23 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

23 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İspanyada vaziyet karanlık General Frankonun vaziyeti müşkül (Bay tarafı | inci sayfada) Züne kadar düşmiyecek olursa Gene- Tal Frankonun vaziyeti müşkülleşecek fir. Kendisi olunmaktadır. Gene- Mmühimmal ve harp mal- alarak Madride sevketmekte o- lan Barselon, şehrini muahaze etme tedir. General Franko, bu hareketi «ve- Zilâne» diye tavsif ediyor. B kehdi yaptığı ticaret te bundan aşağı lnama ktadır. Barselonu bombardıman etmek teh- didi, General Frankonun bu limanı filf e abluka etmekten âciz oldu- termektedir. Bitaraf her de kki edileceğini I k Fransız filosu Barselonu terketmedi Paris, 22 (AA.) — Bu sabah cenobi memleketlerde intişar eden bazı haber Fransız gemi sularını terketmiş oldukları bildirilmiş olduğundan Tresmi mahafil, bu haber- İlerin yanlış olduğunu beyan ve bu ha- berin dün sabah Barselonda bulunan (| Albatros muhribi yerine Valmy torpi- to muhribinin getirilmesinden ve Dup- leix kruvazörünün Palma de Majorgue & gitmesinden galat olduğunu ilâve ey- lemektedir. Alman - İtalyan mağazaları yağma edildi Perpignan, 22 (ALA.) — Barselondan alınan haberlere göre, oradaki Alman ve İtalyan tacirlerinin dükkânları Ge- nera| Franko hükümetinin Almanya ve İtalya t-.ıfından tanınmış olması bebile yağma edilmiştir. Avusturya konsolosu öldürüldü Salamanka, 22 (A A.) — Burgos yosu, Bilhao'daki Avusturya konsol sunun öldürüklüğünü bildirmiştir. Vaşington, 22 (A.A.) — Hariciye zareti, Madrit ve Barselondaki diplo- Amerikalılar İspanyayı terkediyorlar | | masi ve konsolosluk memurlarma, bü- şeklinde talimat vermiştir. Barselonda- ki General konsolosuna civarda bulu- nan Amerikan harp gemilerini ça rak konsoloshane memurları ile Barse- londa bulunan Amerikalıları bu gemi- lere bindirmek için salâhiyet verilmis- tir. Son harp vaziyeti Dalamanka, 22 (A.A.) — Resmi teb- liğde, şimal ordusu cephesinde an be- şinci fırkanın hükümetçilerin mütesd- dil hücumlarını tardettiği, buniarın 150 ölü verdikleri, keza Villamuevada ümetçilerin defedildikleri bildi- inos de Los Monteros cep- Mayor tepelerini işgal ct rilmektedir. Yedinci ikümetçilerin mütca el de Monkloaya ve âsilerin Kasa le Kampadaki mevzilerine tanklarla M etlikleri ve t mühim za; atla tardedildikleri bildiriliyor. Âsiler dört tank ele geçirmişlerdir. O Japon Roma ve Parise AŞ Z SA SAA imparatorunun kardeşi - de gidecekmiş Berlin, seyahatının kânunda yapılacağı haberini tekzip ediyor. Prens muhtelif payitahtları da ziyaret edecek Berlin 22 (A.A.) — Salâhiyettar Tahafilde Mikadonun kardeşinin ya- da Berlini ziyaret edeceği — şayiası dolayasila şu beyanatta bulunmaktadır: «Mikadonun en küçük kardeşi olan P_'"" Chichibu, — ilkbaharda İngiltere Kralı Sekizirci Edvard'ın taç giyme |merasiminde hazır bulunmak üzere lLond:ıy.—. gidecektir. Prens Londradan avdetinde, Avrupanın muhtelif payi tahtlarına ve bilhassa Paris, Roma ve Berline uğrayacaktır. Şu halde Mika- donun bir kardeşinin 1936 kânunuev- velinde Berlini ziyaret etmesi mevzuü İ bahs değildir. Ölen Fransız Nazırı îlalyanlar İçin 25 bin kişi Tezahüratta bulundu Lille, 22 (AA ) — Dün akşam be- ediyede Salengronun tabutu önünden enlerce halk ve muhtelif hey'etler Beçmiştir. Bugün saat birde cenaze merasimi Yapılmış ve Leon Blum heyecan veren ir nutuk söylemiştir. Nutuk bütün tehirde hoparlörle neşredilmiştir. Başbakan Salengronun alçak bir ife tiraya kurban gittiğini kaydeylemiştir. Paris, 22 (A.A.) — Salengronun hatırasını taziz için dün akşam yapılan tezahürata 25 bin kişi iştirâk etmiştir. Velodromun dışında da kalabalık bir halk kitlesi bulunmakta İdi. Kral Kostanlinin cenazesi büyük merasimle kaldırıldı Atina 22 (Hususi) — Tabutları İtalyadan getirtilen Kral Kostantin ile Kraliçe Olga Sofiya'ya Bugün büyük ir cenaze merasimi yapılmıştır. Kili- sede yapılan dini âyinde Kral, voliaht ve bütün Prensler, Başvekil ile Vekil- ler, Atinada bulunan elçiler, ataşemili- ter ve Navaller eski Başvekiller, Gene- rallar bulunmuşlardır. Bir Fra& askeri tayyaresi kayboldu Bizerte 29 (ALA.) — Beş kişiyi hâmil olduğu halde Böne'a hüreket etmiş olan askeri deniz tayyaresi, kay- bolmuştur. Yapılan araştırmalar neti- €esinde denizde bir tayyareye ait olma- 8: ihtimali mevcut olan bir takım en- kaz bulunmuştur. Habeştanda Yeniden ilerliyorlar Roma 22 (A.A.) — Batı Habeşis- tanda harekât yapan İtalyan kıtaatı ça- buk ilerlemektedir. Gazeteler hiç bir tarafta bu ilerle- melere ciddi bir mukavemet gösteril- mediğini ve bilhassa Gimma sultanlığı halkının kıtaatı şevk ve heyecanla kar- şılamakta olduklarını bildiriyorlar. İngiltere amele fırkasından 7 zat Lorl oluyor Londra 22 (A.A.) — Kral Seki- zinci Edvard'ın, taç giymesi münase- betile 20 kadar siyaset adamımna Tort- lük ünvanını tevcih edeceği ve bunla: rın arasında amele fırkasına mensup 7 zat bulunduğu beyan olunmaktadır. î Alman torpitoları Fransız limanında Paris, 22 (AA.) — Bahriye Ne- İzareti, tebliğ ediyor: Wolff, İltis, Tiğer ve Jaguer ismin- deki dört torpidodan mürekkep bir Al- man filosu, dün öğleden sonra Brest Timanına girmiştir. Wolff torpidosu, Britanya sahilleri açıklarında hasara uğramış olduğundan filonun iki gemi- si tarafından çekilmek suretile limana igetirilmiştir. Alman sefareti, gemilerin tamiri ve ieülremae “almer İçin' Brest İlmasann igizmeleri müsaadesini istemiş, nezaret bu müssadeyi hemen vermiştir. Arnavutlukta intihabat Tirana 22 (A.A.) — Bir Kral & mirnamesi, saylav seçimlerini 31 |- incikânun 1937 olarak tesbit etmek- | j;ıpon - Alman İttifakı Fransayı Kuşkulgğ_ırdı İzvestiya, harp kuvvetleri teşkilâtlanıyor, diyor Tokyo 22 — Fransız sefiri, harici- ye nantı muavini M. Horinchi'yi zi- yaret ederek Japonyanın bazı ecnebi devletlerile olan münasebetleri hakkın- da bir takım sualler sormuştur. İyi malümat almakta olan mahafil, Fransız sefirinin bu müracaatının se- bebi, resmen tekzip edilmiş olmaları- man - Japon veya japon - Alman « İ- talyan itilâfı mevcut olduğuna dair or- tada dolaşan şayialar olduğunu beyan eylemektedir. Rusyanın Mukabelesi Londra 22 (A.A.) — Röyter ajan- sının Mozkova muhabiri bildiriyor: Sovyet hükümeti, “Alkmanya - Ja- potiya arasında imza edildiği bildiril- mekte olan Anti Komünist muahoede- ye mukabele olmak — üzere, Sovyet - Japon balık avı anlaşmasımı imzadan istinköf etmiştir. Japonlara Sahalin sularında balık avı yapmak hakkını veren bu anlaşma Japonya için büyük bir ehemmiyeti ha- iz bulunmaktadır. Sovyetlere Göre Vaziyet Tehlikeli Moskova 22 — Tas ajansı bildiri- yor: İzvestia gazetesi «barışa karşı Al- man - Japon komplosu» başlığı altın- da neşrettiği başmakalede ezcümle şunları söylüyor: Aşikârdır ki kamünizme karşı mü- cadele, Japon - Alıman gizli blokunun hakiki mahiyetini — gizlemek için bir behanedir. Bu başka — memleketlerde ve bilhassa Sovyetler Birliğine karşı o- lan iki emperyalist ve ilhak — siyasası- ni başarılması için akdedilmiş bir as- keri ittifaktır ve her iki kıt'aya şâmil olması icap eder. Alman - Japon ittifakı hiç şüphe- siz bugünkü beynelmile| vaziyetin en feci unsurlarından birini teşkil etmek- tedir. Bu ittifak harp kuvvetlerinin teşkilâtlanmakta olduğunu ve barışın her zamandan daha ziyade tehlikede olduğunu gösteren beliğ bir mukadde- medir. na rağmen, komünizme karşı bir Al-| T A EMİND A AA A AT AAA © İngiliz siyaseti ve temiz iş yavaş çıkar meseli © Sovyet Rusyanın endişesi 1918 yılındanberi büyük Britanya - nın harici siyasetinde göze batan bir kararsızlık vardır. Bu hakikat, İngilizler tarafından da inkâr edilmi - yor. Fakat müvazeneli bir münasebet lerde Barselonda bulunmakta olan | volarını kapatarak emniyetli mmıuk_'ı- kurmaya imkân bırakmamasından do- | rinin İspanyanm kara | lara gitmelerinin arzuya şayan olduğu | layı, bu tereddüt, bir çok şikâyetlere İş başında bultinanlar ihtiyarlamış- lardır. İş başına gelmesi lâzım gelen ne sil ise, büyük harp neslidir ki pek faz- la zayinta uğramıştır. Bu sebeple, İn - gilterede, bir nevi adam kıtlığı hâsıl ol- |muştur. Bugün bir Dizraeli, bir Gladis ton bulunamıyor. Bulunabilmiş olsa idi, bu, bocalama da hâsıl azdı. Bizzat bir kısım İngilizler tarafından u iddianın doğru olması ihtimali çok- İtur. Fakat hakikat büsbütün böyle de- 1918 muharebesinden sonra, bütün ü n lakip 'e Sİ, * açık bir yaset, yani Cemiyeti akvam siyaseti olmuştur. Halbuki harpten evvel, va - ziyete hâkim olan, gizli diplomasi ve muharebeden evvel beynelmilel - |yaset bakımından umumiyetle malum Jolan, sadece Avrupanın İtilâfı müselles ve İttifakı müselles diye iki zümreye ayrılmış bulunmasından ibaretti. bir Reval mülâkatının ne ifade edebilece - Alman imparatorunun eee Korfuya «P.S>» in döstü «X» a yazdığı bir mektuptan : ne yapıp ya- bizimle Ankara ecektin, X... - Yazan: 1 gördümdü, -— gel T Behcet benim için yeni bir şey sayılmaz, yol- da gribim artarsa büsbütün hastalam - rım! - diye düşünmiyecektin. ra, öyle bir kaç görüşte, bir Çez ar rolünü oynamış ve hünü vaktile sürmüş ber hangi bir ük ve eski şehri dolaşmanın sey- yahlara hâs sathi alâkası ve dikkati ile | kavranılacak bir şehir değil Ankarayı bir nabız gibi dinlemek, memleket damarı nasil atıyor; memle- ket kalbi nasıl işliyor, buradan an'a - mak gerel iyetli | n döldürülmüş testilerini — ve hattâ küplerini boşaltarak, hattâ bir defa da çalkalayıp ihtiyaten temizli - yerek, suyun başındayken, kaynağın k den doldurmak fırsalı var ve 3 k bir hayati zaruret, bir. müsiesna isabet... Vaktile kızdığım, fakat ülümünden sonra büyüklüğüne teslim olduğum bir büyük Türk şairi; Şiirde manayi aramak için onu nesre tahvil etmek ve gramer ve man- tık kaidelerine vurmak, üpkı nasıl ve neresinden ötüyor 'diye bir bülbülü ke- sip teşrih etmiye benzer» mealinde bir şey yazmıştı. Ankarayı da, ne kadar muhteşem ve mükemmel olursa olsunlar, sadece bi- naları ve asfalt yolları ile anlamıya ça- lışmak, bu kadar zavallı ve manasız bir şey.. Sakat bir şey, cılız bir şey.. Ankarada her şeyden önce ve her şeyin Üstünde, kül halinde, bir ruh, bir atmosfer var.. Eski alışkanlığı - maız malüm; dostları sivri zokâlarına hayran bıraksınlar diye, nükte yap - mak fırsatımı fevtetmiyenlerimiz çok: «Yanmış, kül olmuş bir ruh Gdeğil mi?» filân diye hezeyan yapılmasının önüne geçeyim: Toplu olarak, her şe- yi toparlamış olarak demek istiyorum. Burada, tablatin ilk tekevvün anların- daki hava esiyor. Bizden, iklim ve mev sim kayıtlarından uzak, içinde kuru - muş sandığın bir ümit dalının çiçek - lendiğini, bir hayal çiçağinin birden hakikat mirasına kalbolmıya yüz tut- tuğunu farkediyorsun.. İlk defa yazıcı olmanın, ilk defa bu memlekete tefekkürlerile bir şeyler vermiye çabalıyor olmanın zevkini ve, manasını Atatürk anıtının etrafını sa- kabul edimiş olmasına bakarsak | Ankarayı glüre fıkracı icra eylediği yazlık seyahat karşılaştığı bir y konuşabileceğini dü. Bugün, bu, bi ve milletlerin birbirlerine kar: durumları, Cenevre toplanlılarında hü |tün vuzuhile anlaşılmaktadır. Şu halâ İngiliz siyasasında göze çarpan tered - düdün esas manası bir ola: . Bu haki kati, İngi bahriye naz r Samuel Hoare son bir nutkunda şüyle ifsde et- miştir: « Biz İngi yiz. Vereceği kararın avakıbı tün şümulile düşünmek mecbu! deyiz.» Anlaşılan, temiz işin geç darbı meseli İngilizlere ait olsa * Japonya ile Almanya a Münizme karşı çıkaca olarak el sahı gidiyor. Bu anlaşmayı, kendisine ka: bir nevi ittifak an Sövyet Ri Tokyo nezdinde teşebbüste bulunarak, itilâfın mahiyeti hakkında izahat iste- miş, verilen izahatla da pek iktifa eyle. mermniştir. Bundan anlaşılan şudur ki muayyen idealler etrafında dünya mil- letlerinin zümreleşmesi devam etmek- |tedir. Bu halin, binnetice umumi bir harp doğuracağı şüphe götümez bir mutlak hakikattir. Selim Ragıp n rıp bir ağızdan and içen gençlerin ara- BU ların mek- tep harici, fakat ya- tak başucu bir mü- v, — Tebbileri demek ol- Çaglar duğumuzu düşünür- ——— ken kavradım. Bir besmele çekmek insiyakı ve anlama - mazlığı ile her kalemimizin ucuna ge- lişte, itiraf edelim: Bazan içimizde şüp- henin şeytanın: güldürerek, tekrarla- dığımız büyük sözlerin asıl ve öz ma- nalarını, flk defa, onları Ankara 80 z kaklarında toplulukların ağızlarından duyduğum veya durup dururken kendi dudaklarımdan dökülmekte olduklarını farkediverdiğim zamanlar kavradım. Sevgili X, artık, bir eğlence diye, öyle lâf olsun 'diye yaptığım şeyler - de bile, vazife ve mes'uliyet tara - fı arıyacak kada ve derli toplu olarak düşünmek nöbetlerim tu- tuyor. Kömal | Bu 1 numaralı dahiliye koğuşundan, ruhum şifayap ve münevverliğim zin- de, üyorum. Ankarada, bayramertesi açılan, bü - yük barajın: Esşsiz Başvekilin «bunu yapanlar sü gibi aziz olsu! İ> sesl. nin yeni çınlamakta olduğu bu günle- rin üstünden geçiyordum; — yanımda, kendisini, ilk defa, dağda her hangi bir çobanın tapmak ve inanmak ihtiyacile bir Tanrıya bağlanışı gibi inkılâba vet- miş ve sonraları bu haklı ve isabotli prostişin şuurunu ve hikmetini kavra- mak yolunu tutmuş bir şair Ruhlarımız bi hemen beli 'ye ve sineğe gitmesin Belediyecilik manasına değil mahalli- Hk manasına kullanıyorum; şehircilik kayıtlarından uzak, bütün memleket havasını birden teneffüs ettik. O, ko- nüşüyordu ve ben, barajdan başveki- lin elile boşanırken, boetonlarla bera - ber, benim Tuhumu da yıkadığını far- kederek seyrine daldığım suyum şarıl- tısından son eümlelerini iyi duyama - dım; galiba diyordu ki: «Avrupanın şuurlu ve haklı hayra - mı, bakalım Ankaradan nasıl olgun v& gururlu bir hayranlıkla bahsedecek. Fazla beklemeyiz. Gider gitmez baş - layın..» Belki, böy Ş kat ben sezdim ve bu dönüşle ve ilk defa sana mı ktup ola » | rak bir hamlede yazmıya koyuldu Dün; otelin penceresinden... P.& ; Müstensihi: Behçet Kemal Çağlar N A nedi, fa « barajdan

Bu sayıdan diğer sayfalar: