalbudak salmaktadır. Müstahsiller, bamya dizisi şeklindeki şimdilik buradaki rnda çok yetiştirdikleri - — kuru mahsul © tanesini ni alıcısına çerken, cambazhaneye mensup bir fil,|on paraya satmaktadırlar,