İ İyi kalbli çocuk deyin hava bulutlu idi, öğle - den sonra düzelmişti. Küçük Necmi bu güzel havadan istifade etmek is- tedi. Kıra — çıktı. Her ihtimale kar- şı pelerinini al - mayı unutma - mişti. O kıirda k iken hava tekrar bulandı. Yağmür yağmıya başladı. Ar- kasına pelerinini giydi, ve hızlı adım - lırla evine dönmek için yola koyuldu. Yol üstünde bir ihtiyara rastladı. İhityarın arkasında yağmurdan ken - dini — koruyacak 5 bir şeyi yoktu. ? Necmi - ihtiyarın yanına gitti: — Baba, dedi, pelerinimi — sana Vereyim, — Sen ıslana « Caksın çocuğum. — Benim için zarar yok. Ben gen - cim. Fakat siz ihtiyansınız. Siz sla - nırsanın hastalanmak — ihtirmali sizin için çok fazladır. Necmi pelerinini zorla ihtiyara giy- dirdi. Bür zaman beraber yürüdüler. Artiık yağmur dinmiş, hava yeniden a- Çılmıştı. İhtiyar pelerini Necmiye verdi. ÂAy- Tılırken de Necmiye: — İyi kalbli çocuk şapkanım kena - rında toplanan yağmur taneleri İyi kalbliliği- ,'nin mükâüfatı ol - | sun, Dedi,,Necmi e- vine döndüğü za- man şapkasını çı- kardı. Şapkanım kenarında topla- Ban yağmür tanelerine baklı. Her yağ- Mmur tanesi bir inci olmuştu. Şapkanın kenarı inci ile dolu idi. * Bu bir masaldır. Yağmur suyu in olmaz. Fakat insan, yaptığı iyiliği örür. * * Hokkabaz bir canlı insanı tes- tere ile kesip iki parça yapacak. güğümleri, süt şişeleri görünür. Süt- çü kadın dükkânda yıkn_?dır.) Sütçü kadın — Mu'.r.:nl:r_ gene a - zaldı. Bu kış mevsimi de böyle. Et . raftaki köşklerde kala kala bir kaç al- le kaldı. Onlar da parası çok olmryan- kar. ; l Neydi o yaz mevsimi, esütçü ver bir | », «sütçü ver üç kilor. Şimdi de aksine, «Süiçü ver iki yüz elli grame, iyi amma iki yüz elli gram süt sat - makla iş biter mi? (Düldeânin kapısı açılır, on Üç yaş- larında kadar görünen bir kız çocuğu içeri girer: Sütçü kadın — Buyurun Bayan Er- dem. Ben de sizi bek- liyordum. Bilhassa gi- zin için en hâlisinden * yarım kilo süt ayırmış tam, Erdem — Fakat ben yarım kilo süt isteme- miştim ki.. Her günkü gibi gene iki yüz elli gram alacaktım. Sütçü kadın — İki yüz elli gram mı, de- diniz, hiç böylesi olur| mu?., Yarım kilo süt size azdir bile. Hem bunu sıhhatiniz için söylüyorum. Süt kuv- vetlir. Süt içmezseniz kuvvetten düşersiniz... İmkânı yok, im- kânı y yüz elli gram olmaz. Mu- hakkak yarım kilayu âlmalısınız. Erdem — Öyle amma, ânnem belki istemez.. Çünkü o, benim bugün de her Bünkü gibi iki yüz elli gram almamı söyledi. Sütçü kadın — Anneniz sevinir.. Karşılıkl bol bol içersiniz.. İşte ben yarım kilo sütü kabımıza böşaltıyo - rum, Oh me âlâ hem hâlis süt; biz her zamanki müşterilerimizi düşünürüz. Erdem — Teşekkür ederim. Sütçü kadın — Vazifemiz.. Daha İs - terseniz gene gelim, istediğiniz kadar vereyim. Hokkabaz testereyi kesiyor. Geçen bilmecemizde kazananlar aa BİR FUTBOL TOPU , İstanbul Gazi Osman Paşa orta mek- tep 7864 Muzaffer, BİR FUTBOL TOPU BÜYÜKLÜ - ĞÜNDE LÂSTİK TOP Beyoğlu on beşinci mektep birinci sı- naf. Sabiha Coşkun. ALBOM İstanbul 2 nci mektep 2/C den 174 Fahri, Eskişehir Ülkü mektebi karşı - sında No. 7 de Süveyda, İstanbul Kum- kapı orta mektep 2/5 den 601 Maz - har, Konya Gazi ilk mektebi 316 İlhan Gönenç, İstanbul erkek Hsesi 5/A dan 205 Ekrem Olgüner, Kabataş mekte- bi 2/A dan 369 Affan, Bursa Emirba- hari ilk mektlebi 197 Fevzi Akgören, Rir çift iskarpin kazanan talihli oku-| Adapazarı orta mahalle 12 de Şim - yucumuz İstanbul Kız Muatlim mektebinden Malike şek, (Arkası var) SON POSTA 'ki tablolu& komedi: SK Sütçü Kadın Sahne: Ufak bir sütçü dükkânı, süt Perde kapanır. (İkinci tablo: (Sütçü kadın dükkânda yalnızdır) Sütçü kadın — Oh gel keyfim gel. Hele bu say mevsimi — dedikleri mevsim yok mu.. Bundan iyisi can sağ- lığı Etraftaki köşkler hıncahınç dolu. Sanki bütün şehir buraya gelmiş.. Sabahtan akşama kadar dükkâna başka başka insanlar geliyorlar. Süt deği) ya, kuyu suyu ölsü gene süt niyetine alıp gidecekler. Ne de tu- haf insanlar canım, sanki hiç bir şey yeyip içmiyorlar gibi süt, süt, süt.. Eh bana ne, varsın sütle karın do - yursunlar, Onların karımları, benim de çekmecem doluyor. Bu yazın kârile bir kaç inek daha alırsam işim iştir. (Dükkânın kapısi açılır, Erdem içeri girer, Sütçü kadın orah olmaz.) Erdem — Bayan sütçü. Sütçü kadın — Ne var, bir şey mi istiyorsunuz? edecektim. Sütçü kadın — Sütümüz yok; başka bir gün Erdem — Çok rica ederim bayan, hem fazla bir şey değil ki iki yüz elli gramcık. Sütçü kadım — Sütümüz yok, de - dim. Erdem — Ben görüyorum, bakın bü- tün süt güğümleriniz dolu. Sütçü kadım — Siz amma da tuhaf kızsınız. Bana inanmryorsunuz da süt güğümüne inanıyorsunuz. Erdem — Rica ederim, bu 1lâfları birakın da bana istediğim sütü veri - niz. — Süt yok, hem olsa bile onlar müş terilerim için ayrılmış. Yanımızdaki köşke gelenler, bitaz ötede oturanlar. Şimdi hepsini sayacak değilim ya, bir çok müşterilerim var.. Hepsi sütlerini isterler. — Ben müşteriniz değil miyim? — Müşteri.. İki yüz elli gramcık süt alan müşteri de müşteri sayılır mı? — Öyle amma bütün hış güt aldık. Oynayalım çocuklar, Oynamak kuvvet verir, Bildiğim oyunlar var, Top, bilya ve birdirbir. Topu elle ayakla, Oynuyalım atarak, Ben atayım sen sakla, Geliyor bak, bak, bak, bak! Tam on tane bilyam var, Mavi, kırmızı, yeşil. Haydi gelin çocuklar, Oynamak güç iş değil. M.M. zım olmuyor mu? Erdem — İki yüz elli gram süt rica| Erdem — Olu- ze fazladır.. F terilerim dedi nız İçin size veremeylz. nuz insanlara dağıtacağız. sasasa Sonra anmem de biraz hasta, süte ih - tiyacı var, — Bana ne başka yerden bulun! Üçüncü tablo: (Sütçü kadın dükkânda yamnızdır) Sütçü kâdın — Gene kış geldi. Zen- gin müşteriler gittiler.. Bu sefer iki yüz elli gramlık müşteriler de yok oldu - lar.. Halim kötü.. Hah Erdem uzaktan geçiyor; şunu bir çağırsam.. Bayan Er- dem, Bayan Erdem, biraz teşrif eder misiniz? Erdem — Geleyim. Sütçü kadın — Görünmez oldu - muz bayan, bilir- siniz ki ben gerek sizi, gerek anneni zi çok severim. Erdem — Bel- Sütçü kadın — Artık süt fil bırakan sütçülerden kurtulmak için bir inek al- dık. Sütçüle, lo süt alan r ğimiz bize i: verir. Sütçü kadın — FPeki madem ki inek aldınız, diyeceğim yok. Şimdi ineği - İ âfiyetle içersiniz. Yazın bir kısmını bana ve- varsın sütlerini iki üç ki- erilerine ayırsınlar, İne ediğimiz sütü her zaman t bu fazla sütü, müş- z kimselere satma - Sütçü kadın — Dökecek misiniz? Erdem değil mi? Sütçü kadın — Dökmiyeceksiniz. Fakat ne işinize yarıyacak? yüz elli gram süt iste- dikleri için dükkânımızdan kovduğu- — Niye dökelim, yazık — Katil polise haber vermeli, Ressam gene resmi eksik yapmış, bu adam bir iş adamıdır, iş başında çalı - şıyor.. Amma ne yapıyor? İşte bunu bi- leceksiniz.. Resmi kesin, altına neci olduğunu, ne yaplığını yazın ve bize gönderin. Bilenlerden birinciye bir İş Bankası kumbarası vereceğiz. Kaza - nan hem bilmecede kazanmış, kumba- rayı almış, hem de kumbaraya para toplayıp ilerisi için kendine bir ka - zanç temin etmiş olur. Bundan başka yüz kişiye ayrı ayrı güzel hediyeler vereceğiz. Bilmeceye cevap verme müddeti on beş gündür. Cevabınız on beş gün için- de matbaamıza gelmiş olmalıdır. Bil- mece gönderdiğiniz zarfın üzerine bil- mecenin hangi tarihli gazetede çıktı- ğinı yazmanız muhakkak Kizamdır. Bu- nu bir çok küçük okuyucularımız ih - süt istiyen müşterileri - | yanı * * İmiş metre uzunluktadır. Yeni Bil -— HEM MERAKLI VZ T ALAA Balinanın eti Denizlerin en büyük hayvanı olan balinamın — etini Kİ YA şimal memleket - < lerinde bizim ko- yun, sığır yediği- miz gibi yerler. Hattâ — oralarda iyi yemek yap - masını — bilenler balina etinden yüz nevi yemek yapare Uyku uyumıyan mihrace Zengin bir Hind mihracesinin uyku uşuyamadı. ğından — şikâyet ettiğini ve ken - disini uyutabile « cek adama bizim paramızla — yüz bin lira vadetti « Bini belki gaze « telerde — görmüş- a -— |( X Bir çok kimseler yüz bin lir labilmek için bir çok ilâçlar tarif et « mişterdir. Bunların içinde yalnız ken- disine gönderilen bir makine işe yara- mıştar. Elektrikle işliyen bu makine i uyutabilmiştir, Dünyanın ağırlığı Dünyayi bir teraziye koyup tart e mak imkânı ol - saydı kaç kilo ge- lirdi bilir misi - niz? Bunu hesap- Dün- bin beş yüz dok- san iki sekstril « yon tondur, Kutup ayısının barsakları Bir kutup ayısının barsakları; kag metre gelir, bunu &y biliyor — musu « S/—k'.ı nuz? Hayır, de« — ğil mi? Hiç me « rak elmediniz mi? — Gene hayır — değil mi? Öyleyse söyliyeyim; öğre - — niniz. Kutup ayısının barsakları alt « eseeecaı Kesilen adam — Durun yahu kete ! dimi göstereyim, kesilmiş değilim!- | eee AAĞM ee e ğ mecemiz D Mal ettikleri için bir kere daha yazı « — yoruz. Bir İş Bankası kumbarası w'y'l'll—'v İ