Hergün Bakanları Halktan Ayıran Duvar Bakanların Seyahatleri Yaz geldi mi Bakanların her birl memleketin bir tarafında dolaşmıya çıkar. Bu yaz da Baş- bakan Anadolunun yarısını baş- tan başa dolaştı. Bu gezilerin faydaları çoktur. Hükümet adam- larının halkla doğrudan doğruya temaza gelerek ihtiyaçlarını Öğ- renmeleri, dertlerini öğrenmeleri rejimin belli başlı şartlarından biridir. Fakat memurlar ve bir takım göze girmek heveslileri bu ge- zileri faydasız bir hale getirmek İçin ellerinden geleni yapıyorlar. Şehirlerine bir Bakan veya Başbakan geldi mi. Derhal et- rafını bir takım zevat alıyor ve Bakanın halkla temasa gelmesine imkân bırakmıyorlar, Bakan halkı dinlemiye — değil, görmiye bile imkân bulamıyor. İncelemelerini valilerin verdikleri izahat ve ma- lümat Gzerinden yapıyor ve tabil müsbet netice elden kaçıyor. Daha dün Son Postada Ha- sankale — ilçebayının Başbakanı halkten uzaklaştırmak” için aldığı tedbirler hakkındaki yazıyı okur muşsunuzdur. Bu vak'a, binbir vak'anın bir tanesidir. * Ben Halkı Görmek İsterim Bakanlardan biri bir gün bir vilâyet merkezine gitmiş, ilbaylık kendisine ©o akşam bir ziyafet vermiş. Bakan ziyafet soframına oturmuş, ve hazır bulunanları birer birer isticvaba başlamış: — Zatıâliniz kimsiniz efendim? — Müddelumumi, — Zatıâliniz? — Maarif müdürü. — Zatıâliniz? j Jandarma kumandanı. — Zatıâliniz? — Polis müdürü. Filân... Filân. Bakan valiye dönmüş. — Benim bu zatların hiç birile işim yok, demiş. Ben buraya halk- la ve gençlerle görüşmiye geldim. Bana onları davet edermisiniz? Gezilerde bakaniarla — halk arasına gerllen kalın duvarı yik« mak için bundan daha iyi tedbir olamaz. * İçtimat Tetkik Üniversitenin sosyoloji profe- Börü Kesler asistanı doktor Muhlis Etemle birlikte memleket içinde sosyal veekonomik tetkik yapmak Üzere soyahate çıkıyorlar. Memleket dahilinde ilmi tetkik ilk defa yapılıyor. Bu itibarln bu seyahatin — büyük — ehemmiyeti vardır. Ana yurdu ilim gözile görüp tetkik etmek iki adamın işi de- ğildir, şüphe yok. Fakat no de olsa buda büyük bir iİştir. ve teşvik edilmek lâzımdır. Üniversite eski halinde yalnız kitap müessesesi İdi, şimdi haya- tın içine girerek ilim ile bhayatı birleştiriyor. Bu bakımdan da bu seyahatin Resimli Maka'e sn, kendi aç kalır, Akılsız yn: gekilde süreceğini sanır- 1 yüzüstü bırakırlar. Gelir günden adamlar kazancın lar, Gelir kayaakla: yet keynak kurur, eğinizi veren tarlanızı gübresiz bırak- POSTA SON Onun bozulmasın İneği Aç Bırakma eyın, Size kazanç temim eden işinize dalma dört gözle bakın. yıflamasna yer bırakmayın. İnsan ineğe ne kadar iyi bakaraa o kadar bol süt alır. Bunun gibi, İnsan İçint ne kadar ehemmiyet verirse kazancı o kadar artar. DAHİLİ HABERLER Gece Bir Köpek Hücüumu Bir Memur, Az Kalsın Bir Kurt Kö- peği Tarafından Öldürülüyordu Evvelki gece, Ayvansaray de- girmeninde bekçi bir kurt kö- peği bir genci ölüm derecesin- do yaralamıştır. Vak'a şöyle ok turı I“.l'l“ıl.lç girketi memurlarından Hüsnü, Hasköyden sandala bine- rek Ayvansaraya geçmiş. burada kayık iskelesine çıkacağı yerde kestirme olsun diye, değirmenin deniz üzerindeki rıhtımına — çık- nı.ıi.iınıııl buraya çıkar çıkmaz büyük bir kurt köpeğinin bo- gazına atılmasile karşılaşmıştır. Köpek Hüsntiyü boğarı altından ve bacak aralarından yaralamış, Hüsnünün istimdat sesini duyan değirmen bekçisi de oraya yetiş- miştir. Bekçi, köpeğin hücum et- tiği şahsın, vapur şirketinde ça- hşanlardan biri olduğunu farket- miş, Hüsnü de can havlile bekçiye "ni(m ı;ıpıiî. bu sefe değir- men adamımn Hüsnü tarafından bir taarruza pılarak * Nihayet bekçi bin müşkilâtla iyi köpeğin dişlerinden kur 22:?::1. Hüsa., tedavi edilmek üzere Şehremini kuduz hastane- sine kaldırılmıştır. Ev Sahibi Aylığa Gitmiş.. Sinemköyde Viço isminde bi- rile karısı Marinin oturdukları bir ev vardır. Bu evin sahibi Edvard isminde bir Ermenidir. Edvard ay başı olması dolayısile dün, eve gelmiş vae kira İstemiştir. Madam Mari, ev sahibini lti fatlarla içeri almış, misafir odası- na alarak kahvesini de — pişirip eline vermiştir. Edvard, daha kahvesini bitir- meden Marl ile kocası odaya girmişler ve ansızın Edvardın üze- rine çullanmışlardır, Edvard neye uğradığım- şaşır- mış, mukavemet etmek istemişse de karı kocanın kuvvetli pazula- rından yakasını sıyıramamıştır. Bu taartuz, Edvardın yelek cebinde bulunan 20 İirasile, bir saat ve kordonunun gitmeslle nihayetlen- miştir. Kiradan falan vazgeçip, kendini evden dişarı — güçlükle atabilen Fdvard, soluğu — doğru polis karakolunda almıştır. Polis, Viço ile karısı Mariyi ” Yeni İstiklak Kanunu Yeni istimlâk kanunu beledi- yenin bazı istimlâk işlerinde bir takım zorluklar çıkarmıştır. Yeni kanun bir binanın İradı gayrı salisinin 10 misli bedelle istim- lâkini emretmektedir. — Halbuki belediye kanun çıkmadan evvel bazı bina sahipleri ile pazarlıklı anlaşma yapmış, atvkazi da mal sahibine bırakmak üzere — (15) misli bedelle istimlüke kadar yükselmişti. Şimdi kanun beledi- yeye 10 misli bedelle istimlâk hakkını verdiği için bittabi bele- diye başka türlü hareket edeme- mekte ve mal sahipleri de evvel. ki pazarlığı ileri sürerek yeni kanunun mâkabline şümuli ola- mıyacağı — mütalâasında — israr etmektedirler. Böyle — istimlâk edilecek birkaç bina vardır. Bu yüzden İşler durmuştur. yzzeerenereEamEmaELEEARE AAA SRER SA ASEREneenEnEnAnA yakalamışsa da onlar hâdiseyi in- kâr etmektedirler. " N Sözün Kısası Kadın Seugi;i Evlât Sevgisi N. Fir dostumdan dinledim: Lüks apartımanlardan birinde oturan bir arkadaşına misafir ol- muş. Gece yarısna doğru, biliş- ğgindeki odada yatan apartıman sahibinia kapısı vurulmuş. Ve homurtulu br sorguya, oda ka- pısının dişindan İnce bir. kadır sesi cevap vermiş: Çocuklar ağlıyorlar, ve analarını istiyorlar... Biraz teşrif edemezler mi? Erkek asabi asabi gürlemiş: — Anaları uyuyor... Kaldırıp da rohatsız edemem şimdil! Bana çocuktan önce karı lâzım! * Hergün duyuyorum: Fatih ca- misinin avlusuna, — Sultanahmet çeşmesinin yalağına, Taksim ke- rako'unun önüne, Abanoz soka- ğgının başına, Himayei Etfal bina- sının merdivenine, Gülhane par- kının içine, daha kundaktan çık- mamış emzikli yavrular bırakılıyor Her gün duyuyorum: Kızlarını en kötü yollara zorla sürükleyen bazı analardan ve oğullarına en — iğrenç taarruzda bulunan bazı camavar babalardan bahsediyorlar. Sade çocuklarını satılığa çıka- ranlar değil, hatta meşru günah- larının mahsullerini ellerile boğan- lar bile var. Daba yakın bir geçmişte, bir ana, kucağındaki iki çocuğu, iki yırtık pabuç gibi Marmaranın or- tasına fırlattı. Ve daha geçen gün, Kumkapı sahillerinde, Analı babalı bir di- ğer yavrunun cesedini buldular. Hele doğmadan öldürülen yav- ruların yekünu, doğduktan sonra öldürülenlerden çok daha aşkın! Bütün bunlar gösteriyorki, ce- miyetimizde çocuğun değeri; asık- zade evlerindeki süs köpeklerin- den de düşkün... * Bir gazete soruyorı — Çocuk sevgisl mi? Koca sevgisl mi daha büyüktür ? Ve busorguya muhatap olan- lar, hiç düşünmeden ve ağız birliği etmiş gibi aynı cevabı veriyorlar: Çocuk sevgisi ! * — Çocuk sevgisi herşeyden Üstündür : Bilmem, samimiyet buhranının hudutsuzluğuna bu cevaptan daha kuvvetli bir delil bulabilir misiniz? Yoksa çocuğun uğratıldığı se- falet, “insanlar sevdiklerine zulüm ederlermiş !, sözünün tahakku- kundan mı ibarettir ? Eğer böyle ise, çöp sandıkları- na atılan yavrular namına yalva- rırım: — Şu çocuklara birax da düş- man olalım ; İki Kaza Bir Kızın Parmakları Ke- sildi, Bir Hamal Ezildi Antalya — nakliyat — ambarı hamallarından Mahmut, — sırtına ______.—s-g:_—__—:—_————"— AMAY TE CA İN İSTER İNAN İSTER İNANMA! * İstanbul için bir şehir plânı müsabakası tertip edildi. | miye, yeni ântrepolar yapmıya ve sahilde birçok mo- Bir kaç büyük ecnebi şehir mütei İstanbula gelerek | dern tesisat vücude getirmeye karar vermiş bulunuyor; tetkikat yaptılar ve raporlar verdiler. bu iş için de üç milyon liraya yakın bir para — sarfı Bu raporlarda şehir limanınin ya Kumkapıya, ya | düşünülüyor. daha ileriye yapılması toklif ediliyor, "'“,' ";_"'":: Er geç bu Istanbulun gehir pldaı yapılacak ve er bugünkü Jiman ve rıhtim testsatının doöğrü olmadığında | l L e rinden kaldırılacaktır. birleşiyorlardı. İstanbal plânı hazırlanırken, bu plüna uymiyan tesl- daresi — Karaköyden — Fındıklıya — ve imdi liman İ kıdı" rıktımları genişlet- | sat için mesraf yapmanın doğru olduğuna artıkt uldığı bir dengin ağırlığına ta- hammül edemiyerek altında kal- mış, söz söyleyemiyecek bir halde Cerrahpaşa — hastanesine yatırı- mıştır. ehmmiyoti vardır. 1936 Olimpiyatları Ve Türk Gazetecileri 1936 da Berlinde yapılacak olimpiyatlar için, tertip komitesl Türkiye Olimpiyat komitesine bir mektup göndererek ikl Türk ga- zetec's'ni davet etmiştir. Bu ga- zetecler için olimpiyatta ikl yer Ayrılmışır. Ancak müsabakalar muhte i/ yerlerden ayrı ayrı ya- pılacağı için daha fazla Türk ga- zetecisi de gidebilecektir. * Büyükderedeki kibrit fabrika- sında bir kaza olmuştur: Fabrl- kanın boş kutu dairesinde çalışan ve henüz bir haftalık işçi olan Zehra ismindeki genç kız, elinin rmaklarını — kutu — makinesi! İSTER İNAN İSTER İNANMA! Markremiye kodialie zi öi üüi ' ü dieik da hastaneye kaldırılınıştır. Ümeeersa ei . ee Ği bi Eminönünden Sarayburmuna